|
|||||
|
KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ÇAĞDAŞ FİNANS TEKNİKLERİNDEN YARARLANMA İMKANLARI (GÜNEY EGE-AKDENİZ ÖRNEĞİ)
ÖZET Günümüzde, ülkeler arasında her alanda olduğu gibi finansal alanda da hızlı bir bütünleşme yaşanmaktadır. Bu bütünleşme sürecine uyum sağlayabilen işletmeler rekabet ortamından geri kalmayarak sürekliliklerini sağlamaktadırlar. Ancak işletmeler için önemli bir girdi olan sermayenin gereksiniminden kaynaklanan finansal sıkıntılar pek çok problemi de beraberinde getirmektedir. İşletmelerin finansmandan kaynaklanan sorunları aşabilmesi, diğer bir ifade ile yeni finansman imkanlarının yaratılmasında bir çok teknikten yararlanmak mümkündür. Bu çalışmanın amacı, Güney Ege- Akdeniz Bölgelerindeki konaklama işletmeleri kapsamında büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanlarını değerlendirmektir. Çalışmanın son bölümünde büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finansman tekniklerinden yararlanma imkanlarını araştırmak amacıyla, Güney Ege- Akdeniz Bölgelerindeki konaklama işletmeleri kapsamında büyük ölçekli konaklama işletmelerin yöneticilerine yönelik tutum araştırmasının sonuçlarına yer verilmiştir.
ABSTRACT As in every field, nowadays, a rapid integration among countries has been experienced in the field of finance. Those organizations which can adopt themselves into this integration process can maintain their existences by not falling behind in the competitive environment. However, financial problems stemming from the capital requirement which is an important asset for organizations cause many other problems. It is possible for organizations to exploit many techniques to get over problems stemming from finance; namely, to create new financial opportunities. The aim of this study is to evaluate the possibilities of large-scale hospitality organizations in exploiting the contemporary financial techniques within the context of hospitality organizations in Aegean and Mediterranean regions. At the end of the article, the results of attitude survey applied to the managers of some large-scale hospitality organizations operating in South Aegean and Mediterranean regions for the purpose of investigating the possibilities of large-scale organizations to exploit contemporary financial techniques are included.
GİRİŞ Bu çalışma, Güney Ege- Akdeniz Bölgelerindeki konaklama işletmeleri kapsamında büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanlarını değerlendirmek ve büyük ölçekli konaklama işetmeleri yöneticilerinin bu konudaki tutumlarını ölçmek amacıyla yapılmıştır. İşletmelerin fırsatları öngören ve tehditlere kalkan oluşturan stratejik hamleleri gerçekleştirerek rekabet avantajı elde edebilmesi işletmenin finansal yapısına bağlıdır. Bu bağlamda işletme finansal yapısını oluştururken finansal teknikleri çok iyi tanımalı ve bunların en uygun olanını kullanabilmelidir. Turizm sektöründe konaklama işletmeleri ülkemize önemli ekonomik yararlar sağlamaktadır. Bu etkilerin sürekliliğinin sağlanabilmesi konaklama işletmelerinin önemli bir girdisi olan sermayenin karşılanmasına bağlıdır. Konaklama işletmelerinin sermaye ihtiyacının giderilmesinden finanssal teknikler önemli bir araçtır. Bu amaçla çalışmada önce konaklama sektörü ele alınmış daha sonra da çağdaş finans tekniklerine değinilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise ülkemizdeki büyük ölçekli konaklama işletmeleri yöneticilerinin çağdaş finansman tekniklerinden yararlanma imkanını tespit etmek amacıyla tutum araştırması çalışmasına yer verilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak anketten yararlanılmıştır. Ayrıca işletme yöneticileri ile yüzyüze görüşmeler de yapılmıştır. Elde edilen veriler daha sonra SPSS programına girilerek gerekli analizler yapılmıştır.
1. Turizm ve Konaklama Sektörü
1.1. Turizm Kavramı
Turizm kelimesinin anlamını tanımlamaya çalışırken dikkat edilecek ilk unsur; hareket ve geri dönüş olayıdır[i]. İngilizce’ deki ‘touring’ ve ‘tour’ deyimlerinden türeyen bu kelimenin kökenini Latince' de dönme hareketini ifade eden "tornus" sözcüğü oluşturmaktadır. "Tour" dairesel bir hareketi, bazı site ve yörelerin ziyaretini, iş ve eğlence amacıyla yapılan yer değiştirme hareketini ifade etmektedir. "Touring" deyimi ise, zevk için yapılan, eğitsel ve kültürel özellikler gösteren seyahatler için kullanılır[ii]. Türkçe' de ise "seyyah" kelimesi "turist", "seyahat" kelimesi ise "turizm" deyimlerinin karşılığıdır. Her ne kadar "turist", "turizm", "turistik" kavramları ilk kez İngilizler tarafından kullanılmışsa da ana dilimize bu deyimler, Fransızca' dan gelip yerleşmiş ve tutunmuşlardır[iii]. Öznesini insanın teşkil ettiği turizm şimdiye kadar bir çok uzman ve bilim adamı tarafından tanımlanmaya çalışılmıştır. Ancak bugüne kadar en çok sözü edilen ve OECD tarafından da benimsenen tanım Walter Hunziker' in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre turizm, para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür[iv]. 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanununun 36. Maddesinde de turizm, yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak, tedavi edilmek, eğlenip dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir şeklinde tanımlanmaktadır[v].
1.2. Turizmin Özellikleri
Kavramsal olarak turizm olayının beş temel özelliği bulunmaktadır. Bunlar[vi]:
· Turizm, bir dizi olay ve ilişkiler bütünüdür. Bu olaylar ve ilişkiler biri tarafından belirlenemez. · Bu olaylar ve ilişkiler, çeşitli yerlere seyahat eden insanların hareketlerinden ve konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik, konunun bir dinamik boyutu -seyahat- ile statik boyutu -konaklama- olduğunu ortaya koymaktadır. · Seyahat ve konaklama, normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışındaki yerlerde olmaktadır. Böylelikle, seyahat edilen ve konaklanan yerlerde buralarda yaşayan ve çalışan insanlarınkinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır. · Seyahatler, geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır. Seyahate çıkan kişinin birkaç gün, hafta ya da ay içerisinde geriye dönme niyeti bulunmaktadır. · Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir. Turizm, iş bulmak ya da iş kurmak gibi amaçlarla ilişkili değildir.
