|
|||||
|
GÜMRÜK BİRLİĞİ SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE’NİN MARJİNAL ENDÜSTRİ İÇİ TİCARETİ |
ÖZET
Yeni dış ticaret teorileri arasında öne çıkan Endüstri-içi Ticaret (EİT), rekabetçi bir endüstriyel yapının oluşturulması ve uluslararası ticari kazançların geliştirilmesi gibi ülkelerin refah düzeylerini doğrudan etkileyen unsurlara farklı bir bakış açısı getirmekte, başarılı mikro ve makroekonomik politikalara katkı sağlamaktadır.
Bu çalışmanın temel amacı Türkiye’nin statik ve dinamik EİT’ini değerlendirmektir. Çalışmada, 1989-2005 dönemi itibariyle statik EİT endeksleri hesaplanmıştır. Gümrük Birliği sonrası dönem, 1996-2000 ve 2001-2005 olmak üzere iki alt döneme ayrılarak, marjinal ticaretin EİT niteliği(dinamik EİT) araştırılmıştır. Bulgulara göre; statik EİT ölçümleri 1989–2005 dönemindeki dış ticaret gelişmelerinin, karşılaştırmalı üstünlükler temelinde gerçekleştiğini yansıtmaktadır. Türkiye’nin gerek tüm endüstriler gerekse spesifik endüstriler bazında Gümrük Birliği sonrası ilk 5 yılda karşı karşıya kaldığı uyum maliyetleri, ikinci beş yıllık periyotta nispeten azalmakla birlikte halen baskı yaratacak şekilde yüksektir.
Anahtar Kelimeler: Endüstri İçi Ticaret, Marjinal Endüstri İçi Ticaret, Statik ve Dinamik Analiz, Türkiye
MARGINAL INTRA INDUSTRY TRADE OF TURKEY: AN INVESTIGATION ON POST-CUSTOMS UNION PERIOD
ABSTRACT
Intra Industry Trade (IIT), leading one of New Trade Theories, has a huge importance because it brings different approach to analysis of direct factors effecting countries’ welfare such as building a competitive industrial structure and developing the gains from international trade. Besides, its contributions to successful microeconomic and macroeconomic applications and underlying strategic plans and suggestions of policy makers increase recently its importance much more.
The basic aim of this study is to analyze the static and dynamic IIT structure of Turkey’s foreign trade. According to static IIT indices of Turkey it can be concluded that comparative advantages are primarily determining character of Turkey’s foreign trade patterns between 1989 and 2005. Post-Customs Union period of 1996-2005, divided into the two sub periods 1996-2000 and 2001-2005 respectively. In the second five year sub period, adjustment costs of structural change not as high as the first five year sub period for either industry or whole economy. Structural adjustment costs of transformation caused by the foreign trade structure have relatively high yet.
Key Words: Intra-industry Trade, Marginal IIT, Static and Dynamic Analyses, Turkey
1. Giriş
Geleneksel ticaret teorisi, bir ülkenin faktör donatımı ve sahip olduğu üretim teknolojilerini dikkate alarak bol faktörün yoğun kullanıldığı endüstride uzmanlaşıp, kıt faktörün yoğun kullanılmasını gerektiren endüstrilere ait malları ithal etmesini öngörmektedir. Böyle bir ticaret biçimi, ülkelerin neden dış ticaret yaptığını ve bu ticaretten nasıl kazançlı çıkacaklarını açıklamaktadır. Ülkeler farklı endüstrilere ait malları ihraç ve ithal ettiğinden bu ticaret türü endüstriler-arası ticaret(EAT) olarak da adlandırılmaktadır. Tam rekabet varsayımı altında homojen ürünlerin ticaretini açıklayan standart uluslararası ticaret teorisi, endüstriler-arası ticaret biçimini yansıtmaktadır. Oysa hızlı değişim ve dönüşümlerin yaşandığı dünya ekonomisinde, gerek heterojen mal ve firmaların ticarete dahil olması gerekse benzer faktör donatımı, teknoloji ve kalkınma düzeylerindeki ülkeler arasında görülen yoğun ticaret geleneksel kalıplara uymamaktadır. Örneğin gelişmiş ülkelerin kendi aralarında yaptığı dış ticarette benzer malların yoğun şekilde ihraç ve ithal edildiği görülmüştür. Oysa geleneksel teorinin öngörülerine göre, benzer faktör donatımı, faktör birleşim oranı ve maliyet yapılarına sahip ülkeler arasında ticaretin başlaması için bir neden kalmamaktadır.
Dolayısıyla, sabit getiri teorisi bakımından EİT çözülmesi gereken ama çözümü zor bir bulmacadır. Çünkü bir ülkenin aynı teknoloji kullanılarak üretilen malı, hem ithal hem de ihraç etmesi için bir neden yoktur(1).
Endüstri-içi ticaret(EİT) ya da diğer ifadeyle benzer malların aynı anda ihracat ve ithalâtı, 1970’lerden bu yana oldukça önem kazanmıştır. Geleneksel teorilerle açıklanamayan, günümüz uluslararası ticaret akımlarının genel bir karakteristiği olan ‘benzer mallarda iki yönlü ticaret’in, kusursuz olmayan rekabet kapsamında, mal farklılaştırması ve ölçek ekonomileri ile doğrudan bağlantılı olduğu hususunda literatürde bir uzlaşma sağlanmıştır(2). Yani EİT’in kaynağı, ürün farklılaşması ve ölçek ekonomileridir. İki ülke arasındaki endüstri içi ticaretin, endüstriler arası ticaretten daha baskın olması için, ölçek ekonomileri ve ürün farklılaştırmasının önemli olması, iki ülkedeki nispi faktör arzının birbirine yakın olması gerekmektedir. Endüstriler-arası ticaret biçiminde, nispi fiyatların değişmesi ile uluslararası gelir dağılımı bir ülke aleyhine bozulabilir ve ülke ticaretten kayıpla çıkabilirken, EİT bakımından gelir dağılımı olumsuz etkilense bile, her iki ülke de ticaretten kazançlı çıkabilmektedir.
Daha geniş piyasalardan yararlanma imkânı vermesi nedeniyle EİT, EAT’e göre daha yüksek kazanımlar sunmakta, ekstra kazançlara işaret etmektedir. Üretilen mal çeşidi azalması, üretimde verimliliği ve uzmanlaşmayı arttırarak ölçek ekonomilerinin gelişmesini sağlar. Daha düşük maliyetle daha büyük ölçekte üretim imkânı bulunur. Tüketiciler de daha fazla ürün seçeneğine sahip olurlar. Örneğin, piyasada 10 çeşit otomobil üretilirken, 20 çeşit otomobil seçeneği sunulabilir, ayrıca rekabet nedeniyle birim fiyatlar da 15000 YTL’den, 12000 YTL’ye inebilir. Tüketici bakımından mal çeşitliliği, üretici bakımından ise özellikle ara mallarda bu kazanımlar ön plana çıkmaktadır.
Bu kapsamda, Türkiye’nin dış ticaretinde EİT’in yeri ve öneminin sunulabilmesi, gelecekteki ticaret biçimleri ve ticaretten kazançlar bakımından önemli ipuçları verecektir. Kalkınma düzeyinin yükselmesi, rekabet gücü ve ihracat performansının arttırılması, EİT oranlarının yükselmesi ile beraber yürümektedir. EİT’in artması, uzmanlaşma, ölçek ekonomilerinin etkin kullanımı, kaynakların alternatif kullanım alanlarına tahsisinde karşılaşılabilecek potansiyel sosyal ve ekonomik uyum maliyetlerinin minimizasyonu gibi bir çok bakımdan da avantaj sağlamaktadır. Dolayısıyla EIT’in artmasına dönük çabalar, aynı zamanda kalkınma ve refah düzeyinin de yükselmesine yardımcı olurken, kalkınma düzeyi arttıkça EİT oranları da yükselmektedir. Endüstrilerin performans açısından gözlenmesi ve gerekli tedbirlerin zamanında alınması için bilhassa daha düşük uyum maliyetlerine işaret eden EİT biçiminin dış ticarette ağırlık kazanması hedeflenmektedir.
Çalışmanın temel amacı; Türkiye’nin dış ticaretinde EİT’in yeri ve önemini statik ve dinamik ölçüm yöntemlerini kullanarak ortaya koymaktır. Bu kapsamda önce EİT teorisiyle ilgili literatüre kısaca değinilecektir. Daha sonra, tarafımızdan yapılan hesaplamalar doğrultusunda Türkiye’nin dış ticaretinde EİT’in yeri ve önemine değinilecektir. Dinamik analiz kapsamında, marjinal ticaretin EİT niteliği araştırılarak, dış ticaretten kaynaklanan yapısal uyum maliyetleri ortaya konacaktır. Sonuç bölümünde ulaşılan temel bulgulara yer verilerek çalışma sona erecektir.
2. Teorik ve Kavramsal Çerçeve – Literatür Taraması
Grubel ve Lloyd’a göre, bir endüstrinin ihracat değerinin aynı endüstrideki ithalât değeriyle tam olarak karşılanması, yani aynı endüstri kapsamında yer alan ürünlerin aynı dönemde hem ihraç hem de ithalâtı EİT olarak tanımlanmıştır. Şu halde; veri toplulaştırma düzeyinde EİT, aynı endüstri grubu kapsamında yer alan ve tüketimde yakın ikame olan ancak dış görünüm, kullanım özellikleri ve kalite açısından farklılık arzeden malların eş-zamanlı ihraç ve ithalini kapsayan dış ticaret biçimidir(3).
Verdoorn(1960), Balassa(1963) ve Grubel(1967) tarafından gözlenen, Grubel ve Lloyd’un 1975 yılında yayınladıkları Intra Industry Trade: The Theory and Measurement of International Trade in Differentiated Products adlı öncü eserleriyle sistematik olarak açıklanan EİT, uluslararası iktisat literatüründe ticaret biçimlerinin belirlenmesi bakımından önemli gelişmelere yol açmıştır. Bu önemli eseri takiben, bir çok analiz ile konunun teori, ölçüm, ekonometrik tahmin vb. uygulama ve politika boyutları değerlendirilmiştir. Bu anlamda öncüler olarak, Dixit ve Stiglitz(1977) tarafından tercih çeşitliliği ve ölçek ekonomileri, P. Krugman(1979) ve K. Lancaster(1980) tarafından açık ekonomi genel denge modelleri, R. Falvey(1981) tarafından da Neo-Heckscher-Ohlin yani faktör donatım farklılıkları kapsamında, farklılaştırılmış mallarda gelişen EİT açıklanmıştır(4). Bu çalışmaları takiben de konu detayları ile ele alınmış ve çok geniş bir literatür oluşmuştur.
Günümüz ticaret biçimlerinin analizi, eksik rekabet şartlarının dikkate alınmasını gerektirmekle birlikte, eksik rekabet koşullarına dayalı pek çok model geliştirilmesine rağmen, genel bir eksik rekabet dış ticaret modeli yoktur. Monopol, Brander Uluslararası Oligopol Modeli, Cournot, Bertrand, Chamberlin, Kartel Modelleri vb. yaklaşımlar arasından öne çıkan Monopolcü Rekabet, EİT analizleri bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Monopolcü Rekabet piyasasında ana özellik farklılaştırılmış ama yakın ikame malların bulunmasıdır. Modelde dünya ticareti, endüstri-içi ve endüstriler-arası olmak üzere iki bölüme ayrılmaktadır. Birbirine benzer olmayan ya da bütünüyle farklı sektörler tarafından üretilen malların ticaretini yansıtan endüstriler-arası ticaret(EAT) biçimi karşılaştırmalı üstünlükleri yansıtırken, aynı sektöre ait olan farklılaştırılmış malların ticaretini tanımlayan endüstri-içi ticaret(EİT) karşılaştırmalı üstünlüklerle bağdaşmamaktadır(5). EİT’in yüksek düzeyde olması karşılaştırmalı üstünlük durumunun ortaya çıkmadığını ortaya koymaktadır(6).
