|
|||||
|
TÜKETİCİ ETİĞİNİN OLUŞUMUNA ETKİ EDEN ETMENLER VE BİR UYGULAMA
Özet Tüketici etiği konusuna literatürde son yıllarda sıkça yer verilmesine rağmen çalışmaların çoğunluğunun satıcıların etik anlayışı üzerine odaklanmış olduğu ve konuyu tüketiciler boyutunda ele alan çalışmaların ise sınırlı olduğu dikkat çekmektedir. Bu çalışmada tüketici etiğine tüketiciler boyutunda yaklaşılmış ve anket formu yardımıyla bilgiler toplanmıştır. Bireyler, demografik özellikleri dikkate alınarak tüketici etiğinin algılanışı bakımından değerlendirilmiş ve tüketici etiğinin oluşumuna etki eden faktörler belirlenmeye çalışılmıştır.
Abstract Although consumer ethics frequently gives place in the literature last years, many of studies focus on ethics comprehension of salesman and studies dealing with consumer ethics in consumer dimensions are limited. In this study, consumer ethics was approached in consumer dimensions and information was got helping with questionnaire. Taking into consideration demographic features, consumers evaluated in the sense of perceive of consumer ethics and determined factors effecting constitution of consumer ethics were determined.
Giriş İşletmelerin karşı karşıya oldukları pazarlama fonksiyonunun doğrudan tüketicilerle ile ilgili olması nedeniyle pazarlama fonksiyonu hakkında çok sayıda araştırma yapılmış ve bu nedenle pazarlama karar ve faaliyetleri (ürün tasarımı, reklam, fiyatlama, pazar araştırması vb.) sıkça etiksel tartışmaların konusu olmuştur (1). İşletme alanında etik konusuna ilginin son yirmi yılda çarpıcı bir biçimde arttığı, bilim adamlarının ve işletme yöneticilerinin yoğun olarak bu konuyla ilgilendikleri ifade edilmektedir. Etik ile ilgili literatür oldukça geniş olmasına rağmen bu literatürdeki çalışmaların neredeyse tamamının satıcıların etik anlayışı üzerine yoğunlaştığı dikkat çeken bir husustur. Ancak tüketiciler de sürecin önemli bir parçasıdır ve onların yer almadığı bir araştırma işletme etiği konularının eksik anlaşılmasına neden olabilmektedir (2). Pazarlama uygulamalarının etkisi altında satın alma eylemini gerçekleştiren tüketicilerin, bir yandan pazarlama etiği ve sorumluluklarına ters düşen ürün ve etkilerinden korunması gerekirken, diğer yandan da tüketim eylemleri ve sonuçlarıyla ilgili sosyal ve ahlaki sorumluluk çerçevesinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu gereklilik, pazarlama etiği yanında tüketici etiği kavramının gelişmesine yol açmıştır. Tüketici etiği, mal ve hizmetlerin kullanım ve artıklarının imhasıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmede kişi veya grup davranışlarına kılavuzluk eden ahlaki ilke ve standartlar olarak tanımlanabilir (3). Gündelik hayatta tüketici etiğinin önemini ortaya koyan birçok hileli tüketici davranışıyla karşı karşıya kalınmaktadır. Bir ürünün ücretinin ödenmeden mağazadan çıkılması, ürünün fiyatında belirsizlik varsa kasadaki görevliye düşük fiyat söylenmesi, ürünün fiyat etiketinin daha düşük fiyatlı bir ürünün etiketiyle değiştirilmesi karşılaşılan hileli tüketici davranışlarından birkaç tanesidir. Etik konusunda yapılmış pek çok çalışma olmasına rağmen pazarlama disiplini, tüketici etiğini ilgilendiren konulardaki incelemesini tam olarak bitirmemiştir. Çünkü tüketiciler, işletmelerin ve pazarlama uygulamalarının etik anlayışını algılayanlar olarak incelenmiş fakat tüketici davranışlarının etik olup olmadığını algılamaya yönelik çok az sayıda çalışma yapılmıştır (4). Varolan az sayıdaki tüketici etiği ile ilgili çalışmanın büyük çoğunluğu da hırsızlık gibi çok spesifik ve sınırlı duruma odaklanmıştır (5). Hırsızlık konusunda yapılan araştırmalara göre tüketicilerin hırsızlık yapma ve satın aldıkları ürünü kullandıktan sonra iade etme gibi etik olmayan davranışlara meyilli oldukları saptanmıştır (6). Tüketicilerin ya engellemeyle karşılaşmadıkları ya da yaptıkları hareketi ahlaksızca algılamadıkları için etik davranmadıkları ifade edilmektedir (7). Bununla birlikte tüketicilerin etik davranışlar sergilemesinin öneminin büyük olduğu vurgulanmaktadır (8). 