1.3. Turizm Sektörü
Turizm endüstrisi, tarım ve sanayi gibi diğer endüstrilerden girdi alan ve hizmet bankacılık ve ticaret gibi sektörlere de girdi veren bir endüstri olarak görünmektedir. Turizm endüstrisinin hizmet bağımlılığı ilişkisi de vardır[vii]. Turizm endüstrisi bir bütündür. Bu bütünlük, içinde endüstriyi oluşturan unsurlar karşılıklı olarak birbirlerini etkiler. Birinin başarısı veya başarısızlığı tüm sektörü etkiler[viii]. Talep yapısının doğası nedeniyle turizm; pek çok iş kolu ve değişik aktivitelerden oluşan karma bir endüstridir. Onu oluşturan değişik kısımların birbirleriyle ahenkli bir biçimde çalışması henüz sağlanamamıştır[ix]. Turizm endüstrisi, düzensiz bir biçimde biraraya gelmiş farklı parçaların oluşturduğu karmaşık bir yapıya sahiptir ve bunlar çoğu zaman birbirinden bağımsız olarak çalışırlar. Eğer birlikte çalışıyorlarsa, bu çoğu zaman sınırlı amaçlar içindir. Turistik ürünün bileşik ürün niteliğinde olması ve standartlaştırma yapılması çok azdır[x], özellikleri turizm endüstrisinin yukarıda belirtilen yapısından kaynaklanmaktadır. Gelişen turizm endüstrisi birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. Sorunların önemli bir bölümü endüstrinin kendi yapısından kaynaklanmakta ve gelişme düzeni ile birlikte ortaya çıkmış sorunlardan oluşmaktadır. Pazarlama, planlama, çevre sorunları, turizm endüstrisinin ana sorunlarıdır[xi]. Turizm endüstrisi; konaklama, ulaşım taşıyıcılar, çekiciler, üreticiler, aracılar ve destek hizmeti veren bir çok kurum kuruluşu içine alan bir endüstridir. Turizm endüstrisinin çok parçalı özelliği çok sayıda küçük organizasyonun oluşumuna yol açar. Örneğin A.B.D deki otellerin yaklaşık %40’ını küçük oteller oluşturur ki bu rakam Türkiye için %60’ın üstündedir[xii]. Turizm endüstrisinin yapısı Şekil 1’de gösterilmiştir. Bunlara otobüs ve demiryolu işletmeleri, yolcu gemileri, rezervasyon acentaları faaliyetleri dahildir. Çok parçalı olma özelliği, turizm endüstrisinin çok sayıda küçük organizasyonlardan oluşmasına neden olmaktadır.
1.4. Konaklama İşletmeleri
İnsanlar yerleşik hayata geçtikten sonra, tarihin her döneminde dini, askeri, siyasi, sağlık, merak vb gibi değişik amaçlarla bir yerden bir başka yerlere gitmişler, seyahat etmişlerdir. Bu gidiş-seyahat boyunca da konaklama ihtiyaçları ortaya çıkmış ve günün ihtiyaçlarına göre konaklama ihtiyacını giderecek yapılar inşa edilmiştir. Geçici veya devamlı olarak yerleşme yerini terk eden kişinin en önemli ihtiyaçlarından biri konaklamadır. Turistik yöreye en yakın ve sıkı bağlılığı olan kurumlardan biri konaklama tesisleridir. Turistik yörenin yabancılar tarafından ziyaret edilebilmesi, orada konaklama imkanının bulunup bulunmaması ile yakından ilgilidir. Diğer bir deyişle; turistik yörenin turizm açısından önemli bir nokta olabilmesi konaklama tesisleri kapasitesine bağlıdır[xiii]. Konaklama işletmeciliğini diğer işletmelerden ayıran başlıca özellikler şunlardır[xiv]; · Konaklama işletmelerinde sabit yatırım tutarı diğer endüstri kollarına göre toplam yatırım içinde daha büyük yer tutmaktadır. · Konaklama işletmelerinde üretilen hizmetler stoklanamaz. Üretilen yiyeceklerin en kısa zamanda tüketilmesi gerekir. · Konaklama işletmelerinde hizmet faktörü ön planda olduğu için emek- yoğun işletme türü sayılırlar. · Konaklama işletmeleri kuruluşta ve faaliyetlerinin devamında büyük sermayeye gereksinim duyarlar. · Turizm piyasasında talep, önceden kesin şekilde tahmin edilmesi güç olan ekonomik ve politik koşullara bağlı olduğundan konaklama işletmelerinde risk olasılığı yüksektir. · Konaklama işletmelerinin doluluk oranı arttıkça, maliyetlerin belirli bir sınıra kadar indirilmesi ve işletme içi optimum kapasiteden faydalanma olanağı vardır. · Çalışan personelin, özellikle müşteri ile temasta olan personelin anlayışlı ve müşteri psikolojisinden anlayan kimseler olması gerekmektedir. · Otomasyona dayalı olmaması ve bu işletmelerde çok sayıda personelin istihdamı sosyal sorunların ön planda yer alması zorunluluğunu doğurur. Çünkü konaklama endüstrisinin esası insana dayanır. · Bu işletmeler ulusal turizm pazarının dışına taşan uluslar arası turizm piyasasının ihtiyaçlarını da karşılamaya zorunlu olduklarından, hizmetlerin satışı büyük önem arz eder. · Turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmeler, turizm hizmetlerini özelliği gereği, birbirleriyle uyumlu olma, yakın iş birliği ve karşılıklı yardımlaşma içinde bulunma zorunluluğu duyarlar. · Bina, donatım, makineler, aletler gibi sürekli kullanım maddeleri işletmelerin faaliyetlerinde ve bu faaliyetlerin sürekliliğinde önemli bir yer tutar.