Monopolcü Rekabet ile uluslararası ticaret arasındaki ilişkiyi açıklamada kullanılan başlıca üç model vardır. Bunlar; Dixit-Stiglitz, Lancester ve Helpman-Krugman modelleridir. Dixit-Stiglitz modelinde, tüketiciler farklı malları talep etmektedir ve bunun nedeni çeşitliliğin sağladığı faydadır. Burada ürün farklılaştırması, modele yeni üretilen bir mal olarak girmektedir. Lancaster Modelinde, tüketici istediği özellikleri bünyesinde barındıran malı bulamadığı taktirde en yakın ikamesini tüketmek isteyecektir. Dolayısıyla her tüketicinin değişik özellikleri bulunan malları tercih etmesi, bu tüketicileri farklılaştırarak homojen olmayan bir topluluk ortaya çıkarmaktadır. Helpman-Krugman modeli, EİT ve EAT’i birlikte değerlendirdiği için önem taşımaktadır.
Homojen ve farklılaştırılmış mallarda EİT’i ortaya çıkaran nedenler farklı olsa da farklılaştırılmış ürünlerde ortaya çıkan EİT, homojen ürünlerdekinden çok daha önemlidir. Ürün farklılaştırmasının varlığı, monopolistik rekabet yaklaşımının öne çıkmasına, böylece endüstri içi uzmanlaşmanın teoriye dahil edilerek geliştirilmesine olanak sağlamıştır(7). Farklılaştırılmış mallardaki EİT’i ortaya çıkaran etmenler; çok uluslu şirketler, ölçek ekonomileri, ekonomik entegrasyonlar ve ticari kısıtlamaların varlığı vb. olarak sıralanabilir(8).
Gelişmiş ülkeler arasındaki ticaretin endüstri-içi nitelik kazanmasında, monopolistik rekabet kapsamında faaliyet gösteren firmaların önemli rolü bulunduğu, dolayısıyla kusursuz olmayan rekabet yaklaşımlarının yeni teoriler içinde önemli yer tuttuğu görülmektedir(9). Aynı endüstride ancak farklı bölge veya ülkelerde faaliyet gösteren firmalar, üretim maliyetlerine yönelik beklenmeyen dalgalanmalarla karşılaştığında, üretim maliyetlerindeki ahengin bozulmasıyla, aynı endüstri kapsamına giren ürünlerin ticareti kârlı hale gelmekte ve ticaret özendirilmiş olmaktadır(10).
EİT’in artması, ölçeğe göre artan getiri ve ürün farklılaştırması nedeniyle dış ticaretten ilâve kazançlara neden olmaktadır(11). Monopolcü rekabet teorisi dış ticaretin iki yararına işaret etmektedir: yurtiçinde tüketicinin zevk ve tercihine uygun mallara ulaşabilmesi ve firmaların ölçek ekonomilerinden yararlanmasını mümkün kılarak, birim üretim maliyetlerini düşürmek suretiyle kaynak verimliliğinin artması(12). Tüketici tercihlerindeki farklılıklara yanıt verilebilmesi için farklılaştırmaya gidilmekte, tüketiciler de bu sayede daha fazla ürün seçeneğine sahip olmaktadır. Ülkelerin ölçek ekonomilerinden faydalanmak için uzmanlaşmaya gitmesi, benzer faktör yoğunluğuna sahip malların karşılıklı ticaretini yani endüstri-içi ticareti açıklamaktadır. Diğer bir ifadeyle, üretimde ölçeğe göre artan getiri söz konusu olduğunda, karşılaştırmalı üstünlükler ticaretin nedeni olmaktan çıkmaktadır. Acaba Türkiye’nin dış ticareti, karşılaştırmalı üstünlüklere uygun bir yapı mı arzetmektedir? Yoksa Türkiye ticaret ortaklarıyla tamamlayıcı bir ekonomi yapısı mı sergilemektedir? Bu soruların yanıtı, aşağıda açıklanan endeksler kullanılarak tarafımızdan yapılan hesaplamalarla verilecektir.
3. EİT Ölçüm Yöntemleri
Uygulamalı olarak EİT’in ölçülmesi için önerilen çok sayıda endeks vardır. Bu çalışmada, EİT ölçüm yöntemleri arasında en yaygın kullanıma sahip olan; statik nitelikli Grubel- Lloyd(GL) ve dinamik karakterli Brülhart endeksleri, çalışmanın amacı ile uyumlu olmaları nedeniyle tercih edilmiştir. Aşağıda önce GL sonra da Brülhart endeksleri ile metodolojik özelliklere yer verilecektir.
3.1. Statik Analiz ve GL Endeksleri
Statik EİT ölçüm yöntemlerinden en yaygın kullanılageleni Grubel ve Lloyd’un endeks önerisi olmuştur. Bu endekste; (i) ürün grubu için, EİT’in toplam ticaret içindeki payı(13):
veya
dir.
Eşitlikte, Xi ve Mi: sırasıyla i ürünü ihracat ve ithalâtını temsil etmektedir. Bu endeks, yüzde cinsinden de ifade edilebilmektedir. Her bir endüstri ihracatının, toplam ticaret içindeki payı farklı olduğundan, ilgili endüstri grubuna ait EİT hesaplanırken ağırlıklı ortalaması alınmaktadır. Ağırlıklı ortalama EİT endeksi(Bi):
, (
veya yüzde
cinsinden
)
Endeks değeri sıfır ise tam EAT, bir ise tam EİT söz konusudur. Ancak ülkede toplam ticaretteki dengesizliğin neden olduğu dış ticaret açık ya da fazlası, dengesizliğin büyüklüğüne göre EİT endeksinde sapmalara yol açmaktadır. Bunun için G-L endeksinin düzeltilmiş biçimi kullanılmaktadır:
Formülde yer alan mutlak değer, dış ticaret açık veya fazlasının dikkate alınmadığını ifade etmektedir. Endüstri bazında belli bir toplulaştırma düzeyinde dengeli bir ticaret mevcutsa Bi formülü kullanılabilmektedir. Endüstri veya grup bazında ihracatın ithalâta denk olmaması halinde yani ticaret açık veya fazlası varsa, bu ticaret dengesizliğinin etkilerinin giderilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde EİT oranı olduğundan düşük hesaplanmaktadır(14).
3.2. Dinamik Analiz ve Brülhart Endeksleri
EİT, ürün farklılaştırması ve ölçek ekonomilerinden kaynaklanan ilâve dış ticaret kazançlarına işaret ederken, statik bir ölçüm yöntemi olan GL endeksi ile, ilgili dönem(yıl) başı veya sonundaki EİT düzeyi ölçülmektedir. Endüstriyel uyum veya adaptasyon ise, zaman içinde kaynakların yeniden dağıtımına ilişkin dinamik bir kavramdır. Bu açıdan geleneksel endekslerle yapılan ölçümlerin, marjinal EİT(MEİT) ölçümleri ile de desteklenmesi gerekmektedir(15). EİT’in uyum sürecindeki etkisinin açıklanmasında, MEİT kavramından yararlanılmaktadır. Aslında, farklı zaman dönemlerindeki statik GL endekslerinin karşılaştırılması, her bir dönemdeki ticaretin yapısı ile ilgili bilgi sunabilmekteyse de, bu durum ticari akımların değişim yapısına ilişkin sonuçlara ulaşılmasına yetmemektedir(16).
MEİT, herhangi bir endüstrinin ihracatındaki(ithalâtındaki) artışın, o endüstrinin ithalâtındaki(ihracatındaki) artış tarafından ne ölçüde karşılandığını veya çakıştığını yansıtmaktadır. Yeni veya ilâve ticaret içinde EİT’in payı ve önemine işaret etmektedir(17). MEİT ölçme yöntemlerinin geliştirilmesinin altında yatan en önemli düşünce, geleneksel endekslere kıyasla, adaptasyon veya uyum ile doğrudan ilişkili olmasıdır(18). EİT’in yapısal uyum maliyetleri EAT’e göre daha düşüktür ve daha az baskı yaratmaktadır(19).
Gerçek yaşamda ürünlerin heterojenliği, rakip olmaları yanında tamamlayıcı olabilmeleri, faktörlerin tam istihdamının sağlanamaması ile kullanılmayan kaynakların mevcudiyeti, miktarsal etkileri dengeleyen fiyat hareketlerinin mevcudiyeti vb. unsurlara rağmen, teorik olarak EİT ile net faktör akımları arasında bire bir ilişki bulunmaktadır. MEİT’in ölçülmesi için Brülhart tarafından aşağıdaki eşitlik önerilmiştir(20):
: t(bitiş) ve
t-n(başlangıç) yılları arasındaki farkı yani değişimi göstermek üzere,
yukarıdaki ifade şöyle kısaltılabilir:
0 ile 1 arasında olan endeks değeri eğer 0 ise, endüstrideki marjinal ticaretin EAT, 1 ise EİT niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır(21). GL endeksi ile benzer istatistiki özellikleri taşısa da, Brülhart A endeksinin 2 temel farkı vardır. Birincisi; endüstrilerin toplulaştırma düzeyi azaldıkça A indeksi, aşağıya doğru büyüme eğiliminde değildir. Tavsiye edilen, MEİT ölçülürken farklı toplanma derecelerine göre ölçümlerin tekrarlanmasıdır. İkinci olarak, cari bir dönemdeki A indeksi ile bu dönemi oluşturan alt dönemlerdeki A indeksi arasında fonksiyonel bir ilişki yoktur. Başlangıç ve bitiş yıllarının önemli dalgalanmaların yaşanmadığı dönemler olmasına dikkat edilmelidir(22). A endeksi, ihracat ve ithalât akımlarının değişim yapısına ilişkin bilgi vermektedir(23). Farklı dönemlerdeki uyum maliyetleri ile artan ticaret arasındaki doğrudan ilişkiyi yansıtmaktadır. MEİT’in daha düşük uyum maliyetlerine işaret ettiği, çünkü endüstriler-arasından ziyade endüstri-içi faktörlerin yeniden dağılımının ortaya çıktığı belirtilmektedir(24).
Endeks bireysel endüstriler yanında grup olarak bir endüstri için de hesaplanabilir. Bu durumda endüstri grubu için A endeksi(25):
ve
halini almaktadır. AG: MEİT’in çeşitli endüstriler(i,....,k) açısından ağırlıklı ortalamasını vermektedir.
Endeks, ticaretten kazançların ülkeler ya da endüstriler itibariyle dağılımına yönelik kısıtlı bilgi verdiğinden, tek ülkeli analizlerden ziyade, çok ülkeli çalışmalara uygundur. Bu bakımdan Brülhart tarafından “B” olarak tanımlanan bir endeks önerilmiştir(26):
olup,
burada
Endeks değeri -1 ile +1 arasında değişmektedir. Ülkenin bilhassa spesifik endüstrilerdeki uzmanlaşmasına ilişkin bilgi vermektedir. Endeks sıfıra yaklaştıkça MEİT yükselmektedir. Tam sıfır ise marjinal ticaretin tamamı EİT niteliğindedir. Endeks negatif değer alıyorsa, ithalât, ihracattan fazla artmış demektir(zayıf endüstri performansı). Eğer endeks -1 ya da +1 olursa, marjinal ticaretin tamamı EAT niteliğindedir. A endeksinden farklı olarak, B endeksi endüstrilerin toplulaştırılması halinde sapma göstermektedir. İki alt endüstrinin toplanmasından elde edilen endeks değeri, yanılgıya meydan verecek biçimde sıfıra yakın çıkabilmektedir(27).