1. Tüketici Etiğinin Oluşumu Tüketici etiğinin oluşumunda tüketicilerin kişisel özellikleri ve değerlerinin etkili olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda tüketiciler sonuca yönelik tüketim davranışı içinde olanlarla kurallara bağımlı tüketim davranışı içinde olanlar şeklinde iki grup altında toplanabilir. Sonuca yönelik hareket eden tüketiciler, hem elde edecekleri tatmini hem de tüketim nedeniyle ortaya çıkan çöp, atık gibi çevresel etkenlerin sonuçlarını göz önünde bulundururken, kuralcı davranan tüketiciler ise gerek tüketim öncesinde gerekse de sonrasında ortaya çıkan olumsuzlukların ortadan kaldırılmasında kurallar çerçevesinde hareket ederler (9). Etik teorilerine göre bireyler, etik konusunda karar durumuyla karşılaştıklarında ahlak felsefelerinin kurallarına göre hareket ederler (10)(11)(12)(13). Forsyth (14), kişisel ahlak felsefesini relativizm ve idealizm olarak iki boyutta ele almıştır. Relativizm etiksel yargılama yaparken bireyin evrensel ahlak kurallarını reddetme derecesini ortaya koyar. İdealizm ise her zaman elde edilebilecek ve arzu edilen sonuçların olabilme derecesini verir. Relativizm, evrensel ahlak prensiplerini reddederken idealizm, ahlak prensiplerinin tümünü kabul eder (15). Dolayısıyla tüketicileri kişisel değerler yönünden idealist ve relativist olarak ikiye ayırmanın mümkün olduğu, idealist tüketicilerin kural tabanlı davranışlar sergilerken relativist tüketicilerin sonuçlara göre hareket ettiklerini vurgulamaktadır (16). Gerek relativizmin gerekse de idealizmin tüketici etiğinin oluşumunda etkili olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü sonuçlara göre hareket eden tüketiciler hem tüketim sayesinde doyuma ulaşırlar hem de ortaya çıkabilecek çevresel sorunları dikkate alırlar. Diğer taraftan kuralcı davranışlar sergileyen tüketiciler ise tüketim öncesi ve sonrasında oluşabilecek olumsuzlukların yok edilmesinde kurallar çerçevesinde hareket ederler. Kişisel değerler yanında kişilik özelliklerinin de tüketici etiğinin oluşumu üzerinde etkileri vardır. Yapılan bir araştırmaya göre pek çok demografik özelliğin etik davranış sergilemeyle ilişkili olduğu belirlenmiştir. Örneğin cinsiyet ve sahip olunan inancın kurallarına uyma güdüsünün günlük yaşamda etik davranma üzerine önemli etkisinin olduğu saptanmıştır (17). 2. Literatür Taraması Literatürde tüketici etiği konusunda yapılan araştırmaların dört grupta toplanabileceği belirtilmektedir. Etik uygulamalarını içeren spesifik davranışların incelendiği ampirik çalışmalar ilk grupta yer alır. İkinci grubu etiksel konularda işletmelere ve tüketicilere rehberlik edebilecek çalışmalar oluşturur. Üçüncü grup, tüketicilerin etik olarak karar vermeyi anlamaları için altyapıyı geliştirmeye odaklanan çalışmalardan oluşur. Son grupta ise tüketicilerin etik olarak karar vermeyi anlamaları için yapılan ampirik çalışmalar yer alır (18). Wilkes’in (19) çalışması, tüketicilerin yanlış kabul edilen davranışları nasıl algıladıklarıyla ilgili yapılmış ilk çalışma olarak kabul edilir. Bu çalışmada çoğu davranışın yanlış olduğu tüketiciler tarafından kabul edilirken birkaç davranış ise göz ardı (tolere) edilebilir bulunmuştur. Vitell vd. (20), on sekiz yaşından büyük tüketicilerden etik davranışları içeren