..

 

 YIL: 9

SAYI: 99

MART 2006

 

 

önceki

yazdır

 

 

 

  Yrd. Doç.Dr. Elif ÇAKAR

 

 

  

OECD ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE ÜCRET GELİRLERİNİN GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU


ÖZET

Türkiye’de ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin, bazı yabancı ülkelere kıyasla yüksek olduğu uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Bu çalışmada, ücretlilerin gelir vergisi karşısındaki durumu diğer OECD ülkeleri ile karşılaştırılmıştır.

Türkiye’de, ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin toplam gelir vergisi içindeki payı yüksektir. Türkiye’de ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin brüt ücrete oranı da yüksektir.

Bu çalışmada, Türkiye’de ücretlilerin vergi yükünü artıran ve azaltan düzenlemeler üzerinde durulmuş ve ücretlilerin vergi yükünü azaltmaya yönelik öneriler getirilmeye çalışılmıştır.

 

 

RESUME

 

En Turquie, la lourdeur de l’impôt sur le revenu payés par les salariés, par rapport à quelques autres pays etrangers, est discutée depuis des années. Dans ce travail, la position des salariés vis-a vis de l’impôt sur le revenu est comparée avec celle des autres pays de l’OCDE.

En Turquie, la proportion de l’impôt sur le revenu payé par les salariés est élevée par rapport a l’impôt sur le revenu total. En Turquie, la proportion de l’impôt sur le revenu payé par les salariés aussi est également elevée au regard du salaire brut.

Dans ce travail, on a insisté sur les réglementation disponibles d’augmenter ou de diminuer la charge fiscale de salariés, et en même temps, on a essayé d’apporter des propositions dans le but de diminuer leur charge fiscale.

 

OECD ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE ÜCRET GELİRLERİNİN GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU

1.GİRİŞ

Ücretlilerin gelir vergisi yükünün azaltılması konusu uzun yıllardır gündemi meşgul etmektedir. Diğer OECD ülkeleri ile mukayese edildiğinde, Türkiye’de ücretlilerin ödedikleri gelir vergisi üst sıralarda yer almaktadır. Ücretlilerin ödedikleri gelir vergisini azaltmaya yönelik olarak çeşitli çalışmalar yapılmakla birlikte, bazı düzenlemelerin ücretlilerin vergi yükünü azaltmaktan uzak olduğu, hatta artırdığı görülmektedir.

Bu çalışmada, öncelikle Türkiye ve OECD ülkelerinde ücretlilerin ödedikleri gelir vergisi karşılaştırmalı olarak incelenmiş, ayrıca, Türkiye’de ücretlilerin gelir vergisi karşısındaki durumları ve ücretlilerin ödedikleri gelir vergisini azaltmaya yönelik öneriler ortaya konulmaya çalışılmıştır.

 

2. TÜRKİYE VE OECD ÜLKELERİNDE ÜCRETLİLERİN ÖDEDİKLERİ GELİR VERGİSİNİN DAĞILIMI

 

 

Diğer OECD ülkeleri ve Türkiye’de ücretlilerin gelir vergisi karşısındaki durumlarını karşılaştırmadan önce, OECD ülkeleri genelinde hangi vergilerin ağırlıklı olduğu ve gelir vergisi ve sosyal güvenlik kesintilerinin, toplam vergi gelirleri içindeki payının tespit edilmesi önem taşımaktadır.

 Tablo 1 OECD ülkeleri genelinde bu dağılımı ortaya koymaktadır.

 

TABLO 1: OECD ÜLKELERİ GENELİNDE TOPLAM VERGİ GELİRLERİ VE SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİNİN DAĞILIMI (%)

 

VERGİLER VE SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ

2004

Gelir vergisi

26

Kurumlar vergisi

9

Sosyal güvenlik işçi primi kesintisi

8

Sosyal güvenlik işveren primi kesintisi

15

Ücret ve işçilik üzerinden alınan diğer vergiler

1

Genel tüketim vergileri

19

Diğer vergiler

22

Kaynak: Les politiques fiscales dans les pays de l’OCDE: Evolutions et Réformes Récentes,  Publication No:9, Paris, OECD 2004, s.21.