Ticari akımlardaki değişimleri ifade eden, 0 ile sonsuz arasında değerler alan ve endüstri düzeyinde kullanılabilen, C marjinal EİT endeksi şöyledir(28):
Kısa vadede, işgücü piyasasında uyum ile ilgili olarak, Brülhart endeksi, GL endeksine tercih edilmektedir. Marjinal EİT yaklaşımı, yapısal değişimin analizi bakımından, karşılaştırmalı statik EİT endekslerinden daha uygun bulunmaktadır. Özellikle faktör piyasalarında uyum için yapılacak korelasyon analizi ve testlerde kullanılmaya oldukça uygundur(29). Ancak iki nedenle dikkatli olunması tavsiye edilmektedir. İlki, uyum maliyetlerini temsilen kullanılan değişkenin tam anlamıyla uyum tanımlamasını karşılamamasıdır. Analizlerde yapısal uyumu temsil etmek üzere istihdam değişim oranları kullanılmaktadır. İstihdam performansını yansıtan bu oranlar tam anlamıyla uyum maliyetlerini ölçememektedir. İkincisi, korelasyon metodolojisindeki sıkıntılardır(30). Faktör piyasası uyum maliyetleri ile EİT’in negatif ilişkili olduğu literatürde genel kabul görmektedir. Sorunsuz uyum(SAH-Smooth Adjustment Hypothesis) olarak adlandırılan yaklaşıma Brülhart, 4 adımlı bir formülasyon ile katkıda bulunmuştur(31):
1. Uyum maliyetlerinin, kaynakların alternatif kullanımlara adaptasyonu ve yapışkan faktör fiyatları nedeniyle istihdam edilemeyen kaynakların toplamı olarak tanımlanması,
2. Alt endüstriler arasında üretimdeki kaymadan kaynaklanan uyum maliyetlerinin, endüstriler arasındaki bir kaymadan kaynaklanan uyum maliyetlerinden düşük olması vb. endüstrilerin tanımlanması,
3. Dünya piyasa fiyatları veya ticari engellerdeki bir değişmenin, alt-endüstriler arasında, endüstriler arasındakine göre daha büyük nispi talep değişimi yaratması vb. şeklinde EİT’in tanımlanması
4. 1 ve 3. varsayımlar çerçevesinde, EİT’in EAT’e göre daha düşük uyum maliyetleri sunması.
Ülkelerin eksik veya tam uzmanlaşması bakımından, kaynakların alternatif kullanım alanlarına tahsisinde bir potansiyel sosyal maliyet gündeme gelmektedir. Kaynakların bir endüstriden diğerine aktarılmasında karşılaşılan ve katlanılması gereken maliyet(işçilerin yeniden eğitimi vb.), endüstriler arası uyum halinde, endüstri-içi uyuma kıyasla daha yüksektir. Bir firmanın piyasayı terketmesi halinde üretimden ayrılan faktörlerin tekrar üretim sürecine girmeleri, yapısal uyum ve adaptasyon endüstri-içi uzmanlaşma halinde daha kolay olmaktadır(32).
Yapısal uyum ile bağlantısı bakımından ticaret biçimlerindeki değişmeler, bazı sektörlerde iş imkânları azalıp iş kayıpları yaşanırken, diğer sektörlerde yaratılan iş imkânlarının bu kayıpları karşılayamaması sonucu, geçici işsizliğe yol açabilmektedir. Ayrıca, ihtiyaç duyulan işgücü nitelikleri sektörlere göre farklılaşmaktadır yani benzer de değildir. Bir endüstriden diğerine geçen işgücünün yeni işe adaptasyonu ve verimi için belli süre eğitilmesi gerekir. Eğer firmalar arası faktör yoğunlukları benzer ise, birinden diğerine işgücü transferi nispeten kolay olmaktadır. EAT durumunda, firmaların faktör yoğunlukları farklı olduğu için, işgücünün adaptasyonu zaman almakta ve bu adaptasyon için zamana ihtiyaç duyulmaktadır(33). Bu kapsamda, Almanya’nın Brülhart A endeksine göre hesaplanan MEİT oranları, Almanya’nın 1980’lerde EAT karakteri gösterdiğini ortaya koymuştur. Bilhassa imalât sanayinin MEİT’inin yüksek olduğu belirtilmiştir(34).
Kore’nin MEİT oranlarına bakıldığında, örneğin 1991-2001 periyodunda Çin, Japonya’dan daha yüksek MEİT değerlerine sahiptir. Bunun anlamı, Çin ile ticaretinde Kore’nin, Japonya’ya göre daha yüksek uyum maliyetleri ile karşılaşacağıdır. Malezya, Çin, Filipinler ve Endonezya, Kore ile tamamlayıcı mutlak üstünlükler yapısına sahip olup, MEİT oranları nispeten yüksek bulunmuştur(35).
Malezya’nın 1970-1994 dönemi EİT ve marjinal EİT’ini ele alan Brulhart ve Thorpe(2000), her iki endeksin de sürekli artış gösterdiğine değinirken, sorunsuz uyum hipotezini doğrular nitelikte bir kanıt gözlenmediğini bildirmişlerdir(36).
Sarris(1999), Yunanistan dış ticaretinin yapısal değişimini analiz etmek üzere, Brülhart A endeksini, 1978 ve 1987 yılları için hesaplamıştır. AB-12 ile olan MEİT’i tüm gruplarda(0-9) önemli artış gösterirken, AB-12 dışı ülkelerle olan MEİT daralmıştır. A endeksi genelde sıfıra yakın değerler almaktadır. Bunun anlamı, hem AB-12 hem de AB-12 dışı ülkelerle olan ticaretteki değişmenin, EAT niteliğinde olduğudur(37).
Bir başka çalışmada yine Yunanistan için, MEİT oranları ülke ve endüstrilere göre hesaplanmıştır. Temel bulgulara bakıldığında; ilk olarak yüksek GL oranlarına sahip ülkelerin A endeksleri de yüksektir(Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovenya). İkinci olarak, 1992-2002 yılları arasında GL endeksine göre EİT artışı, pek çok endüstrideki MEİT A endeksine de yansımıştır. Her iki endeksinde yüksek olduğu endüstriler endüstri içi uzmanlaşmayı ve uyumu yansıtmaktadır. Ancak, GL endeksine göre ölçülen EİT artışının, MEİT ile uyuşmadığı endüstriler de mevcuttur. Örneğin 1992-2002 periyodunda Macaristan ile EİT, SITC 5. basamakta(kimyasallar) GL endeksine göre %2,3’den %31,5’a çıkarken, MEİT %9 olarak ölçülmüştür. Bunun anlamı, ilgili endüstride uyum sürecindeki marjinal ticaretin büyük bölümünün EAT akımları yönünde gerçekleştiğidir(38). MEİT analizlerine göre de, ticaretten kaynaklanan önemli bir uyum baskısı gözlendiği ve uyum maliyetlerinin genel olarak yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Brülhart(2000), sorunsuz uyum hipotezinin dinamik özelliklerini incelemek amacıyla, İrlanda’nın EİT’indeki gelişmeler ile işgücü piyasasında uyumu araştırmıştır. Brülhart’ın modelinde üç ana değişken grubu bulunmaktadır. İlki, bağımlı değişken olan işgücü piyasasında yapısal uyum, ikincisi, bağımsız değişken olan MEİT, üçüncüsü dışsal etkenleri kontrol altında tutmak üzere diğer bağımsız değişkenler seti. 1977-1991 yılları arasındaki 14 yıllık verileri kullanmış ve bunu 2 ana periyoda bölmüştür. 1-6 ve 8-14 yıl şeklinde iki ana dönem oluşturmuştur. Çalışmanın bulgularına göre; işgücü piyasasındaki değişim, ticaret yapısındaki değişimi 1 yıl gecikmeli izlemektedir. İşgücü piyasasındaki değişmenin en önemli belirleyicisi, piyasa düzeyinde yoğunlaşma oranıdır. Diğer önemli belirleyici ticarete açıklıktır. MEİT oranlarındaki değişim kısa vadede önemliyken, uzun vadede piyasadaki rekabetin yoğunluğu ile azalmaktadır(39).
1988-1995 yılları arası İspanya imalât sanayi verilerini kullanan Cristobal’ın(2001) dinamik EİT ölçümleri(Brülhart A endeksi), uyum maliyetlerinin İspanya için oldukça önemli olduğunu ortaya koymuştur. EİT ile uyum maliyetleri arasındaki negatif ilişkiye vurgu yapmıştır(40).
Brülhart ve Elliot(1998), AB ülkelerinde EİT’in gelişimi ve uyum maliyetlerini incelerken, Brulhart ve Thorpe(1999), Kore, Malezya, Endonezya ve Filipinler’i ele alarak Doğu Asya’daki ticaret hacmi artışının işgücü piyasasındaki etkilerini test etmişlerdir. Yine aynı yazarlar 2001 yılında NAFTA ülkelerinin MEİT’ini incelemişler ve yükselen MEİT değerlerinin, ABD, Meksika ve Kanada ticareti için, daha düşük yapısal uyum maliyetlerini beraberinde getirdiğini vurgulamışlardır(41). Amerikan tekstil piyasası özelinde yapılan bir diğer analizde, 1992-2004 periyodunda, tekstil başlığı altında yeralan 16 adet SITC 3 basamaklı ürün grubundan yedisinde yapısal uyum sorunları ile karşılaşılacağı öngörülmüştür(42).
Kısaca MEİT endeksi, özel bir endüstride ülkenin uzmanlaşmasını yansıtabilmektedir. Söz konusu endüstride ihracat ithalâttan daha hızlı genişliyorsa, ülke bu alanda uzmanlaşmaktadır. Ticaret değişiminde ters etkileşimin görüldüğü diğer endüstrilerde ise uzmanlaşmadan uzaklaşmaktadır(43).
4. Türkiye’nin Dış Ticareti’nde EİT’in Yeri ve Önemi
Bu bölümde, öncelikle Türkiye’nin dış ticaretine ilişkin önemli bazı hususlara değinilecek, daha sonra da yukarıda tanıtılan endeksler kullanılarak tarafımızdan yapılan hesaplamalara yer verilecektir.
4.1. Türkiye Dış Ticaretinin Genel Görünümü
2000-2005 dönemi ortalamalarına göre, dünya ticari mal üretimi %2,8, dünya GSYIH’sı %2,9 büyürken, dünya ticari mal ihracatı hacim olarak %5,7 ve değer olarak %10,9 artmıştır. Diğer bir ifadeyle 2000=100 bazlı endekslere göre hacimsel dünya üretimi 106,0 ve dünya GSYIH’sı 107,7 iken, dünya mal ihracatı hacimsel bakımdan 113,2 değer bakımından da 129,7 endeks değerine ulaşmıştır(44). Yani dünya ticareti, dünya üretiminden çok daha hızlı büyümüştür.
Tablo 1. Türkiye ve AB Ülkelerinin Dünya Ticareti İçindeki Payları(2005)
(milyar $ ve %) |
2005 |
||||||
İHRACAT |
İTHALÂT |
DIŞ TİCARET TOPLAMI |
|||||
DEĞER |
% |
DEĞER |
% |
DEĞER |
% |
||
Türkiye |
73.476 |
0,70 |
116.774 |
1,08 |
190.251 |
0,89 |
|
AB 25 |
4.026.690 |
38,42 |
4.166.150 |
38,39 |
8.192.840 |
38,40 |
|
Dünya |
10.482.000 |
100,0 |
10.853.000 |
100,0 |
21.335.000 |
100,0 |
Kaynak: WTO, International Trade Statistics(ITS)2006: Leading Exporters and Importers of
Commercial Services, [online] (http://www.wto.org), 12.04.2008
Türkiye’nin büyüyen dünya ticaretindeki payını yansıtan Tablo 1’e göre; 2005 yılı itibariyle AB’nin dünya ticareti içindeki payı ihracat, ithalât ve dış ticaret toplamında yaklaşık %38 seviyesindedir. Türkiye’nin dünya ihracatı içindeki payı %0,70 iken, ithalâttaki payı %1,08 ve dış ticaret toplamında %0,89’dur.
