|
|||||
|
|
|
Muğla Üniversitesi, İ.İ.B.F - İktisat Bölümü |
|
KÜRESEL YOKSULLUKLA MÜCADELEDE MİKRO KREDİLERİN ROLÜ |
ÖZET
Küresel Yoksullukla Mücadelede Mikro Kredilerin Rolü
Yoksulluk, günümüzde sadece az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bir sorunu olmayıp gelişmiş ülkeleri de ilgilendiren küresel bir sorun haline dönüşmüştür. Bu nedenle aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması, Milenyum Kalkınma Hedefleri arasında birinci hedef olarak belirlenmiştir. Ayrıca söz konusu hedefler arasında eğitim, sağlık ve çevreye ilişkin hedefler yanında kadınların güçlendirilmesi hedefi, üçüncü hedef olarak dikkati çekmektedir. Bu bağlamda birçok ülkede başarıyla uygulanan mikro kredi uygulamaları, Milenyum Kalkınma Hedeflerine ulaşma yoluyla küreselleşen yoksulluğun azaltılmasında özellikle kadın yoksulların azaltılmasında ve refah düzeylerinin arttırılmasında gittikçe büyük önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, mikro krediler yoluyla girişimcilik ruhuna sahip ancak sermayesi olmayan yoksullara özellikle kadın yoksullara teminatsız olarak küçük çapta kredi verilmekte ve böylece yoksullar üretken hale getirilerek gelirleri arttırılmaktadır. Bu çalışmada, yoksulluğun küresel ve Türkiye’deki boyutları veriler ışığında analiz edilmekte ve mikro kredilerin küresel yoksullukla mücadelede oynadığı rol inceleme konusu yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Küresel Yoksulluk, Mikro Krediler, Girişimcilik
ABSTRACT
The Role of Microcredit Programmes in the Struggle Against the Global Poverty
Poverty is today not only a problem for less developed and developing countries; but also it has become a global problem affecting developed countries. For that reason, eradication of extreme poverty and hunger has been determined as first goal among the millenium development goals. Furthermore, as well as the goals about education, health and environment, the goal to empower the women draws attention as third goal among the goals mentioned. Through reaching millenium development goals, successful microcredit programmes in many countries have been gaining more and more great importance in reducing global poverty, especially among women, and in increasing the level of prosperity and welfare for women. Microcredit programmes has been giving small scale unsecured credits to the poor who have no capital but entrepreneur sprit, especially among women, and thus has been making the poor productive and increasing their incomes. This study has analyzed the dimensions of poverty in the world and in Turkey in the light of the data, and has investigated the role of microcredits in the struggle against the global poverty.
Keywords: Global Poverty, Micro Credit Programmes, Entrepreneurship
GİRİŞ
1800’lü yıllarda İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi sürecinde insanların çok uzun sürelerde ve düşük ücretlerle çalıştırılması sonucu yoksulluk artmıştır. Sanayi Devrimi’nden günümüze gelindiğinde yoksulluk, gelişmekte olan ülke ve gelişmiş ülke ayrımı yapılmaksızın tüm ülkeleri ilgilendiren küresel bir sorun haline gelmiştir.
Gelişmekte olan ülkeler ekonomik kalkınma, işsizlik, ekonomik istikrarın sağlanması, küresel piyasaların reel ve finansal yönde hızlı büyümesine paralel olarak ulusal üretimde daralma, artan ithalat oranları, teknoloji üretememe gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamda az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve bazı gelişmiş ülkelerde gelir dağılımında görülen adaletsizlikler, işsizlik oranlarındaki artışlar ve beşeri sermaye yatırımlarının az olması gibi nedenlerden dolayı yoksulluk gittikçe artmaya devam etmektedir.[1] Dolayısıyla, yoksulluk günümüzde acilen çözülmesi gereken küresel bir sorun haline dönüşmüştür.
Yoksullukla mücadeleyi gerekli kılan nedenler arasında büyük kentlere göçün önlenmesi, yoksulluğun etiketlenmesinin önlenmesi, sosyal sermayenin harekete geçirilmesi ve başarma isteğinin güçlendirilmesi ve girişimciliğin yaygınlaştırılması yer almaktadır.[2] Bu bağlamda tüm dünyada başarıyla uygulanan mikro kredi uygulamaları, son yıllarda küresel yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
1970’li yıllarda Bangladeş’li iktisatçı Muhammed Yunus tarafından başlatılan ve geliştirilen mikro kredi sistemi, kredilerin temel bir insan hakkı olduğu prensibine dayanmaktadır. Bundan dolayı, söz konusu sistemde varlık değil yoksulluk esas alınmakta ve teminat aranmaksızın aşırı yoksullara öncelikle yoksul kadınlara kredi verilmektedir. Çünkü kadınlar, çocukların yetiştirilmesi ve evin idaresi konusunda önemli bir görev üstlenmekle beraber borç ödemede daha güvenilir görülmekte ve fırsat verildiğinde fırsatları girişim yeteneği çerçevesinde iyi değerlendirebilmektedir. Mikro kredi yoluyla kendi işini kurarak ekonomik bağımsızlık elde eden yoksul kadınlar, ailelerini yoksulluk sınırının üzerine çıkarmakta ve yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, kadınlar çocukların eğitim ve sağlık şartlarının iyileştirilmesi sonucu refah düzeylerinin arttırılmasında ve geleceğe hazırlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Yoksullara ve en yoksullara mikro-kredi dağıtılması, temelde sivil toplum örgütlerinin faaliyeti şeklindedir. Bunun nedeni, tüm dinamizmin söz konusu örgütler etrafında dönmesidir. Borçlananların en azından küresel olarak dörtte üçünün sivil toplum örgütlerinden mikro-kredi aldıkları tahmin edilmektedir. Sivil toplum örgütleri, mikro kredinin hızlı bir şekilde yayılması için en iyi araç olarak görülmektedir. Kurumsallaşma, zaman almakta ve yeni yasal çerçevenin yaratılması, deneyim gerektirmekte dolayısıyla birçok sivil toplum örgütü, mikro kredi dağıtımına ilişkin yönetim becerilerini tamamlamış durumdadır. Ancak, sivil toplum örgütleri aynı zamanda yeni problemlerle karşılaşmaya başlamışlardır. Çünkü bu kurumlar, formel finansal yapının bir kısmını oluşturmamaktadır.[3]
Bu çalışmada, Bangladeş’li iktisatçı Muhammed Yunus tarafından başlatılan ve günümüzde birçok ülkede başarıyla uygulanan mikro kredilerin küresel yoksullukla mücadelede oynadığı rol incelenmektedir. Bu bağlamda, öncelikle yoksulluğun küresel ve Türkiye’deki boyutları veriler ışığında analiz edildikten sonra mikro kredilerin küresel yoksulluğun azaltılmasında oynadığı rol inceleme konusu yapılmaktadır.
1. Yoksulluğun Nedenleri
Yoksulluğa yol açan faktörler arasında çevresel, ekonomik, demografik ve sosyal faktörler ile sağlık hizmetleri ve hükümete ilişkin faktörler yer almaktadır.[4]
Çevresel faktörler arasında erozyon, orman açma, aşırı otlatma ile doğal faktörler (iklim değişmesi - çevre) ve coğrafik faktörler (temiz suya, enerjiye, verimli arazilere ve diğer doğal kaynaklara erişim) yer almaktadır. Ekonomik faktörler sermaye çıkışı, işsizlik, bioyakıtlar, tarımda yüksek korumacılığın olması, vergilerin yüksekliği, vergi kaçırma, toprak reformunun yapılamayışı şeklinde sıralanabilir. Demografik ve sosyal faktörler arasında suç oranının yüksekliği, aşırı nüfus artışı, cinsiyet ve ırk ayrımcılığı, kültürel faktörler, beyin göçü ve tarihsel faktörler yer almaktadır. Sağlık hizmetleri kapsamında AIDS, verem ve sıtma gibi hastalıkların yaygınlığı, beslenme yetersizliği, sağlık altyapısının olmayışı, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi faktörler dikkati çekmektedir. Hükümete ilişkin faktörler ise hükümetlerin yönetim konusunda etkin olmaması, yolsuzlukların çokluğu, kaynakların etkin kullanılamaması, demokrasinin olmayışı, eğitim konusunda başarısız olunması ve hukuk sisteminin işlemeyişi şeklinde sıralanabilir.
Bu faktörlere ek olarak, küresel ekonomik sistemin gelir dağılımındaki eşitsizlikleri daha da arttırması; yoksulluğun küresel bir sorun haline gelmesinde rol oynamaktadır.
2. Yoksulluğa İlişkin Tanımlar
Çok boyutlu bir sosyo-ekonomik olgu niteliğindeki yoksulluğun görüş birliğine varılmış objektif bir tanımı bulunmamasına karşın yoksulluğa ilişkin birçok tanım yapılmıştır.
Sen’in yoksulluğa ilişkin üç yaklaşımı bulunmaktadır. Birinci yaklaşım olan biyolojik yaklaşım, birey veya hane halkının günlük minimum gıda gereksinimini sağlamasına işaret etmektedir. Sen’in ikinci yaklaşımı, eşitsizlik yaklaşımı olarak bilinmekte ve ekonomik eşitsizlik ve yoksulluğu sürdüren politik ve ekonomik faktörleri incelemektedir. Göreceli yoksulluk anlayışı olarak bilinen üçüncü yaklaşım ise yoksulluğu objektif araçlar yoluyla belirlemenin önemine değinmekte ancak yoksulluğun kültürel tespiti üzerine daha çok vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla, yaşamın temel gereksinimlerini oluşturan algıların, sosyal olarak belirlendiğini ve orta düzeyde gelire sahip bir ülkede gerekli olan şeylerin, yoksul bir ülkede lüks olarak görülebileceği yönündeki tezi geliştirmiştir.[5]
Dünya Bankası, yoksulluğun küreselleşmiş bilgi üretme kanalları yoluyla ölçülebilmesi için nesnel kriterleri temel alan mutlak yoksulluk kavramını geliştirmiştir. Mutlak yoksulluk, bir bireyin yaşamını sürdürebilmesi için sahip olması gereken minimum gelire işaret etmektedir. Dolayısıyla, günlük geliri 2400 k/cal besini almaya yetmeyen bireyler, Dünya Bankası tarafından mutlak yoksul sayılmaktadır.[6] Mutlak yoksulluk, birey ve hane halkının hayatını sürdürebilmesi için gerekli asgari refah düzeyine erişememesi şeklinde de tanımlanabilir. Göreli yoksulluk ise, bireylerin toplumun ortalama refah düzeyinin belirli bir oranının altında bulunmaları durumuna işaret etmektedir. Bu nedenle, ortalama refah düzeyinin altında bir gelir ve harcamaya sahip bireyler ve hane halkları, göreli yoksul sayılmaktadır[7]
FAO (Birleşmiş Miletler Gıda ve Tarım Örgütü) ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO), mutlak yoksulluk kriterine göre günlük alınması gereken kalori miktarının sadece %80’ni karşılayabilenleri, ultra yoksul olarak adlandırmıştır. Ayrıca, WHO ultra yoksulluk durumlarını beş yıldan fazla sürdürenleri ise kronik yoksul olarak tanımlamıştır. Diğer yandan, Dünya Bankası 1985 yılı satın alma paritesi uyarınca kişi başına yıllık 270 $’ın altında bir gelire sahip olanları, olağanüstü yoksul olarak adlandırmaktadır.[8]
Objektif yoksulluk, yoksulluğun nedenleri ve yoksulluktan kurtulmak için yapılması gerekenleri dikkate alırken sübjektif yoksulluk kavramı ise yoksulluk tanımlarında bireylerin tercihlerini dikkate almaktadır.[9]
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) insani yoksulluğu, katlanılabilir bir yaşam için gerekli olan fırsat ve seçeneklerden vazgeçmek şeklinde tanımlamıştır. Smith’in yoksulluk tanımını temel alan UNDP’nin insani yoksulluk kavramı, ekonomik bir kategori olan gelir düzeyi ile değil insani bir kategoriyle ilişkilendirilebilir. Bu bağlamda insanın temiz su kaynaklarına, eğitim hizmetlerine ve sağlık hizmetlerine erişimi, yeni fırsat ve seçenekleri kullanabilmek için gerekli altyapının varlığı ve yokluğu gibi etmenler tarafından belirlenen insani yoksulluk indeksi geliştirilmiştir.[10] Diğer yandan, gelir yoksulluğu ise yaşamı devam ettirmek ya da asgari yaşam standardını karşılamak amacıyla kişi veya hane halkının gereksinimlerini karşılaması açısından yeterli miktarda gelire sahip olmamasına işaret etmektedir. Söz konusu gerekli gelir, yoksulluk sınırı olarak belirlenmektedir. Yoksulluk sınırının altında bir gelire veya tüketim düzeyine sahip olan kişilere, yoksul denilmektedir.[11]
Önceleri çalışmayan insanlar yoksul olarak değerlendirilirken günümüzde çalıştığı halde yoksul olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanların sayısının arttığı dikkati çekmektedir.
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi (UNCHS) tarafından adlandırılan çalışan yoksul kavramı, eğitim düzeyi düşük ve niteliksiz işgücü olan, kamu ve özel sektörün alt düzey çalışanları ile marjinal sektörde çalışan veya çalışabilir durumda olan yoksul olarak tanımlanmaktadır.[12]
1980’li yıllarda küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte küresel yoksulluk kavramı ön plana çıkmaya başlamıştır. Dolayısıyla, yoksulluk olgusu artık az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler yanında gelişmiş ülkeleri de etkileyen küresel bir sorun haline dönüşmüştür.
3. Küresel Yoksulluk
2000/2001 Dünya Kalkınma Raporu’na göre yoksulluk; açlık, evsizlik, hasta olmak ancak sağlık kuruluşlarından yararlanamamak, okuma yazma bilmemesine karşın okula gidememek gibi yoksunluklara ek olarak kamu ve toplumsal kurumlarda söz ve iktidar sahibi olamamak, risklere karşı oldukça savunmasız olmak dolayısıyla dışlanmak şeklinde tanımlanmaktadır.[13]
Küresel rekabet ortamına entegre olamayan emek faktörü, geleneksel üretim ve istihdamın azalmasına paralel olarak olumsuz etkilenmektedir. Artan yabancı yatırımların reel sektöre yapılmayıp daha çok finansal sektöre kaydırılması sonucu ulusal gelir azalmakta ve istihdam yapısında ortaya çıkan teknoloji ağırlıklı yapısal değişim nedeniyle işsizlik artmaktadır. İşsizlik ve yoksulluğun artmasına bağlı olarak bölgeler arası gelişmişlik farklılıkları artarken kırsal alanlardan gelişmiş kent merkezlerine yönelik göç hızlanmakta ve kent yoksulluğu yani yeni yoksulluk olgusu önem kazanmaktadır. Dolayısıyla kent yaşamına uyum sağlayamayan ve sosyal dışlanma yaşayan yeni yoksulların sayısı, küreselleşme ile birlikte gittikçe artmaktadır.[14] Bu bağlamda, yoksulluğun küreselleşmesiyle birlikte geleneksel yoksulluğun yerini yeni yoksulluk kavramı almaya başlamıştır.
Geleneksel anlamda yoksul kavramı, önceleri işsiz olmaya işaret ederken günümüzde yeni yoksul kavramı ise tüketemiyor olmak anlamında kullanılmaktadır. Köyden kente göçle birlikte ortaya çıkan kent yoksulluğu, yeni yoksulluğa işaret etmekte ve çalışan yoksullar ortaya çıkmaktadır. Toplumla bütünleşme sorunu yaşayan yeni yoksullar, toplumsal kurumlarda söz sahibi olamadığı için dışlanmakta ve güçsüz kalmaktadır.[15]
Küreselleşmenin zengin ülkeler ile yoksul ülkeler arasındaki gelir eşitsizliklerini daha da arttırdığına ilişkin görüşler dikkati çekmektedir. Wade’ye göre, küreselleşme ile birlikte uygulanan neo-liberal politikalar yoksulluğu ve dolayısıyla gelir dağılımındaki eşitsizlikleri artırıcı yönde etki yaratmaktadır.[16]
Yoksulluk olgusu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ciddi boyutlarda görülmekle beraber gelişmiş ülkelerde de görülmektedir. Bu nedenle, küreselleşen yoksulluk sorununun çözümü küresel çabaları gerektirmektedir.