 

OECD ülkeleri geneline bakıldığında, toplam vergi gelirleri içinde en yüksek payın % 26 ile gelir vergisine ait olduğu görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, OECD ülkeleri içinde en çok, gelir vergisi ödenmektedir. Bunu  % 19 oranı ile genel tüketim vergileri izlemektedir.

OECD ülkeleri genelinde ücretlilerin durumu ile ilgili olarak ise işverenden yapılan sosyal güvenlik kesintisinin % 15 ile önemli bir düzeyde olduğu görülmektedir[1]. İşçiden yapılan sosyal güvenlik primi kesintisi ise, toplam vergi gelirleri içinde % 8’lik bir paya sahiptir.

 

 

TABLO 2: OECD ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE ÜCRETLİLERİN GELİR VERGİSİ VE SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİNİN BRÜT ÜCRETE ORANI 2004 (%)

 

OECD ÜLKELERİ

 

 

 

Gelir vergisi/brüt ücret

Sosyal güvenlik

 kesintileri/

brüt ücret

Gelir vergisi + sosyal güvenlik kesintileri/brüt ücret

Brüt ücret

( Dolar)

Avustralya

24.3

0.0

24.3

38.330

Avusturya

10.8

18.0

28.8

26.617

Belçika

26.6

14.0

40.5

35.622

Kanada

17.8

6.9

24.7

34.038

Çek Cumhuriyeti

11.4

12.5

23.9

14.366

Danimarka

30.6

10.6

41.2

37.582

Finlandiya

24.2

6.1

30.3

29.979

Fransa

13.1

13.6

26.7

25.459

Almanya

19.6

20.9

40.5

35.203

Yunanistan

0.6

16.0

16.6

17.287

Macaristan

12.4

13.5

25.9

9.671

İzlanda

25.5

0.2

25.7

30.449

İrlanda

10.6

5.0

15.7

27.301

İtalya

18.6

9.2

27.8

26.303

Japonya

5.9

11.6

17.4

31.194

Kore

2.2

7.1

9.3

33.207

Lüksemburg

8.9

13.8

22.7

31.525

Meksika

3.0

1.5

4.5

9.104

Hollanda

8.5

25.8

34.4

34.062

Yeni Zelanda

20.7

0.0

20.7

28.228

Norveç

20.9

7.8

28.7

33.221

Polonya

6.1

25.4

31.5

14.381

Portekiz

5.6

11.0

16.6

13.033

Slovak Cumhuriyeti

7.9

13.4

21.3

10.332

İspanya

12.7

6.4

19.0

22.497

İsveç

24.0

7.0

31.0

26.078

İsviçre

9.8

11.1

20.9

34.411

Türkiye

15.4

15.0

30.4

16.463

İngiltere

15.9

8.5

24.4

32.896

A.B.D

16.5

7.7

24.2

34.934

Kaynak: Les Politiques Fiscales Dans Les Pays de l’OCDE: Evolutions et Réformes Récentes,  OECD, Publication No:9, Paris, 2005, s.25 ve La Situation des Salariés Au Regard de L’Impôt et des Transferts Sociaux, OECD, Paris, 1999, s.46.

 

Tablo 2 incelendiğinde, gelir vergisinin brüt ücret içindeki payının en düşük olduğu ülke, %0.6 ile Yunanistan olmaktadır. Yunanistan’da sosyal güvenlik kesintilerinin brüt ücrete oranı ise % 16’dır.

Gelir vergisinin brüt ücrete oranının en yüksek olduğu ülke ise, % 30.6 ile Danimarka olmaktadır. Danimarka’da sosyal güvenlik kesintilerinin brüt ücret içindeki payı ise %10.6 olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de ise, bu oran % 15.4 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de gelir vergisinin, 30 OECD ülkesi içinde 16 OECD ülkesinin üzerinde yer almaktadır. Avustralya’da, gelir vergisinin brüt ücret içindeki payı % 24.3 olmuştur.

Sosyal güvenlik kesintileri açısından bakıldığında ise, Avustralya ve yeni Zelanda’da sosyal güvenlik kesintilerinin bulunmadığı görülmektedir. İzlanda’da ise, bu oran % 0.2’dir. En yüksek oran ise % 25.8 ile Hollanda’ya aittir. Türkiye’de ise bu oran % 15’tir. Türkiye’de bu oran toplam 30 OECD ülkesi içinde 24 OECD ülkesinin üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de oldukça yüksek oranda sosyal güvenlik kesintisinin yapıldığını söylemek mümkündür.