Türkiye’nin 2005 yılındaki 73.476 milyon $ ihracatının, %52’si AB Ülkeleri(AB25), %8’i Amerika Kıtası, %18’i Asya Kıtasına yapılmıştır. 2007 yılı itibariyle, 107 milyar $ ihracat ve 170 milyar $ ithalâta ulaşan Türkiye’nin, 1990-2007 döneminde, dış ticaret ve GSMH’sındaki değişimler Tablo 2’de görülmektedir. 1990 yılında 13 milyar $ civarında olan ihracat ve 22 milyar $ olan ithalât, 2000 yılı itibariyle sırasıyla 27 ve 54 milyar dolara ulaşmıştır. Yani 2000 yılında ithalât ihracatın iki katı olmuştur. 2002 yılından itibaren ihracat ve ithalât değerlerinde muazzam artışlar görülmüş ve büyüme oranları çok yükselmiştir. 2002 yılından beri gerek ihracat gerekse ithalâtın %15’in altında büyüme göstermediği, bilhassa bir önceki yıla göre 2004 yılında ithalâtın %40,7 arttığı görülmektedir. İthalâtın 1995 yılında gördüğü %53,5’luk büyümeden sonra bu en yüksek orandır. Aynı yıl ihracatta geçmişte görülmemiş bir oranda artmış ve %33,7 büyümüştür. 2005 ve 2006 yıllarında ihracatta %16 ve ithalâtta %19’luk büyümelerden sonra, 2007 yılında ihracatta %25’lik büyümeyle 107 milyar $, ithalâtta da %22’lik büyüme ile 170 milyar $’a ulaşılmıştır. Aynı yıl görülen cari açık, 1990-2007 periyodunun en yüksek açığına işaret etmektedir(62,8 milyar $). İhracat ve ithalât değerindeki büyümeye karşın, kronik ve sürekli artan dış ticaret açığı dikkati çekmektedir. Yıllar itibariyle ihracatın ithalâtı karşılama oranlarına bakıldığında, 1990 yılında %58 olan oran, 1994 yılında yaşanan krizde ithalâtın %21 daralmasıyla %77’ye çıkarken, bunun yapay olduğu, sonraki yıllarda %50-60’lar düzeyinde dolaştığı görülmektedir. Tablodaki verilerin işaret ettiği ilginç bir husus vardır. Türkiye’nin 1994 ve 2001 yıllarında yaşadığı iki büyük ve yıkıcı krizin hemen bir önceki yıllarında yani 1993 ve 2000’de, ihracatın ithalâtı karşılama oranı 1990-2007 döneminin en düşük değerlerine inmiştir. 1993 yılında %52,1 olan ihracatın ithalâtı karşılama oranı, 2000 yılında %51 olarak gerçekleşmiştir. Hemen bunun ardından gelen 1994 ve 2001 yıllarında Türkiye büyük ekonomik krizlerle sarsılmıştır. Konu bütünlüğünü dağıtmamak için bu konuya daha fazla girilmeyecektir. Ancak ihracatın ithalâtı karşılama oranı düştüğünde, döviz sıkıntısı gözönüne alınarak dengeleyici tedbir ve mekanizmalar kullanılmadığında ekonomide önemli çalkantılar olabildiğine dikkat edilmelidir.
İhracat ve ithalât artış hızlarıyla, tablonun son sütunundaki GSMH artış hızları karşılaştırıldığında, ticaretteki artışın, en az iki katından az olmamak üzere GSMH artışından daha hızlı büyüdüğü ortaya çıkmaktadır. Bu konu ekonominin giderek daha dışa açıldığını, dış ticarete yönelik endüstrilerin geliştiğini, ulusal ekonominin uluslararası ekonomiyle giderek artan oranda entegre olduğu anlamına gelmektedir(Tablo 2).
Tablo 2. Türkiye Dış Ticareti ve GSMH Artış Hızları(1990-2007)
|
DIŞ TİCARET (Milyon $) |
İHR / İTH % |
GSMH |
|||||
YILLAR |
İHRACAT |
Değ.% |
İTHALÂT |
Değ.% |
DENGE |
HACİM |
Büyüme % |
|
1990 |
12.959 |
11,5 |
22.302 |
41,2 |
-9.343 |
35.261 |
58,10 |
9,4 |
1991 |
13.593 |
4,9 |
21.047 |
-5,6 |
-7.454 |
34.640 |
64,60 |
0,3 |
1992 |
14.715 |
8,2 |
22.871 |
8,7 |
-8.156 |
37.586 |
64,30 |
6,4 |
1993 |
15.345 |
4,3 |
29.428 |
28,7 |
-14.083 |
44.773 |
52,10 |
8,1 |
1994 |
18.106 |
18 |
23.270 |
-20,9 |
-5.164 |
41.376 |
77,80 |
-6,1 |
1995 |
21.637 |
19,5 |
35.709 |
53,5 |
-14.072 |
57.346 |
60,60 |
8.0 |
1996 |
23.224 |
7,3 |
43.627 |
22,2 |
-20.402 |
66.851 |
53,20 |
7,1 |
1997 |
26.261 |
13,1 |
48.559 |
11,3 |
-22.298 |
74.820 |
54,10 |
8,3 |
1998 |
26.974 |
2,7 |
45.921 |
-5,4 |
-18.947 |
72.895 |
58,70 |
3,9 |
1999 |
26.587 |
-1,4 |
40.671 |
-11,4 |
-14.084 |
67.258 |
65,40 |
-6,4 |
2000 |
27.775 |
4,5 |
54.503 |
34 |
-26.728 |
82.278 |
51,00 |
6,1 |
2001 |
31.334 |
12,8 |
41.399 |
-24 |
-10.065 |
72.733 |
75,70 |
-9,4 |
2002 |
36.059 |
15,1 |
51.554 |
24,5 |
-15.495 |
87.613 |
69,90 |
7,9 |
2003 |
47.253 |
31 |
69.340 |
34,5 |
-22.087 |
116.593 |
68,10 |
5,9 |
2004 |
63.167 |
33,7 |
97.540 |
40,7 |
-34.373 |
160.707 |
64,80 |
9,9 |
2005 |
73.476 |
16,3 |
116.774 |
19,7 |
-43.298 |
190.251 |
62,90 |
7,6 |
2006 |
85.535 |
16,4 |
139.576 |
19,5 |
-54.041 |
225.111 |
61,30 |
6,9 |
2007 |
107.213 |
25,3 |
170.057 |
21,8 |
-62.844 |
277.270 |
63,00 |
4,5 |
Kaynak: 1994-2007 Yılları TÜİK Türkiye İstatistik Yıllıkları ile Hazine Müsteşarlığı,
Aylık Göstergeler, Mayıs 2008’den derlenmiştir.
Aşağıdaki Tablo 3’de Türkiye ihracat ve ithalâtının Geniş Ekonomik Gruplar(BEC) sınıflamasına göre dağılımları görülmektedir. Dış ticarette yatırım, ara ve tüketim mallarının oransal paylarını ortaya koyan tabloya göre, 2007 itibariyle gerek ihracat gerekse ithalâtta en önemli grup ara mallardır. 2005 yılında %41,2 olan ara mallar ihracatının toplam ihracat içindeki payı 2007 yılında %46 olmuştur. Ara mallar ithalâtının toplam ithalât içindeki payı da 2005’de %70,1 iken 2007 yılında %72,7’dir. İhracatta ara malları izleyen tüketim malları grubu 2007’de %40,7 pay alırken, yatırım mallarının payı %12,8’dir. İthalâtta ise 2007 itibariyle, ara malları izleyen yatırım mallarının payı %15,9 ve tüketim malları %11 pay almışlardır. 2005-2007 döneminde, yatırım malları oransal payının ihracatta giderek arttığı(10,9-11,0-12,8), ithalâtta azaldığı(17,4-16,7-15,9), tüketim mallarında gerek ihracat(47,4-44,2-40,7) gerekse ithalâttaki(12,0-11,5-11,0) payın giderek azaldığı, ara mallarda da hem ihracat hem de ithalâttaki payın yıldan yıla arttığı tabloda görülmektedir.
Tablo 3. Geniş Ekonomik Gruplar(BEC)’a Göre Dış Ticaretin Yapısı(2005-2007)(%)
|
İHRACAT |
İTHALÂT |
||||
2005 |
2006 |
2007 |
2005 |
2006 |
2007 |
|
YATIRIM MALLARI |
10,9 |
11,0 |
12,8 |
17,4 |
16,7 |
15,9 |
ARA MALLARI |
41,2 |
44,2 |
46,0 |
70,1 |
71,4 |
72,7 |
TÜKETİM MALLARI |
47,4 |
44,2 |
40,7 |
12,0 |
11,5 |
11,0 |
DİĞER |
0,5 |
0,6 |
0,4 |
0,5 |
0,4 |
0,4 |
TOPLAM |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
Kaynak: TUİK, Türkiye İstatistik Yıllığı 2007, s.244
Ekonomik faaliyetlere göre dış ticaretin dağılımında, ihracat ve ithalâtta en büyük payı imalât sanayi dış ticareti almaktadır. 2005 yılı itibariyle, imalât ihracatı toplam ihracatın %89,9 ve imalât ithalâtı da toplam ithalâtın %80,7’sini oluşturmuştur. 2007 yılında bu oranlar, ihracatta %94,2 ve ithalâtta %78,7 olarak gerçekleşmiştir(45).
4.2. Türkiye’nin EİT’i: Statik Analiz
Türkiye’nin 2005 yılı itibariyle, AB, AB-dışı ve dünya ile olan ticaretinde, SITC 3 basamaklı ayrıma göre hesaplanan EİT oranları; AB için EK 1, AB-dışı için EK 2 ve dünya için EK 3’de görülmektedir. Aşağıdaki tabloda, imalât-dışı(birincil endüstriler), imalât ve tüm endüstriler ayrımına göre, 3 basamaklı endüstriler bazında hesaplanan EİT oranları 1 basamak düzeyinde sunulmuştur(Tablo 4).
Tablo 4. SITC Ana Grupları İtibariyle Türkiye'nin EİT Endeksleri
|
İMALÂT DIŞI (SITC 0-4) |
İMALÂT SANAYİ (SITC 5-8) |
TÜM ENDÜSTRİLER (SITC 0-8) |
||||
ÜLKELER |
|||||||
|
1996 |
2005 |
1996 |
2005 |
1996 |
2005 |
|
AB Ülkeleri(AB25) |
0,24 |
0,32 |
0,24 |
0,40 |
0,24 |
0,39 |
|
AB Dışı Ülkeler |
0,14 |
0,21 |
0,36 |
0,39 |
0,27 |
0,34 |
|
Dünya |
0,19 |
0,26 |
0,33 |
0,43 |
0,29 |
0,40 |
|
Kaynak: TUİK'den CD ortamında alınan SITC 3-4 basamaklı 1989-2005 yılları Türkiye ihracat ve
ithalât verileri kullanılarak tarafımızdan hesaplanmıştır.
Türkiye’nin imalât sanayi EİT’i, imalât dışı endüstrilerden daha yüksektir. AB ile gümrük birliğine girilen 1996 yılı ile karşılaştırıldığında, 2005 yılı itibariyle, AB ülkeleri ile olan imalât sanayi ürünleri EİT’i, AB-Dışı ülkelerinkinden daha fazla artmıştır. AB’nin ihracattaki payının %42, ithalâttaki payının %53 olması, ayrıca bu iki akım içinde imalât endüstrilerinin %55’in üzerinde pay sahibi olması nedeniyle, tüm endüstriler EİT oranının asıl belirleyicisi imalât endüstrileri olmuştur. AB-Dışı ülkeler grubuna bakıldığında, AB-Dışı ülkelerin ihracattaki payı %58, ithalâttaki payı %47’dir. Birincil ürünlerin ihracattaki ağırlığı %85, ithalâttaki ağırlığı %55’dir. Dolayısıyla imalât endüstrilerinin pozitif etkisine rağmen, AB-Dışı EİT oranlarının nispeten düşük kalmasında etkili olan, düşük EİT oranlarına sahip olan imalât dışı endüstrilerdir(46).