Küresel yoksullukla mücadele, Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma Hedefleri arasında birinci hedef olarak belirlenmiştir. Bundan dolayı, Eylül 2000’de yapılan Milenyum Zirvesi’nde 191 ülke, 2015 yılına kadar yoksulluğun yarı yarıya azaltılması yönünde karar almıştır. Üçüncü hedef ise kadınların güçlendirilmesi şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca Şubat 1997 yılında yapılan Mikro Kredi Zirvesi’nde 2005 yılına kadar dünyanın en yoksul 100 milyon ailesine ve öncelikle yoksul kadınlara mikro kredi yoluyla ulaşılması hedeflenmiş ve 2005 yılı Mikro Kredi yılı ilan edilmiştir. 2006 yılında Mikro Kredi Zirvesi’nin 2. aşaması başlatılmış ve 2015 yılına kadar kendi kendine istihdam sağlayıp finansal ve ticari hizmet alabilecek en yoksul 175 milyon aileye ve özellikle kadınlara ulaşmak ile günlük 1 $’ın üzerinde gelir elde eden aile sayısını, 100 milyona çıkarmak hedeflenmiştir. Bu bağlamda, son yıllarda birçok ülkede başarıyla uygulanan mikro kredi programları, küresel yoksulluğun özellikle kadın yoksulların azaltılmasında gittikçe büyük önem kazanmaktadır.
4.Yoksulluğun Küresel Görünümü
Küresel düzeyde bakıldığında yoksulluğun daha çok Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki ülkelerde yaygın olmasına karşın gelişmiş ülkelerde de görüldüğü dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, yoksulluk günümüzde sadece az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri değil aynı zamanda gelişmiş ülkeleri de ilgilendirdiği için küresel bir sorun haline dönüşmüştür.
Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki ülkelerin çoğunluğunun, neden ülkelerindeki yoksulluğu yeteri kadar azaltmaya yönelik bir büyüme kaydedemediği yönünde bir soruya birçok yanıt verilebilir. Galbraith, politik liderlerin başarısızlıklarının nedeni olarak bu ülkelerin sorunlu ekonomik performanslarını göstermekte ve bu ülkelerin ekonomik yönden az gelişmiş olmalarını, yaygın yozlaşma ile bu devletlerin bürokrasilerinin etkin çalışmamasına bağlamaktadır. Page, üçüncü Dünya ülkelerinin sürekli ekonomik sorunlarına yönelik bir açıklama olarak uluslararası ekonomik sistemin eşit olmayan doğasını vurgulamaktadır.[17]
Asya’daki yoksulluğun, kırsal kökenli olduğu dikkati çekmektedir. Söz konusu yoksulluğun nedenleri arasında toprağın sınırlı ve sulamanın yetersiz olması, küçük çiftçiler, kiracılar veya tarım işçilerinin tarıma daha fazla bağımlı olması, birçok çocuğa sahip hane halklarının varlığı, bağımlılık yükü fazla, okumamış veya düşük eğitim düzeyine sahip bireylerden oluşan hane halklarının fazlalığı yer almaktadır.[18] Ayrıca, Afrika’da birçok ülkenin az gelişmiş olması ve iç savaşların olması, yoksulluğu arttırmaktadır. Diğer yandan Latin Amerika ülkelerinin ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklarının birbirini izlemesi gibi faktörler de yoksulluğu arttırıcı etki yaratmaktadır. Asya ve Sahra-altı Afrika’daki yoksulluk, daha çok kırsal kökenli yoksulluk niteliğinde iken Latin Amerika’daki yoksulluk kentleşme oranlarının yüksek olması nedeniyle daha çok kentsel karakterli görünmektedir.
Tablo 1, seçilmiş bazı gelişmekte olan ülkelerdeki insani gelişme indeksleri (HDI) [19] ile insani yoksulluk indeksleri (HPI-1)[20] ve yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfusa ilişkin verileri göstermektedir. 2007/2008 Yılı İnsani Gelişme Raporu’na göre, toplam 177 ülkenin 70’i yüksek, 85’i orta, 22’si ise düşük düzeyde insani gelişmeye sahiptir. Türkiye, söz konusu indeks açısından 84. sırada yer alarak orta düzeyde insani gelişmeye sahip olmuştur.
2007/2008 Yılı İnsani Gelişme Raporu’na göre, 108 gelişmekte olan ülkenin 15’i yüksek, 71’i orta ve 22’si ise düşük düzeyde insani yoksulluk indeksine (HPI-1) sahiptir. Türkiye, %9.2’lik yoksulluk oranıyla insani yoksulluk indeksi açısından 22. sırada yer almaktadır. Türkiye’de nüfusun %3.4’ü günlük 1 $, nüfusun %18.7’si ise günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. Ayrıca, nüfusun %27’si ise ulusal yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Yüksek düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında insani gelişme indeksi açısından Singapur 25, Arjantin 38, Uruguay 46, Küba 51, Meksika 52, Malezya 63 ve Brezilya 70. sıradadır. Diğer yandan, insani yoksulluk indeksine göre 2.sırada Uruguay, 4.sırada Arjantin, 6.sırada Küba, 7.sırada Singapur, 10.sırada Meksika, 16.sırada Malezya ve 23.sırada Brezilya bulunmaktadır. Söz konusu gelişmekte olan ülkelerden %3.5 gibi en düşük yoksulluk oranına sahip ülke Uruguay iken yoksulluk oranı en yüksek gelişmekte olan ülke ise %9.7 oranıyla Brezilya olmuştur. Uruguay’da nüfusun %2.0’den azı günlük 1 $ nüfusun %5.7’si günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşamaktadır. Brezilya’da nüfusun %7,5’u günlük 1 $ nüfusun %21.2’si günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşamaktadır. Brezilya’nın ulusal yoksulluk sınırı, %21.5 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 1: Seçilmiş Bazı Gelişmekte Olan Ülkelerdeki İnsani Gelişme ve İnsani Yoksulluk İndeksleri
Ülkeler |
HDI Sırası |
İnsani Yoksulluk İndeksi DeğeriHPI-1 |
Yoksulluk Sınırının Altında Yaşayan Nüfus (%) |
|||
Sıra |
Değer (%) |
Günlük 1 $ (1990-2005) |
Günlük 2 $ (1990-2005) |
Ulusal Yoksulluk Sınırı (1990-2004) |
||
YÜKSEK DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER |
||||||
Singapur |
25 |
7 |
5.2 |
_ |
_ |
_ |
Arjantin |
38 |
4 |
4.1 |
6.6 |
17.4 |
_ |
Uruguay |
46 |
2 |
3.5 |
< 2 |
5.7 |
_ |
Küba |
51 |
6 |
4.7 |
_ |
_ |
_ |
Meksika |
52 |
10 |
6.8 |
3.0 |
11.6 |
17.6 |
Malezya |
63 |
16 |
8.3 |
2 < |
9.3 |
15.5 |
Brezilya |
70 |
23 |
9.7 |
7.5 |
21.2 |
21.5 |
ORTA DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER |
||||||
Venezuella |
74 |
21 |
8.8 |
18.5 |
40.1 |
31.3 |
Kolombiya |
75 |
14 |
7.9 |
7.0 |
17.8 |
64.0 |
Tayland |
78 |
24 |
10 |
< 2 |
25.2 |
13.6 |
Çin Halk Cum. |
81 |
29 |
11.7 |
9.9 |
34.9 |
4.6 |
Türkiye |
84 |
22 |
9.2 |
3.4 |
18.7 |
27.0 |
Ürdün |
86 |
11 |
6.9 |
< 2 |
7.0 |
14.2 |
Filipinler |
90 |
37 |
15.3 |
14.8 |
43.0 |
36.8 |
Endonezya |
107 |
47 |
18.2 |
7.5 |
52.4 |
27.1 |
Nikaragua |
110 |
46 |
17.9 |
45.1 |
79.9 |
47.9 |
Mısır |
112 |
48 |
20.0 |
3.1 |
43.9 |
16.7 |
Guatemala |
118 |
54 |
22.5 |
13.5 |
31.9 |
56.2 |
Hindistan |
128 |
62 |
31.3 |
34.3 |
80.4 |
28.6 |
Kamboçya |
131 |
85 |
38.6 |
34.1 |
77.7 |
35 |
Pakistan |
136 |
77 |
36.2 |
17.0 |
73.6 |
32.6 |
Bangladeş |
140 |
93 |
40.5 |
41.3 |
84.0 |
49.8 |
Kenya |
148 |
60 |
30.8 |
22.8 |
58.3 |
52.0 |
Zimbabwe |
151 |
91 |
40.3 |
56.1 |
83.0 |
34.9 |
Yemen |
153 |
82 |
38.0 |
15.7 |
45.2 |
41.8 |
DÜŞÜK DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER |
||||||
Zambiya |
165 |
96 |
41.8 |
63.8 |
87.2 |
68.0 |
Etyopya |
169 |
105 |
54.9 |
23.0 |
77.8 |
44.2 |
Mozambik |
172 |
101 |
50.6 |
36.2 |
74.1 |
69.4 |
Nijer |
174 |
104 |
54.7 |
60.6 |
85.8 |
63.0 |
Sierra Leone |
177 |
102 |
51.7 |
57.0 |
74.5 |
70.2 |
Kaynak: UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 3, pp. 238-240, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
Orta düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler sıralamasının başında Venezuella, Kolombiya, Tayland, Çin Halk Cumhuriyeti, Türkiye, Ürdün, Filipinler ve Endonezya yer alırken sıralamanın sonunda ise Kamboçya, Pakistan, Bangladeş, Kenya, Zimbabwe ve Yemen yer almaktadır. Ancak, insani yoksulluk indeksine göre 14.sırada Kolombiya, 22.sırada Türkiye, 24.sırada Tayland, 29.sırada Çin Halk Cumhuriyeti, 37.sırada Filipinler, 46.sırada Nikaragua, 47.sırada Endonezya, 54. sırada Guatemala, 60.sırada Kenya, 62.sırada Hindistan, 77.sırada Pakistan, 82.sırada Yemen, 85.sırada Kamboçya, 91.sırada Zimbabwe ve 93.sırada Bangladeş bulunmaktadır.
Orta düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında insani gelişme ve insani yoksulluk indeksi sırası açısından en önde bulunan ülkeler, Venezuella ve Kolombiya olmaktadır. İnsani gelişme indeksi yönünden 74. sırada bulunan Venezuella, insani yoksulluk sırasına göre 108 gelişmekte olan ülke arasında %8.8’lik yoksulluk oranıyla 21.sırada yer almıştır. Venezuella’yı izleyen Kolombiya, insani gelişme indeksine göre 75.sırada iken %7.9’luk yoksulluk oranıyla insani yoksulluk indeksi açısından 14.sıradadır. Venezuella’da nüfusun %18.5’i günlük 1 $ nüfusun %40.1’i günlük 2 $’lık bir gelir sınırının altında yaşamaya çalışırken nüfusun %31.3’ü ise ulusal yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Kolombiya’da nüfusun % 7.0’ı günlük 1 $ nüfusun %17.8’i günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşarken nüfusun %64’ü ulusal yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Orta düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında 1 $ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun yüzdesinin en düşük olduğu ülkeler arasında %2’nin altında bir orana sahip Tayland ile Ürdün, %3.1 ile Mısır ve %3.4 oranıyla Türkiye göze çarpmaktadır. 1$ gelir sınırının altında bir gelirle yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında %56.1 ile Zimbabwe, %45.1 ile Nikaragua, %41.3 ile Bangladeş, %34.3 ile Hindistan ve %34.1 ile Kamboçya dikkati çekmektedir. Orta düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun en düşük olduğu ülkeler arasında %7 ile Ürdün ve %17.8 oranıyla Kolombiya yer almaktadır. Orta düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında günlük 2 $ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun en yüksek olduğu ülkelerden özellikle %84 oranıyla Bangladeş, %83 ile Zimbabwe, %80.4 ile Hindistan, %79.9 ile Nikaragua ve %77.7 ile Kamboçya ve %73.6 ile Pakistan göze çarpmaktadır.
Türkiye, insani gelişme indeksi açısından Tayland ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin ardından 84.sırada yer almaktadır. Türkiye, insani yoksulluk indeksine göre 108 gelişmekte olan ülke arasında %9.2’lik yoksulluk oranıyla 22.sıradadır. Söz konusu ülkede, nüfusun %3.4’ü günlük 1 $ nüfusun %18.7’si günlük 2$ gelir sınırının altında yaşarken ulusal yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfusun oranı, %27 olarak gerçekleşmiştir.
Venezuella, Kolombiya, Tayland, Çin Halk Cumhuriyeti, Türkiye, Ürdün, Filipinler, Endonezya ve Nikaragua gibi ülkelerin insani yoksulluk oranları, %20’nin altında seyrederken Mısır’ın %20 Guatemala’nın %22.5 Hindistan, Kamboçya, Pakistan, Kenya ve Yemen’in %30’u Bangladeş, Zimbabwe’nin insani yoksulluk oranları ise %40’ı aşmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinden Filipinler ve Endonezya, insani gelişme indeksi açısından sırasıyla 90. ve 107. sıradadır. İnsani yoksulluk indeksine göre 108 gelişmekte olan ülke arasında Filipinler 37. Endonezya ise 47. sırada yer alarak ön sıralarda görünmektedir. Ancak buna karşın günlük 2$ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun oranı, Filipinlerde %43 Endonezya’da ise %52.4 gibi yüksek bir oranda seyretmektedir. Ayrıca ulusal yoksulluk sınırının altında kalan nüfus, Filipinler’de %36.8 iken Endonezya’da ise %27.1 olarak gerçekleşmiştir.
Düşük düzeyde insani gelişmeye sahip gelişmekte olan ülkeler arasında %50’den fazla insani yoksulluk oranına sahip Etyopya, Mozambik, Nijer ve Sierra Leone göze çarpmaktadır. Günlük 1$ gelir sınırının altında bir gelirle yaşamaya çalışan nüfus yüzdesi açısından Zambiya %63.8, Nijer %60.6 ve Sierra Leone ise %57 oranıyla dikkati çekmektedir. Günlük 2$ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun oranı Zambiya, Etyopya, Mozambik, Nijer ve Sierra Leone’de %70’leri aşmaktadır. Söz konusu ülkeler, gerek insani yoksulluk indeksi gerekse insani gelişme indeksi yönünden sıralamanın en sonlarında yer almaktadır.
Tablo 2’de, seçilmiş bazı OECD ülkeleri, Merkezi ve Doğu Avrupa ve CIS (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerindeki insani gelişme ve insani yoksulluk indeksleri gösterilmektedir. Yüksek insani gelişme indeksine sahip bu ülkelerden en düşük insani yoksulluk oranına sahip ülke, %6.3 oranıyla İsveç’tir. İsveç’i sırasıyla Norveç, Hollanda, Finlandiya ve Almanya izlemektedir. Ayrıca, İtalya %29.8 ABD ise %15.4 yoksulluk oranıyla en yüksek yoksulluk oranına sahip gelişmiş ülkeler olarak dikkati çekmektedir. Norveç’teki nüfusun %6.4’ü medyan gelirin %50’sini elde ederken ABD’deki nüfusun %17.0’ı Rusya Federasyon’undaki nüfusun %%18.8’i medyan gelirin %50’sini elde etmektedir. Günlük 11$ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun oranı, Lüksemburg’da %0.3 Norveç’te %4.3 ABD’de %13.6, Avustralya’da ise %17.6 olarak gerçekleşmiştir. Günlük 4$ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun oranı ise Çek Cumhuriyeti’nde %1.0 iken Polonya’da %20.6, Bulgaristan’da %39.9, Rusya Federasyonu’nda %45.3, Romanya’da ise %54.8 olmuştur.