1.5. Turizm Sektörünün Ülke Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
Gelişmekte olan birçok ülke açısından turizmin çekici yönlerinden en önemlisi, ekonomik yararlılığını daha kısa sürede gösterebilmesidir. Bir turizm yatırımının getiri sağlamadan önceki hazırlık dönemi, diğer sektörlerdeki yatırımlara oranla çok daha kısadır. Turizm, başarılı bir tanıtım kampanyasından bir ya da iki yıl sonra, büyük gereksinim duyulan döviz girdisini sağlayabilen, gelir ve istihdam artışı yaratabilen bir sektördür. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmede karşılaştıkları en büyük sorun olan döviz darboğazının aşılmasında, turizm sayesinde elde edilen dövizler bir çıkış yolu olabilmektedir. Ayrıca turizm harcamaları ve turizm amaçlı yatırımlar da, çoğaltan katsayısıyla orantılı olarak ekonomiye bir canlılık kazandırmaktadır[xv]. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında; verimlilik, turizmde daha yüksektir. Diğer bir ifadeyle, turizmde marjinal sermaye/hasıla oranı düşük kalmaktadır ve bu oran ne kadar düşükse, yeni yatırımın verimliliğinin o kadar yüksek olduğu kabul edilir[xvi]. Turizm, birçok ülkede en geniş istihdam olanakları yaratan bir sektördür. Dünyada yaklaşık 260 milyon insanı istihdam etmektedir. Başka bir ifadeyle; dünyadaki her 16 işçiden biri turizm sektöründe çalışmaktadır. Tüm uluslararası sermaye yatırımlarının yaklaşık %7'si turizm alanına yapılmaktadır ki, bu da 166 milyar dolar vergi geliri yaratmak suretiyle kamu gelirlerine anlamlı katkılar sağlamaktadır.[xvii] Turizmin ülke ekonomisi üzerinde, önemli faydalarının yanında, bazı sakıncaları da olabilmektedir. Dış ülkelere bağımlılığın artması, fiyat artışlarının körüklenmesi, yerli halkın küçük bir kesiminin ülkenin turizm zenginliklerinden yararlanabilmesi bu sakıncalardan bazılarıdır. Ayrıca, turistlerin ithal malı tüketmeleri, bu tür tüketime yerli halkı özendirmeleri, turistik yatırımlarda ithal malzemelerin kullanılması ve yabancı sermayeli turistik işletmelerin yabancı personelinin ücret ve kar transferi yapması gibi nedenlerle ülke dışına döviz çıkışı da olabilmektedir. Makro iktisat teorisinde milli gelir-harcama akımından "sızıntı" olarak adlandırılan bu durum, ev sahibi ülkenin net döviz kazancının görüldüğü ya da umulduğu kadar yüksek olmaması sonucunu doğurabilmektedir.
2. Çağdaş Finans Teknikleri
Finansman konusunda alınan kararların etkinliği ve eylemlerin başarısı işletmenin kârlılığını, sürekliliğini ve rekabet gücünü doğrudan etkiler. Bu nedenle işletmeler finansman konusundaki kararlarını verirken çağdaş finansman tekniklerini bir araç olarak kullanabilmelidirler. Bu çağdaş finans teknikleri şunlardır;
· Leasing (Finansal Kiralama) · Factoring · Forfaiting · Risk Sermayesi · Opsiyon · Forward · Futures · Swap · Barter 2.1. Leasing (Finansal Kiralama) Yoluyla Finansman
Leasing' in genel ve kabul görmüş ve tek bir tanımı bulunmamaktadır. Bu kavram çok çeşitli hukuki ilişkileri (hak ve sorumlulukları) içerdiği için bir hukuk sisteminden diğerine anlamı, çerçevesi ve içeriği de değişebilmekledir[xviii]. Genel olarak kiralama kavramı, mal sahibinin aralarındaki bir sözleşme ile, mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla malın bir menfaat karşılığı diğer bir kişiye devretmesini ifade etmektedir. Bu tanımdan giderek, yatırım ve finansman sağlamaya yönelik kiralama (leasing), yatırım ve finansman amacıyla kiralamaya konu olan bir makine ve teçhizatın sahibi (lessor) tarafından bir edim karşılığı kullanma hakkını kiracıya (lessee) devrini öngören bir sözleşmedir[xix].
2.2. Factoring Yoluyla Finansman
Factoring, işletmelerin alacak hesaplarının finansmanında kullanılan, bir mal ya da hizmetin alışverişinden doğan alacak hakkının faktör adı verilen aracı bir kuruluşa devri anlamına gelen bir finansman tekniğidir. Factoring, finanslama ile birlikte, bir çok bilgiyi ve hizmeti içeren bir finansman aracıdır. Bu hizmetler, nakit yönetimi, alacak yönetimi, tahsilat yönetimi, pazar araştırmaları, bilgi işlem ve buna benzer hizmetlerdir[xx]. Factoring işlemi, üretici veya satıcı ile factor arasında uzun vadeli bir sözleşmeyi gerektirir. Bu sözleşme gereğince, factor, kredili satış yapan üretici işletmeye aşağıdaki hizmetleri sunabilir. Factoring hem bir finansal teknik, hem de yönetsel bir hizmettir. Bu bağlamda “Factoring işlemi”, bir işletmenin pasif varlıklarının ticari büyümenin aktif bir aracına dönüştürülmesi işlemidir[xxi].
2.3. Forfaiting Yoluyla Finansman
Forfaiting iskonto edilecek senetlerin önceden bir bankaca aval verilmiş kefil alınmış ya da ödenmesi garanti edilmiş senetler olması gereklidir. Bankacılık sisteminde aval kefalet olmadığı için ülkede bunun yerine alıncının bankası üzerine çekilmiş ve bu bankaca kabul edilmiş poliçe kullanılmasıdır. Bu poliçe daha önce düzenlenen akreditife dayalı olarak çekilmektedir. Akreditif genellikle dış ticarette kullanılan bir kredi türüdür. Bankanın satıcıya yazdığı, belirtilen koşulların kabulü halinde çekilecek poliçeyi kabul edeceğini ifade eden bir mektuptur. Bu kefalet veya teminat senedin borçlusu yani ithalatçı tarafından karşılanır[xxii]. Forfaiting işlemi factoringe çok benzer. Bu nedenle forfaiting işleminde, bu işleme konu olabilecek senetli ve senetsiz her türlü alacak forfaiting kurumu tarafından satın alınarak firmalara uluslar arası ticaretin finansmanında önemli bir finansal destek sağlamaktır.[xxiii] Eğer senetli ise bu senetlerde ithalatçının bankasının garantisi vardır[xxiv].