Türkiye’nin EİT’i ile ilgili statik EİT hesaplamalarına(düzeltilmemiş GL) göre; 3 basamaklı ayrımda, 4 basamaklı ayrıma göre daha yüksek oranlarla karşılaşılmıştır. Türkiye’nin AB, AB-Dışı ve Dünya toplamında EİT’inin gelişimine bakıldığında, 1989-2005 döneminde tüm SITC ana ürün gruplarında yükselme kaydedildiği dikkati çekmektedir. Birincil ürünlerdeki(SITC 0-4) EİT oranları, imalât sanayi ürünlerine(SITC 5-8) ait oranlardan daha düşüktür. AB ile ticaretteki EİT endeksleri; 2005 yılı itibariyle, imalât sanayi ürünlerinde (0,40) iken birincil ürünlerde (0,32), toplamda ise (0,39) olarak gerçekleşmiştir. AB ile ticaretin %39’u endüstri-içi niteliktedir. Dolayısıyla Türkiye’nin, AB ile rakip olmaktan ziyade tamamlayıcı ekonomi durumunda olduğu ve ticaretin genel olarak karşılaştırmalı üstünlükler temelinde gerçekleştiği söylenebilir. AB ile ticarette ürünlerin teknolojik özeliklerine göre en yüksek EİT oranları ara teknoloji ürünlerindedir. 2005 itibariyle 0,50 endeks değerine ulaşan bu grup dışında, standart teknoloji ve yüksek teknoloji ürünleri EİT’inin 1989-2005 döneminde yükseldiği gözlenmektedir. Yine 2005’de ileri teknoloji ürünleri EİT oranı 0,22 iken, standart teknoloji ürünleri 0,36 seviyelerindedir.
AB-Dışı ülkelerle ticaretteki EİT endeksleri; 2005 yılı itibariyle imalât sanayi ürünlerinde 0,39 iken birincil ürünlerde 0,21, toplamda ise 0,34 olarak gerçekleşmiştir. AB-Dışı ülkelerle ticaretin %34’ü endüstri-içi niteliktedir. Ürünlerin teknolojik özeliklerine göre EİT oranlarına bakıldığında, standart teknoloji ürünleri EİT oranı 0,32 iken, ara ve ileri teknoloji ürünlerindeki EİT oranları %37’dir. Her ne kadar 1989-2005 arası dönemde ileri teknoloji ürünleri EİT’i %40’ların üzerine çıksa da son yıllarda bu muhafaza edilememiş ve oran düşmüştür. Ancak ileri teknoloji ürünlerindeki EİT oranı(0,32), AB ile olan orandan(0,22) daha yüksektir. Genel olarak ticaret, AB ülkeleri ile olduğu gibi karşılaştırmalı üstünlükler temelinde gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin tüm ülkelerle(AB ve AB-Dışı ülkeler toplamı) yani dünya ile olan ticareti dikkate alındığında; birincil ürün grupları, imalât sanayi ve tüm gruplar toplamında EİT oranları 1989-2005 döneminde sürekli gelişme kaydetmiştir. 2005 yılı itibariyle, toplam ticaretin 0,40 yani %40’ı EİT niteliğinde gerçekleşmiştir. Ticaretin geleneksel faktörlerden ziyade, EİT’i belirleyen değişkenlerden etkilenmeye başladığı anlaşılmaktadır. İlerleyen dönemlerde bu oranların yükseleceği ve %50’yi geçerek EİT ağırlıklı bir yapı görüleceği beklenebilir. Ürünlerin teknolojik özellikleri itibariyle AB-Dışı ile olan ticarete benzer bir yapı görülmekte, ara teknoloji ürünlerinde %47 EİT sözkonusu iken, ileri teknoloji ürünlerinde ticaretin 0,32(%32)’si EİT niteliğindedir.
4.3. Türkiye’nin EİT’i: Dinamik Analiz
Bu bölümde Türkiye’nin AB, AB-Dışı ve toplamda Dünya ile ticaretinde, Marjinal EİT(MEİT) endekslerinden Brülhart’ın A, B ve C endeksleri kullanılarak tarafımızdan yapılan hesaplamalara ve Türkiye’nin MEİT’ini ele alan bazı yazarların değerlendirmelerine değinilecektir. Metodolojik bakımdan bu endekslere daha önce değinildiğinden burada tekrar edilmeyecektir. İnceleme dönemi olarak, gümrük birliğine girilen yıl olan 1996’dan başlayarak 2000 yılına kadar olan süre ilk dönemi, 2001 yılından 2005 yılına kadar olan süreç de ikinci dönemi oluşturmaktadır. Tüm hesaplamalar, 1996-2000 ile 2001-2005 gibi iki farklı dönem bazında yapılmıştır. Her iki periyodun başlangıç ve bitişleri, nispi olarak önemli dalgalanmaların yaşanmadığı yıllara denk gelmektedir. Endeks seçiminde, Türkiye için MEİT analizleri bakımından birkaç eser dışında çalışma yapılmadığı gözlendiğinden, her üç endeks de kapsama alınarak hesaplanmıştır. A endeksi “0 ile 1“ arasında değişmektedir. 0’a doğru marjinal ticaretin EAT nitelikli, 1’e doğru da EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. B endeksi “-1 ile +1” arasında değişmektedir. Sıfıra yaklaştıkça MEİT yükselmektedir. “-1 ya da +1” olursa, marjinal ticaretin tamamı EAT niteliğindedir. C endeksi ise, “0 ile sonsuz” arasında değerler almakta olup, değişimi parasal değer olarak ifade etmektedir. SITC 3 basamaklı veriler kullanılarak yapılan hesaplamalarla elde edilen sonuçlar, SITC ana ürün grupları düzeyinde verilecek, endüstri bazlı detaylı tablolar EK olarak sunulacaktır. Detaylı tablolarla ilgili önemli noktalar yine bu kısımda yeri geldikçe vurgulanacaktır.
Endüstrilerin EİT bakımından sahip oldukları özellikleri araştıran çalışmalar kapsamında Gönel(2001), Türkiye’nin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu bilinen tekstil sektörü bağlamında EİT’in payını araştırmıştır. Türkiye’nin dış ticaretindeki payı ve ihracat performansı bakımından önem taşıyan tekstil sektöründeki EİT, 1990-1997 periyodunda artış göstermiştir. GL endeksi dışında, MEİT endeksleri de dikkate alınmış ve ticaret yapısında değişime yol açıp açmadığına bakılmıştır. İlgili dönemde, tekstil ve alt sektörlerinin tamamına yakınında EİT oranları artmıştır. Ancak, sektörün karşılaştırmalı üstünlüğünü kaybetmekte olduğu da belirtilmiştir. Bu husus, izlenen liberal dış ticaret politikaları ile ihracat yanında ithalâtın da artması sonucunda, yerli üretimin yerini ithal mallarının almasına, dolayısıyla da EİT oranının artmasına bağlanmıştır(47).
Kösekahyaoğlu(2002), 1980’li yılların başlarından itibaren izlenen liberal dış ticaret politikaları bağlamında, Türkiye’nin 1975-1990 dönemi EİT’inin seyri ve EİT’in liberalizasyon süreci ile ilişkisini incelemiştir. 1980’lerin başında liberalizasyon programının uygulanması ile beraber EİT oranlarının arttığı tespit edilmiştir. Sadece statik anlamda(GL) değil aynı zamanda dinamik anlamda da(MEİT) artış gözlenmiş olup, ticari liberalizasyonun EİT’i teşvik ettiği sonucuna varılmıştır. Türkiye’nin AB ülkeleri ile arasındaki kalkınma seviyeleri ve talep yapılarındaki farklılıkların etkisiyle düşük seyreden EİT oranlarının, sözkonusu farklılıkların nispeten daha düşük olduğu Yunanistan, İspanya ve Portekiz ile daha yüksek gerçekleştiğine değinilmiştir. Yüksek EİT oranlarında yapısal uyum maliyetlerinin düşük olduğu dikkate alındığında, EİT oranlarının yükselmesi sonucunda, daha ileri düzeylerde entegrasyon ve liberalizasyon faaliyetlerinde daha düşük uyum maliyetleri ile karşılaşılacağı belirtilmiştir(48).
Erlat ve Erlat(2003), işgücü piyasasında uyum maliyetleri ile Türkiye’nin EİT’ini ele almıştır. SAH’ın test edildiği çalışmada, 1974-1975 ve 1998-1999 dönemleri ele alınmış, EİT ile istihdamdaki değişmeler arasında önemli ilişki tespit edilmiştir(49).
Kaya ve Gacener(2007), EİT oranlarının nispeten yüksekliği ile dikkati çeken kimya endüstrisi özelinde, Türkiye’nin bazı AB üyesi ülkeler, Rusya, Çin, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna ile olan kimya ürünleri ticaretini ele almıştır. 1990-2005 dönemi itibariyle statik(GL) ve dinamik EİT’in(MEİT A ve B endeksleri) ölçüldüğü çalışmada, endüstri bazlı bir analiz olmasına rağmen, Türkiye’nin tüm endüstrileri bakımından görülen EAT yapısının Kimya endüstrisinde de geçerli olduğu vurgulanmıştır. EİT oranlarının düşük seyrettiği ancak son yıllarda bazı alt ürün gruplarında EİT yönünde artış kaydedildiği, iki yönlü ticaret yapısına dönülmeye başlandığı, bu durumun geçmişte net ithalâtçı olan Türkiye açısında olumlu olduğu çalışmanın diğer bulguları arasındadır. MEİT oranlarına göre; Türkiye’nin GB’ne katılımından sonraki dönemde ağırlıklı olarak net ithalâtçı durumunda olduğuna değinilmiş ve marjinal ticaretin EAT niteliğinde olduğu vurgulanmıştır(50).
4.3.1. Türkiye’nin AB Ülkeleriyle Ticaretinde MEİT Endeksleri
Tablo 5’de AB ülkeler grubu ile Türkiye arasındaki ticarete istinaden hesaplanan MEİT oranları görülmektedir. Tablodaki bulgulara göre, A ve C endeksleri, ana endüstri grupları bazında aynı değerleri almaktadır. Ancak, birincil ürün grupları ve imalât sanayii grupları ayrımı yapıldığında değerler farklılaşmaktadır. A endekslerine göre; 1996-2000 periyodunda oldukça düşük MEİT endeks değerleri göze çarpmaktadır. Bütün değerler sıfıra yakın olduğundan 1996’dan 2000 yılına marjinal ticaretin EAT karakteristiği gösterdiği söylenebilir. 2001-2005 periyodunda ise 1996-2000 döneminden çok daha yüksek değerler görülmüştür. 1.İçkiler ve tütün, 6.Başlıca sınıflara ayrılan işlenmiş mallar ve 7.Makine ve ulaştırma araçları ana gruplarında 0,50’nin üzerinde endeks değerleri bulunmaktadır. 4.Hayvansal, bitkisel katı ve sıvı yağlar-mumlar endüstrisinde de 0,45 endeks değeri dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu endüstrilerde ticaret değişiminin EİT karakteri taşıdığı anlaşılmaktadır. Birincil ürün grupları(SITC 0-4), imalât endüstrileri(5-8) ve tüm endüstriler(0-8) bakımından 0,20-0,30 aralığında değerler gözlendiğinden ticaret değişiminin daha ziyade EAT karakteri gösterdiği söylenebilir. Ancak, 1996-2000 ve 2001-2005 dönemleri karşılaştırıldığında, imalât sanayi hariç endeks değerlerinin yükseldiği anlaşılmaktadır(Tablo 5).