Hem gelir vergisi hem de sosyal güvenlik kesintilerinin, her ikisinin de brüt ücret içindeki payı incelendiğinde ise, en yüksek orana % 41.2 ile Danimarka sahip bulunmaktadır. Danimarka’da gelir vergisinin brüt ücret içindeki payı % 30.6, sosyal güvenlik kesintilerinin brüt ücret içindeki payı ise % 10.6 olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de bu oran % 30.4 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, buna göre 23 OECD ülkesini geride bırakmaktadır.

 

 

TABLO 3: OECD ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE ÜCRETLİLERİN GELİR VERGİSİ VE SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİNİN İŞGÜCÜ MALİYETİNE ORANI 2004 (%)

 

OECD ÜLKELERİ

Gelir vergisi/ işgücü maliyeti

 İşçiden kesilen sosyal güvenlik primi/işgücü maliyeti

İşverenden kesilen sosyal güvenlik primi /işgücü maliyeti

Toplam gelir vergisi ve kesinti oranı/ işgücü maliyeti

İşgücü maliyeti

(dolar)

Avustralya

22.9

0.0

5.7

28.6

40.630

Avusturya

8.4

14.0

22.5

44.9

34.356

Belçika

20.5

10.7

23.0

54.2

46.261

Kanada

16.5

6.2

10.1

32.8

37.856

Çek Cumhuriyeti

8.4

9.3

25.9

43.6

19.395

Danimarka

30.4

10.5

0.5

41.5

37.788

Finlandiya

19.5

4.9

19.4

43.8

37.174

Fransa

9.4

9.8

28.2

47.4

35.443

Almanya

16.2

17.3

17.3

50.7

42.543

Yunanistan

0.5

12.5

21.9

34.9

22.138

Macaristan

9.0

9.9

26.9

45.8

13.229

İzlanda

24.1

0.2

5.4

29.7

32.194

İrlanda

9.6

4.5

9.7

23.8

30.236

İtalya

14.0

6.9

24.9

45.7

35.005

Japonya

5.2

10.3

11.1

26.6

35.103

Kore

2.0

6.5

8.1

16.6

36.125

Lüksemburg

7.9

12.1

11.9

31.9

35.767

Meksika

2.6

1.3

11.4

15.4

10.278

Hollanda

7.3

22.2

14.0

43.6

39.614

Yeni Zelanda

20.7

0.0

0.0

20.7

28.228

Norveç

18.5

6.9

11.5

36.9

37.550

Polonya

5.1

21.1

17.0

43.1

17.319

Portekiz

4.5

8.9

19.2

32.6

16.128

Slovak Cumhuriyeti

5.8

9.9

26.3

42.0

13.997

İspanya

9.7

4.9

23.4

38.0

29.382

İsveç

18.1

5.3

24.6

48.0

34.606

İsviçre

8.9

10.0

10.0

28.8

38.213

Türkiye (*)

12.7

12.3

17.7

42.7

20.003

İngiltere

14.5

7.8

9.0

31.2

36.159

A.B.D

15.4

7.1

7.1

29.6

37.606

Kaynak: Taxing Wages 2003-2004, OECD Publications,  Paris, 2005, s.58.

(*) Türkiye’de 2005 yılında gelir vergisi tarifesi, 6.600 YTL’ye kadar  % 15, 78.000 YTL’den fazlasının 78.000 YTL’si için 20.820 YTL, fazlası için % 35 oranında uygulanmakta ve % 06 Damga Vergisi kesilmektedir. Türkiye’de çalışandan yapılan sosyal güvenlik kesintisi, % 14 ssk primi işçi hissesi ve % 1 işsizlik sigortası işçi  primidir.

Bekar, çocuksuz ve imalat sanayinde tam zamanlı olarak çalışan “ücretli” olarak dikkate alınmış ve hesaplamalar bu doğrultuda yapılmıştır. (Awerage production worker; APW).