2.4. Risk Sermayesi Yoluyla Finansman
Risk sermayesi, genellikle küçük ve orta ölçekli firmaların ve özellikle piyasaya yaratıcı, istikbal vadeden projelerle girmeye hazırlanan yeni girişimcilerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir finansman aracıdır[xxv]. Risk sermayesi SPK mevzuatında da şu şekilde tanımlanmaktadır;‘Kurulmuş veya kurulacak olan ve gelişme potansiyeli taşıyan girişim şirketlerine yatırım yapılarak gerçekleştirilen uzun vadeli kaynak aktarım biçimine risk sermayesi yatırımı denir’[xxvi]. Risk sermayesi yatırımlarında var olan risk yeni bir ürün yaratılması ve piyasa da tutulması riskidir. Ancak, yüksek riskin yüksek getiriyi getireceği varsayımından yola çıkan bu finansman modelinde alınan riskin başarıya dönüşmesi durumunda sağlanacak yüksek kâr marjı ve büyük satış hacminden kaynaklanan verimlilik artışı bu şirketlere ortak olmak suretiyle finansman sağlayan yatırımcıların faydasını oluşturur. Bu çerçevede risk sermayesi fon fazlasına sahip yatırımcıların gelişme potansiyeli yüksek olan ve orta ölçekli işletmelerin oluşumu ve faaliyete geçmesi için yaptıkları uzun vadeli bir yatırım olarak da ifade edilmektedir[xxvii]. Risk sermayesi finansman biçiminde biri risk sermayedarı diğeri risk sermaye şirketi ve girişimciler olmak üzere üç taraf vardır. Risk sermayedarı parasını risk sermayesi ortaklığına yatıran kişi ya da kuruluştur. Risk sermayesi şirketi ellerinde yatırıma dönüştürülebilecek fonu bulunanlardan sağladığı kaynaklan fon gereksinimi olan yenilikçi, buluşçu, genç ve dinamik girişimcilere aktaran mali aracılardır. Girişimci İse kendisine katılmayı kabul ederek finansman gereksinimini karşılayan yeni fikir ve buluş sahibi olan kimse ya da kuruluştur[xxviii].
2.5. Opsiyon Yoluyla Finansman
Genel olarak opsiyonlar sahibine belirli sayıda bir menkul kıymetin veya malın, öncende belirlenen bir fiyattan, belirli bir süre içerisinde alım veya satım hakkını veren sözleşmelerdir. Opsiyon sözleşmeleri, hisse senedi, tahvil, döviz, faiz oranları, endeksler, kıymetli metaller ve madenler gibi birçok varlığa konu alabilmektedir. Opsiyonlar sözleşmede belirtilen zaman aralığı içerisinde veya sonunda kullanılmazsa geçersiz hale gelir. Opsiyonlar sigorta hizmetine benzetilebilir.Opsiyon alıcısı, ödeyeceği prim karşılığında fiyat dalgalanmalarına karşı korunma hizmetini almakta, opsiyon satıcısı ise, alacağı prim karşılığında sigortacı rolünü üstlenmektedir. Başlangıçta, yalnız tarım ürünleri ticaretinde kullanılan opsiyonların, finansal piyasalarda kullanılması yenidir.Finansal piyasalardaki hızlı değişim, türev ürünlerin önemini her geçen gün arttırmaktadır. Opsiyonların en büyük yararı, çok küçük bir sermaye ile menkul kıymetler, döviz ve benzeri varlıklar üzerine büyük tutarlarda yatırım yapma olanağı sağlamasıdır.Başka bir deyişle, opsiyonların kaldıraç etkisi çok yüksektir.Ancak diğer yatırımlara göre opsiyonlar daha riskli yatırımlardır.
2.6. Forward Yoluyla Finansman
Forward veya vadeli işlemler, ileri bir tarihte teslimi söz konusu olan herhangi bir malın vadesi, fiyatı ve miktarı bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı işlemlerdir. [xxix] Forward işlemler kesin, bağlayıcı işlemlerdir. Her tür mal ve piyasa için söz konusu olabilirler. Ancak finansal piyasalarda forward işlemler, genellikle, döviz ve faiz forwardı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Forward sözleşmeleri belli bir tarihte sonuçlandırılabilir. Bu tür sözleşmelere sabit forward sözleşmeleri denir. Sabit forward sözleşmeleri ile değişim belli bir tarihte gerçekleştirilir. Forward sözleşmesinde taraflar değişimin tarihi konusunda belirli bir zaman aralığı öngörebilir. Sözleşmenin uygulanacağı zamanın iki tarih arasında olduğu sözleşmelere seçenekli forward sözleşmeleri denilmektedir. Forward işlemler peşin piyasa işlemi sayılır. Bu piyasada alıcı ile satıcı tamamıyla kendilerinin önceden belirledikleri şartlara bağlı olarak, ilerdeki tarih veya tarihler arasında fiziki teslimi gerçekleştirmek üzere alım ve satım yaparlar. Forward işlemler merkezi bir pazar yeri olmayan ve bankalarla bankalar veya müşterileri arasında gerçekleştirilen örgütsüz piyasa işlemleridir.