Tablo 5. Türkiye’nin AB Ülkeleri ile Marjinal EİT’i
SITC Ürün Gruplarına Göre |
A ENDEKSİ* |
B ENDEKSİ |
C ENDEKSİ* |
|||
|
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
Ana Ürün Grupları |
|
|
|
|
|
|
0 |
0,02 |
0,24 |
x |
x |
0,02 |
0,24 |
1 |
0,11 |
0,58 |
x |
x |
0,11 |
0,58 |
2 |
0,03 |
0,31 |
x |
x |
0,03 |
0,31 |
3 |
0,00 |
0,12 |
x |
x |
0,00 |
0,12 |
4 |
0,00 |
0,45 |
x |
x |
0,00 |
0,45 |
5 |
0,07 |
0,21 |
x |
x |
0,07 |
0,21 |
6 |
0,07 |
0,51 |
x |
x |
0,07 |
0,51 |
7 |
0,14 |
0,93 |
x |
x |
0,14 |
0,93 |
8 |
0,05 |
0,24 |
x |
x |
0,05 |
0,24 |
0-4 Birincil Ürünler |
0,08 |
0,29 |
x |
x |
0,03 |
0,50 |
5-8 Sınai Ürünler |
0,31 |
0,80 |
x |
x |
0,10 |
0,59 |
0-8 Tüm Ürünler |
0,16 |
0,31 |
x |
x |
0,09 |
0,58 |
Not: A ve C endekslerinde, başlangıç yılları olan 1996 ve 2001 yılları toplam dış ticaret hacimlerine göre ölçeklendirme yapılmış, böylece endüstri grupları, ticaret hacimlerine göre ağırlıklandırılmıştır. B endeksi endüstrilerin toplulaştırılması halinde sapma gösterdiğinden ve yanıltıcı bilgi verdiğinden hesaplanmamıştır.
Kaynak: TUİK'den CD ortamında alınan SITC 3-4 basamaklı 1989-2005 yılları Türkiye ihracat ve
ithalât verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.
AB üyeleri ile ticaret kapsamında, SITC 3 basamak düzeyinde endüstrilere ilişkin yapılan detaylı hesaplamalar EK 4’de sunulmuştur. A endekslerine bakıldığında; 1996-2000 döneminde 1996’dan 2000 yılına ticaret değişiminin(marjinal ticaretin) EİT niteliği taşıdığı endüstri sayısı 36 iken, 218 endüstri EİT niteliğinde değişime konu olmamıştır. Bu 218 endüstriden 119’unda ticaretteki değişim tamamen EAT niteliğindedir. 2001-2005 periyoduna bakıldığında ise, 1996-2000 periyodundakinden daha yüksek MEİT oranları görülmektedir. 2001 yılından 2005 yılına ticaret değişiminin EİT özelliği gösterdiği endüstri sayısı 68 olurken, kalan 186 endüstride EİT biçiminde bir değişim görülmemiştir ki 43 endüstri tamamen EAT niteliğinde değişime konu olmuştur. B endekslerine bakıldığında; 1996-2000 periyodunda, (-1) endeks değeri tespit edilen 49 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 69 endüstri olmak üzere toplam 118 endüstride ticari değişim tamamen EAT niteliğindeyken, 37 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. İhracat bakımından kuvvetli endüstri performansı görülen endüstri sayısı 108 iken, 109 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir. 2001-2005 döneminde; (-1) endeks değeri tespit edilen 28 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 14 endüstri olmak üzere toplam 42 endüstride ticari değişim tamamen EAT niteliğindeyken, 69 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. İhracatın ithalâttan daha hızlı artması anlamına gelen kuvvetli endüstri performansı görülen endüstri sayısı 54 iken, 131 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir.
4.3.2. Türkiye’nin AB-Dışı Ülkelerle MEİT’i
Tablo 6’da AB-Dışı ülkeler-Türkiye arasındaki ticaretle ilgili hesaplanan MEİT oranları görülmektedir. Ticaret yapısındaki değişimi ortaya koyan A endekslerine göre; 1996-2000 periyodunda AB ile olan ticarette olduğu gibi SITC ana gruplarındaki endeksler düşüktür. 1996’dan 2000 yılına marjinal ticaretin EAT karakteristiği gösterdiği açıktır. 2001-2005 periyodunda ise 1996-2000 döneminden çok daha yüksek değerler kaydedilmiştir. 4.Hayvansal, bitkisel katı ve sıvı yağlar-mumlar, 6.Başlıca sınıflara ayrılan işlenmiş mallar, 7.Makine ve ulaştırma araçları ve 8.Çeşitli mamül eşya ana gruplarında 0,50’nin üzerinde endeks değerleri bulunmaktadır. Dolayısıyla bu endüstrilerde ticaret değişimi EİT karakteri göstermektedir. Tüm endüstriler(SITC0-8) kapsamında 0,31 MEİT A endeks değeri, ticari değişimin EAT nitelikli olduğunu ortaya koymaktadır. Ürünlerin teknolojik özelliklerine göre hesaplanan endeks, 2001-2005 döneminde her üç ürün grubunda da ticari değişimin yüksek derecede EİT nitelikli olduğunu ortaya koymaktadır.
Tablo 6. Türkiye ile AB-Dışı Ülkeler Ticaretinde MEİT Oranları
SITC Rev 3 Ürün Grupl.Göre |
A ENDEKSİ |
B ENDEKSİ |
C ENDEKSİ |
|||
|
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
Ana Ürün Grupları |
|
|
|
|
|
|
0 |
0,04 |
0,21 |
x |
x |
0,04 |
0,21 |
1 |
0,06 |
0,01 |
x |
x |
0,06 |
0,01 |
2 |
0,03 |
0,13 |
x |
x |
0,03 |
0,13 |
3 |
0,03 |
0,39 |
x |
x |
0,03 |
0,39 |
4 |
0,12 |
0,61 |
x |
x |
0,12 |
0,61 |
5 |
0,06 |
0,37 |
x |
x |
0,06 |
0,37 |
6 |
0,06 |
0,74 |
x |
x |
0,06 |
0,74 |
7 |
0,26 |
0,60 |
x |
x |
0,26 |
0,60 |
8 |
0,10 |
0,55 |
x |
x |
0,10 |
0,55 |
|
|
|
|
|
|
|
0-4 Birincil Ürünler |
0,07 |
0,16 |
x |
x |
0,04 |
0,31 |
5-8 Sınai Ürünler |
0,47 |
0,18 |
x |
x |
0,13 |
0,80 |
0-8 Tüm Ürünler |
0,17 |
0,31 |
x |
x |
0,09 |
0,62 |
|
|
|
|
|
|
|
ÜRÜNLERİN TEKN.ÖZL.GÖRE |
|
|
|
|
|
|
1. Standart Teknoloji Ürünleri |
0,06 |
0,59 |
x |
x |
x |
x |
2. Ara Teknoloji Ürünleri |
0,07 |
0,65 |
x |
x |
x |
x |
3. Yüksek Teknoloji Ürünleri |
0,28 |
0,61 |
x |
x |
x |
x |
Not: A ve C endekslerinde, başlangıç yılları olan 1996 ve 2001 yılları toplam dış ticaret hacimlerine göre ölçeklendirme yapılmış, böylece endüstri grupları, ticaret hacimlerine göre ağırlıklandırılmıştır. B endeksi endüstrilerin toplulaştırılması halinde sapma gösterdiğinden ve yanıltıcı bilgi verdiğinden hesaplanmamıştır.
Kaynak: TUİK'den CD ortamında alınan SITC 3-4 basamaklı 1989-2005 yılları Türkiye ihracat ve
ithalât verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.
AB-Dışı ülkelerle ticaret kapsamında, SITC 3 basamak düzeyinde endüstrilere ilişkin yapılan detaylı hesaplamalar EK 5’de sunulmuştur. A endekslerine bakıldığında; 1996-2000 döneminde 1996’dan 2000 yılına ticaretteki değişmenin EİT niteliği taşıdığı endüstri sayısı 80 iken, 176 endüstri EİT niteliğinde değişime konu olmamıştır. Bu 176 endüstriden 50’sinde ticaretteki değişim tamamen EAT niteliğindedir. 2001-2005 periyodunda, 1996-2000 periyodundakinden daha yüksek MEİT oranları dikkati çekmektedir. 2001-2005 ticaret değişiminin EİT özelliği gösterdiği endüstri sayısı 68 olurken, 186 endüstride EİT biçiminde bir değişim görülmemiştir ki 42 endüstri tamamen EAT niteliğinde değişime konu olmuştur. B endekslerine bakıldığında; 1996-2000 periyodunda, (-1) endeks değeri tespit edilen 53 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 53 endüstri olmak üzere toplam 106 endüstride ticari değişim tamamen EAT niteliğindeyken, 55 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. İhracat bakımından kuvvetli endüstri performansı görülen endüstri sayısı 89 iken, 112 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir. 2001-2005 döneminde; (-1) endeks değeri tespit edilen 29 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 21 endüstri olmak üzere toplam 50 endüstride ticari değişim tamamen EAT niteliğindeyken, 80 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. Kuvvetli ihracat endüstri performansı görülen endüstri sayısı 64 iken, 112 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir.
4.3.3. Türkiye’nin Dünya Ülkeleriyle Ticaretinde MEİT Endeksleri
Dünya ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticarete ilişkin MEİT endeksleri Tablo 7’de görülmektedir. Ticaret yapısındaki değişimi yansıtan A endekslerine göre; 1996-2000 periyodunda AB ile olan ticarette olduğu gibi SITC ana gruplarındaki endeksler düşüktür. 1996’dan 2000 yılına marjinal ticaretin EAT karakteristiği gösterdiği açıktır. 2001-2005 periyodunda ise 1996-2000 döneminden daha yüksek değerler kaydedilmiştir. 3.Mineral yakıtlar-yağlar vb. damıtılmasından elde edilen ürünler, 4.Hayvansal, bitkisel katı ve sıvı yağlar-mumlar, 6.Başlıca sınıflara ayrılan işlenmiş mallar ve 7.Makine ve ulaştırma araçları ana gruplarında 0,50’nin üzerinde endeks değerleri hesaplanmıştır. Bu endüstrilerde ticaret değişimi EİT karakteri göstermektedir. Tüm endüstriler(SITC0-8) kapsamında ise, 0,32 MEİT A endeks değeri ticari değişimin EAT ağırlıklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ürünlerin teknolojik özellikleri itibariyle yapılan hesaplamalarda, 2001-2005 dönemi ticaret değişiminin, ara teknoloji endüstrilerinde 0,90 endeks değerinde MEİT gerçekleştirmek suretiyle, EİT karakterinde olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo 7. Türkiye’nin Dünya Ülkeleri ile Ticaretinde MEİT Endeksleri
SITC Rev 3 Ürün Grupl.Göre |
A ENDEKSİ |
B ENDEKSİ |
C ENDEKSİ |
|||
|
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
1996-2000 |
2001-2005 |
Ana Ürün Grupları |
|
|
|
|
|
|
0 |
0,05 |
0,26 |
x |
x |
0,05 |
0,26 |
1 |
0,02 |
0,13 |
x |
x |
0,02 |
0,13 |
2 |
0,02 |
0,19 |
x |
x |
0,02 |
0,19 |
3 |
0,02 |
0,48 |
x |
x |
0,02 |
0,48 |
4 |
0,18 |
0,81 |
x |
x |
0,18 |
0,81 |
5 |
0,06 |
0,33 |
x |
x |
0,06 |
0,33 |
6 |
0,08 |
0,65 |
x |
x |
0,08 |
0,65 |
7 |
0,14 |
0,42 |
x |
x |
0,14 |
0,42 |
8 |
0,06 |
0,36 |
x |
x |
0,06 |
0,36 |
|
|
|
|
|
|
|
0-4 Birincil Ürünler |
0,07 |
0,20 |
x |
x |
0,03 |
0,37 |
5-8 Sınai Ürünler |
0,49 |
0,20 |
x |
x |
0,10 |
0,72 |
0-8 Tüm Ürünler |
0,18 |
0,32 |
x |
x |
0,08 |
0,64 |
|
|
|
|
|
|
|
ÜRÜNLERİN TEKN.ÖZL.GÖRE |
|
|
|
|
|
|
1. Standart Teknoloji Ürünleri |
0,06 |
0,51 |
x |
x |
x |
x |
2. Ara Teknoloji Ürünleri |
0,14 |
0,90 |
x |
x |
x |
x |
3. Yüksek Teknoloji Ürünleri |
0,04 |
0,43 |
x |
x |
x |
x |
Not: A ve C endekslerinde, başlangıç yılları olan 1996 ve 2001 yılları toplam dış ticaret hacimlerine göre ölçeklendirme yapılmış, böylece endüstri grupları, ticaret hacimlerine göre ağırlıklandırılmıştır. B endeksi endüstrilerin toplulaştırılması halinde sapma gösterdiğinden ve yanıltıcı bilgi verdiğinden hesaplanmamıştır.