 

Tablo 3’e göre, gelir vergisinin işgücü maliyeti içindeki payı dikkate alındığında, en yüksek oranın %  30.4 ile Danimarka’ya ait olduğu görülmektedir. En düşük oran ise % 0.5 ile Yunanistan’a aittir. Türkiye’de bu oran % 12.7’dir. Türkiye, bu ölçüt dikkate alındığında 16 OECD ülkesini geride bırakmıştır.

İşçiden yapılan sosyal güvenlik kesintilerinin brüt ücret içindeki payı ise en yüksek % 22.2 ile Hollanda’ya aittir. Avustralya ve yeni Zelanda’da bu oran % 0’dır. Türkiye ise, % 12.3 ile 24 OECD ülkesini geride bırakmıştır.

İşverenden yapılan sosyal güvenlik kesintilerinin brüt ücret içindeki payına bakıldığında ise, en yüksek oran % 28.2 ile Fransa’ya aittir . Yeni Zelanda’da, işverenden sosyal güvenlik kesintisi yapılmamaktadır. Danimarka’da ise bu oran % 0.5’tir. Türkiye % 17.7 oranı ile, 17 OECD ülkesini geride bırakmıştır.

Gelir vergisi ve sosyal güvenlik kesintilerinin tümünün brüt ücrete oranı dikkate alındığında ise, en yüksek payı % 54.2 ile Belçika almaktadır. En düşük pay ise % 15.4 ile Meksika’ya aittir. Türkiye ise % 42.7 oranı ile 18 OECD ülkesini geride bırakmıştır.

 

 

TABLO 4: ÜCRETLİLERİN ÖDEDİĞİ GELİR VERGİSİNİN TOPLAM GELİR VERGİSİ TAHSİLATI İÇİNDEKİ PAYI

 

yıllar

Toplam gelir vergisi tahsilatı (konsolide bütçe) milyar TL

Ücretlilerin ödediği gelir vergisi milyar TL

Ücretlilerin ödediği gelir vergisinin toplam gelir vergisi tahsilatı içindeki payı (%)

1996

908.203

466.648

51.3

1997

1.963.405

962.774

49.0

1998

4.327.563

1.712.521

39.5

1999

6.158.046

2.707.633

43.9

2000

8.239.204

3.742.338

45.4

2001

15.129.167

5.603.721

37.0

2002

15.612.342

4.451.317

28.5

2003

19.195.942

4.743.050

24.7

Kaynak: www.gelirler.gov.tr/gelir 2.nsf

 

Tablo 4 incelendiğinde, ücretlilerin ödediği gelir vergisinin toplam gelir vergisi içindeki payı 1996 yılında % 51.3 iken, 2003 yılında % 24.7’ye kadar gerilemiştir. Yıllar itibariyle, ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin toplam gelir vergisi tahsilatı içindeki payı, 7 yıl boyunca kademeli olarak düşme eğilimi göstermiştir.

Bu düşüşün temel nedeni, ücretlilere uygulanan gelir vergisi tarifesinde yapılan 5 puanlık düşüş olmuştur. Ücret gelirlerine uygulanan gelir vergisi tarifesinin ilk dilimine uygulanan vergi oranı, 1998 yılında % 20’ye, 1999 yılında ise % 15’e düşürülmüştür.

 

3. TÜRKİYE’DE  ÜCRETLİLERİN   GELİR VERGİSİ YÜKÜNÜ AZALTAN VE ARTIRAN  DÜZENLEMELER

Türkiye’de, ücretlilerin gelir vergisi yüklerinin daha da azaltılması planlanmakla beraber, gerçekleştirilen uygulamaların bazıları ücretlilerin gelir vergisi yükünü azaltmakta başarısız olmuş, hatta artırmaya yönelik olmuştur.

1-Ücretlilerin gelir vergisi yükünü artıran bir düzenleme, 2004 yılında ücretlilere uygulanan özel indirimin[2] kaldırılmasıdır. Ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin belli bir kısmının vergi dışı kalmasını sağlayan bu uygulamanın kaldırılması[3], ücretlilerin gelir vergisi yükünü artırmıştır. Bu uygulamanın, ücretlinin gelir vergisi yükünü artırırken, gelir vergisi hasılatında bir artış meydana getirdiği açıktır.