2.7. Futures Yoluyla Finansman
Futures piyasaları belli bir spot ürün fiyatının bu günden sabitlenmesi suretiyle ileri bir tarihte teslim edilmesi ya da teslim alınması taahhütlerini içeren kontratların satıldığı piyasalar olarak tanımlanır. Futures piyasaları belli bir miktardaki mal, döviz, altın ve menkul kıymetin önceden belirlenen bir fiyattan, gelecekteki belirli bir tarihte teslim edileceğine ilişkin alım ve satım sözleşmelerinin yapıldığı, bu sözleşmelerin el değiştirdiği, üyelik esasına göre çalışan borsalardır. Futures mali risk yönetimi açısından oldukça önemlidir[xxx]. Bir futures sözleşmesi belirli bir standarttaki belirli bir ürünün ileri bir tarihte sözleşmenin yapıldığı anda sabitlenen bir fiyat üzerinden teslim edilmesi veya teslim alınması taahhüdünü içren bir sözleşmedir. Bu piyasalarda işlem gören sözleşmeler stnadart nitelikte olup teslimat tarihine kadar alınıp satılabilirler. Futures sözleşmeleri; zirai ürünler, doğal kaynaklar, dövizler, sabit faizli borç araçları ve borsa endeksleri üzerine yazılmaktadır. Yine uygulamada döviz, sabit faizli borç araçları ve borsa endeksleri üzerine yazılan futures sözleşmelerine finansal futures kontratları adı verilmektedir. Futures piyasalarının standart olması esnekliği azaltması bakımından negatif bir faktör olmakla beraber, işlemlerdeki hız ve kolaylık pozitif yönünü oluşturmaktadır. Mal ve paranın teslim alınmasında, futures borsasının araya girmesi bu konuda güvenilirliliği önemli düzeyde arttırmaktadır. Tüm futures kontratları futures borsasında satılır ve oradan alınır. Futures piyasasının bir diğer amacı teslim alınan malların kalite standartları açısından getirilen garantidir. Futures borsası ya da onun adına çalışan bağımsız denetçi bir kuruluş malları teslim alırken belirlenen kalite standartlarını karşılayıp karşılamadığını belirler ve getirilen mal kalite standartlarını karşılamıyorsa malı kabul etmeme hakkına sahiptir[xxxi]. Futures piyasalarında işlem gören kontratların %97’ si mal alım veya teslimine gerek kalman kontrat süresinin bitişinden önce girilen ters işlemlerle kapatılır.
2.8. Swap Yoluyla Finansman
Swap, faiz oranları ile döviz kurlarında oluşan dalgalanmaların yarattığı riski en aza indirmek amacıyla geliştirilen finansal tekniklerden biridir. Swap Türkçe de takas, değiştirme anlamına gelmektedir. Döviz piyasalarında kur dalgalanmalarının oluşturduğu kur riskini minimize etmek amacıyla çeşitli finans araçlarıyla (senet,poliçe) sabit faizli bir borcun, değişken faizli bir borca dönüştürülmesi, iki ayrı cins para biriminin birbirine değiştirilerek tekrar ilk para birimine dönüştürülmesi hizmeti veren bir banka (swap banka) ile iki muhabir bankanın iki ayrı müşteriye finans kaynağı sağlaması işlemleridir[xxxii]. Swap; işletmeler, bankalar, merkez bankaları, portföy yöneticileri, sigorta şirketleri, tasarruf sandıkları, uluslar arası örgütler ve devlet kurumları gibi değişik kullanıcıların isteklerini karşılayarak gelişimin sürdürmektedir[xxxiii]. Swap işletme yöneticilerine hem risklerini azaltma hem de gelirlerini arttırma olanağı vermektedir. Swap işlemlerinde amaç, borç maliyetini azaltmak, faiz oranlarında ve döviz kurlarında meydana gelecek dalgalanmaların yaratacağı riskleri minimize etmektir[xxxiv]. Swap anlaşmaları, borçlanma ya da yatırım yöntemi değil, var olan borçlar ve yatırımların nakit akış karakterlerini değiştiren bir finansal araçtır. Swap forward, futures ve opsiyona göre daha uzun vadelidir. Swap’ ta türev ürünlerin alım satımı değil bu ürünlerin değiş tokuşu yapılır[xxxv].
2.9. Barter Yoluyla Finansman
Barter Sistemi, firmaların bir araya gelerek oluşturduğu bir pazardır. Barter Pazarı’ nı oluşturan firmaların arzları ve talepleri ile işler. Barter Sistemi ile çalışan bir firma, Barter Ortak Pazarı'ndan satın aldığı malların ve hizmetlerin bedelini, ürettiği veya ticaretini yaptığı ürünleri Barter Ortak Pazarı’ nda satarak öder. Barter Pazarı’ na ürün satan firma, bedelini, Barter Pazarı’ nda satışa sunulmuş mallar ve hizmetler listesinden dilediğini satın alarak tahsil eder. Barter Sistemi, üye firmaların arzlarının satışı ve taleplerinin karşılanması esasında çalışır ve talepler için ilgili firmaları Barter Pazarı'nda birlikte çalışmaya davet ederek büyür. Satış yaparak alacaklanan firma ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı'nda bulunan üye firmaların satışa sundukları mal veya hizmetlerden karşılar. Her firma ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı’ nda bulunan üye firmaların satışa sundukları mallardan ve hizmetlerden karşılar. Barter Ortak Pazarı, üye firmaların taleplerinin karşılanması amacında yeni üyelerin katılımı ile her geçen gün büyümekte ve Pazar’da arz edilen ürün portföyü zenginleşmektedir. İhtiyaçlar için kullanıldığında Barter bir finansman sistemidir. Barter Sistemi ile ürün satın alan firma nakit ödeme yapmaz; sisteme Amerikan Doları ile borçlanır. Üye firma 12 ay vadeli sıfır faizli dolar kredisi kullanır. İhtiyaçları için Barter Sistemini kullanan firma, sistemi kullandığı oranda nakit tasarruf eder, aynı oranda işletme sermayesi ihtiyacını aşağı çeker. İhtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı'ndan karşılayarak borçlanan firma öncelikle stoktaki ürünlerini pazara sunarak geri ödeme yapar. Böylelikle hem stok maliyetinden kurtulur, hem de aynı oranda cirosunu artırarak kâr eder. Barter üyesi; enflasyondan etkilenmez, likidite sıkışıklığından etkilenmez, arz - talep dengesini gözetir ve güvenli ve sürekli satış yapma imkanını sağlar. Barter Ortak Pazarı’ nda yer alan firma, pazardan gelen sürekli ve güvenilir talebi karşılamak için atıl kapasitesini değerlendirir. Atıl kapasiteyi harekete geçirmek için gerekli finansmanı, Barter Ortak Pazarı sağlamaktadır. Barter Ortak Pazarı’ na giren firma veya ülke, pazarlama yapmak için herhangi bir uğraş ve maliyete girmeden pazardaki firmaların talebi ile karşılaşır; hiç tanımadığı müşterilere kolaylıkla satış yapar. Barter Ortak Pazarı enflasyondan, kısa vadeli talep yetersizliğinden, piyasadaki likidite sıkışıklığından etkilenmez. Barter Ortak Pazarı’ nda sadece üyelerin işlem yapabilmesi ve ancak Pazar’ ın ihtiyaç duyduğu firmaların Pazar'a alınması, üyelere güvenli ve sürekli satış yapma imkanı sağlar. Ortak Pazar’ da serbest piyasa ekonomisi şartları geçerlidir. Ürünlerin fiyatı, kalitesi, teslimat şartları alıcı ve satıcı arasında belirlenir. Üye firmalar, her sektörde rekabet ortamını sağlayacak sayıda satıcı ile karşılaşırlar. Ancak, Pazar'da arz talep dengesi gözetildiğinden; aynı ürünü üreten, zarar ettirici rekabet teşkil edecek sayıda üyeye izin verilmez. Barter Pazarı’ nda firmalar reel fiyatlar ile alım, reel fiyatlar ile satış yaparlar[xxxvi].