Kaynak: TUİK'den CD ortamında alınan SITC 3-4 basamaklı 1989-2005 yılları Türkiye ihracat ve
ithalât verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.
Dünya ülkeleri ile ticaret kapsamında, SITC 3 basamak düzeyinde endüstrilere ilişkin yapılan detaylı hesaplamalar EK 6’da sunulmuştur. A endekslerine bakıldığında; 1996-2000 döneminde 1996’dan 2000 yılına ticaretteki değişmenin EİT niteliği taşıdığı endüstri sayısı 37 iken, 219 endüstri EİT niteliğinde değişime konu olmamıştır. Bu 219 endüstriden 111 tanesi tamamen EAT karakteri göstermiştir. 2001-2005 periyodunda, ticaret değişiminin EİT özelliği gösterdiği endüstri sayısı 67 olurken, 189 endüstride EİT biçiminde bir değişim görülmemiştir ki 42 endüstri tamamen EAT niteliğinde değişime konu olmuştur. B endekslerine bakıldığında; 1996-2000 periyodunda, (-1) endeks değeri tespit edilen 49 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 62 endüstri olmak üzere toplam 111 endüstride ticari değişim tamamen EAT karakterindeyken, 36 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. İhracat bakımından kuvvetli endüstri performansı görülen endüstri sayısı 103 iken, 117 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir. 2001-2005 döneminde; (-1) endeks değeri tespit edilen 26 ve (+1) endeks değeri tespit edilen 16 olmak üzere toplam 42 endüstride ticari değişim tamamen EAT niteliğindeyken, 67 endüstride değişimin EİT nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. Kuvvetli ihracat endüstri performansı görülen endüstri sayısı 64 iken, 125 endüstride zayıf performans tespit edilmiştir.
5. Sonuç
EİT, geleneksel karşılaştırmalı üstünlüklerle açıklanamayan, temelde ürün farklılaştırması ve ölçek ekonomilerinden kaynaklanan ticaret biçimi olup, karşılaştırmalı üstünlükler ve EAT’e göre ilâve kazanımlar sağlamaktadır. Üretim bakımından ölçek ekonomilerine ulaşılması ile daha düşük maliyetli ve etkin üretim yapılabilmesi yanında, daha geniş piyasalardan yararlanma imkânı sağlamakta, tüketiciler bakımından da daha fazla ve geniş çeşitlilikte mallara ulaşma fırsatı sunmaktadır. Ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve çok uluslu şirketler kanalıyla teknoloji transferine katkı yapmaktadır. Türkiye’nin bu bakımdan yeni teknoloji transferi yapabilmesi ve ekonomik yapının adaptasyonu için, imalât sanayiinin gelişimine ağırlık vermesi ve EİT oranlarını yükseltmesi gerekmektedir.
Bu çalışmadaki statik EİT(GL) hesaplamalarına göre, %40 dolayında bir EİT’e sahip olan Türkiye, ticaret ortakları ile rakip olmaktan ziyade, tamamlayıcı ekonomi durumundadır. Dolayısıyla ticaret biçimleri, karşılaştırmalı üstünlükler temelinde gerçekleşmektedir. Diğer yandan dinamik yani marjinal EİT oranları hesaplanmak suretiyle, ana ve alt ürün gruplarında ticari değişimin yapısal uyum maliyetlerinin ne derece etkili olabileceği anlaşılmaya çalışılmıştır. MEİT endeksleri, marjinal ticaretin EİT niteliğini ortaya koyarken, endüstri veya grup bazında karşılaşılan yüksek değerler, ekonominin karşılaşabileceği dış ticaret kaynaklı yapısal dönüşüm ve uyum maliyetlerinin düşük olacağını yansıtmaktadır. 1996-2000 ve 2001-2005 dönemi MEİT endeksleri dikkate alındığında, bu iki farklı dönemde ticari değişimin EAT niteliğinden EİT niteliğine kaydığı, bunun uyum maliyetlerinin daha düşük olabileceğine işaret ettiği, ancak gene de MEİT oranlarının düşük olduğu ve artması gerektiği değerlendirilmiştir.
1996-2000 periyodunda MEİT endekslerinin düşüklüğü göz önüne alınarak Türkiye’nin Gümrük Birliği ile birlikte uyum baskısı yaşadığı sonucuna varılmaktadır. Özellikle birincil ürünler ve bazı imalât sanayi alt sektörlerinde yüksek uyum maliyetleri ile karşı karşıya kalınmıştır. 1996 yılında Türkiye’nin, AB’ye tam üye olmaksızın Gümrük Birliği’ne katılımı, 3. ülkelere ortak tarife uygulamaya başlaması, AB-Dışı ülkeler grubunda önemli bazı etkiler yapmıştır. Bilhassa Rusya gibi yoğun ticari ilişkide bulunulan partnerlere, AB’nin ortak tarifeleri uygulanmak zorunda kalınmıştır. Ancak, 2001-2005 dönemi verileri ortaya farklı bir tablo çıkarmıştır. Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesinden sonraki 5. yılın sonunda başlayan ikinci inceleme periyodu(2001-2005), MEİT endekslerinde önemli artışlar olduğunu ve bu dönemdeki ticari değişiminin EİT yönünde ağırlık kazanmaya başladığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla, azalan uyum maliyetleri gündeme gelmektedir. MEİT’in yükseldiği endüstriler, uzmanlaşmanın yoğun olduğu ve ihracat performanslarında yükselme görülen endüstrilerdir. Kıt kaynakların yeniden etkin dağılımında, potansiyel yada cari sosyal ve ekonomik maliyetlerin minimizasyonu için, bu husus gözden uzak tutulmamalıdır.
Dipnotlar:
1. James Harrigan, “Scale Economies and the Volume of Trade”, The Review of Economics and Statistics, Vol.76, No.2, 1994, s.323
2. Charles Marrewijk, International Trade and the World Economy, Oxford Univ. Press, New York: 2002, s.182-187
3. Herbert G. Grubel ve P.J. Lloyd, “The Empirical Measurement of Intra-Industry Trade”, Economic Record, Vol.47, 1971, s.496; Herbert G. Grubel ve P.J. Lloyd, Intra-Industry Trade, Theory and Measurement of International Trade in Differentiated Products, Halsted Press-John Wiley and Sons Ltd, New York: 1975, s.1-20; OECD, “Intra-Industry and Intra-Firm Trade and the Internationalisation of Production”, OECD Economic Outlook, No.71, June 2002, s.159
4. Avinash K. Dixit ve Joseph E. Stiglitz, “Monopolistic Competition and Optimum Product Diversity, American Economic Review, Vol.67, 1977, s.278-307; Paul Krugman, “Increasing Returns, Monopolistic Competition, and International Trade”, Journal of International Economics, Vol.9, Iss.4, 1979, s.469-479; Kelvin Lancaster, “Intra-Industry Trade under Perfect Monopolistic Competition”, Journal of International Economics, Vol.10, 1980, s.151-175; Rodney Falvey, “Commercial Policy and Intra Industry Trade”, Journal of International Economics, Vol.11, Iss.4, 1981, s.495-511
5. Paul R. Krugman ve Maurice Obstfeld, International Economics: Theory and Policy, 6th. Edition, Addison Wesley, New York: 2003, s.124-138
6. Osman Küçükahmetoğlu, “Endüstri-içi Ticaret ve Türkiye”, İktisat, İşletme ve Finans, Yıl.17, Sayı.90, 2002, s.35
7. Herbert Grubel, “Intra-Industry Specialization and the Pattern of Trade”, The Canadian Journal of Economics and Political Science, Vol.33, No.3, 1967, s.381-386; Ehsan Choudhri ve Dalia Hakura, “International Trade in Manufactured Products: A Ricardo-Heckscher-Ohlin Explanation with Monopolistic Competition”, Conference on Empirical Investigations in International Trade, Boulder, 2001, s.18
8. Farklılaştırılmış mallarda EİT’i ortaya çıkaran etmenlerle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz.: Krugman, a.g.k., s.470-478; Lancaster, a.g.k., 166-167; Elhanan Helpman, “International Trade in the Presence of Product Differentiation, Economies of Scale and Monopolistic Competition: A Chamberlin-Heckscher-Ohlin Approach”, Journal of International Economics, Vol.11, 1981, s.308; Wilfred Ethier, “National and International Returns to Scale in the Modern Theory of International Trade”, American Economic Review, Vol.72, No.3, 1982, s.390-404; Elhanan Helpman, “A Simple Theory of International Trade with Multinational Corporations”, The Journal of Political Economy, Vol.92, No.3, 1984, s.470; Rudolf Loertscher ve Frank Wolter, “Determinants of Intra-Industry Trade“,Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics, Vol.116, 1980, s.284-290; Richard Caves, “Intra-Industry Trade and Market Structure in the Industrial Countries”, Oxford Economic Papers, Vol.33, No.1, March 1981, s.214-231; Bela Balassa ve Luc Bauwens, ”Intra-Industry Specialization in a Multi-Country and Multi-Industry Framework”, The Economic Journal, Vol.97, No.388, 1987, s.924-927; Howard P. Marvel ve Edward John Ray, “Intra-Industry Trade: Sources and Effects on Protection”, The Journal of Political Economy, Vol.95, No.6, 1987, s.1281
9. Ted Walther, Dünya Ekonomisi, Ünal Çağlar(Çev.), Alfa Yayınları, İstanbul: 2002, s.177
10. Sudipto Dasgupta ve Diğerleri, “Uncertainty, Arbitrage and Intra-Industry Trade”, The Canadian Journal of Economics, Vol.35, Iss.4, 2002, s.757-758
11. Marrewijk, a.g.k., s.202; Kishor Sharma, “Pattern and Determinants of Intra-Industry Trade in Australian Manufacturing”, The Australian Economic Review, Vol.33, Iss.3, 2000, s.245-255
12. Chien-Fu Chou ve Oz Shy, “Intra-Industry Trade and the Variety of Home Products, The Canadian Journal of Economics, Vol.24, Iss.2, 1991, s.405; Krugman ve Obstfeld, a.g.k., s.140-141; Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama. Gel. 16. Baskı. Güzem Can Yayınları No: 22, İstanbul: 2007, s.108-109
13. Grubel ve Lloyd, “The Empirical...”, a.g.k., s.497; David Greenaway ve Chris Milner, The Economics of Intra-Industry Trade, Basil Blackwell, Oxford: 1986, s.62
14. David Greenaway ve Chris Milner, “Trade Imbalance Effects in the Measurement of Intra-Industry Trade”. Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics, Vol.117, 1981, s.756
15. Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.). Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience. Palgrave Macmillan, London: 1999, s.4; Marius Brülhart, “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced Adjustment: A Survey”, Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde, M. Brülhart ve R.C. Hine(Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, s.43-44
16. Marius Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade:Towards A Measure Of Non-Disruptive Trade Expansion”. Frontiers of Research on Intra-Industry Trade içinde. P.J. Lloyd and Hyun-Hoon Lee(eds.), Palgrave-Macmillan, 2002, s.115; Marius Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade : Measurement and Relevance for a Pattern of Industrial Adjustment”, Weltwirtschaftliches Archiv, Vol.130, 1994, No.3, s.601-602
17. Clive Hamilton ve Paul Kniest, “Trade Liberalisation, Structural Adjustment And Intra-Industry Trade: A Note”, Weltwirtschaftliches Archiv, Vol.127, 1991, s.360-361. (Intra-Industry Trade içinde, Herbert G. Grubel and P.J. Lloyd(Eds.), Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003, s.287-297)
18. Marius Brülhart, “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced...”, a.g.k., s.50
19. Brülhart ve Hine(Eds.), Intra-Industry Trade and Adjustment..., a.g.k., s.2