yirmi adet durumu puanlamaları istemişlerdir. Ankete katılanlar her bir durumu yanlış olup olmadığına göre değerlendirmişlerdir. Araştırmanın sonuçları bireylerin yarıdan fazlasının etik olmayan davranışlar içinde bulunduklarını göstermiştir (21) (22). Muncy ve Vitell (23), dört boyuttan oluşan bir tüketici etiği ölçeği geliştirmiştir. Ölçek, etik olan ve olmayan on sekiz durumu içermektedir. Bu boyutlar yasal olmayan bir durumdan aktif olarak faydalanma, başkalarına rağmen yasal olmayan durumdan pasif olarak faydalanma, yasal olmayan faaliyete gerek duymadan şüpheli bir durumdan aktif olarak faydalanma ve tüketicilerin yaptıkları faaliyeti zararsız olarak algıladıkları zararsız/yanlışsız durumlar olarak adlandırılmıştır (24). Stamfl’ın (25) tüketici davranışlarını tanımladığı çalışması, Schubert’in (26) tüketici istismarlarıyla mücadele etmek için bir takım stratejiler önerdiği çalışması, DePaulo’nun (27) ve Davis’in (28) tüketicilerin işletme uygulamalarıyla kendi kişisel değerleri arasında çifte standart uyguladıklarına ilişkin yapılmış çalışmaları, Bartels’in (29) kültürle etiksel davranışlar arasındaki ilişkileri incelediği ve kültürel faktörleri din, ulusal kimlik ve sadakat olarak belirlediği çalışma da tüketici etiği konusunda yapılmış olan diğer çalışmalardan bazılarıdır (30). Tüketici etiği hakkında yapılan araştırmaların çoğunun etik olmayan bir davranış olan hırsızlık konusuna odaklandığı görülmektedir. Yapılan araştırmalarda demografik özelliklerin etiksel davranışlarla ilişkili olduğu saptanmıştır. Örneğin Cox’un (31) yaptığı araştırmaya göre ergenlik çağındaki erkeklerin kızlara göre daha çok hırsızlık yaptıkları belirlenmiştir. Kallis (32), hırsızlık yapanların büyük çoğunluğunun erkek, beyaz olmayan, bekar, genç, daha önce tutuklanmış ve düşük gelirliler olduğunu belirlemiştir. Klemke (33), lise çağındaki erkeklerin kızlara göre daha fazla hırsızlık yaptığına ve yaş büyüdükçe hırsızlık yapmanın azaldığı sonucuna ulaşmıştır (34). Moschis ve Powell (35) ise tüketicilerin hırsızlığa etik olarak bakış açılarını değerlendirmişlerdir (36). Ayrıca Babin ve Griffin (37), ergenlerin hırsızlığı erginlerden farklı algıladıklarını ve hırsızlığa karşı meyilli olduklarını, hırsızlık yapmada yaş faktörünün yanında bireysel farklılıkların da etkisinin bulunduğunu tespit etmişlerdir. Literatürde etik olmayan durumlara yönelik çalışmalara yer verilirken tüketicilerin davranışlarının etik olup olmadığının belirlenmesine yönelik çalışmaların eksik olduğu vurgulanmaktadır. Örneğin çoğu insan hırsızlığın yanlış olduğuna inanırken ürünün fiyat etiketini değiştirmenin etik olup olmadığıyla ilgili tartışmalar yaşanmaktadır. Bazı insanlar bu davranışı yanlış bulurken kimileri bazı koşullarda bunun yapılabileceğini savunmaktadır. Tüketici davranışlarını tanımlamak için geliştirilmiş modeller etik olmayan tüketici davranışlarını dikkate almamıştır ve bu konuda teorik eksiklikler olduğu görülmektedir (38). 3. Araştırmanın Amacı Araştırmanın amacı, tüketici etiğinin oluşumunda etkili olan faktörleri belirlemektir. Ayrıca Afyonkarahisar halkının tüketici etiği puanını belirleyerek hangi düzeyde bir tüketici etiği anlayışına sahip olduğunu ortaya koymak da çalışmanın alt amaçları olarak ifade edilebilir. Yapılan bir araştırma on sekiz yaşından büyük olan yetişkinlerin etiksel özelliklerin pek çoğunu barındırmalarına rağmen yarıdan fazlasının yaşamlarında etiksel olmayan davranışlar sergilediklerini göstermiştir (39). Buradan hareketle araştırmada şu hipotezin test edilmesi uygun bulunmuştur: H1: Tüketici etiği puanı ortalaması (TEPO) bakımından yaş grupları arasında fark yoktur. Buna ilave olarak yapılan çalışmalar incelendiğinde çoğunlukla hırsızlık konusuna değinilerek etiksel davranışların değerlendirildiği göze çarpmaktadır. Bu bağlamda demografik özelliklerle etilsel davranış sergileme ilişkisinin tespit edilmeye çalışıldığı görülmektedir (40)(41). Bu nedenle aşağıdaki hipotezlerin de test edilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür: H2: TEPO bakımından cinsiyetler arasında fark yoktur. H3: TEPO bakımından gelir grupları arasında fark yoktur. H4: TEPO bakımından eğitim grupları arasında fark yoktur. 