2- Ücretlilere vergi iadesi sisteminde de değişiklik yapılmıştır[4]. Bu uygulama ile  düşük ücret elde edenlerin 2005 yılında aldıkları vergi iade oranları yükselirken, yüksek ücret alanların  iade oranlarında bir azalma ortaya çıkmaktadır. Değişiklikten önce, vergi matrahının % 5 fazlasına kadar belge toplanabilmekte ve toplanan belgelerin üçte biri, ilgili yıl vergi matrahından düşülerek gelir vergisi yeniden hesaplanmakta, dolayısıyla da, yüksek oranda gelir vergisi ödeyenlerin vergi iadesi daha yüksek olmakta idi[5]. Değişiklikten önce vergi iadesi oranı % 13’e kadar çıkabilmekte iken, yeni düzenleme ile bu oran % 5’in altında kalmaktadır. Dolayısıyla, bu düzenlemenin düşük gelir grubunda yer alan ücretliler açısından gelir vergisi yükünü azaltıcı etki yarattığı açıktır[6].

3- 2005 yılında gelir vergisinin en üst diliminde 2005 yılında gerçekleştirilen 5 puanlık indirim, düşük ücret elde edenler açısından bir anlam ifade etmemektedir. Zira, indirim yapılmasaydı, en üst dilime denk gelen gelir düzeyi 2005 yılı için 155.000.000 TL ( 155.000 YTL) olacaktı. Yıllık 155.000.000 TL’nin üzerinde ücret geliri elde eden ücretli sayısının ne kadar az olduğu düşünüldüğünde, gelir vergisinde 2005 yılında gerçekleştirilen indirimin ücretlilerin büyük bir çoğunluğu için bir gelir vergisi indirimi sağlamadığı görülmektedir[7]. Ücretlilere, diğer gelir vergisi mükelleflerinden farklı olarak uygulanan vergi tarifesi, düşük ücret elde edenlerin, yüksek ücret elde edenlere kıyasla daha az vergi ödemelerini sağlamaya yönelik olmalıdır.

4- 2005 yılında getirilen bir düzenleme ile[8], 2004 ve 2005 yıllarında tamamı vergi kesintisine tabi tutulmuş ücret gelirlerinin, tek işverenden alınması halinde, miktarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler nedeniyle beyanname verilse bile, ücret geliri beyannameye dahil edilmeyecektir[9]. Ancak, birden fazla işverenden ücret alınması durumunda ise, birinciden sonraki işverenden alınan ve tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretlerin toplamı 2005 yılında 15.000 YTL’yi (15.000.000 TL’yi) aşıyorsa, ücret gelirlerinin “tamamı” beyan edilecektir[10]. Bu düzenleme, yüksek ücret geliri elde edenlerin, düşük ücret geliri elde edenlere kıyasla daha fazla gelir vergisi ödemelerini sağlamaktadır.

5- Ücretliler açısından gelir vergisi avantajı, 2005 yılında yalnızca sakatlık indirimi uygulamasında  korunmaktadır. Sakat olan ücretlilerin ücretlerinin bir kısmı gelir vergisine tabi olmayacaktır[11]. Ücretlilerin bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında “özürlü” bulunması durumunda, bu kişiler için de “özürlü şahıs indirimi”imkanı bulunmaktadır. Bu indirimin yapılmasında, sakatlık indirimi kuralları geçerlidir[12].

 

 

4. TÜRKİYE’DE ÜCRETLİLERİN GELİR VERGİSİ YÜKÜNDE AZALMA SAĞLAMAYA YÖNELİK ÖNERİLER

 

Ücretlilerin ödedikleri gelir vergisini vergi adaletine uygun bir hale getirebilmek için bazı düzenlemelere gidilmesi uygun olmaktadır. Bu düzenlemeler;

1-2004 yılında kaldırılan özel indirim uygulamasının yeniden getirilmesi, ücretlilere, ücret gelirlerinin bir kısmının vergi dışı bırakılması imkanını yeniden sağlayacak ve ücretli kesimin ödediği gelir vergisinde bir azalma yaratacaktır.

2- Vergi iadesinin yıllık olmaktan çıkarılıp, aylık olarak uygulanması da, hem ücretliler üzerindeki vergi yükünü hafifletecek hem de kayıt düzeninin yerleşmesini ve kayıt dışı ekonominin boyutlarının azalmasını sağlayacaktır[13].