3. Büyük Ölçekli Konaklama İşletmelerinin Çağdaş Finans Tekniklerinden Yararlanma İmkânlarının Tespiti İçin Yöneticilerin Tutumlarının Araştırılması
3.1. Araştırmanın Kapsamı
Uygulamanın kapsamını Güney Ege- Akdeniz Bölgeleri kapsamındaki Antalya, Fethiye, Marmaris ve Bodrumda ki büyük ölçekli konaklama işletmeleri oluşturmaktadır.
3.2. Araştırmanın Yöntemi
Güney Ege- Akdeniz Bölgelerindeki büyük ölçekli konaklama büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanlarını araştırmaya yönelik bu uygulama anket yöntemi yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma yöntemine destek olarak görüşme yöntemi de kullanılmıştır.
3.3. Araştırmanın Amacı
Bu çalışma, Güney Ege- Akdeniz Bölgelerindeki büyük ölçekli konaklama büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanlarını araştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla aşağıdaki hipotezler geliştirilmiştir.
3.4. Araştırmanın Örneklemi
Araştırma örneklemini, Güney- Ege Akdeniz bölgesi kapsamındaki Antalya, Fethiye, Marmaris ve Bodrumda ki büyük ölçekli konaklama işletmeleri oluşturmaktadır. Antalya’ da 111, Fethiye’ de 9, Marmaris’ de 23 ve Bodrum’ da 43 olmak üzere Güney- Ege ve Akdeniz Kapsamında toplam 186 büyük ölçekli konaklama işletmesi vardır. Anket uygulamasında, Güney Ege- Antalya kapsamında ki toplam 186 büyük ölçekli konaklama işletmelerine dağıtılan anket formlarından 107’ si sonuçlandırılabilmiştir. Sonuçlandırılan bu anket formalarının 37 tanesi Antalya, 8 tanesi Fethiye, 23 tanesi Marmaris ve 39 tanesi Bodrumda ki büyük ölçekli konaklama işletmeleridir.
3.5. Araştırmanın Bulguları
Yukarıda görüldüğü gibi birinci ankete katılanlar %64,49’ u “kadınlar” dan ve %35,51’ i “erkekler” den oluşmaktadır.
Örnek grubun öğrenim durumuna bakıldığında; cevaplayıcıların %27,10’ u “lise” ve %50,47’ si “yüksekokul” ve %22,43’ ünün “yüksek lisans” mezunu olduğu görülmektedir.
Ankete katılanların işletmedeki pozisyonlarına bakıldığında; ankete katılanların, %34,58’ i Genel Müdür Yardımcısı, % 38,82’ si İşletme Sahibi ve Yöneticisi, %15,89’ u Muhasebe ve Mali İşler Müdürü, %10,71’ i diğerleridir.
Ankete katılanlardan iş tecrübesi , “0-4 yıl” olanlar % 9,35, “5-10 yıl” olanlar %32’71, “11-15 yıl” olanlar %21,50, “16-20 yıl” olanlar %29,91 ve “21-25” yıl olanlar %6,53 oranındadır.
Tablodan da görüldüğü gibi, işletmelerin 2004 yılı doluluk oranı, %48.6 oranında %51-75 arası, %51.4 oranında ise %76 ve üstüdür.
Yatırım kararı alırken çağdaş finansman tekniklerinin dikkate alınmasına örneklemin %11,21’ i ‘katılmamakta’, %48,60’ ı ‘kararsız’, %26,17’ si ‘katılmakta’ ve %14,02’si ‘tamamen katılmamakta’ dır.
Ülkemizde kullanma imkanı olan finansman tekniklerinin yasal alt yapısının yeterli olmamasına cevaplayıcıların %10,28’ i ‘katılmamakta’, %28,04’ ü ‘kararsız’, %39,25’ i ‘katılmakta’ ve %22,43’ ü ‘tamamen katılmakta’ dır.
Yukarıda görüldüğü gibi, finansal kuruluşların finansman teknikleri konusunda sürekli bilgilendirme yapmasına ankete katılanların %21,50’ si ‘tamamen katılmamakta’, %27,10’ u ‘katılmamakta’, %11,21’ i ‘kararsız’ ve %40,19’ u ‘katılmakta’ dır.
Vadeli işlemler piyasasının açılmasıyla kullanabilecek finansal tekniklerin artacağı düşüncesine cevaplayıcıların %4,67’ si ‘tamamen katılmamakta’, %22,43’ ü ‘katılmamakta’, %45,79’ u ‘kararsız’ ve ‘%27,11’ i ‘katılmakta’ dır.