3.1. Araştırmanın Yöntemi Tüketici etiğinin oluşumunda etkili olan faktörleri belirlemeye yönelik bu araştırmada, anket yöntemi kullanılmıştır. Anket formu oluşturulurken daha önce yapılan çalışmalar göz önünde bulundurulmuştur. Ölçekte kültürel farklılıklardan dolayı bazı ifadeler değiştirilmiştir. Hazırlanan anket formu iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde cevaplayıcıların demografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik sorular yer almıştır. İkinci bölümde ise etiksel ve etiksel olmayan davranışlara yönelik on üç ifadeye yer verilmiştir. Cevaplayıcıların bu ifadeleri beşli likert ölçeğine göre (kesinlikle doğru, kısmen doğru, kararsızım, kısmen yanlış, kesinlikle yanlış) değerlendirmeleri istenmiştir. Araştırmanın ana kütlesini Afyonkarahisar merkezinde yaşayan bireyler oluşturmaktadır. Araştırma öncesinde 30 bireye anket uygulanarak anket formunun eksiklikleri giderilmeye çalışılmıştır. Eksikliklerin giderilmesinden sonra ise 480 bireyle yüz yüze görüşmeler yapılarak anket formları uygulanmıştır. Araştırma kapsamına sadece Afyonkarahisar merkezinde yaşayan bireyler dahil edilmiştir. Bu nedenle araştırmanın sonuçları yalnızca temsil ettiği örnek için geçerli olup genellenmesi söz konusu değildir. Elde edilen sonuçlar SPSS 11.0 programı yardımıyla değerlendirilerek analiz edilmiştir. Analizlerde aritmetik ortalamalar, ki-kare testi, t-testi, Durbin-Watson testi, S-N-K testi, tek yönlü varyans analizi ve regresyon analizi yapılmıştır. Ankete katılanların özellikleri ile ilgili bilgiler Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Örneklemin Demografik Özellikleri (n:480)
3.2. Araştırmanın Bulguları Tablo 2’de 13 soruya cevaplayıcıların verdiği cevapların ortalamaları ve standart sapmaları verilmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünü oluşturan 13 likert sorusunun her biri 100 puan üzerinden değerlendirilmiştir. Diğer bir ifadeyle kesinlikle doğru= 100, kısmen doğru= 80, kararsızım= 60, kısmen yanlış= 40, kesinlikle yanlış= 20 puan olarak değerlendirilerek ankete katılan cevaplayıcıların tüketici etiği puanları ve TEPO hesaplanmıştır. Ölçeğin güvenilirlik katsayısı (Cronbach α) = 0.67’dir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda TEPO 86.10 olarak bulunmuştur. Bulunan ortalamanın oldukça yüksek olduğu söylenebilir. Araştırmanın sonuçlarına göre cevaplayıcıların etiksel olarak doğru bulduğu davranışlar arasında ilk sırada “paranın üstünü fazla veren kasiyeri uyarmak gerekir” gelmektedir. Onu “ürünün iadesi sırasında üründen kaynaklanan hatalar, eksiklikler net bir biçimde söylenmelidir” takip etmektedir. Üçüncü sırada ise “alınması düşünülen ürün yerine onun taklidinin alındığı fark edilirse bir şeyler yapılmalıdır” yer almaktadır. Bununla birlikte cevaplayıcıların “satın alınan üründe ufak tefek hatalar olduğu fark edilirse ürün iade edilmelidir”, “alışverişte pek çok ürünün tadına bakıp satın almadan çıkmak normal bir davranış değildir” ve “ürünün iadesi gerektiğinde alış tarihi olarak daha yakın bir tarih söylenmemelidir” gibi etiksel davranışları daha esnek değerlendirdikleri söylenebilir.