3- Ücretlilere, diğer gelir vergisi mükelleflerinden farklı ve daha düşük oranlı bir vergi tarifesi uygulanması, halihazırda ücretlilerin vergi yüklerini hafifleten bir uygulamadır[14]. Ücretlilerin büyük bir kısmının vergi tarifesinin ilk dilimlerinde yer aldıkları düşünüldüğünde, tarifenin ilk dilimlerine denk gelen vergi oranlarında gerçekleştirilecek olan indirimin ücretlilere önemli bir gelir vergisi avantajı sağlayacağı kuşkusuzdur[15].

4- Ücretlilere bazı giderlerini gelir vergisi matrahından indirme imkanının sağlanması da, hem belge düzenine katkıda bulunacak, hem de ücretliler üzerindeki vergi yükünü azaltıcı etki yaratabilecektir. Evlenme, doğum, taşınma, ısınma, yol gibi giderlerinin vergi matrahından indirilebilmesi, ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinde bir azaltma yaratacaktır. [16].

 

5. SONUÇ

Türkiye’de ücretlilerin gelir vergisi yükünü azaltmaya yönelik çeşitli düzenlemeler yapılmış olmasına karşın, bu düzenlemelerin yetersiz kaldığı hatta bazılarının ücretlilerin gelir vergisi yükünü artırdığı görülmektedir.

 Türkiye’de özellikle 1998 yılından itibaren, ücretlilere uygulanan gelir vergisi tarifesinde gerçekleştirilen 5’er puanlık kademeli azalış, ücretliler üzerindeki gelir vergisi yükünü azaltmada başarı sağlamış, ancak daha sonraki uygulamalar vergi yükünün daha da azaltılması yönünde aynı oranda başarı sağlayamamıştır.

Özellikle, 2004 yılında, ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin belli bir kısmının vergi dışı bırakılmasını sağlayan “özel indirim” müessesesinin kaldırılması, ücret gelirleri elde edenlerin, diğer gelir vergisi mükellefleri karşısındaki avantajlı durumlarını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır.

OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinin toplam gelir vergisi içindeki payının ve ücret üzerindeki sosyal güvenlik kesintilerinin de OECD ülkeleri genelinin üzerinde olduğu görülmektedir.

Türkiye’de ücretlilerin vergi yükünü azaltmaya ve diğer gelir vergisi mükellefleri karşısında avantajlı olmalarını sağlamaya yönelik olarak gerçekleştirilebilecek çeşitli düzenlemeler olabilecektir.

Bu düzenlemeler; 2004 yılında kaldırılan özel indirim uygulamasının yeniden getirilmesi, ücretlilere, gelir vergisi matrahından bazı harcamaları indirme imkanı tanınması, vergi indirimi (vergi iadesi) sisteminin aylık olarak uygulanması ve vergi tarifesinin ücret gelirlerinin vergi yükünü hafifletecek şekilde yeniden düzenlenmesi uygulamalarıdır.

 



[1] Ayrıntılı bilgi için Bkz.Isabelle JOUMARD (Çev. Hakan KARABACAK), Avrupa Birliği Ülkelerinde Vergi Sistemleri, Organisation For Economic Co-Operation, www.maliye gov.tr/apk/MALDER % 20 (s.139)/KARABACAK.pdf

[2] Gelir vergisi kanununun 31. maddesinde “Bakanlar Kurulu, özel indirim tutarlarını, sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücret tutarına kadar artırmaya yetkilidir...” ifadesi ile Bakanlar Kurulu’na asgari ücretin tümünü vergi dışı bırakma yetkisi tanınmıştır.

[3] Bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki  4842 sayılı Kanun ile özel indirim kaldırılmıştır. (Kanunun kabul tarihi: 09.04.2003, Resmi Gazete tarihi: 24.04.2003, Resmi Gazete No: 25088).