Ülkemizdeki ekonomik belirsizlik nedeniyle oluşan riskten korunmak için çağdaş finansman tekniklerinin kullanılması konusundaki düşünceye örneklemin %5,61’ i ‘katılmamakta’, %56,07’ si ‘kararsız’, %32,71’ i ‘katılmakta’ ve %5,61’ i ‘tamamen katılmakta’ dır.
Çağdaş finansman tekniklerden yararlanmanın ayrıca bir maliyet unsuru olması yargısına yöneticilerin %8,41’ i ‘katılmamakta’, %42,99’u ‘kararsız’, %43,93’ ü ‘katılmakta’ ve %4,67’ si ‘tamamen katılmakta’ dır.
Çağdaş finansman teknikleri finansal denetimi şeffaflaştırdığı için kullanılmaması düşüncesine yöneticilerin %9,35’ i ‘tamamen katılmamakta’, %37,38’ i ‘katılmamakta’, %37,38’ i ‘kararsız’ ve %15,89’ u ‘katılmakta’ dır.
Fona ihtiyacı olduğu anda istediği çağdaş finansman tekniklerinden yararlanma düşüncesine yöneticilerin %10,28’ i ‘tamamen katılmamakta’, %26,17’si ‘katılmakta’, %42,06’ sı ‘kararsız’, %15,89’ u ‘katılmakta’ ve %5,60’ ı ‘tamamen katılmakta’ dır.
Örneklemin cevaplarında görüldüğü gibi, bütün çağdaş finans tekniklerinin bilinmesine uygulamaya katılanların %5,61’ i ‘tamamen katılmamakta’, %22,43’ ü ‘kararsız’, %44,86’ sı ‘katılmakta’ ve %27,10’ u ‘tamamen katılmakta’ dır.
Tablo 15. Ki-Kare Tablosu 1
Bütün çağdaş finans tekniklerinin bilinmesi, yöneticinin öğrenim durumuna göre değişmektedir. Yöneticilerin eğitim durumu arttıkça, çağdaş finans tekniklerini bilme oranları da artmaktadır.
Tablo 16. Ki- Kare Tablosu 2
Çağdaş finansman tekniklerinden yararlanma imkânı projeye göre değil şahsa göre yapılması düşüncesi, yöneticinin öğrenim durumuna göre değişmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça düşünceye katılım oranı da artmaktadır. Tablo 17. Varyans Analizi Tablosu
Çağdaş finans tekniklerinin bilinme düzeyi, yöneticilerin işletmedeki pozisyonlarına göre değişmektedir. Üst düzey yönetici kademesindeki yöneticiler çağdaş finans teknikleri hakkında daha fazla bilgiye sahiptirler.
SONUÇ
Anket çalışmasına katılan işletme yöneticileri çağdaş finans tekniklerini bildiklerini belirtmektedirler. Ancak çağdaş finans tekniklerini bilmek onları kullanabilmek anlamına gelmemektedir. Çünkü çağdaş finans tekniklerinin uygulanabileceği şartlar Ülkemizde henüz olgunlaşmamıştır. Çağdaş finans tekniklerinden sürekli haberdar olduklarını belirten yöneticiler, bu avantajdan yararlanarak işletmenin sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla yatırım kararlarında çağdaş finans tekniklerini dikkate alınması düşüncesini desteklemektedirler. Çağdaş finans teknikleri konusunda sürekli haberdar olan ve bu teknikleri tanıyan işletme yöneticileri ülkemizde kullanılma imkanı olan finansman tekniklerinin yasal alt yapısının yeterli olmadığını belirtmektedirler. Finansal kuruluşlar finansman teknikleri konusunda sürekli bilgilendirme yapmaktadırlar ve bu bağlamda büyük ölçekli konaklama işletme yöneticileri, ülkemizde vadeli işlemler piyasanın açılmasıyla kullanılabilecek finansal tekniklerin artacağı düşünmektedirler. Büyük işletme yöneticileri ‘riski azaltarak geliri arttırma’ esasına göre hareket etmek zorunda olduklarından ülkemizdeki ekonomik belirsizlik nedeniyle oluşan riskten korunmak için çağdaş finans tekniklerini kullanarak fon sağlamada çeşitlendirme yapmaktadırlar. Çağdaş finans teknikleri finansal denetimi şeffaflaştırdığı için kullanılmaması konusundaki düşüncelere katılmayan yöneticiler finans tekniklerden yararlanmanın ayrıca bir maliyet unsuru olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca araştırmada yöneticilerin, fona ihtiyacı olduğunda istediği finans tekniğinden yararlanamadığı tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada, çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanlarının büyük ölçekli işletme yöneticilerinin eğitim düzeyleri ve işletmedeki pozisyonuna göre değiştiği tespit edilmiştir. Ancak ülkemizdeki ekonomik belirsizlik nedeniyle oluşan riskten korunmak için çağdaş finansman tekniklerini kullanılması ve çağdaş finans tekniklerden yararlanmanın ayrıca bir maliyet unsuru olması düşünceleri ile işletmenin doluluk oranını arasında bir bağlantı yoktur. Analizler sonucunda, bütün çağdaş finans tekniklerinin bilinmesi, bürokratik işlemlerin yoğunluğu nedeniyle çağdaş finansman tekniklerinin kullanılmaması ve çağdaş finans tekniklerinden yararlanma imkanının projeye göre değil şahsa göre yapılması düşüncelerinde cinsiyetler arasında fark olmadığı tespit edilmiştir. Ankete katılan yöneticiler, turizm sektörünün geleceği ve gelecek hakkındaki beklentileri, dünyaya hakim olan terör olgusunun bir an önce alt edilmesidir. Ayrıca, ülkemizdeki mevcut istikrarın korunabilmesi içinde gerekli önlemlerin alınarak Avrupa Birliği’ ne en kısa sürede dahil olunmasıdır. Sonuç olarak büyük ölçekli konaklama işletmelerinin çağdaş finans kaynaklarından yararlanma imkanı işletmenin doluluk oranına, işletme yöneticilerin eğitimine, tecrübesine ve işletmedeki pozisyonuna göre değiştiği söylenebilir. Bu nedenle büyük ölçekli konaklama işletmelerin çağdaş finansman tekniklerinden yararlanması sahip olduğu insan kaynakları ve sektördeki gelişmelere göre paralellik gösterecektir. |
[i] Mesut, SEZGİN, Genel Turizm (Turistik Kavramlar-Ekonomi-Pazarlama-Turizm Mevzuat), Ankara, 1995, s. 3.