Tablo 2. Tüketicilerin Kendi Kanaatlerine Dayanan Sorulara Verdikleri Cevapların Dağılımı
(Torlak, 2001: 314’ten faydalanılarak geliştirilmiştir)
Elde edilen tüketici etiği puan ortalamaları aşağıdaki gibi beş kategoride değerlendirilmiştir: 0-20 puan: Çok Düşük 21-40 puan : Düşük 41-60 puan: Epeyce 61-80 puan: Yüksek 81-100 puan: Çok yüksek Bazı demografik özelliklerle yukarıdaki TEPO grupları arasında ilişki bulunup bulunmadığına yönelik olarak ki-kare testi yapılmıştır. Ki-kare testinin yapılırken Tablo 1’den yararlanılmıştır. Yapılan ki-kare testinin sonuçları Tablo 3’te verilmiştir. Tablo 3. Ki-Kare Testi Sonuçları
Tablo 3’ten de anlaşılacağı üzere tüketici etiği ortalamaları bakımından yaş grupları arasında fark yoktur (0.437>0.05), bu nedenle H1 hipotezi kabul edilir. Gelir gruplarında tüketici etiği puanı ortalamaları bakımından fark yoktur (0.733>0.05). Aynı şekilde eğitim grupları arasında da fark yoktur (0.967>0.05). Dolayısıyla H3 ve H4 hipotezleri de kabul edilir. Ancak ilişki miktarını ifade eden, olumsallık katsayısı olarak da bilinen Pearson C’ye bakıldığında TEPO gruplarıyla yaş ilişkisinin %43.7, cinsiyet ilişkisinin %62.7, gelir ilişkisinin %73.3 ve eğitim ilişkisinin de %96.7 olduğu görülmektedir. Bu nedenle tüketici etiği puanı ortalamasıyla ilişkili olan etmenlerin sırasıyla eğitim, gelir ve yaş olduğu sonucuna varılabilir. Ankete katılan erkek ve bayan cevaplayıcılar arasında TEPO bakımından farklılık olup olmadığına dair t-testi yapılmış, sonuçlar Tablo 4’te verilmiştir. Tablo 4’e göre bayanların TEPO’sı erkeklere göre biraz daha yüksek olmasına rağmen aralarında istatistiksel olarak fark yoktur. Bu nedenle H2 hipotezi kabul edilir (0.358>0.05). Tablo 4. T-testi Sonuçları
TEPO bakımından yaş, eğitim ve gelir grupları arasında tek yönlü varyans analizleri yapılmış ve sonuçlar Tablo 5’te verilmiştir. Tablo 5. Değişkenler Arası İlişkiler
TEPO açısından yaş grupları arasında fark olup olmadığına ilişkin yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre yaş grupları arasında farklılık olduğu belirlenmiştir (0.00<0.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek amacıyla yapılan Scheffe testine göre 17-25 yaş grubuyla 26-35 yaş grubu arasında fark olduğu görülmüştür (0.00<0.05). Benzer biçimde 17-25 yaş grubuyla 36 ve üzeri yaş grubu arasında fark ortaya çıkmıştır (0.00<0.05). Fark yaratan grubu belirlemek üzere yapılan S-N-K (Student- Newman-Keuls) testine göre ise 26-35 yaş grubu ile 36 ve üzeri yaş grubunun 17-25 yaş grubundan farklı olduğu belirlenmiştir. TEPO açısından eğitim grupları arasında fark olup olmadığına ilişkin yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre eğitim grupları arasında farklılık olduğu belirlenmiştir (0.00<0.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek amacıyla yapılan Scheffe testine göre ortaöğretim mezunlarıyla yüksek öğretim mezunları arasında fark olduğu belirlenmiştir (0.00<0.05). S-N-K testi sonuçları ise ortaöğretim mezunlarının fark oluşturan grup olduğunu ortaya koymuştur. TEPO açısından gelir grupları arasında fark olup olmadığına ilişkin yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre gelir grupları arasında farklılık olduğu belirlenmiştir (0.00<0.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek amacıyla yapılan Scheffe testi, aylık ortalama geliri 500 YTL ve altında olanlarla 501-1000 YTL olanlar arasında fark olduğunu göstermiştir (0.00<0.05). Ayrıca aylık ortalama geliri 500 YTL ve altında olanlarla 1001 YTL ve üzerinde olanlar arasında da fark vardır (0.005<0.05). S-N-K testi, aylık ortalama geliri 501-1000 YTL olanlarla 1001 YTL ve üzerinde olan grupların, aylık ortalama geliri 500 YTL ve altında olan gruptan farklı olduğunu göstermiştir. Tüketici etiğinin oluşumunda etkisi olan faktörleri belirlemek üzere regresyon analizi yapılmış ve Tablo 6’da sonuçlar verilmiştir. Tablo 6. Regresyon Analizi Sonuçları