Tablo 2: Seçilmiş Bazı OECD Ülkeleri, Merkezi ve Doğu Avrupa ve CIS (Bağımsız Devletler Topluluğu) Ülkelerindeki İnsani Gelişme ve İnsani Yoksulluk İndeksleri
Ülkeler |
HDI Sırası |
İnsani Yoksulluk İndeksi Değeri |
Yoksulluk Sınırının Altında Yaşayan Nüfus (%) |
|||
Sıra |
Değer (%) |
Medyan Gelirin % 50’si (2000-2004) |
Günlük 11 $ (1994-1995) |
Günlük 4 $ (2000-2004) |
||
YÜKSEK DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP ÜLKELER |
||||||
İzlanda |
1 |
_ |
_ |
_ |
_ |
- |
Norveç |
2 |
2 |
6.8 |
6.4 |
4.3 |
_ |
Avustralya |
3 |
13 |
12.1 |
12.2 |
17.6 |
_ |
Kanada |
4 |
8 |
10.9 |
11.4 |
7.4 |
_ |
İsveç |
6 |
1 |
6.3 |
6.5 |
6.3 |
_ |
Japonya |
8 |
12 |
11.7 |
11.8 |
_ |
_ |
Hollanda |
9 |
3 |
8.1 |
7.3 |
7.1 |
_ |
Fransa |
10 |
11 |
11.2 |
7.3 |
9.9 |
_ |
Finlandiya |
11 |
4 |
8.1 |
5.4 |
4.8 |
_ |
ABD |
12 |
17 |
15.4 |
17.0 |
13.6 |
_ |
İspanya |
13 |
15 |
12.5 |
14.2 |
_ |
_ |
Belçika |
17 |
14 |
12.4 |
8.0 |
_ |
_ |
Lüksemburg |
18 |
9 |
11.1 |
6.0 |
0.3 |
_ |
İtalya |
20 |
19 |
29.8 |
12.7 |
_ |
_ |
Almanya |
22 |
6 |
10.3 |
8.4 |
7.3 |
_ |
Yunanistan |
24 |
_ |
_ |
14.3 |
_ |
_ |
Çek Cumhuriyeti |
32 |
_ |
_ |
4.9 |
_ |
1.0 |
Macaristan |
36 |
_ |
_ |
6.7 |
_ |
15.9 |
Polonya |
37 |
_ |
_ |
8.6 |
_ |
20.6 |
Slovakya |
42 |
_ |
_ |
7.0 |
_ |
11.4 |
Estonya |
44 |
_ |
_ |
12.4 |
_ |
33.2 |
Bulgaristan |
53 |
_ |
_ |
_ |
_ |
39.9 |
Romanya |
60 |
_ |
_ |
8.1 |
_ |
54.8 |
Rusya Federasyonu |
67 |
_ |
_ |
18.8 |
_ |
45.3 |
ORTA DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP ÜLKELER |
||||||
Kazakistan |
73 |
_ |
_ |
_ |
_ |
56.7 |
Ukrayna |
76 |
_ |
_ |
_ |
_ |
44.7 |
Ermenistan |
83 |
_ |
_ |
_ |
_ |
80.5 |
Gürcistan |
96 |
_ |
_ |
_ |
_ |
61.9 |
Azerbeycan |
98 |
_ |
_ |
_ |
_ |
85.9 |
Türkmenistan |
109 |
_ |
_ |
_ |
_ |
79.4 |
Moldovya |
111 |
_ |
_ |
_ |
_ |
64.7 |
Özbekistan |
113 |
_ |
_ |
_ |
_ |
16.9 |
Kırgizistan |
116 |
_ |
_ |
_ |
_ |
72.5 |
Kaynak: UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 4, pp. 241-242, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
Orta düzeyde insani gelişme indeksine sahip gelişmiş ülkeler arasında günlük 4$ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun oranı, %16.9 oranıyla en düşük Özbekistan’da %85.9 oranıyla en yüksek Azerbaycan’da gerçekleşmiştir.
Tablo 3, seçilmiş bazı ülkelerdeki gelir dağılımı adaletsizliklerini göstermektedir. Gini katsayısı, gelir dağılımı adaletsizliklerinin ölçülmesinde kullanılmaktadır. Tablo 3’e göre, yüksek insani gelişmeye sahip ve gelir dağılımında göreceli olarak adaletin sağlandığı ülkeler arasında İsveç, Japonya, Hollanda, Finlandiya, Almanya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Bulgaristan gibi ülkeler başta gelmektedir. Söz konusu ülkelerin çoğunluğu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerden oluşmaktadır. Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerinin tümünde gini katsayısının, 0.40’ın altında olduğu görülmektedir. Ancak, AB üyesi ülkeler arasında gelir dağılımının göreceli olarak daha adaletsiz olduğu ülkeler, 38.5 gini katsayısıyla Portekiz, 37.7’le Letonya, 36.0’la İngiltere, İtalya ve Litvanya, 35.8’le Estonya, 34.7’le İspanya, 34.5’le Polonya, 34.3’le İrlanda ve Yunanistan şeklinde sıralanmaktadır. Diğer yandan, yüksek düzeyde insani gelişmeye sahip Hong Kong, Singapur, Malezya gibi Güneydoğu Asya ülkeleri, %40’ı aşan gini katsayılarından dolayı gelir dağılımının adaletsiz olduğu ülkeler olarak göze çarpmaktadır.
Tablo 3’e göre, yüksek düzeyde insani gelişmeye sahip ülkeler arasında gelir dağılımındaki eşitsizliğin en yüksek olduğu ülkeler arasında gini katsayısı Brezilya’da 57.0, Panama’da 56.1, Arjantin’de 51.3, Malezya’da 49.2, Uruguay’da 44.9, Hong Kong’da 43.4, Singapur’da 42.5 ve ABD’de 40.8 olarak gerçekleşmiştir.
Orta düzeyde insani gelişmeye sahip ülkeler arasında gelir dağılımında adaletsizliğin en büyük olduğu ülkelerden Bolivya 60.1, Haiti 59.2, Kolombiya 58.6 Paraguay 58.4, Güney Afrika Cumhuriyeti 57.8, Guatemala 55.1, El Salvator 52.4, Zimbabwe 50.1’lik gini katsayısıyla dikkati çekmektedir. Bu ülkeleri sırasıyla Venezuella 48.2, Çin Halk Cumhuriyeti 46.9, Uganda 45.7, Filipinler 44.5, Tayland 42.0, Türkiye 43.6, Kenya 42.5, Kamboçya 41.7’lik gini katsayısıyla izlemektedir.
Türkiye, 177 ülke arasında insani gelişme açısından 84. sırada bulunmakta ve orta düzeyde insani gelişmeye sahip ülkeler grubunda yer almaktadır. Türkiye’nin gini katsayısı, 43.6 olarak gerçekleşmiştir. En yoksul yüzde on ve en yoksul yüzde yirmilik dilimlerin ulusal gelirden aldıkları paylar sırasıyla %2.0 ve %5.3 olarak gerçekleşmiştir. En zengin yüzde yirmilik dilimin ulusal gelirden aldığı pay, %49.7 iken en zengin yüzde onluk dilimin ulusal gelirden aldığı pay ise % 34.1 olmuştur. En zengin yüzde onluk dilimin en yoksul yüzde onluk dilime oranı, 16.8 kat, en zengin yüzde yirmilik dilimin en yoksul yüzde yirmilik dilime oranı, 9.3 kat olmuştur.
Tablo 3: Seçilmiş Bazı Ülkelerdeki Gelir Dağılımı
HDI Sıra
|
Ülkeler |
Yıl
|
Gini indeksi |
En Yoksul %10 |
En Yoksul %20 |
En Zengin %20
|
En Zengin %10 |
En Zengin %10’nun En Yoksul %10’a Oranı |
En Zengin %20’nin En Yoksul %20’ye Oranı |
YÜKSEK DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP ÜLKELER |
|||||||||
2 |
Norveç |
2000 |
25.8 |
3.9 |
9.6 |
37.2 |
23.4 |
6.1 |
3.9 |
4 |
Kanada |
2000 |
32.6 |
2.6 |
7.2 |
39.9 |
24.8 |
9.4 |
5.5 |
5 |
İrlanda |
2000 |
34.3 |
2.9 |
7.4 |
42.0 |
27.2 |
9.4 |
5.6 |
6 |
İsveç |
2000 |
25.0 |
3.6 |
9.1 |
36.6 |
22.2 |
6.2 |
4.0 |
7 |
İsviçre |
2000 |
33.7 |
2.9 |
7.6 |
41.3 |
25.9 |
9.0 |
5.5 |
8 |
Japonya |
1993 |
24.9 |
4.8 |
10.6 |
36.7 |
21.7 |
4.5 |
3.4 |
9 |
Hollanda |
1999 |
30.9 |
2.5 |
7.6 |
38.7 |
22.9 |
9.2 |
5.1 |
11 |
Finlandiya |
2000 |
26.9 |
4.0 |
9.6 |
36.7 |
22.6 |
5.6 |
3.8 |
12 |
ABD |
2000 |
40.8 |
1.9 |
5.4 |
45.8 |
29.9 |
15.9 |
8.4 |
13 |
İspanya |
2000 |
34.7 |
2.6 |
7.0 |
42.0 |
26.6 |
10.3 |
6.0 |
14 |
Danimarka |
1997 |
33.0 |
2.6 |
8.3 |
37.8 |
23.0 |
6.9 |
4.4 |
16 |
İngiltere |
1999 |
36.0 |
2.1 |
6.1 |
44.0 |
28.5 |
13.8 |
7.2 |
20 |
İtalya |
2000 |
36.0 |
2.3 |
6.5 |
42.0 |
26.8 |
11.6 |
6.5 |
21 |
Hong Kong |
1996 |
43.4 |
2.0 |
5.3 |
50.7 |
34.9 |
17.8 |
9.7 |
22 |
Almanya |
2000 |
28.3 |
3.2 |
8.5 |
34.9 |
22.1 |
6.9 |
4.3 |
24 |
Yunanistan |
2000 |
34.3 |
2.5 |
6.7 |
41.5 |
26.0 |
10.2 |
6.2 |
25 |
Singapur |
1998 |
42.5 |
1.9 |
5.0 |
49.0 |
32.8 |
17.7 |
9.7 |
27 |
Slovenya |
1998 |
28.4 |
3.6 |
9.1 |
35.7 |
21.4 |
5.9 |
3.9 |
29 |
Portekiz |
1997 |
38.5 |
2.0 |
5.8 |
45.9 |
29.8 |
15.0 |
8.0 |
32 |
Çek Cum. |
1996 |
25.4 |
4.3 |
10.3 |
35.9 |
22.4 |
5.2 |
3.5 |
36 |
Macaristan |
2002 |
26.9 |
4.0 |
9.5 |
36.5 |
22.2 |
5.5 |
3.8 |
37 |
Polonya |
2002 |
34.5 |
3.1 |
7.5 |
42.2 |
27.0 |
8.8 |
5.6 |
38 |
Arjantin |
2004 |
51.3 |
0.9 |
3.1 |
55.4 |
38.2 |
40.9 |
17.8 |
42 |
Slovakya |
1996 |
25.8 |
3.1 |
8.8 |
34.8 |
20.9 |
6.7 |
4.0 |
43 |
Litvanya |
2003 |
36.0 |
2.7 |
6.8 |
43.2 |
27.7 |
10.4 |
6.3 |
44 |
Estonya |
2003 |
35.8 |
2.5 |
6.7 |
42.8 |
27.6 |
10.8 |
6.4 |
45 |
Letonya |
2003 |
37.7 |
2.5 |
6.6 |
44.7 |
29.1 |
11.6 |
6.8 |
46 |
Uruguay |
2003 |
44.9 |
1.9 |
5.0 |
50.5 |
34.0 |
17.9 |
10.2 |
53 |
Bulgaristan |
2003 |
29.2 |
3.4 |
8.7 |
38.3 |
23.9 |
7.0 |
4.4 |
60 |
Romanya |
2003 |
31.0 |
3.3 |
8.1 |
39.2 |
24.4 |
7.5 |
4.9 |
62 |
Panama |
2003 |
56.1 |
0.7 |
2.5 |
59.9 |
43.0 |
57.5 |
23.9 |
63 |
Malezya |
1997 |
49.2 |
1.7 |
4.4 |
54.3 |
38.4 |
22.1 |
14.4 |
67 |
Rusya Fed. |
2002 |
39.9 |
2.4 |
6.1 |
46.6 |
30.6 |
12.7 |
7.6 |
70 |
Brezilya |
2004 |
57.0 |
0.9 |
2.8 |
61.1 |
44.8 |
51.3 |
21.8 |
ORTA DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP ÜLKELER |
|||||||||
73 |
Kazakistan |
2003 |
33.9 |
3.0 |
7.4 |
41.5 |
25.9 |
8.5 |
5.6 |
74 |
Venezuella |
2003 |
48.2 |
0.7 |
3.3 |
52.1 |
35.2 |
48.3 |
16.0 |
75 |
Kolombiya |
2003 |
58.6 |
0.7 |
2.5 |
62.7 |
46.9 |
63.8 |
25.3 |
76 |
Ukrayna |
2003 |
28.1 |
3.9 |
9.2 |
37.5 |
23.0 |
5.9 |
4.1 |
78 |
Tayland |
2002 |
42.0 |
2.7 |
6.3 |
49.0 |
33.4 |
12.6 |
7.7 |
81 |
Çin Halk C. |
2004 |
46.9 |
1.6 |
4.3 |
51.9 |
34.9 |
21.6 |
12.2 |
84 |
Türkiye |
2003 |
43.6 |
2.0 |
5.3 |
49.7 |
34.1 |
16.8 |
9.3 |
90 |
Filipinler |
2003 |
44.5 |
2.2 |
5.4 |
50.6 |
34.2 |
15.5 |
9.3 |
95 |
Paraguay |
2003 |
58.4 |
0.7 |
2.4 |
61.9 |
46.1 |
65.4 |
25.7 |
98 |
Azerbeycan |
2001 |
36.5 |
3.1 |
7.4 |
44.5 |
29.5 |
9.7 |
6.0 |
103 |
El Salvator |
2002 |
52.4 |
0.7 |
2.7 |
55.9 |
38.8 |
57.5 |
20.9 |
107 |
Endonezya |
2002 |
34.3 |
3.6 |
8.4 |
43.3 |
28.5 |
7.8 |
5.2 |
109 |
Türkmenistan |
1998 |
40.8 |
2.6 |
6.1 |
47.5 |
31.7 |
12.3 |
7.7 |
111 |
Moldovya |
2003 |
33.2 |
3.2 |
7.8 |
41.4 |
26.4 |
8.2 |
5.3 |
113 |
Özbekistan |
2003 |
36.8 |
2.8 |
7.2 |
44.7 |
29.6 |
10.6 |
6.2 |
117 |
Bolivya |
2002 |
60.1 |
0.3 |
1.5 |
63.0 |
47.2 |
168.1 |
42.3 |
118 |
Guatemala |
2002 |
55.1 |
0.9 |
2.9 |
59.5 |
43.4 |
48.2 |
20.3 |
121 |
Güney Afrika |
2000 |
57.8 |
1.4 |
3.5 |
62.2 |
44.7 |
33.1 |
17.9 |
128 |
Hindistan |
04-05 |
36.8 |
3.6 |
8.1 |
45.3 |
31.1 |
8.6 |
5.6 |
131 |
Kamboçya |
2004 |
41.7 |
2.9 |
6.8 |
49.6 |
34.8 |
12.2 |
7.3 |
136 |
Pakistan |
2002 |
30.6 |
4.0 |
9.3 |
40.3 |
26.3 |
6.5 |
4.3 |
140 |
Bangladeş |
2000 |
33.4 |
3.7 |
8.6 |
42.7 |
27.9 |
7.5 |
4.9 |
146 |
Haiti |
2001 |
59.2 |
0.7 |
2.4 |
63.4 |
47.7 |
71.7 |
26.6 |
148 |
Kenya |
1997 |
42.5 |
2.5 |
6.0 |
49.1 |
33.9 |
13.6 |
6.2 |
151 |
Zimbabwe |
95-96 |
50.1 |
1.8 |
4.6 |
55.7 |
40.3 |
22.0 |
12.0 |
154 |
Uganda |
2002 |
45.7 |
2.3 |
5.7 |
52.5 |
37.7 |
16.6 |
9.2 |
DÜŞÜK DÜZEYDE İNSANİ GELİŞMEYE SAHİP ÜLKELER |
|||||||||
158 |
Nijer |
2003 |
43.7 |
1.9 |
5.0 |
49.2 |
33.2 |
17.8 |
9.7 |
165 |
Zambiya |
2004 |
50.8 |
1.2 |
3.6 |
55.1 |
38.8 |
32.3 |
15.3 |
169 |
Etyopya |
99-00 |
30.0 |
3.9 |
9.1 |
39.4 |
25.5 |
6.6 |
4.3 |
176 |
Burkina Faso |
2003 |
39.5 |
2.8 |
6.9 |
47.2 |
32.2 |
11.6 |
6.9 |
177 |
Sierra Leone |
1989 |
62.9 |
0.5 |
1.1 |
63.4 |
43.6 |
87.2 |
57.6 |
Kaynak: UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 15, pp. 281-284, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 16.10.2008)
Düşük düzeyde insani gelişmeye sahip ülkeler arasında gelir dağılımındaki adaletsizlikler yönünden en göze çarpan ülkeler, Sierra Leone ve Zambiya olarak sıralanmaktadır. Söz konusu ülkelerin gini katsayıları, sırasıyla 62.9 ve 50.8 dolayısıyla oldukça yüksek görünmektedir. Sierra Leone, gerek gelir adaletsizliğinin bir ölçüsü olan en yüksek gini katsayısına sahip olması gerekse insani gelişme düzeyi açısından sonuncu sırada bulunması nedeniyle göze çarpmaktadır. Sierra Leone’de en yoksul yüzde on ve en yoksul yüzde yirmilik dilimlerin ulusal gelirden aldıkları paylar, sırasıyla 0.5 ve %1.1 olarak gerçekleşmiştir. En zengin yüzde yirmilik kesimin ulusal gelirden aldığı pay, %63.4 iken en zengin yüzde onluk dilimin ulusal gelirden aldığı pay, %43.6 olmuştur. En zengin yüzde onluk dilimin en yoksul yüzde onluk dilime oranı, 87.2 kat iken en zengin yüzde yirmilik dilimin en yoksul yüzde yirmilik dilime oranı ise 57.6 kat olarak gerçekleşmiştir.