[4] 4842 sayılı kanunun 15. maddesiyle, vergi iadesi sisteminde değişiklik yapılarak, özel gider indirimi uygulaması yerine, vergi indirimi uygulaması getirilmiştir. Ücretliler açısından belge toplama konusunda bir değişiklik olmamıştır. Değişiklik oranlarla ilgili olarak gerçekleşmiştir. GVK’nın 121. maddesi uyarınca, “gerçek ücretlerin vergilendirilmesinde, mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, ikamet edilen konuta ait kira ve giyim harcamalarının yıllık toplam tutarının, 2006 yılı için 3.600 YTL’ye kadar % 8’i,

6.700 YTL nin 3.600 YTL’sı için  % 8, aşan kısmı için % 6 sı, 7.200 YTL’den fazlasının, 7.200 YTL’sı için % 7’si, aşan kısmı için % 4’ü, ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği vergiden mahsup edilecek veya işveren tarafından kendisine nakden iade edilecektir.

[5] Mehmet KORKUSUZ, Ücretlerin Vergilendirilmesinde Özel İndirim ve Özel Gider İndirimi Uygulamaları ile İlgili Olarak Yapılan ve 2004 yılı Başında Yürürlüğe Girecek Olan Değişiklikler, www.tamtasdik.com/publication_paper.asp?publication_paper_id=2

[6] Cevdet Okan BAHAR, Ücret Gelirlerinin Vergilendirilmesi, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Ekim 2005, s. 142.

[7] Ayrıntılı bilgi için Bkz. Sezgin ÖZCAN, Vergi Avantajlarından Nasıl Yararlanırsınız?, Yeni Para Araştırma Dizisi, No:1, 30 Ocak 2005, s.27-28.

[8] 4444 sayılı kanunla, 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere GVK’nın 86. maddesinin b bendi değiştirilerek, birden fazla işverenden elde edilmiş olup olmadığına ve tutarına bakılmaksızın tevkifata tabi tutulmuş ücretlerin yıllık beyanname verme zorunluluğu kaldırılmıştır. 4842 sayılı kanunun aynı maddesindeki değişiklikle, 4444 sayılı kanunla yapılan değişiklik öncesindeki uygulamaya geri dönülmüştür.

[9] Kazım YILMAZ, Ücretlerin Vergilendirilmesi, Ce-Ka Yayınevi, Ankara, Haziran 2005, s.165.

[10] Sezgin ÖZCAN, a.g.m, s.27.

[11] 2006 yılında; birinci derece sakat olanlarda aylık 530 YTL, ikinci derece sakat olanlarda aylık 265 YTL, üçüncü derece sakat olanlarda aylık 133 YTL, gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.

[12] Nurettin BİLİCİ, Vergi Hukuku (Genel Hükümler, Türk Vergi Sistemi), Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006, s. 175.

[13] Elif Sibel PÜRSÜNLERLİ, Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması, Asil Yayınevi, Yayın No: 10, Ankara, Eylül 2003, s. 188.

[14]  Gelir Vergisi Tarifesi ve Yatırım İndirimine İlişkin TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) Gündeminde Bulunan Yasal Düzenlemeler”e göre; 2006 yılında, ücretliler dışındaki gelir vergisi mükelleflerinin vergi oranları en üst ve en alt dilimde 5’er puan düşürülecek, ancak ücretlilerin vergi yükünde ise herhangi bir hafifleme gerçekleştirilmeyecektir. 2006 yılında ücret gelirlerine uygulanacak gelir vergisi tarifesine ise, tasarısında dört ayrı oran ve dilim uygulanmaktadır. Buna göre; 7.000 YTL’ye kadar % 15; 16.000 YTL’nin 7000 YTL’si için 1.050 YTL, fazlası % 20; 40.000 YTL’nin 16.000 YTL’si için 2.850 YTL, fazlası % 27; 40.000 YTL’den fazlasının 40.000 YTL’si için 9.330 YTL, fazlası % 35 oranında vergilendirilecektir. Ücretlilerin gelir vergisi tarifesi ise tasarıda; 6.600 YTL’ye kadar % 15; 6.600 -15.000 YTL arası % 20, 15.000-30.000 YTL arası % 25; 30.000-78.000 YTL arası % 30 ve 78.000 YTL’nin üstü % 35 olarak belirlenmiştir.

[15] Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ücretlerin Vergilendirilmesi, Friederich Ebert Vakfı Ekonomi Forumu, Lito, İstanbul, 1999, s.14.

[16] Elif Sibel PÜRSÜNLERLİ, Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması, Asil Yayınevi, Yayın No: 10, Ankara, Eylül 2003, s.192.