Dolayısıyla regresyon denklemi;
olarak
yazılabilir. Burada bağımlı değişken Bağımsız
değişkenler arasında otokorelasyon olup olmadığını test etmek için
Durbin-Watson testi yapılır. Bulunan Sonuç Tüketicilerin satın alma eylemini gerçekleştirirken hem pazarlama etiği ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan durumlara maruz kalmaması hem de karşı tarafı mağdur etmemesi gerekmektedir. Tüketici etiği kavramı, bu gerekliliğin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Tüketici etiği, her ne kadar çoğu araştırmanın konusu olsa da çalışmaların çoğunluğunun satıcıların etik anlayışı üzerine kurulu olduğu dikkat çekmektedir. Sınırlı sayıdaki tüketici etiğini tüketiciler boyutunda ele alan çalışmaların ise en dikkat çeken etik olmayan davranışlardan biri olan hırsızlık konusuna odaklandığı görülmektedir. Genel anlamda tüketici etiğinin oluşumunu tüketici davranışlarını değerlendirerek belirlemeye dönük çalışmaların yok denecek kadar az olmasından hareketle hazırlanan bu çalışmada, bir takım etik davranışlar tüketiciler tarafından değerlendirilmiş ve değerlendirmeler bireylerin demografik özellikleri dikkate alınarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre tüketici etiğinin oluşumunda yaş ve eğitim süresinin olumlu yönde rol oynadığı; cinsiyet, gelir, meslek ve medeni durumun ise oluşuma katkı sağlamadığı tespit edilmiştir.
Kaynakça (1) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 62. (2) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 750. (3) Ö. Torlak (2001), Pazarlama Ahlakı, Beta Basım A.Ş, İstanbul, ss. 293-294. (4) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 63. (5) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 750. (6) K.S Callen, S.F Ownbey (2003), “Association Between Demographics and Perceptions of Unethical Consumer Behavior”, International Journal of Consumer Studies, Vol. 27, No. 2, ss. 99. (7) E.Babakuş, T.B Cornwell, V. Mitchell, B. Schlegelmilch (2004), “Reactions to Unethical Consumer Behavior Across Six Countries”, Journal of Consumer Marketing, Vol. 21, No. 4, ss. 262. (8) K.S Callen, S.F Ownbey (2003), “Association Between Demographics and Perceptions of Unethical Consumer Behavior”, International Journal of Consumer Studies, Vol. 27, No. 2, ss. 99. (9) Ö. Torlak (2001), Pazarlama Ahlakı, Beta Basım A.Ş, İstanbul, ss. 296. (10) O.C Ferrell, L. Gresham (1985), “A Contingency Framework for Understanding Ethical Decision Making in Marketing”, Journal of Marketing, ss. 87-96. (11) O.C Ferrell, L. Gresham, J. Fraedrich (1989), “A Synthesis of Ethical Decision Models for Marketing”, Journal of Macromarketing, ss. 55-64. (12) S.D Hunt, S.J Vitell (1992), “ The General Theory of Marketing Ethics: A Retrospective and Revision”, Ethics in Marketing, Irwin, Chicago. (13) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 753. (14) D.R Forsyth (1980), “A Taxonomy of Ethical Ideologies”, Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 39, No. 1, ss. 175-184. (15) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 754. (16) Ö. Torlak (2001), Pazarlama Ahlakı, Beta Basım A.