5.Yoksulluğun Türkiye’deki Görünümü
Samsun, Ankara, Adana ve Mersin hattının doğusunda bulunan kırsal yoksulluk ile büyük kent merkezlerinin çevresinde oluşan yeni yoksulluk olgusu, oldukça ciddi boyutlar sergilemektedir. Daha iyi fırsatlara ulaşma ümidiyle köylerinden büyük kentlere göç eden kişiler, kent yoksulları olarak yeni yoksullara eklenmektedirler. Çünkü Türkiye’nin kentlerindeki istihdam olanakları ve yaşam standartları, gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük kalmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin bu sorunu, gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi eğitime öncelik vermekle çözülebilir.[21]
Tablo 4, fertlerin yoksulluk oranlarını yoksulluk sınırı yöntemlerine göre göstermektedir. Tablo 4’e göre, 2002 yılında Türkiye nüfusunun %1.35’i gıda yoksulluğu yaşarken bu oran 2006 yılında %0.74’e düşmüştür. Türkiye’nin gıda ve gıda dışı yoksulluk oranı, 2002 ve 2006 yıllarında sırasıyla %26.96 ve %17.81 olarak gerçekleşmiştir. Kişi başı günlük 1$’ın altında yaşamını sürdürmeye çalışan nüfusun payı, 2002 yılında Türkiye genelinde %0.20, kentte %0.03 ve kırda %0.46 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, 2006 yılında Türkiye geneli, kır ve kentte kişi başı günlük 1$’ın altında yaşamını sürdürmeye çalışan fert bulunmamaktadır. Kişi başı günlük 2.15 $’ın altında yaşayan fertlerin oranı, 2002-2006 döneminde Türkiye geneli, kent ve kırda azalma göstermiştir. Kişi başı günlük 4.3 $’ın altında yaşayan fertlerin oranı aynı dönemde Türkiye geneli, kent ve kırda azalma göstermekle birlikte kırdaki oran, 2002 yılında %38.82’den 2006 yılında %25.35’e düşmesine karşın hala yüksek düzeyde seyretmektedir. Aynı dönemde harcama esaslı göreli yoksulluk oranı, Türkiye geneli ve kentte azalma göstermesine karşın sadece kırda artış sergilemiştir. Söz konusu oran, 2006 yılında Türkiye genelinde %14.50, kentte %6.97 ve kırda %27.06 olmuştur.
Tablo 4: Yoksulluk Sınırı Yöntemlerine Göre Fertlerin Yoksulluk Oranları
Yöntemler |
TÜRKİYE |
KENT |
KIR |
||||||||||||
2002 |
2003 |
2004 |
2005 |
2006 |
2002 |
2003 |
2004 |
2005 |
2006 |
2002 |
2003 |
2004 |
2005 |
2006 |
|
Gıda Yoksulluğu(Açlık) |
1,35 |
1,29 |
1,29 |
0,87 |
0,74 |
0,92 |
0,74 |
0,62 |
0,64 |
0,04 |
2,01 |
2,15 |
2,36 |
1,24 |
1,91 |
Gıda+Gıda Dışı Yoksulluk |
26,96 |
28,12 |
25,60 |
20,50 |
17,81 |
21,95 |
22,30 |
16,57 |
12,83 |
9,31 |
34,48 |
37,13 |
39,97 |
32,95 |
31,98 |
Kişi Başı Günlük 1$'ın Altı(1) |
0,20 |
0,01 |
0,02 |
0,01 |
0,00 |
0,03 |
0,01 |
0,01 |
0,00 |
0,00 |
0,46 |
0,01 |
0,02 |
0,04 |
0,00 |
Kişi Başı Günlük 2.15$'ın Altı(1) |
3,04 |
2,39 |
2,49 |
1,55 |
1,41 |
2,37 |
1,54 |
1,23 |
0,97 |
0,24 |
4,06 |
3,71 |
4,51 |
2,49 |
3,36 |
Kişi Başı Günlük 4.3$'ın Altı(1) |
30,30 |
23,75 |
20,89 |
16,36 |
13,33 |
24,62 |
18,31 |
13,51 |
10,05 |
6,13 |
38,82 |
32,18 |
32,62 |
26,59 |
25,35 |
Harcama Esaslı Göreli Yoksulluk(2) |
14,74 |
15,51 |
14,18 |
16,16 |
14,50 |
11,33 |
11,26 |
8,34 |
9,89 |
6,97 |
19,86 |
22,08 |
23,48 |
26,35 |
27,06 |
(1) 1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak 2002 yılı için 618 281 TL; 2003 yılı için 732 480 TL; 2004 yılı için
780 121 TL, 2005 yılı için 0.830400 YTL ve 2006 yılı için ise 0.921 YTL kullanılmıştır.
(2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır.
Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=23&ust_id=7 (Erişim Tarihi: 18.10.2008)
Tablo 4 incelendiğinde; Türkiye’deki yoksulluğun daha çok gıda ve gıda dışı yoksulluk olduğu, 2006 yılında kişi başı günlük 1 $’ın altında bir gelirle yaşayan bireyin bulunmadığı, kişi başı günlük 4.3 $ gelir sınırının altında yaşayan nüfusun % 25.35 gibi büyük bir bölümünün kırda yoğunlaştığı ve benzer şekilde en yüksek harcama esaslı göreli yoksulluk oranının 2006 yılında %27.06 oranıyla kırda gerçekleştiği dikkati çekmektedir.
Tablo 5’de, Türkiye’nin 1994-2005 dönemindeki gelir dağılımı %20’lik hane halkı dilimleri şeklinde gösterilmektedir. İlk dört hane halkı diliminin toplam gelirden aldığı paylar, 1994-2005 döneminde artış göstermesine karşın sadece beşinci %20’lik hane halkı diliminin toplam gelirden aldığı pay, azalma kaydetmiştir. Türkiye’de 1994 yılında birinci %20’lik dilim, toplam gelirden %4.9 pay alırken beşinci %20’lik dilimin gelirden aldığı pay %54.9 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu değerler, 2005 yılında birinci %20’lik dilim için %6.1’e yükselmiş ve beşinci %20’lik dilim için %44.4’e düşmüştür. Dolayısıyla, 1994 yılında beşinci %20’lik dilimde yer alan bireyler, birinci %20’lik dilimde yer alan bireylerden yaklaşık 11.2 kat fazla gelir elde ederken bu oran 2005 yılında 7.3 katına gerilemiştir. Türkiye’nin 2005 yılındaki gelir dağılımı, 1994 yılındaki gelir dağılımına göre belirli ölçüde iyileşme göstermesine karşın yine de gelir dağılımındaki adaletsizler dikkati çekmektedir.
Tablo 5: Gelire Göre Sıralı %20’lik Gelir Dağılımı
%20'lik Dilimler |
TÜRKİYE |
||||
1994 |
2002 |
2003 |
2004 |
2005 |
|
Birinci %20 |
4,9 |
5,3 |
6,0 |
6,0 |
6,1 |
İkinci %20 |
8,6 |
9,8 |
10,3 |
10,7 |
11,1 |
Üçüncü %20 |
12,6 |
14,0 |
14,5 |
15,2 |
15,8 |
Dördüncü %20 |
19,0 |
20,8 |
20,9 |
21,9 |
22,6 |
Beşinci %20 |
54,9 |
50,0 |
48,3 |
46,2 |
44,4 |
Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=24&ust_id=7. (Erişim Tarihi: 18.10.2008)
Düşük gelire sahip aileler yönünden yoksullukla mücadele, kişi başı günlük 1 $ gelir elde etmekten daha karmaşık görünmektedir. Türkiye’de ailelerin bütçeleri, sadece yaşamı idame ettirmeye yetmekte ve dolayısıyla eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarına pay ayrılamamaktadır. Çok çocuklu olan ve küçük çocuk sayısı fazla olan aileler, daha yoksul durumdadır. Diğer yandan, yaşı büyük aile bireylerinin yoksulluk oranı da oldukça yüksektir. Türkiye nüfusunun genç nüfusa dayalı bir nitelik taşıması, yoksulluğu çocuk sorunu haline dönüştürmektedir. Ayrıca, Türkiye’de yoksullukla mücadele daha çok hayır işleri şeklinde yürütülmekte ve bu durum da bağımlılığa yol açtığı için eleştirilmektedir. Milenyum Bildirgesi’ni imzalayan Türkiye’nin, yoksulluğun azaltılması amacıyla gerekli fonları sağlaması ve etkin dağıtması önem taşımaktadır. Çünkü bir ülkenin geleceğini temsil eden çocukların sağlıklı şekilde büyümesi için çocuklara yatırım yapılması gerekmektedir [22]
Türkiye’de kültürel davranışlar, yoksulların sağlık ve eğitime yönelik taleplerini engelleyici rol oynayabilmektedir. Bu nedenle sağlık ve eğitim yatırımlarının yapılması yanında yoksulların söz konusu hizmetlere ilişkin taleplerinin arttırılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kadınların işgücü piyasalarına katılımlarının teşvik edilmesi gerekir. Bu çerçevede, Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılabilmesi açısından toplumsal bilincin yükseltilmesine yönelik politika ve projelerin uygulanması büyük önem taşımaktadır.[23] Bu bağlamda, Türkiye’de yoksul insanların öncelikle yoksul kadınların mikro kredi yoluyla üretken hale getirilerek işgücü piyasasına eklenmesi ve böylece yaşam standartlarının yükseltilmesi sağlanabilecektir.
Türkiye’de 2002 yılında başlayan ve günümüzde tüm dünyada başarıyla devam eden mikro kredi uygulamaları, yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
6. Mikro Kredilerin Tanımı ve Tarihsel Gelişimi
1970’li yıllarda başlayan mikro kredi uygulamaları, yoksullara özellikle kadın yoksullara teminatsız mikro ölçekte kredi olanağı sağlamakta ve böylece küreselleşme ile gündeme gelen yeni yoksulların refah düzeylerinin arttırılmasında ve yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
6.1. Mikro Kredilerin Tanımı
Mikro krediler, kalkınma politikası aracı olarak ortaya çıkan ve resmi finans kuruluşlarına erişim güçlüğü çeken düşük gelirli kişilere yönelik çok düşük faizli küçük ölçekli bir bireysel kredi türüdür. Mikro kredi müşterileri arasında genellikle kendi evinde çalışan serbest meslek sahibi girişimciler yer almaktadır. Kırsal alan ve bölgelerde genellikle küçük çiftçiler ve küçük esnaflık gibi düşük gelir getiren faaliyetlerle uğraşan kişiler, mikro kredi kullanırken kentsel alan ve bölgelerde ise dükkan sahipleri, hizmet sağlayıcılar, zanaatçılar, seyyar satıcılar bu hizmetten yararlanmaktadır.[24]
Düşük gelir sağlayan girişimciler ile üreticilere sağlanacak finansal hizmetlerin yoksulluğun azaltılmasında en etkili tek araç olabileceği belirtilmektedir. Bununla beraber, ticari mikro kredi sadece çok yoksullar için değil çalışan yoksullar için de önemlidir ve gıda, ilaç, barınma, istihdam gibi öncelikli ihtiyaçlarını gideremeyen insanlar için de çok önemlidir. Hükümet ile çok yoksullara yönelik yardım programlarının birbirlerine tamamlayıcı olarak kullanılması durumunda kurumsal ticari mikro kredi, büyük ölçekli yoksulluğun azaltılmasında önemli rol oynayabilmektedir. [25]
Mikro kredi; yardımlar ve bağışlar yerine sivil toplum örgütleri, bankalar, kredi kooperatifleri ve diğer resmi finans sistemi yoluyla yoksullara düşük düzeyde kredi verilmesini ve böylece milli gelirlerinin ve refah düzeylerinin arttırılmasını sağlayan bir sistem olarak tanımlanmaktadır. Mikro kredi sistemi, aynı zamanda bölgeler ve cinsiyetler arası gelir farklılıklarının giderilmesinde ve yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. [26]
Mikro kredi programlarının asıl hedef kitlesi, yoksulun yoksulu olmakla birlikte öncelik yoksul kadınlara verilmektedir. Çünkü kadınlar, çocukların yetiştirilmesi ve evin idaresi konusunda önemli bir görev üstlenmiştir. Mikro kredi yoluyla kendi işini kurarak ekonomik bağımsızlık elde eden yoksul kadınlar, ailelerini yoksulluk sınırının üzerine çıkarmakta ve yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, kadınlar çocukların eğitim ve sağlık şartlarının iyileştirilerek refah düzeylerinin arttırılmasında ve geleceğe hazırlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
6.2. Mikro Kredilerin Tarihsel Gelişimi
Çoğunlukla, düşük gelirli ülkelerdeki finansal sektörün yoksullara hizmet etmede başarısız olduğu ileri sürülmektedir. Banka ve diğer finansal kurumlar, genellikle önemli tutarlarda teminat istemekte, yüksek gelirli ve kredibilitesi yüksek müşterileri tercih etmekte, işlemler uzun zaman almakta ve bürokratik uygulamalar çoğunluktadır. İnformel sektöre göre kredi verenler, genellikle aşırı derecede yüksek faiz oranları yüklemekte, teminatı düşük değerlendirme yapmakta ve çoğunlukla kredilendirme kararlarını vermede ırkçı ve/veya cinsiyet ayrımı yapan bir tutum sergilemektedirler. Formel ve informel finansal sektörlerin yoksullara uygun kredi sağlama konusundaki başarısızlıkları, çoğu kez nihai olarak yoksulluğa neden olan ekonomik, sosyal ve demografik yapıların daha da bozulmasına yol açmaktadır.[27] Bu bağlamda, 1970’li yıllarda yoksullukla mücadele aracı olarak kullanılmaya başlanan mikro kredi uygulamaları, günümüzde birçok ülkede gittikçe yaygınlaşmaya başlamıştır.
Çeşitli formlardaki mikro kredi planı, 1960’lı yıllardan beri vardı. Bununla beraber tam bir mikro kredi planı, küçük grup kredileri üzerine yoğunlaşan Muhammed Yunus tarafından Chittagong Üniversitesi yakınındaki bir köyde deneysel bir proje olarak 1974 yılında yeniden keşfedilmiştir. Yunus, yoksullara güçlü bir şekilde kredi sağlama fikrini savunmaktadır. Yunus, günümüzde yoksullara kredi verilmesinin temel bir insan hakkı olduğuna işaret etmektedir. Grameen Bankası, ülkede en büyük mikro kredi veren kurum niteliğindedir. Banka insanlara çiftlik hayvanlarını satın alma, küçük ölçekli ürünler dikme veya dokumacılık gibi küçük işler kurmaları amacıyla 100 dolardan daha az krediler vermektedir. Mikro kredi programları, Bangladeş’te kırsal kredi sistemine finans sağlamaktadır. Sonuçta, bu programlar ülkedeki yoksulluğun azaltılmasına yardımcı olmaktadır. [28]
Mikro kredi uygulaması, ilk kez 1974 yılında Bangladeş’te başlamıştır. Bangladeşli ekonomist Muhammed Yunus, bambu sandalyesi yapmak amacıyla tefecilerden yüksek faizle borç para alan kadınların zor durumunu görünce mikro kredi uygulamasını başlatmış ve geliştirmiştir. Bangladeş Grameen Bankası, kendi işini kurmak veya kendi işini geliştirmek isteyen yoksullara öncelikle yoksul kadınlara yönelik olarak 1 doların altında borç vermiştir. Borç parayı bambu yapımında kullanan kadınlar, mikro kredi sayesinde gelirlerini arttırmış ve tefecilerden yüksek faizlerle borç almaktan kurtulmuştur.