[ii] Ömer, AKAT, Pazarlama Ağırlıklı Turizm İşletmeciliği, Ekin Kitabevi, Bursa, 1997, s. 2-3.
[iii] Mehmet, ÖZDEMİR, Turizmin Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Etkileri, Ankara, 1992, s. 19
[iv] Savaş ÜRGER, , Genel Turizm Bilgisi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 1992, s. 10.
[v] Mehmet, ÖZDEMİR, a.g. e., 1992, s. 19
[vi] A. J. BURKART,. ve S. MEDLIK, Tourism: Past, Present and Future, 2nd. ed., Heiremann Professional Pub., Oxford, 1981, s. 42-43
[vii] Hasan, OLALI, Meral, KORZAY, Otel İşletmeciliği, İşletme Fakültesi Yayın No: 109, Yön Ajans, 1989, s. 3.
[viii] Öcal, USTA, Turizm, Sümbül Basımevi, İstanbul, 1988, s. 19-20.
[ix] Harun, ERDOĞAN, a.g.e., 1995, s. 22-24.
[x] Necdet, HACIOĞLU, Turizm Pazarlaması, Uludağ Üniversitesi Basım Evi, Bursa, 1991, s. 42.
[xi] Nazmi, KOZAK, Meryem, AKOĞLAN, Metin, KOZAK, Genel Turizm, İlkeler- Kavramlar, 3. Basım, Turhal Kitabevi, Ankara, 1997, s. 106.
[xii] Harun, ERDOĞAN, a.g.e., 1995, s. 25.
[xiii] Tunca, TOSKAY, Turizm Olayına Genel Yaklaşım, Der Yayınları, İstanbul, 1989, s. 228.
[xiv] Salih, SARAÇ, Konaklama Muhasebesi, Adım Yayıncılık, Ankara, 1989, s. 18.
[xv]Erdinç, TUTAR, Türkiye'de Turizm Sektörünün Gelişimi, Anadolu Üniversitesi, Afyon İ.İ.B.F. Yıllığı-1990, s. 119-132
[xvi] İsmet S., BARUTÇUGİL, Sabit Turizm Ekonomisi ve Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri, Beta, 1986, İstanbul.
[xvii]Harun, ERDOĞAN, Ekonomik, Sosyal, Kültürel, Çevresel Yönleriyle Uluslararası Turizm, 1996, Bursa.
[xviii]Mustafa, ÖZELER, Doğan, CANSIZLAR, Yatırım ve Finansman Sağlamaya Yönelik Kiralama (Leasing) Dünyada ve Türkiye’de Uygulaması, Maliye ve Gümrük Bakanlığı APK Kurulu Yayın No: 287, Ankara, 1987
[xix] Tom, CLARK, Leasing Euromoney Publications, London, 1985.
[xx] Ali, KABAKÇI, “Finansman Aracı Olarak Factoring”, DEÜ İİBF Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 2, İzmir, 1992, s. 167
[xxi] Berna, KOCAMAN, Finansal Açıdan Factoring, Atilla Kitapevi, Ankara, 1992.
[xxii] Seha, SELEK, “Factoring ve Forfaiting İşlemleri ve Muhasebeleştirilmeleri”, DEÜ İİBF Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 2, İzmir, 1992, s. 37
[xxiii] Muharrem, ÖZDEMİR, Finansal Yönetim; Gazi Kitabevi,1997, Ankara, s. 547
[xxiv] Zeyyat, HATİBOĞLU, Ayrıntılı İşletme Finansı, Lebib Yalkın Yayımları, 2. Baskı, 1996, İstanbul, s. 424
[xxv] Tamer, MÜFTÜOĞLU, İşletme İktisadı, Turhan Kitapevi, 3. Baskı, Ankara, 1999
[xxvi] Sermaye Piyasası Kurumu Mevzuatı, Seri VIII. No:21
[xxvii]Hüseyin, AKGÖNÜL, Bülent, ALTAY, “Risk Sermayesi (Venture Caoital)”, Anadolu Üniversitesi, İİBF Dergisi, Cilt: 17, Sayı: 1, Eskişehir, 2001, s. 461.
[xxviii] İlker, PARASIZ, Para Banka ve Finansal Piyasalar, Ezgi Kitapevi, 6. Baskı, Bursa, 1997
[xxix] Jurg, NICHANS, International Monetary Economics, The Johns Hopkins University Press, Boltimore, Marlyland, 1985, s. 152
[xxx]Ali, CEYLAN, Finansal Teknikler, Ekin Kitapevi, 5 Baskı, Bursa, 2003.
[xxxi]Erkan, POYRAZ, Turizm İşletmelerinde Başvurulan Özel Finansman Yöntemlerine Genel Bir Bakış, Ekonomik Vizyon.
[xxxii] Semih, BÜKER, Rıza, AŞIKOĞLU, Güven, SEVİL, Finansal Yönetim, II. Baskı, Eskişehir, 1997, s. 585.
[xxxiii] Saime, ÖNCE, Türev Ürünlerin Muhasebe Sorunları ve Bankalar İçin Muhasebeleştirme Şekilleri, Türkiye Bankalar Birliği, Yayın No: 192, Eskişehir, 1995,s. 22
[xxxiv] Kemalettin, ÇONKAR, H. Ali, ATA, Riskden Korunma Aracı Olarak Türev Ürünlerin Gelişmiş Ülkeler ve Türkiye’ de Kullanımı, Afyon Kocatepe Üniversitesi İ.İ.B.F Dergisi, Cilt IV, Afyon, 2002, s. 6
[xxxv] Remzi, ÖRTEN, Finansal Türev Ürünler ve Muhasebe İlkeleri, Muhasebe ve Bilim Dünyası Dergisi, Cilt:2, Ankara, 2000, s. 4
[xxxvi] www.turkbarter.com