Ş, İstanbul, ss. 296. (17) K.S Callen, S.F Ownbey (2003), “Association Between Demographics and Perceptions of Unethical Consumer Behavior”, International Journal of Consumer Studies, Vol. 27, No. 2, ss. 109. (18) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 751. (19) R.E Wilkes (1978), “Fraudulent behavior by consumers”, Journal of Marketing, October, ss. 67-75. (20) S.J Vitell, J.R Lumpkin, M.Y.A Rawwas (1991), “Consumer Ethics: An Investigation of The Ethical Beliefs of Elderly Consumers”, Journal of Business Ethics, May, ss. 365-375. (21) J.A Al-Khatip, S.J Vitell, M.Y.A Rawwas (1997), “Consumer Ethics: A Cross-Cultural Investigation”, European Journal of Marketing, Vol. 31, No. 11/12, ss. 752. (22) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 62. (23) J.A Muncy, S.J Vitell (1992), “Consumer Ethics: An Investigation of The Ethical Beliefs of The Final Consumers”, Journal of Business Research, Vol. 24, No. 4 , ss. 297-311. (24) E. Babakuş, T.B Cornwell, V. Mitchell, B.Schlegelmilch (2004), “Reactions to Unethical Consumer Behavior Across Six Countries”, Journal of Consumer Marketing, Vol. 21, No.4, ss.255. (25) J.G Stamfl (1979), “Multi-Disciplinary Foundations for A Consumer Code of Ethics”, Ethics and the Consumer Interest, ss. 12-20. (26) J.G Schubert (1979), “Consumer Abuse: Some Recommendations for Change”, Ethics and the Consumer Interest, ss. 146-149. (27) P.J DePaulo (1986), “Ethical Perception of Deceptive Bargaining Tactics Used by Salesperson and Customers: A Double Standard”, Proceeding of the Division of Consumer Psychology, American Psychological Association, Washington. (28) R.M Davis (1979), “Comparison of Consumer Acceptance of Rights and Responsibilities”, Ethics and the Consumer Interest, American Council on Consumer Interest Conference, San Antonio, ss. 68-70. (29) R. Bartels (1967), “A Model for Ethics in Marketing”, Journal of Marketing, January, ss.20-26. (30) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 63-64. (31) D. Cox, A.D Cox, G.P Moschis (1990), “When Consumer Behavior Goes Bad: An Investigation of Adolescent Shoplifting”, Journal of Consumer Research, Vol. 17, ss. 149-159. (32) M.J Kallis, K.A Krentier, D.J Vanier (1986), “The Value of User Image in Quelling Aberrant Consumer Behavior”, Journal of the Academy of Marketing Science, Vol. 14, Spring, ss. 29-35. (33) L.W Klemke (1982), “Exploring Juvenile Shoplifting”, Sociology and Social Research, Vol. 67, ss. 59-75. (34) K.S Callen, S.F Ownbey (2003), “Association Between Demographics and Perceptions of Unethical Consumer Behavior”, International Journal of Consumer Studies, Vol. 27, No. 2, ss. 99. (35) G.P Moschis, J.Powell (1986), “The Juvenile Shoplifter”, The Marketing Mix, Vol. 10, No. 1. (36) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 63. (37) B.J Babin, M.Griffin (1995), “ A Closer Look at The Influence of Age on Consumer Ethics”, Advances in Consumer Research, Vol. 22, ss. 672. (38) K.S Callen, S.F Ownbey (2003), “Association Between Demographics and Perceptions of Unethical Consumer Behavior”, International Journal of Consumer Studies, Vol. 27, No. 2, ss. 99-100. (39) M.Y.A Rawwas, G.L Patzer, M.L Klassen (1995), “Consumer Ethics in Cross-Cultural Settings: Entrepreneurial Implications”, European Journal of Marketing, Vol. 29, No. 7, ss. 64. (40) D. Cox, A.D Cox, G.P Moschis (1990), “When Consumer Behavior Goes Bad: An Investigation of Adolescent Shoplifting”, Journal of Consumer Research, Vol. 17, ss. 149-159. (41) M.J Kallis, K.A Krentier, D.J Vanier (1986), “The value of User Image in Quelling Aberrant Consumer Behavior”, Journal of the Academy of Marketing Science, Vol. 14, Spring , ss. 29-35. (42) M. Nakip (2003), Pazarlama Araştırmaları, SeçkinYayıncılık, Ankara, ss. 332.
|