1974 yılında yerel bir bankanın desteğiyle kurulan deneysel bir köy kredi projesi şeklinde başlatılan Grameen mikro kredi uygulaması, 1979 yılında Bangladeş Merkez Bankası’nın devreye girmesiyle hizmet verdiği bölgeleri genişletmiştir. 1980’li yıllara gelindiğinde söz konusu projeye bağış kuruluşlarından finansal yardım sağlanmaya başlanmıştır. Günümüzde Grameen mikro kredi uygulamaları, dünya çapında uygulama alanı bulmuş ve geliştirilmiştir.
Grameen Bankası, destekleme aracı olarak büyük ölçüde kendi emeğine dayanan kırsal yoksullar için kredi bazlı yoksulluğu azaltma programı başlatmıştır. Yarım dönümden daha az veya bir dönüm topraktan daha az varlıklara sahip olan kırsal yoksullar özellikle kadınlar, kredi programı için uygun aday niteliğinde görülmektedir. Geleneksel banka kredilerine benzemeyen Grameen Bankası kredileri, teminatsız olarak verilmektedir. Bu durum, geleneksel bankacılık sisteminin dışında kalan Bangladeş’teki topraksız yoksullara hizmet etmektedir. Günümüzde, borçlanıcıların %95’ine işaret eden 2 milyondan fazla borçlanıcı, kadınlardan oluşmaktadır. 1.000’den fazla işkolu ve 14.000 çalışanıyla Grameen Bankası, Bangladeş’in 68.000 köyünün 34.000’ninden fazlasına ulaşmıştır. Grameen Bankası ev yapım kredileri, sulama ve içme suyu kredileri ve hatta hijyenik tuvaletlerin yapımında olduğu gibi küçük ölçekli tarımsal faaliyetlere de genel kredi sağlamaktadır.[29]
Bir kişi, Grameen Bankası’ndan ödünç para almak istediğinde, beş kişilik grup oluşturulması istenir. Bu durum, grup dayanışmasını garanti etmek için gerekmektedir. Grup oluşturulduktan sonra banka memurları, Grameen Bankası’nın kural ve prosedürlerini tartışmakta ve daha sonra bir hafta içinde Grameen felsefesi ve kredi süresi konusunda grup üyelerini eğitmektedirler. Gruba, bankanın aynı zamanda beş kişiye kredi genişlemesi yapmayacağı söylenir. Bunu, üst düzey banka memurları tarafından yönetilen sözlü sınav izlemektedir. Eğer grup sınavı geçerse, üyelerden Banka’dan krediyi alması için aralarından iki kişiyi seçmesi istenir. Krediler, bir hafta içinde ödenmektedir.
Grameen Bankası üyelerinin kredi geri dönüş oranlarındaki başarısının sırrı, üç grupta açıklanabilir. Birincisi, bankaların ödemeleri haftalık olarak tahsil etmesidir. İkincisi, bankanın borçlanıcıların kredileri verilme amaçlarına uygun olarak kullanıp kullanmadığını denetlemeleridir. Üçüncüsü, banka görevlilerinin kredilerin geri ödenmesine ilişkin sözlerini tutmalarıdır. Bu etmenlerin tümü, banka ile borçlanıcıları arasındaki mülkiyet duygusunu geliştirmek amacını taşımaktadır. Dolayısıyla, ödemeler düzenli olarak yapılmaktadır. [30]
Grameen Bankası’nın anahtar özelliği; sürdürülebilir programları yaratmak için teşvik sağlamak, bağıştan çok kredileri devam ettirmektir. Başlatma faaliyetlerinin desteklenmesiyle yeni mikro kredi örgütleri yaratılmıştır. Mikro kredi programlarını başlatmak için sivil toplum örgütlerine fon sağlamak ve başarılı şekilde çalışmaları için yabancı ülkelerdeki sivil toplum örgütlerini faaliyete geçirmek amacıyla sivil toplum örgütlerini seçmek veya bireyleri seçmek amacıyla yöntem geliştirilmiştir. [31]
Toptan fonları uluslararası olarak başlatmak, her bir ülke içindeki toptan fonları oluşturmada bir adım niteliğindedir. Grameen Bankası, diğer ülkelerdeki Grameen benzerlerine destek sağlamak amacıyla 1989 yılında kurulmuştur. Sivil toplum örgütlerinin, mikro kredi programlarını başlatabilmek için küçük bir parayı bile çekemedikleri görülmektedir. Grameen Bankası, 1991 yılından beri dünya çapında projelerin başlaması için sivil toplum örgütlerine uluslararası çapta fon kaynağı sağlamaktadır. Bunların çoğunda Grameen Bankası, mikro kredi programlarına başlangıçtan beri destek sağlamıştır. Grameen Bankası, programların uygulanabilmesi için bu projelere olanak sağlayan kredileri vermekte, eğitim ve teknik yardım sağlamakta ve böylece fon kaynakları yerel ve uluslararası olarak sağlanmaktadır. Grameen Bankası’ndan sağlanan fonlarla, dünya çapında çok sayıda başarılı mikro kredi programları yaratılmaktadır. [32]
Grameen Bankası’nın başlangıç sermayesiyle mikro kredi dünyasına giriş yapan örgütler, ülkelerinde yüksek başarı gösteren sivil toplum örgütlerinden birisi haline gelmiştir. Söz konusu örgütlerden Pakistan’da KASHF, Hindistan’da SHARE, Filipinler’de Dunganon ve ASHI, Nepal’de SBP, Vietnam’da Sermaye Yardım Fonu (Capital Aid Fund) dikkati çekmektedir. Örgütlerin üyeleri, binlerce kişiye ulaşmakta ve yerel bankalar ile finansal kurumlardan sağladıkları fonlar artmaktadır. Filipinler’deki CARD ile Nepal’deki Nirdhan Utthan Bank gibi bazı kuruluşlar, kendilerini bankaya dönüştürmüşlerdir.
Grameen Bankası’nın kredi fonlama programının diğer şekli, kuruluş-işletme-transfer (BOT) sözleşmesi koşullarında mikro kredi programı yaratmak amacıyla bir ülkeye gitmektir. Bu durumlarda, Grameen Bankası yerel personeli toplayarak ve eğiterek yerleşim yerindeki mikro kredi programını kurmak ve işletmek için kendi memurlarını gönderir. Bu yaklaşım, çok hızlı üretken sonuçlar vermektedir. Birçok risk ve belirsizlik, bu anlaşma koşullarında atlatılmaktadır. Kredi verenler ile hükümetler, programların başarısı hakkında endişeli oldukları zaman anlaşmaya çabalarlar. Grameen Bankası, Myanmar ile Kosova’da BOT Projeleri’ni oluşturmaya çalışmıştır. Son zamanlarda yerel yönetime devredilen Myanmar Programı, 5 yıl içinde 37.000 borçlanıcıya ulaşmıştır. Kosova Programı, iki yıl geriden başlamıştır. Şimdi, 5000’i aşan kadın üyesi bulunmaktadır. Söz konusu program, Kosova’nın savaştan zarar görmüş ailelerinin ekonomik faaliyetlerinin yeniden inşa edilmesine yardımcı olmuştur.[33]
Grameen Bankası’nın 16 Kararları olarak bilinen değerler seti; disiplin, birlik ve çok çalışma azmine sahip olan her bir Grameen borçlanıcı grubu üyesinin motive edilmesine yönelik önemli bir amaca hizmet etmektedir. 16 Kararları, üyelerin günlük yaşamlarında izlemeleri konusunda teşvik edildikleri özel bir yönetim kodunu kapsar. Söz konusu kararlar; sebze bahçelerinde sebze ve meyvelerin yetiştirilmesi, konutların iyileştirilmesine yönelik yatırım ile çocukların eğitimi, daha sağlıklı olmak için tuvaletlerin kullanımı ve güvenli içme suyunun sağlanmasına ilişkin faaliyetleri içermektedir. [34] Böylece, yoksulların özellikle yoksul kadınların ekonomik ve sosyal yönden gelişimleri sağlanmakta ve refah düzeyleri arttırılmakta dolayısıyla mikro kredilerin küresel yoksullukla mücadelede oynadığı rol arttırılmaktadır.
1980’li yıllar boyunca kredi verenler, mikro kredileri desteklemişlerdir. Çünkü gündemlerinde yüksek önceliği olan tüm konulara mikro kredi hitap etmektedir. Yoksulluğu azaltma, kadına yetki verilmesi, beslenme, sağlık, aile planlaması, eğitim, konut, kendine güven, sürdürülebilirlik ve bunların tümüne mikro finans yoluyla hitap edilmektedir. İlerleme için doğru yol, mikro kredi programlarını belirlemek ve kredi verenleri söz konusu programları desteklemeye teşvik etmek olacaktır. [35]
2005 Yılı Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Mikro Kredi Yılı olarak ilan edilmiştir. Ayrıca, 24 Mart 2008 tarihli Time Dergisi mikro kredi faaliyetlerini dünyayı değiştiren on fikir arasında göstermiştir. Bu çerçevede mikro kredilerin günümüzde küresel yoksulluğu azaltmada oynadığı rol gittikçe artmaktadır.
7. Küresel Yoksulluğun Azaltılmasında Mikro Kredilerin Rolüne İlişkin Teorik Çerçeve
Birçok çalışma, mikro kredilerin yoksulluğu azaltıcı etkilere sahip olduğu sonucuna varmakla birlikte bazı çalışmalar da mikro kredi kuruluşlarının aşırı yoksullara ulaşmadaki etkinlikleri üzerinde şüphelere sahiptir.
Mosley ve Hulme (1998) yoksulluk sınırında bulunan hane halklarına yönelik mikro kredi programlarının etkisinin, yoksulluk sınırının altında kalan hane halkını hedefleyen programlardan daha büyük olduğu sonucuna varmışlardır. Ayrıca, yoksulluk sınırının oldukça altında kalan çok yoksul hane halklarının mikro kredi programlarından olumsuz etkilendiği görülmüştür. Bunun nedeni, çok yoksulların aldıkları mikro kredileri gelir getirecek sabit sermaye yatırımına dönüştürmek yerine çalışma sermayesi veya tüketim harcaması şeklinde kullanma yoluna gitmeleridir. [36]
Khandker (2003), Bangladeş’e ilişkin panel data verileri kullanarak mikro kredilerin yoksulluk üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Khandker, mikro kredilerin en yoksullara oldukça çok fayda sağladığını ve program katılımcıları arasındaki yoksulluğun azaltılmasında önemli bir etkiye sahip olduğunu bulmuştur. Khandker, bu etkinin orta düzeydeki yoksulluktan çok olağanüstü yoksulluk (extreme poverty) üzerinde daha güçlü olduğu sonucuna varmıştır. [37]
Li, Rozelle ve Zhang (2004), 1999 yılının verileriyle Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sichuan Eyaletine ilişkin olarak yaptıkları çalışmada mikro kredi programlarının katılımcıların varlıklarında artış sağlanmasına yardımcı olmamasına karşın üyelerin tarım dışı işlere doğru kaymalarına yardımcı olduğu sonucuna varmışlardır. Sonuçta, mikro kredi programlarının desteklenmesinde büyük yararlar olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.[38]
Hogue (2004), Bangladeş’te nüfusun çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını ve yoksulluğun BRAC (Bangladeş Kırsal Kalkınma Komitesi) kredisi kullanmayan hane halklarında % 61.2 olarak gerçekleşirken BRAC yoluyla kredi kullanan hane halklarında ise % 63.6 gibi daha yüksek bir oranda gerçekleştiği bulgusuna ulaşmıştır. Regresyon sonuçları, BRAC mikro kredi programlarının yoksulluğun azaltılması üzerine minimum etkiye sahip olduğu yönündedir. Bununla birlikte mikro kredilerin hane halklarının tüketimi üzerinde istatistiki olarak önemsiz bir etkisi vardır ve BRAC üyesi hane halklarının daha yüksek yoksulluk oranlarına sahip olması, mikro kredilerin yoksulluğun azaltılması üzerine önemsiz bir etkiye sahip olduğu sonucunu göstermektedir. Hogue, bu durumu BRAC üyesi olmayan hane halklarının BRAC’tan kredi almamalarına karşın arkadaş ve akrabalardan temin ettikleri ödünç paraları üretken amaçlar için kullanmaları sonucu BRAC hane halkları ile aralarındaki farklılığın azalmasına bağlamaktadır. Sonuçta, göreceli olarak daha yoksul hane halklarının BRAC’ın mikro kredi programlarına katılma olasılığının daha fazla olduğu ve kredilerin üretken olmayan alanlarda kullanılması sonucu mikro krediler ile yoksulluğun azaltılması arasındaki istatistiki ilişkinin oldukça düşük çıktığı gözlenmiştir.[39]
Hogue (2004)’e göre, mikro kredilerin yoksulluk üzerinde daha fazla etki yaratabilmesi için mikro kredi politikalarının geliştirilmesi gerekir. İlk olarak, mikro kredi programlarının teknik ve piyasa açısından denetlenmesi, kredilerin gelir getirici faaliyetlere yatırılmasını sağlamak için gerekmektedir. İkinci olarak, çoğunlukla BRAC kredilerinin büyüklüğü, verimli yatırımlar için yetersiz kalmakta ve bu nedenle daha yüksek girişim yeteneklerine sahip üyeler için daha geniş ölçekte ve daha fazla kredi sağlanması gerekir.[40]
Chowdhury, Ghosh ve Wright (2005), Bangladeş’teki mikro kredi uygulamalarının yoksulluk üzerine etkilerini ampirik olarak incelemiştir. Hane halkı araştırması Grameen Bankası, Bangladeş Kırsal Kalkınma Komitesi (BRAC) ve ASA (Sosyal Gelişme Birliği) gibi kurumlardan kredi alanlar hakkındaki bilgiler toplanarak gerçekleştirilmiştir. İki bulgudan birincisi, mikro kredinin gerek daha düşük objektif gerekse sübjektif yoksullukla ilgili olması ikincisi ise mikro kredinin yoksulluk üzerine olan etkisinin belirli bir noktadan sonra düzelmekle beraber altı yıl için özellikle güçlü olmasıdır. [41]
Mathew (2006)’un çalışması, Gana’da mikro kredi programına katılımın gelirler üzerindeki etkisini regresyon modeli kullanarak incelemiştir. Model, mikro kredi programına katılım ile gelirler arasında önemli bir pozitif ilişki olduğunu ortaya çıkarmıştır. Mathew, programlara katılanların gelirlerinde %10’luk bir artışın olduğu bulgusuna ulaşmıştır. Mathew’a göre, mikro kredi programları daha yüksek gelirlere yol açabildiği gibi daha yüksek gelir eşitsizliklerine de yol açabilmektedir. [42]
Coleman (2006)’ya göre, Kuzey Tayland’a yönelik ampirik sonuçlar durumu daha iyi olan köylülerin programa katılma eğilimlerinin daha yoksul köylülerden daha fazla olduğunu göstermiştir. Ayrıca, daha varlıklı köylüler programda komite üyesi olmakta ve daha düşük gelir düzeyine sahip köylülerden önemli ölçüde daha çok ödünç almaktadır. Bununla beraber, kredibiliteye ilişkin yerel bilgi de üye seçiminde kullanılmaktadır. Mikro kredi programları, komite üyesi olan hane halkının refahını pozitif şekilde etkilemekte ancak etki aşırı yoksul üyeler için önemsiz görünmektedir. Politika önerileri, yoksulları hedeflemede dikkatli olmayı, programın kural ve amaçlarını kamuya yayarak ve uygunluk kriterini uygulamayı gerektirmektedir. [43]
Nader (2008), mikro krediler ile Kahire’de yaşayan kadınların sosyo-ekonomik gelişme düzeylerindeki iyileşme arasında pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmıştır. Dolayısıyla, mikro krediler ile çocukların eğitim, gelir ve varlıkları arasında yüksek bir korelasyon bulunmuştur. Mikro krediler ile ailelerin sağlık beklentileri arasında önemli bir korelasyon bulunmazken mikro krediler ile ailedeki düzen beklentileri arasında önemli bir pozitif korelasyon bulunamamıştır. Nader, bu durumu Mısır’da kadınların hükümetin sağladığı bedava sağlık güvencesine sahip olmalarına ve ev dışında çalışmaları tabu sayıldığı için kadının değişen rolünün eş ve çocuklar tarafından onaylanmaması sonucu ailede çatışmaların artabilmesine bağlamıştır.[44]
Korkmaz ve diğerleri (2004) tarafından İstanbul’un 10 ilçesinden tesadüfi yöntemle seçilen 1000 kişiye, mikro krediler yoluyla yoksulluğun azaltılmasına ilişkin anket çalışması uygulanmıştır. Ekonometrik bulgulara göre, eğitim ve iş deneyimi pozitif bir etken iken lüks olarak nitelendirilen beyaz eşyanın varlığı negatif etken durumundadır. Dolayısıyla, belirli bir refah düzeyinden sonra Türk insanı risk almaktan kaçınma yolunu seçmektedir. Diğer yandan, daha üst eğitim düzeylerinin iş bulma beklentilerinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, medeni durum ve ailenin gelirinin küçük ölçekli iş kurmaya yönelik sermaye gereksinimi üzerinde negatif bir etkiye sahipken artan eğitim düzeylerinin ise pozitif etkiye sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. [45]
Günümüzde yoksulluğu azaltmaya yönelik programların amacı; yoksulların güçlendirilmesi, eşitsizliklerin giderilmesi ve yoksullara kendi kendilerini ve ailelerini destekleme olanağının verilmesi ve toplumların sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamaktır. Yunus, gelişme hedeflerini yetersiz beslenme, hastalık, cehalet, sefalet, işsizlik ve eşitsizliklerin derece derece azaltılarak sonunda elimine edilmesi olarak tanımlamaktadır. Yunus, bu hedeflere yoksulluğun azaltılmasına ilişkin reçetenin benimsenmesiyle ulaşılabileceğini ileri sürmektedir. Yoksulluk sorunu, yoksullara mikro-kredi verilerek kendi kendine istihdam yaratmalarının sağlanması ve yüksek sosyal bilincin oluşturulmasıyla azaltılabilmektedir.[46]
8. Dünya’da Mikro Kredi Uygulamaları
Mikro finans devrimi, Asya ve Latin Amerika’daki yoksullara yardım etme anlayışını değiştirmiştir. Geleneksel finans kurumlarının erişemediği düşük gelirli hane halklarına mikro kredi yoluyla kredi akışları sağlanmıştır. Asya ve Latin Amerika’daki mikro finans uygulamaları, farklı ideolojik, politik ve ekonomik koşullar altında gelişmektedir. Asya’da Grameen Bankası Bolivya’da Banco Sol gibi tanınmış mikro finans kuruluşları dikkati çekmektedir. Modern mikro finans uygulamaları, 1970’li yıllarda Bangladeş’te doğmuştur. Chittagong Üniversitesi’nden ekonomi profesörü Muhammed Yunus, kırsal kesimdeki yoksullara kredi sağlamaya yönelik deneysel araştırma projesini başlatmıştır. Bu deneysel proje, dünyanın en ünlü mikro finans kuruluşu olan Grameen Bankası’nın gelişmesine yol açmış ve Grameen mikro kredi modeli, dünya çapında öncü mikro kredi modeli olarak görülmektedir. Diğer yandan Latin Amerika’daki mikro finans oldukça farklı koşullar altında gelişmiştir. Bolivya’da devrilen rejim, yaygın ölçüde işsizliğe yol açınca Banco Sol, Bolivya’daki kentsel işsizliği azaltmak amacıyla Latin Amerika’da öncü mikro finans kuruluşu olarak ortaya çıkmıştır.[47]
Grameen Bankası, Bangladeş’te gruba kredi verme modeline öncülük etmiştir ve bu model yoluyla istihdam etmeyi sürdürmektedir. Her bir grup, genellikle aynı köyden benzer sosyo-ekonomik statüye sahip beş kişiden oluşmaktadır. Her bir üye, kendini diğer üyelerin kredilerinin garantörü olarak sunmaktadır. Ortak sorumluluk sistemi, formel finans sektöründe kullanılan daha geleneksel teminat sisteminin yerini almaktadır. Eğer, herhangi bir üye yükümlülüğünü yerine getiremezse, tüm grup daha sonraki kredileri alma konusunda yetersiz duruma düşecektir. Bu anlamda grubun her bir üyesi, diğer üyelerin kredilerinin geri ödenmesinden sorumlu tutulmaktadır. Krediler, anaparanın %2’sine denk gelecek şekilde ve haftalık taksitler şeklinde geri ödenmektedir. [48]
Bangladeş, 1990 yılından beri mikro kredi sektöründe hızlı bir gelişme sağlamıştır. 1990 yılı öncesinde sadece az sayıda örgüt faaliyetteydi. Birçok sivil toplum örgütü, Grameen Bankası’nın deneyimi üzerine yapılandırılmıştır. Bazı sivil toplum örgütleri, başlangıçta Grameen Bankası’nın mikro kredi dağıtım sistemini kullanmış ancak aşama aşama Bangladeş Kırsal Kalkınma Komitesi (BRAC) ile Sosyal Gelişme Birliği (ASA) gibi örgütler, kendi mikro kredi dağıtım sistemlerini geliştirmişlerdir. Günümüzde Bangladeş’te 1000’den fazla sivil toplum örgütü, mikro kredi programı yürütmektedir. Sivil toplum örgütlerinin birçoğunun mikro kredi ödemelerine katkısı çok büyüktür. Mikro kredi kurumlarının çoğunluğu, toplam faizin hesaplanmasında sabit faiz yöntemini benimserken küçük bir bölümü ise azalan yöntemi benimsemektedir. [49]
Tablo 6’ya göre, Grameen Bankası ile BRAC 1991-2006 döneminde toplam müşteri sayısı açısından % 600’den fazla (% 667) bir büyüme kaydetmiştir. Dolayısıyla söz konusu iki kuruluşun toplam müşteri sayısı, 1991 yılında yaklaşık 1.5 milyon iken 2006 yılında ise yaklaşık 11.5 milyona ulaşmıştır.
Tablo 6: Grameen Bankası ve BRAC Büyümesi (1991–2006)
|
Toplam Müşteri Sayısı 1991 |
Toplam Müşteri Sayısı 2006 |
Grameen Bankası |
1,041,630 |
6,910,000 |
BRAC |
414,341 |
4,550,000 |
Toplam |
1,455,971 |
11,460,000 |
Kaynak: State of the Microcredit Summit Campaign Report 2007, p.17, http://www.microcreditsummit.org/pubs/reports/socr/EngSOCR2007.pdf (Erişim Tarihi: 25.10.2008)
Tablo 7 incelendiğinde mikro kredi programlarının, yoksulluğun ciddi boyutlarda olduğu Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki ülkelerde yaygın olarak uygulandığı dikkati çekmektedir.
Tablo 7’ye göre, toplam 3316 programın 3256’sı gelişmekte olan ülkelerde 60’ı ise gelişmiş ülkelerde uygulanmıştır. Uygulanan toplam 3316 programın 970’i Sahra-altı Afrika, 1677’si Asya-Pasifikte, 579’u Latin Amerika-Karayipler’de ve 30’u Orta Doğu-Kuzey Afrika’da olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde toplam 3256 program uygulanmıştır. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde uygulanan toplam 60 programın 39’u Kuzey Amerika-Batı Avrupa’da 21’i ise Doğu Avrupa-Orta Asya’da faaliyet göstermiştir. 2006 yılında 3316 mikro kredi kurumunun ulaştığı toplam müşteri sayısı, 133 milyon iken bu rakamın 92,9 milyonu ulaşılan en yoksul müşterilerden oluşmaktadır. 92.9 milyon ulaşılan en yoksul müşterinin %85.2’si bir başka deyişle yaklaşık olarak 79 milyon müşteri, ulaşılan en yoksul kadınlardan oluşmaktadır.
Tablo 7: Mikro Kredi Kampanyasının Bölgesel Dağılımı
Bölgeler |
Program sayısı |
2005’de ulaşılan toplam müşteri sayısı |
2006’da ulaşılan toplam müşteri sayısı |
2005’de ulaşılan en yoksul müşteri sayısı |
2006’da ulaşılan en yoksul müşteri sayısı |
2005’de ulaşılan en yoksul kadın müşteri |
2006’da ulaşılan en yoksul kadın müşteri |
Sahra-altı Afrika |
970 |
7,429,730 |
8,411,416 |
5,380,680 |
6,182,812 |
3,422,825 |
4,036,017 |
Asya ve Pasifik |
1,677 |
96,689,252 |
112,714,909 |
74,330,516 |
83,755,659 |
63,934,812 |
72,934,477
|
L.Amerika-Karayipler |
579 |
4,409,093 |
6,755,569 |
1,760,405 |
1,978,145 |
1,258,668 |
1,384,338 |
Orta Doğu-Kuzey Afrika |
30 |
1,287,318 |
1,722,274 |
387,951 |
755,682 |
321,004 |
621,111 |
Gelişmekte Olan Ülkeler (Toplam) |
3,256 |
109,815,393 |
129,604,168 |
81,859,552 |
92,672,298 |
68,937,309 |
78,975,943 |
Kuzey Amerika-Batı Avrupa |
39 |
55,707 |
54,466 |
13,318 |
25,265 |
7,862 |
11,765
|
Doğu Avrupa-Orta Asya |
21 |
3,390,290 |
3,372,280 |
76,166 |
225,011 |
47,856 |
142,873
|
Gelişmiş Ülkeler (Toplam) |
60 |
3,445,997 |
3,426,746 |
89,484 |
250,276 |
55,718 |
154,638 |
Küresel Toplam |
3,316 |
113,261,390 |
133,030,913 |
81,949,036 |
92,922,574 |
68,993,027 |
79,130,581
|
Kaynak: State of the Microcredit Summit Campaign Report 2007, p.26, http://www.microcreditsummit.org/pubs/reports/socr/EngSOCR2007.pdf (Erişim Tarihi: 10.11.2008)
Tablo 7’ye bakıldığında, mikro kredilerin yaygın olarak gelişmekte olan ülkelerde daha çok uygulandığı dikkati çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ulaşılan toplam müşteri sayısı, ulaşılan en yoksul müşteri sayısı ve ulaşılan en yoksul kadın müşteri sayısının oldukça fazla olduğu dikkati çekmektedir. Bu bağlamda, Asya-Pasifik ile Sahra-altı Afrika’daki yoksulluğun boyutları oldukça ciddi görünmektedir. Asya ve Pasifik’te 2006 yılında ulaşılan 112,7 milyon toplam müşteri sayısının 83.8 milyonu ulaşılan en yoksul müşterilerden oluşurken bu yoksul müşterilerin 72.9 milyonu ise ulaşılan en yoksul kadın müşterilerden oluşmaktadır. 2006 yılında Sahra Altı-Afrika’da ulaşılan 8.4 milyon toplam müşteri sayısının 6.2’sini ulaşılan en yoksul müşteriler oluştururken ulaşılan en yoksul kadın müşteri sayısı ise 4.0 milyon olarak gerçekleşmiştir. Diğer yandan gelişmiş ülkeler kapsamında Doğu Avrupa-Orta Asya’daki yoksulluk, Kuzey Amerika-Batı Avrupa’daki yoksulluğa göre daha ileri bir boyut sergilemektedir. Doğu Avrupa-Orta Asya’da 2006 yılında ulaşılan toplam müşteri sayısı, 3.4 milyon olmakla beraber 225 bini ulaşılan en yoksul müşteri iken 143 bini ise ulaşılan en yoksul kadın müşterilerden oluşmaktadır. Dikkati çeken nokta, 2006 yılında ulaşılan toplam 133 milyon müşterinin 129.6 milyonu gelişmekte olan ülkelerde yaşarken 3.4 milyonu gelişmiş ülkelerde yaşamaktadır. Bir başka deyişle, 2006 yılında mikro kredi yoluyla ulaşılan toplam müşteri sayısının %97.42’si gelişmekte olan ülkelerde yaşarken %2.58 gibi küçük bir bölümü ise gelişmiş ülkelerde yaşamaktadır. 2006 yılında ulaşılan en yoksul sayısının %99.73’ü gelişmekte olan ülkelerde %0.27’si gelişmiş ülkelerde yaşamını sürdürmektedir. Ayrıca, 2006 yılında ulaşılan en yoksul kadın müşteri sayısının %99.80’i gelişmekte olan ülkelerde yaşarken %0.20 gibi oldukça küçük bir bölümü ise gelişmiş ülkelerde yaşamaktadır.
9. Türkiye’de Mikro Kredi Uygulamaları
Türkiye’de sivil toplum örgütleri yoluyla ilk mikro kredi uygulaması, 2002 yılında Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) tarafından Maya Mikro Kredi Projesi adıyla başlatılmıştır. Söz konusu proje, dünya uygulamalarına benzer bir mikro kredi uygulaması niteliğindedir. Ancak bireysel girişimciler, 2002 yılına kadar kredi birlikleri, emanet sandıkları, kooperatifler, özel finans kuruluşları, bankalar ve akrabalardan fon sağlama yoluna gitmişlerdir. Ziraat Bankası ve Halk Bankası çiftçilere, küçük ölçekli işletmelere ucuz kredi sağlarken son dönemlerde Halk Bankası yoluyla kadın girişimcilere kredi kullandırılmıştır. Ancak, 2001 yılında başlatılan Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP) ile krizin yoksullar üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla şartlı nakit transferleri yapılmış ve küçük girişimcilere kredi desteği sağlanmıştır.
14 Eylül 2001 tarihinde T.C. Hükümeti ile Dünya Bankası arasında imzalanan T.C. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün (SYDGM) yürüttüğü Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP), 28 Kasım 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2001-2006 dönemini kapsayan söz konusu SRAP projesinin amaçları; 2001 Krizinin yoksullar üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik olarak 100 milyar dolarlık hızlı yardımın dağıtılması, yoksullara yönelik hizmet veren sosyal yardımlaşma kurumlarının geliştirilmesi, yoksullara girişimcilik ruhu aşılayarak gelir elde etmeleri ve böylece yeni iş olanaklarına kavuşmalarının teşvik edilmesi ve Şartlı Nakit Transferi Uygulaması şeklinde sıralanmaktadır. Şartlı Nakit Transferi Uygulaması uyarınca temel eğitim, sağlık ve beslenme hizmetlerinin kalitesinin arttırıldığı ve bu amaçla sosyal yardımların nüfusun % 6’sını oluşturan en yoksullara doğru yönlendirildiği nakde dayalı koşullu bir sosyal yardım sistemi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Şartlı Nakit Transferi Uygulaması yoluyla en yoksul ailelerin eğitim, sağlık ve beslenme giderleri ile çocuklarını çalıştırmaları halinde elde ettikleri gelir devlet tarafından karşılanmış ve böylece yoksullara doğrudan gelir desteği sağlanmıştır. Hedeflenen 1.3 milyon çocuk yerine Mart 2006 itibariyle 2.3 milyon çocuğa ulaşılarak hedef aşılmıştır. Söz konusu şartlı destek sisteminin amacı, yoksulluktan dolayı çocuklarını okula gönderemeyen, çocuklarının sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptıramayan ve çocuklarını iyi besleyemeyen ailelerin şartlı olarak verilen doğrudan gelir desteği yoluyla teşvik edilmesidir. Şartlı nakit transferleri, şartları yerine getiren annelere yapılmaktadır. Diğer yandan, yerel girişimlerin teşvik edilmesi bağlamında yoksullara gelir getirmesi beklenen küçük ölçekli projelere geri ödemeli olarak kredi verilmiş ve iş kurmak isteyen yoksullara iş kurma konusunda teknik ve eğitim desteği sağlanmıştır.[50]
Türkiye’de, günümüzde Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) Maya Mikrofinans Destek Projesi ile Grameen Bankası, Diyarbakır Valiliği ve TİSVA işbirliğiyle Türkiye Grameen Mikro Kredi Projesi (TGMP) yoluyla mikro finans hizmeti sunulmaktadır.
Maya Mikrofinans Destek İşletmesi, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı tarafından Haziran 2002 tarihinde kurulan ilk mikro kredi kurumu olarak bilinmektedir. Maya; İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Düzce’de faaliyet göstermektedir. Maya’nın hedefi evinde, tezgahında veya dükkanında kendi işini yapan veya iş kurmak isteyen yoksul kadınlara mikro düzeyde kredi sağlamaktır. Maya’nın verdiği krediler; MayaBiz, MayaBen, ve MayaAile olmak üzere gerek grup gerekse bireysel bazda verilebilmektedir. MayaBen ve MayaBiz kredilerine iş yapan ve işini geliştirmek isteyen kadınlar başvurmaktadır. Söz konusu krediler, terzi dükkanı ve piko atölyesi bulunan kadınlar ile takı yapıp satanlar ile pazarcılık ve bohça işiyle uğraşanlara verilmektedir. MayaAile kredileri ise MayaBen ve MayaBiz kredilerini düzenli olarak ödeyen kadınların fatura ödemeleri, okul giderleri ve sağlık giderleri için verilmektedir. [51] Dolayısıyla, Maya Mikrofinans Destek İşletmesi, bireysel krediler yanında grup kredileri ve ihtiyaç kredileri de kullandırmaktadır. Söz konusu işletme, depremde zarar görmüş İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Düzce’de yaşayan yoksul kadınlara mikro kredi kullandırarak onların üretkenliklerini arttırmaya çalışmaktadır.
Türkiye’de yoksulluğu azaltmak amacıyla ikinci mikro kredi uygulaması, “Türkiye Grameen Mikro Kredi Projesi (TGMP)” adıyla 11 Haziran 2003 tarihinde Diyarbakır’da başlatılmıştır. Söz konusu proje Grameen Bankası, Diyarbakır Valiliği ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) tarafından yürütülmektedir. Günümüzde bu proje kapsamında mikro kredi verilen il sayısı gittikçe artmıştır. Diyarbakır’da beş, Ankara’da iki, Gaziantep’te iki, Eskişehir’de iki, Zonguldak, Yozgat, Batman, Rize, Amasya, Niğde, Aydın, Tokat, Mardin, Çankırı, Kahramanmaraş, Adana, Sivas, Kayseri, Bursa, Erzincan ve Çorum’da bir olmak üzere toplam 21 il ve 28 şubede mikro kredi verilmektedir.
TGMP’nin amacı, kırsal ve kentsel bölgelerde yaşayan yoksul insanların özellikle yoksul kadınların mikro kredi yoluyla gelir elde etmelerini ve böylece yoksulluk sınırının üstüne çıkmalarını sağlamaktır. Hedef kitle, Türkiye’deki yoksulun yoksulu insanlar özellikle yoksul kadınlardan oluşmaktadır. Birbirine güvenen ve aynı mahallede oturan bireylerden beş kişilik bir grup belirlenir. TGMP, Türkiye’de gerek kırsal gerekse kentsel bölgelerde yaşayan ve 50 dönümden daha az mal varlığı bulunan ya da hiçbir mal varlığına sahip olmayan yoksul insanlara özellikle yoksul kadınlara mikro kredi vermektedir. TGMP kapsamında kullandırılan krediler arasında temel kredi, sözleşmeli kredi, girişimci kredisi ve mücadeleci vatandaş kredisi yer almaktadır. Temel kredi, ana kredi niteliğinde olup bir yıllık vadeyi kapsar ve ilk verilen kredi temel kredi niteliğindedir. Ayrıca, temel kredide üyenin kendi gönüllü tasarruf hesabına para yatırma olanağı bulunmaktadır. Sözleşmeli kredi, yoksulun kredi geri ödemelerinde güçlük yaşaması durumunda borcun tahsil edilebilmesi için sürenin uzatılmasını öngörür. Girişimci kredisi ise girişimcilik ruhuna sahip, yetenekli, çalışkan ve deneyimli üyelere verilen bir kredi türüdür. Mücadeleci vatandaş kredisi, sokakta yaşayan aşırı yoksul insanlara verilen ve dilencileri dilenme dışındaki işleri yapmaya teşvik eden bir kredi şeklidir. Ayrıca, yoksul insanlarda tasarruf bilinci oluşturarak çocukların eğitim ve sağlık ihtiyaçları ve acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik gönüllü tasarruf sistemi de bulunmaktadır.[52]
TGMP çerçevesinde verilen mikro krediler, beş prensip dikkate alınarak kullandırılmaktadır. Söz konusu prensipler arasında önceliğin yoksulun yoksuluna özellikle yoksul kadınlara verilmesi, grupların beş kişiden oluşması, tahsilatın yoksulların evlerine gidilerek yapılması, geri ödenmelerin haftalık olarak yapılması, kredilerin limitlerinin birey ya da grupların performanslarına göre arttırılması yer almaktadır.
TGMP kapsamında yer alan mikro krediler, beş kişilik gruplar halinde kişilerin beyanı esas alınarak herhangi bir evrak istenmeden verilmektedir. Mikro kredi işlemlerinde öncelik, oldukça yoksul olan kadınlara verilmektedir. Ticari bankalar tarafından sadece teminat ve kefaleti olanlara kredi verilirken mikro krediler ise teminat aranmaksızın yoksul insanlara verilmektedir. Türkiye’de ilk yıl için verilen mikro kredi tutarı, 100-700 YTL arasında değişirken ABD’de 1200 dolar Bangladeş’te ise 38 dolar karşılığı Taka düzeyindedir. Kredi geri dönüş oranları %100 olan kadınlara verilen mikro kredi tutarları, her yıl için maksimum 1000 YTL arttırılmaktadır. 2003-2008 döneminde aldığı mikro kredi tutarını, başarılarıyla 5000 YTL’ye kadar arttırabilen kadınlar olmuştur. Mikro kredilerin daha çok kişiye ulaşması, mikro kredi çalışmalarına ilişkin işletme maliyetlerinin karşılanması ve daha çok kişiye ulaşılması açısından müşterilerden hizmet maliyeti alınmaktadır. Teminat ve kefalete dayanmaksızın güvene dayalı olarak yürütülen Türkiye Grameen Mikro Kredi Programı kapsamında yaklaşık 10.000 üyeye 14 milyon YTL’den fazla mikro kredi dağıtılmış ve bu kredilerin tüm illerdeki geri dönüş oranları ise %100 olarak gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, insanlara hibe olarak yardım yapmaktansa mikro krediler yoluyla üretkenlikleri arttırılarak gelir elde etmeleri ve böylece yoksulluk sınırının üstüne çıkmaları teşvik edilmektedir.[53]
Bu bağlamda, Türkiye’deki mikrofinans uygulamaları henüz oldukça yeni olmasına karşın başarılı sonuçlar sergilemektedir. Mikrofinans uygulamaları yoluyla yoksullar, gelir elde ederek üretken hale getirilmekte ve aynı zamanda kişisel ve sosyal yönden gelişmeleri sağlanmaktadır. Küresel yoksulluğun azaltılmasında önemli bir araç olarak görülen mikrofinans uygulamaları, gerek dünyada gerekse Türkiye’de gittikçe artan bir önem kazanmaktadır.
Yoksullara mikro kredi verilmesi, 4 Mart 2005 tarih ve 25745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca il özel idaresinin görev ve sorumlulukları kapsamında yer almaktadır.
31 Mart 2005 tarih ve 25772 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Dernekler Yönetmeliği’nin 4. maddesinde tanımlanan mikro kredi, “gelir getirici bir faaliyette bulunmalarını sağlamak amacıyla sandık üyelerine ödünç olarak verilen küçük sermayeye” işaret etmektedir. Dernekler yönetmeliğinin 74. maddesindeki sandık yönergesi uyarınca mikro kredi ve diğer borç verme esas ve usüllerinin belirtilmesi ile mikro kredi ve diğer borç para alacaklardan istenecek hizmet bedeli ve faiz oranlarının yönetim kurulu kararı ile belirlenmesinin zorunlu olduğu belirtilmektedir.
Sonuç
Yoksulluk sorunu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ciddi boyutlarda görülmekle beraber gelişmiş ülkelerde de görülmektedir. Dolayısıyla küreselleşen yoksulluk olgusunun çözümü, küresel çabaları gerektirmektedir.
Yoksulluk, çok boyutlu bir nitelik taşımaktadır. Yoksulluğun ölçülmesinde günlük bir dolardan daha az bir gelire sahip olmak başka bir deyişle düşük gelire sahip olmak dışında hasta olmak, okuma-yazma bilmemek, çevresel bozulma ve cinsiyet ayrımcılığı gibi Milenyum Kalkınma Hedefleri’nde belirtilen bazı ölçütler kullanılmaya başlanmıştır. Dünya Bankası, çok boyutlu bir doğaya sahip olan yoksulluğun insana yatırım yapılması ve yatırım ikliminin geliştirilmesini kapsayan iki gelişme stratejisi yoluyla azaltılabileceğini savunmuştur.[54] Sosyo-ekonomik bir sorun olan yoksulluğun azaltılması için ulusal ve küresel ölçekte sağlık, eğitim, yoksul kadınlar ve çevreye bir başka deyişle insana yatırım yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede kullandırılan mikro krediler sayesinde yoksul insanlara yatırım yapılmakta ve gelirlerindeki artışa paralel olarak refah düzeyleri arttırılmaktadır.
1990’lı yıllarda Bangladeş Kalkınma Stratejilerine İlişkin Rapor’da yoksulluğu azaltmaya yönelik üç temel yaklaşım sunulmuştur: [55]
1) beşeri sermaye yeteneklerini arttırmaya yol açan sağlık ve eğitim gibi sosyal sektörlere daha fazla yatırım yapılması ve yaşam standardı göstergelerini geliştirerek yoksulluğun azaltılması,
2) kırsal kesimdeki yoksulların gelirlerinde makul bir artış sağlayabilmek amacıyla uygun makro ekonomik politika araçlarının etkileşimi yoluyla daha yüksek bir büyüme sürecini sağlayarak yoksulluğun azaltılması,
3) piyasa yönlü normal gelişme sürecinin dışında kalan yoksullara güvenlik ağı oluşturmak amacıyla dizayn edilen hedeflenen gelir ile istihdam yaratma programlarını teşvik ederek yoksulluğun azaltılması.
Söz konusu üç yaklaşım arasında ikinci seçenek, daha çok dikkati çekmektedir. Birçok durumda ekonomik büyüme sürecinin, kalkınmadaki damlama teorisi yoluyla yoksulluğun bir bölümünün azalmasına yol açacağına şüphe yoktur. Bu azalmanın küçük veya büyük olup olmayacağı ya da yavaş veya hızlı olup olmayacağı, büyüme süreci ile büyüme yönlü politikaların içeriği ve kompozisyonuna bağlı olmaktadır. Dolayısıyla, bu yaklaşım yoksul ülkelerdeki yoksulluğun azaltılması yönündeki çabaların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır
Mikro kredi, yoksullukla mücadelede anahtar bir mekanizma olarak tanımlanmaktadır. Mikro kredi, dünyadaki yoksullara yardım elini uzatmada ana bir değişimi temsil etmektedir. Mikro kredi konsepti, genellikle sürdürülebilir insani gelişmenin önemli bir bölümü olarak görülmektedir. Çünkü sürdürülebilir beşeri sermayenin gelişimi, önemli birtakım değişkenleri kapsamaktadır. Bu değişkenler arasında yoksulluk kısır döngüsünü önemli ölçüde kıracağı düşünülen gelirler ve istihdam yoluyla yoksulların güçlendirilmesi ile yeni fırsat ve olanakların yaratılması yer almaktadır. Mikro kredi programları uyarınca çok küçük miktardaki paralar, banka kredileri için teminat vermeye gücü yetmeyen insanlara kredi olarak verilmektedir.
Grameen Bankası’nın deneyimleri, mikro kredinin geliri hızlı bir şekilde arttırabilen etkili bir araç olduğunu, yoksulluğun çok boyutlu bir konu olduğunu ve yoksullukla savaşılması gerektiğini göstermiştir. Bununla ilgili olarak şunların yapılması gerekir: [56]
a) Yeni organize edilen Grameen Bankası gruplarının sosyal ve politik bilincinin arttırılması,
b) Hayatta kalabilmenin ailenin genel gelişimi açısından daha büyük önem taşıdığı en yoksul hane halklarından kadınlar üzerine daha fazla odaklanılması,
c) Planlama, uygulama, sosyal ve fiziksel projeleri izleme, temel konut sağlama, sağlık önlemlerini alma, temiz içme suyu sağlanması, çocukların okula gönderilmesi, aile planlaması, toprakların zenginleştirilmesi ve daha temiz bir çevrenin oluşturulmasında katılımcı ruhun teşvik edilmesi.
1980’li yıllardan beri mikro kredilerde önemli bir artış meydana gelmiştir. Mikro kredilerin temeli, kendi kendine istihdamı arttırma yoluyla gelir yaratmak ve yoksulluğu azaltmak amacıyla teminatsız küçük kredilerin ortaklaşa sorumlu borçlanıcılar grubuna dağıtılmasına dayanır. En iyi tanınan mikro kredi kurumu, Bangladeş’te öncü Grameen Bankası’dır. Bununla beraber Grameen Modeli, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede uygulanmaktadır. Grameen tipi mikro kredi sisteminde varlık değil yoksulluk esas alınarak kredi verilmektedir. Dolayısıyla, yoksullar mikro kredi yoluyla teminat ve kefalet aranmaksızın mikro ölçekte kredilere erişme olanağı sağlamaktadır.
Türkiye’de de 2002 yılında başlayan mikro kredi uygulamaları, TGMP ve Maya Mikro Kredi İşletmesi gibi iki sivil toplum örgütü tarafından yürütülmektedir. Ancak, iki sivil toplum örgütünün hizmet verdiği il ve yoksul kadın sayısı, henüz istenen düzeylere ulaşamamıştır. Bu çerçevede uygulanan mikro kredi projelerinin yoksullukla mücadelede oynadığı rolün arttırılması açısından gerekli hukuki altyapının eksikliklerinin giderilmesi, projelerin fon kaynaklarının arttırılması, projelerin teşvik edilmesi ve bu konuda bilincin oluşturulması büyük önem taşımaktadır.
Küresel yoksullukla mücadele etmek amacıyla küresel işbirliğine gidilmesi ve ulusal politikaların yoksulluğu azaltıcı yönde belirlenmesi, ciddi bir sorun haline dönüşen yoksulluk sorununun çözümünde büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, 1970’li yıllarda başlayan mikro kredi uygulamaları, günümüzde gerek gelişmekte olan ülkelerde gerekse gelişmiş ülkelerde küresel yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamaktadır.
KAYNAKÇA
AKTAN, Coşkun Can ve İstiklal Yaşar VURAl, “Yoksulluk: Terminoloji, Temel Kavramlar ve Ölçüm Yöntemleri, Coşkun Can Aktan (Ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş Konfederasyonu Yayınları, 2002 http://www.canaktan.org/ekonomi/yoksulluk/birinci-bol/aktan-vural-yoksulluk.pdf (Erişim Tarihi: 17.2.2009)
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA
AKTAN, Coşkun Can ve İstiklal Yaşar VURAl, “Yoksulluk: Terminoloji, Temel Kavramlar ve Ölçüm Yöntemleri, Coşkun Can Aktan (Ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş Konfederasyonu Yayınları, 2002 http://www.canaktan.org/ekonomi/yoksulluk/birinci-bol/aktan-vural-yoksulluk.pdf (Erişim Tarihi: 17.2.2009)
ALTAY, Asuman, “Küreselleşen Yoksulluk Olgusunun Önlenmesinde Mikrofinansman Yaklaşımı”, Finans Politik Ekonomik Yorumlar Dergisi, Yıl: 44, Sayı: 510, Ağustos 2007, 57-67
CHOWDHURY, M. Jahangir Alan, Dipak GHOSH, ve Robert E. WRİGHT, Progress in Development Studies, Vol: 5, Issue: 4, October 2005, 298-309, http://web.ebscohost.com/ehost/pdf?vid=4&hid=18&sid=8a7d7b79-7e98-432f-892a-55710f4bd5e2%40sessionmgr9 (Erişim Tarihi: 1.2.2007)
COLEMAN, Brett E., “Microfinance in Northeast Thailand Who Benefits and How Much?”, World Development, Vol: 34, No: 9, 2006, pp. 1612–1638 http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6VC6-4KFV3M6-6&_user=736709&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000040918&_version=1&_urlVersion=0&_userid=736709&md5=ba4b38c3213cc9ab1a1b26003880e15a, (Erişim Tarihi: 10.2.2009)
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001
http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gelirdag/oik610.pdf (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
GÜLENER, Serdar ve Mustafa KÖMÜRCÜOĞLU, “Yeni Yoksullukta “Yeni Olan Ne?, Küresel Yoksulluk, IV.Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi, 19-21 Ekim 2007, Çanakkale, 21-30
HOGUE, Serajul, “Micro-credit and the Reduction of Poverty in Bangladesh”, Journal of Contemporary Asia, Vol: 34, Issue: 1, 2004, 21-32, http://pdfserve.informaworld.com/599550_758064766_781348563.pdf, Erişim Tarihi: 12.2.2009)
HOSSAIN, Ishtiag, “Micro-credit and Good Governance: Models of Poverty Alleviation”, Southeast Asian Journal of Social Science, Volume: 28, Number: 1, 2000, 185-208
http://kadingirisimidestek.blogcu.com/Maya+Kredisi/
“Maya Nedir?”, Kadın Dayanışması, 1.6.2007, (Erişim Tarihi: 16.1.2009)
KHANDKER, Shahidur R., “Micro-Finance and Poverty Evidence Using Panel Data from Bangladesh”, The Policy Research Working Paper, no: 2945, The World Bank Development Research Group, January 2003, 1-31
http://www-wds.worldbank.org/servlet/WDSContentServer/WDSP/IB/2003/02/15/000094946_03013104041165/Rendered/PDF/multi0page.pdf (Erişim Tarihi: 15.12.2008)
KORKMAZ, E., B. BALOĞLU, K. K. SÜMER, N. OKTAYER ve M. ÇAK, Mikrokredi Modeli
Yoluyla Yoksulluğun Azaltılması: İstanbul Örneği, İTO Yayınları No. 2004-32, İstanbul, 2004
Lİ, Hongbin, Scott ROZELLE ve Linxiu ZHANG, “Micro-Credit Programs and Off-farm Migration in China”, Pasific Economic Rewiew, Vol:9, Issue: 3, 2004, 209-223, http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118806791/PDFSTART, (Erişim Tarihi: 1.2.2009)
MATHEW, R. Priya, The Effects of Microfinance Program Participation on Income and Income Inequality Evidence from Ghana, Washington University in St. Louis, Draft 1, Nov. 19, 2006, http://cniss.wustl.edu/publications/priya.pdf (Erişim Tarihi: 1.1.2009)
MONTGOMERY, Heather ve John WEİSS, Great Expectations: Microfinance and Poverty Reduction in Asia and Latin America, ADB Institute Research Paper Series, No: 63, February 2005
MOSLEY, Paul ve David HULME, “Microenterprise Finance: Is There A Conflict Between Growth and Poverty Alleviation?”, World Development, Vol: 26, Issue: 5, 1998, 783-790
NADER, Yasmine F., “Microcredit and the Socio-Economic Wellbeing of Women and Their Families in Cairo”, The Journal of Socio-Economics, Vol: 37, Issue: 2, April 2008, 644–656, http://www.sciencedirect.com/science/article/B6W5H-4PYP71Y-5/1/6f7eb2e127b2d3f6bda936d922694ca4
(Erişim Tarihi: 14.1.2009)
ROBİNSON, Marquerite S., “Addressing Some Key Questions on Finance and Poverty”, Journal of International Development, Volume: 8, No:2, 1996, 153-161, http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/22798/PDFSTART, (Erişim Tarihi: 13.11.2008)
State of the Microcredit Summit Campaign Report 2007, http://www.microcreditsummit.org/pubs/reports/socr/EngSOCR2007.pdf (Erişim Tarihi: 10.11.2008)
Türkiye Grameen Mikro Kredi Programı (TGMP) Faaliyet Raporu 2007, http://www.israf.org/pdf/faaliyet_raporu_2007_tr.pdf (Erişim Tarihi: 16.1.2009)
TGMP, 10.000’inci Üyeye Mikro Kredi, 25 Temmuz 2008, Ankara,
http://www.israf.org/pdf/10_bin_uye_mikrokredi.pdf (Erişim Tarihi: 16.1.2009)
TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/MetaVeri.do?tb_id=23&ust_id=7 (Erişim Tarihi: 18.10.2009)
TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=24&ust_id=7. (Erişim Tarihi: 18.10.2008)
UNDP, Human Development Report 2007/2008, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 3, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 4, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
UNDP, Human Development Report 2007/2008, Table 15, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 16.10.2008)
UNDP Turkey, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye, 2006
http://www.undp.org.tr/Gozlem3.aspx?WebSayfaNo=248 (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
UNICEF Türkiye, “Evet Deyin, Sonbahar 2005: Türkiye ve BKH”, UNICEF Türkiye Üç Aylık Bülten, http://www.unicef.org/turkey/sy16/_gm16.html (Erişim Tarihi: 28.11.2008)
UNICEF Türkiye, “Evet Deyin, Sonbahar 2005: Yoksulluk Çocukların Sorunu, UNICEF Türkiye Üç Aylık
Bülten, http://www.unicef.org/turkey/sy16/_gm15.html (Erişim Tarihi: 28.11.2008)
Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Mikrofinans, (Erişim Tarihi: 1.9.2008)
WADE, R.H., “Is Globalization Reducing Poverty and Inequality?”, World Development, Vol: 32, No: 4, 2004, 567-589
Wikipedia, Poverty, http://en.wikipedia.org/wiki/Poverty, (Erişim Tarihi: 18.09.2008)
World Bank, World Development Report 2000/2001, Attacking Poverty, Oxford University Press, 2000 http://siteresources.worldbank.org/INTPOVERTY/Resources/WDR/English-Full-Text-Report/ch1.pdf, (Erişim
Tarihi: 2.2.2009)
World Bank, World Development Report 2004, Making Services Work for Poor People,
Washington, D.C., 2003, p.2, http://publications.worldbank.org/catalog/content-download?revision_id=3435362 (Erişim Tarihi: 3.2.2009)
World Bank, Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP), http://web.worldbank.org/WBSITE/EXTERNAL/COUNTRIES/ECAEXT/TURKEYINTURKISHEXTN/0,,contentMDK:20815989~pagePK:1497618~piPK:217854~theSitePK:455688,00.html (Erişim Tarihi: 23.1.2009); http://sydv.termal.gov.tr/021.htm Şartlı Nakit Transferi Nedir? (Erişim Tarihi: 23.1.2009)
YUNUS, Muhammed, “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html
(Erişim Tarihi: 29.12.2006)
______________________________
[1] Asuman Altay, “Küreselleşen Yoksulluk Olgusunun Önlenmesinde Mikrofinansman Yaklaşımı”, Finans Politik Ekonomik Yorumlar Dergisi, Yıl: 44, Sayı: 510, Ağustos 2007, s.59
[2] E. Korkmaz ve diğerleri, Mikrokredi Modeli Yoluyla Yoksulluğun Azaltılması: İstanbul Örneği, İTO Yayınları No. 2004-32, İstanbul, 2004, ss.45-50
[3] Muhammed Yunus , “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html
(Erişim Tarihi: 29.12.2006)
[4] Wikipedia, Poverty, http://en.wikipedia.org/wiki/Poverty, (Erişim Tarihi: 18.09.2008)
[5] Ishtiag Hossain, “Micro-credit and Good Governance: Models of Poverty Alleviation”, Southeast Asian Journal of Social Science, Volume: 28, Number: 1, 2000, pp.187-188
[6] Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, ss.103-104
http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gelirdag/oik610.pdf, (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
[7] TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/MetaVeri.do?tb_id=23&ust_id=7 (Erişim Tarihi: 11.2.2009)
[8] Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, s.106, http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gelirdag/oik610.pdf (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
[9] Coşkun Can Aktan ve İstiklal Yaşar Vural, “Yoksulluk: Terminoloji, Temel Kavramlar ve Ölçüm Yöntemleri, Coşkun Can Aktan (Der), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş Konfederasyonu Yayınları, 2002 http://www.canaktan.org/ekonomi/yoksulluk/birinci-bol/aktan-vural-yoksulluk.pdf (Erişim Tarihi: 17.2.2009)
[10] Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, s.105
http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gelirdag/oik610.pdf (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
[11] Coşkun Can Aktan ve İstiklal Yaşar Vural, “Yoksulluk: Terminoloji, Temel Kavramlar ve Ölçüm Yöntemleri, Coşkun Can Aktan (Der), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş Konfederasyonu Yayınları, 2002 http://www.canaktan.org/ekonomi/yoksulluk/birinci-bol/aktan-vural-yoksulluk.pdf (Erişim Tarihi: 17.2.2009)
[12] Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara 2001, s.105
http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gelirdag/oik610.pdf (Erişim Tarihi: 20.10.2008)
[13] World Bank, World Development Report 2000/2001, Attacking Poverty, Oxford University Press, 2000, p.15 http://siteresources.worldbank.org/INTPOVERTY/Resources/WDR/English-Full-Text-Report/ch1.pdf, (Erişim Tarihi: 2.2.2009)
[14] Altay, a.g.m., s.58
[15] Serdar Gülener ve Mustafa Kömürcüoğlu, “Yeni Yoksullukta “Yeni Olan Ne?, Küresel Yoksulluk, IV.Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi, 19-21 Ekim 2007, Çanakkale, ss. 21-28
[16] R.H. Wade, “Is Globalization Reducing Poverty and Inequality?”, World Development, Vol: 32, No: 4, 2004, pp. 568-570
[17] Hossain, a.g.m., p.186
[18] Hossain, a.g.m., p. 188
[19] İnsani gelişme indeksi (HDI-Human Development Index), UNDP tarafından 1999 yılında yaşam beklentisi, eğitim alma düzeyi ve satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla gibi üç göstergeden faydalanılarak oluşturulan bir indekstir. Bu indeks, ülkelerin uluslararası gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırılmasında kullanılır.
[20] İnsani Yoksulluk İndeksi-1 olarak adlandırılan HPI-1 indeksi (Human Poverty Index -1), 108 gelişmekte olan ülke için hesaplanan bir indekstir. HDI, ortalama kazanımları ölçerken (HPI-1), HDI’da yer alan insani gelişme göstergelerinde ortaya çıkan yoksunluklara işaret etmektedir. HPI-2 indeksi ise seçilmiş OECD ülkeleri için hesaplanan insani yoksulluk indeksi niteliğindedir. HPI-2 indeksinin HPI-1 indeksinden farkı, HPI-1 indeksindeki göstergelere ek olarak sosyal dışlanma göstergesini de içermesidir. Ayrıntılı bilgi için bkz: UNDP, Human Development Report 2007/2008, pp.357-358, http://hdr.undp.org/en/media/HDR_20072008_EN_Complete.pdf (Erişim Tarihi: 13.10.2008)
[21] UNİCEF Türkiye, “Evet Deyin, Sonbahar 2005: Türkiye ve BKH”, UNICEF Türkiye Üç Aylık Bülten, http://www.unicef.org/turkey/sy16/_gm16.html (Erişim Tarihi: 28.11.2008)
[22] UNİCEF Türkiye, “Evet Deyin, Sonbahar 2005: Yoksulluk Çocukların Sorunu, UNICEF Türkiye Üç Aylık Bülten, http://www.unicef.org/turkey/sy16/_gm15.html (Erişim Tarihi: 28.11.2008)
[23] UNİCEF Türkiye, “Evet Deyin, Sonbahar 2005: Türkiye ve BKH”, UNICEF Türkiye Üç Aylık Bülten, http://www.unicef.org/turkey/sy16/_gm16.html (Erişim Tarihi: 28.11.2008)
[24] Vikipedi, özgür ansiklopedi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Mikrofinans (Erişim Tarihi: 1.9.2008)
[25] Marquerite S. Robinson, “Addressing Some Key Questions on Finance and Poverty”, Journal of International Development, Volume: 8, No:2, 1996, p.154, http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/22798/PDFSTART, (Erişim Tarihi: 13.11.2008)
[26] Korkmaz ve diğerleri, a.g.e., s.17
[27] M. Jahangir Alan Chowdhury, Dipak Ghosh ve Robert E. Wright, “The Impact of Micro-Credit on Poverty: Evidence From Bangladesh”, Progress in Development Studies, Vol: 5, Issue: 4, October 2005, p. 298, http://web.ebscohost.com/ehost/pdf?vid=4&hid=18&sid=8a7d7b79-7e98-432f-892a-55710f4bd5e2%40sessionmgr9 (Erişim Tarihi: 1.2.2007)
[28] Hossain, a.g.m.,, p.191
[29] Hossain, a.g.m.,, pp.191-192
[30] Hossain, a.g.m.,, p.194
[31] Muhammed Yunus , “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html (Erişim Tarihi: 29.12.2006)
[32] Muhammed Yunus , “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html
(Erişim Tarihi: 29.12.2006)
[33] Muhammed Yunus , “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html (Erişim Tarihi: 29.12.2006)
[34] Hossain, a.g.m., p.195
[35] Muhammed Yunus , “Expanding Microcredit Outreach to Reach the Millennium Development Goal-Some Issues for Attention “, http://www.grameen-info.org/bank/ExpandingMicrocredit.html ((Erişim Tarihi: 29.12.2006)
[36] Paul Mosley ve David Hulme, “Microenterprise Finance: Is There A Conflict Between Growth and Poverty Alleviation?”, World Development, Vol: 26, Issue: 5, 1998, pp.783-790
[37] Shahidur R. Khandker, “Micro-Finance and Poverty Evidence Using Panel Data from Bangladesh”, The Policy Research Working Paper, no: 2945, The World Bank Development Research Group, January 2003, pp. 1-31
[38] Hongbin Li, Scott Rozelle ve Linxiu Zhang, “Micro-Credit Programs and off-farm Migration in China”, Pasific Economic Rewiew, Vol:9, Issue: 3, 2004, pp.209-223, http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118806791/PDFSTART, (Erişim Tarihi: 1.2.2009)
[39] Serajul Hogue, “Micro-credit and the Reduction of Poverty in Bangladesh”, Journal of Contemporary Asia, Vol: 34, Issue: 1, 2004, pp.21-32, http://pdfserve.informaworld.com/599550_758064766_781348563.pdf, Erişim Tarihi: 12.2.2009)
[40] Hogue, a.g.m., s.30
[41] Chowdhury, Ghosh ve Wright, a.g.m., pp. 298-309
[42] R. Priya Mathew, The Effects of Microfinance Program Participation on Income and Income Inequality Evidence from Ghana, Washington University in St. Louis, Draft 1, Nov. 19, 2006, http://cniss.wustl.edu/publications/priya.pdf (Erişim Tarihi: 1.1.2009)
[43] Brett E. Coleman, “Microfinance in Northeast Thailand Who Benefits and How Much?”, World Development, Vol: 34, No: 9, 2006, pp. 1612–1638 http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6VC6-4KFV3M6-6&_user=736709&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000040918&_version=1&_urlVersion=0&_userid=736709&md5=ba4b38c3213cc9ab1a1b26003880e15a, (Erişim Tarihi: 10.2.2009)
[44] Yasmine F. Nader, “Microcredit and the Socio-Economic Wellbeing of Women and Their Families in Cairo”, The Journal of Socio-Economics, Vol: 37, Issue: 2, April 2008, 644–656, http://www.sciencedirect.com/science/article/B6W5H-4PYP71Y-5/1/6f7eb2e127b2d3f6bda936d922694ca4
(Erişim Tarihi: 14.1.2009)
[45] Ayrıntılı bilgi için bkz: Korkmaz ve diğerleri, a.g.e., ss. 101-221
[46] Hossain, a.g.m., pp.190-191
[47] Heather Montgomery ve John Weiss, Great Expectations: Microfinance and Poverty Reduction in Asia and Latin America, ADB Institute Research Paper Series, No: 63, February 2005, pp.1-2
[48] Chowdhury, Ghosh ve Wright, a.g.m., p.300
[49] Chowdhury, Ghosh ve Wright, a.g.m., p.299
[50] World Bank, Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP), http://web.worldbank.org/WBSITE/EXTERNAL/COUNTRIES/ECAEXT/TURKEYINTURKISHEXTN/0,,contentMDK:20815989~pagePK:1497618~piPK:217854~theSitePK:455688,00.html (Erişim Tarihi: 23.1.2009); http://sydv.termal.gov.tr/021.htm (Erişim Tarihi: 23.1.2009), Şartlı Nakit Transferi Nedir?
[51] http://kadingirisimidestek.blogcu.com/Maya+Kredisi/
[52]Türkiye Grameen Mikro Kredi Programı (TGMP) Faaliyet Raporu 2007, ss.10. 13-17, http://www.israf.org/pdf/faaliyet_raporu_2007_tr.pdf (Erişim Tarihi: 16.1.2009)
[53] TGMP, 10.000’inci Üyeye Mikro Kredi, 25 Temmuz 2008, Ankara, ss.7-9
http://www.israf.org/pdf/10_bin_uye_mikrokredi.pdf (Erişim Tarihi: 16.1.2009)
[54] World Bank, World Development Report 2004, Making Services Work for Poor People,
Washington, D.C., 2003, p.2, http://publications.worldbank.org/catalog/content-download?revision_id=3435362 (Erişim Tarihi: 3.2.2009)
[55] Hossain, a.g.m., pp.190-191
[56] Hossain, a.g.m.,, p.197