20. Marius Brülhart, “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced...”, a.g.k., s.54; Marius Brülhart ve Robert J.R. Elliott, “Adjustment To The European Single Market: Inferences From Intra-Industry Trade Patterns”, Journal of Economic Studies, Vol.25, No.3, 1998, s.232
21. Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade: Measurement and...”, a.g.k., s.604; Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade:Towards...”, a.g.k., s.120
22. Marius Brülhart ve Michael Thorpe, “East Asian Export Growth, Intra-Industry Trade And Adjustment”, Asia Pacific Journal Of Economics & Business, Vol.3, No.2, 1999, s.46
23. Chan-Hyun Sohn ve Hyun-Hoon Lee, “Marginal Intra-Industry Trade, Trade-Induced Adjustment Costs and the Choice of FTA Partners”, Korea Institute for International Economic Policy(KIEP) Working Paper No: 2004-11, 2004, s.12
24. Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade: Measurement and...”, a.g.k., s.606; Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade:Towards...”, a.g.k., s.120
25. Sohn ve Lee, a.g.k., s.12-13
26. Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade: Measurement and...”, a.g.k., s.606; Brülhart ve Elliot, a.g.k., s.232
27. Brülhart, a.g.k., s.607; P.K.M. Tharakan ve G. Calfat, “Country Analysis: Belgium”, Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde, Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, s.128
28. Brülhart, a.g.k., s.608; Brülhart, “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced...”, a.g.k., s.49, 62
29. Marius Brülhart, “Dynamics of Intraindustry Trade And Labor Market Adjustment”, Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics, Vol.8, Iss.3, 2000, s.420; Kankesu Jayanthakumaran, “An Empirical Assessment of the Effects of Trade on Employment in Australia 1989/1990-2000/2001”, Economic Papers, Economic Society of Australia, Vol.25, No.1, 2006, s.70
30. Brülhart ve Hine, a.g.k., s.7
31. Brülhart, “Marginal Intra-Industry Trade:Towards...”, a.g.k., s.110-111
32. Lionel Fontagne ve Michael Freudenberg, “Longterm Trends in Intra-Industry Trade”, Frontiers of Research on Intra-Industry Trade içinde, P.J. Lloyd and Hyun-Hoon Lee(eds.), Palgrave-Macmillan, 2002, s.133-135
33. Hans D. Smeets, “Country Analysis: Germany”, Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde, Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, s.153
34. Smeets, a.g.k., s.166
35. Sohn ve Lee, a.g.k., s.16-18
36. Marius Brülhart ve Michael Thorpe, “Intra-Industry Trade And Adjustment In Malaysia: Puzzling Evidence”, Applied Economics Letters, Vol.7, No.11, 2000, s.730-732
37. A. Sarris, D. Papadimitriou ve A. Maurogiannis, “Country Analysis: Greece”, Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde, Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, s.174-175
38. Klimis Vogiatzoglou, “Trends And Determinants Of Intra-Industry Trade Between Eastern European Countries And Greece”, Economic and Business Review for Central and South-Eastern Europe, Vol.7, Iss.2, 2005, s.92
39. Brülhart, “Dynamics of Intraindustry Trade...”, a.g.k., s.433
40. José Vicente Blanes Cristóbal, “Dynamics and Nature of Intra-Industry Trade and Labour-Market Adjustment: Evidence for Spain”, Recent Developments in Research on Intra-Industry Trade and Labour Market Adjustment içinde, University of Nottingham, Leverhulme Research Centre School of Economics, 18-19 May 2001, s.10
41. Brülhart ve Thorpe, “East Asian Export...”, a.g.k., s.34-42; Marius Brülhart ve Michael Thorpe, “Export Growth of NAFTA Members, Intra-Industry Trade and Adjustment”, Global Business and Economics Review, Vol.3, No.1, 2001, s.108
42. Don P. Clark ve Kathleen Rees, “Intra-Industry Specialization in Textiles and Apparel”, Global Economy Journal, Vol.6, Iss.4, 2006, s.15
43. Brülhart, “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced...”, a.g.k., s.63
44. WTO, International Trade Statistics 2007, (http://www.wto.org)
45. TÜİK, Türkiye İstatistik Yıllığı 2007, s.243
46. TÜİK, 1989-2005 yılları SITC 3 basamaklı Türkiye ihracat ve ithalât verileri(CD ortamında)
47. Feride Gönel Doğaner, “Tekstil Sektöründe Endüstri İçi Ticaret”, Dış Ticaret Dergisi, Yıl.6, Sayı.21, 2001, s.15-30
48. Levent Kösekahyaoğlu, “Does Trade Liberalisation Matter”, Marmara Journal of European Studies, Vol.10, No.1, 2002, s.122-130
49. Güzin Erlat ve Haluk Erlat, “Intra-Industry Trade and Labour Market Adjustment in Turkey”, International Conference on Policy Modelling (EcoMod2003), İstanbul: 3-5 July 2003
50. Ayten A. Kaya ve Aydanur Gacener Atış, “Türkiye Kimya Sanayi Endüstri İçi Ticareti’nin Statik ve Dinamik Analizi: Avrupa Birliği Üye ve Aday Ülkeleri, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Çin”, Ege Akademik Bakış, V.7, No.1, 2007, s.251-291
EK 1. Türkiye’nin AB ile Arasındaki EİT’in Gelişimi (1989-2005) (3 Basamaklı Ayrıma Göre)
EK 2. Türkiye’nin AB-Dışı Ülkelerle Arasındaki EİT’in Gelişimi(1989-2005) (3 Basamaklı Ayrıma Göre)
Kaynakça:
Balassa, Bela ve Luc Bauwens. ”Intra-Industry Specialization in a Multi-Country and Multi-Industry Framework”, The Economic Journal, Vol.97, No.388, 1987, s.923-939
Brülhart, Marius. “Marginal Intra Industry Trade and Trade-Induced Adjustment: A Survey”. Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde, Brülhart, M. ve R.C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan. London, 1999, s.36-63
Brülhart, Marius. “Marginal Intra-Industry Trade:Towards A Measure Of Non-Disruptive Trade Expansion”. Frontiers of Research on Intra-Industry Trade içinde. P.J. Lloyd ve Hyun-Hoon Lee(eds.), Palgrave-Macmillan, 2002, s.109-126
Brülhart, Marius. “Marginal Intra-Industry Trade : Measurement and Relevance for a Pattern of Industrial Adjustment”, Weltwirtschaftliches Archiv, Vol.130, 1994, No.3, s. 600-613.
Brülhart, Marius. “Dynamics of Intraindustry Trade And Labor Market Adjustment”, Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics. Vol.8, Iss.3, 2000, s.420-435
Brülhart, Marius ve Michael Thorpe. “East Asian Export Growth, Intra-Industry Trade And Adjustment”, Asia Pacific Journal Of Economics & Business. Vol.3, No.2, 1999, s.34-47
Brülhart, Marius ve Michael Thorpe. “Intra-Industry Trade And Adjustment In Malaysia: Puzzling Evidence”, Applied Economics Letters, Vol.7, No.11, 2000. s.729-733
Brülhart, Marius ve Michael Thorpe. “Export Growth of NAFTA Members, Intra-Industry Trade and Adjustment”. Global Business and Economics Review, Vol.3, No.1, 2001, s.94-110
Brülhart, Marius ve Robert C. Hine (Eds.). Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience. Palgrave Macmillan, London: 1999
Brülhart, Marius ve Robert J.R. Elliott. “Adjustment To The European Single Market: Inferences From Intra-Industry Trade Patterns”, Journal of Economic Studies, Vol.25, No.3, 1998, s.225-247
Cantwell, John ve Christian Bellak. “Economic Integration in Trade and Foreign Direct Investment: Dynamic Considerations of Potential and Adjustment”. Journal of International Relations and Development, Vol.3, No.2, 2000, s.120-127
Caves, Richard. “Intra-Industry Trade and Market Structure in the Industrial Countries”, Oxford Economic Papers, Vol.33, No.1, March 1981, s.203-233
Chou, Chien-Fu ve Oz Shy. “Intra-Industry Trade and the Variety of Home Products, The Canadian Journal of Economics, Vol.24, Iss.2, 1991, s.405-416
Choudhri, U. Ehsan ve Dalia S. Hakura. “International Trade in Manufactured Products: A Ricardo-Heckscher-Ohlin Explanation with Monopolistic Competition”, Conference on Empirical Investigations in International Trade, Boulder, 2001
Clark, Don P. ve Kathleen Rees. “Intra-Industry Specialization in Textiles and Apparel”. Global Economy Journal, Vol.6, Iss.4, 2006, s.1-16
Cristóbal, José Vicente Blanes. “Dynamics and Nature of Intra-Industry Trade and Labour-Market Adjustment: Evidence for Spain”, Recent Developments in Research on Intra-Industry Trade and Labour Market Adjustment içinde, University of Nottingham, Leverhulme Research Centre School of Economics, 18-19 May 2001
Dasgupta, Sudipto, Tridip Ray ve K. Pong Wong. “Uncertainty, Arbitrage and Intra-Industry Trade”. The Canadian Journal of Economics, Vol.35, Iss.4, 2002, s.757-785
Dixit A. Ve E. Stiglitz, “Monopolistic Competition and Optimum Product Diversity, American Economic Review, Vol.67, 1977, s.277-308
Doğaner, Gönel Feride. “Tekstil Sektöründe Endüstri İçi Ticaret”. Dış Ticaret Dergisi, Yıl.6, Sayı.21, 2001, s.15-31
Erlat Güzin ve Haluk Erlat. “Intra-Industry Trade and Labour Market Adjustment in Turkey”, International Conference on Policy Modelling (EcoMod2003), İstanbul: 3-5 July 2003
Ethier, Wilfred. “National and International Returns to Scale in the Modern Theory of International Trade”. American Economic Review, Vol.72, No.3, 1982, s.389-405
Falvey, Rodney. “Commercial Policy and Intra Industry Trade”. Journal of International Economics, Vol.11, Iss.4, 1981, s.495-511. (Intra-Industry Trade içinde. Herbert G. Grubel and P.J. Lloyd(Eds.), Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003, s.143-159)
Fontagné, Lionel ve Michael Freudenberg. “Longterm Trends in Intra-Industry Trade”, Frontiers of Research on Intra-Industry Trade içinde. P.J. Lloyd and Hyun-Hoon Lee(eds.), Palgrave-Macmillan, 2002, s.131-155
Greenaway, David ve Chris Milner. The Economics of Intra-Industry Trade. Basil Blackwell, Oxford: 1986
Greenaway, David ve Chris Milner. “Trade Imbalance Effects in the Measurement of Intra-Industry Trade”. Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics, Vol.117, 1981, s.756-762
Grubel, H. “Intra-Industry Specialization and the Pattern of Trade”. The Canadian Journal of Economics and Political Science, Vol.33, No.3, 1967, s.374-388 (Intra-Industry Trade içinde. Herbert G. Grubel and P.J. Lloyd(Eds.), Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003, s.37-51)
Grubel, H. ve P.J. Lloyd. “The Empirical Measurement of Intra-Industry Trade”, Economic Record, Vol.47, 1971, s.494-517. (Intra-Industry Trade içinde. Herbert G. Grubel and P.J. Lloyd(Eds.), Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003, s.247-270)
Grubel, Herbert G. ve P.J. Lloyd. Intra-Industry Trade, Theory and Measurement of International Trade in Differentiated Products. Halsted Press-John Wiley and Sons Ltd, New York: 1975
Grubel, Herbert G. ve P.J. Lloyd (Eds.). Intra-Industry Trade. (The International Library of Critical Writings in Economics Series). Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003
Hamilton, Clive ve Paul Kniest, “Trade Liberalisation, Structural Adjustment And Intra-Industry Trade: A Note”, Weltwirtschaftliches Archiv, Vol.127, 1991, s.356–367. (Intra-Industry Trade içinde, Herbert G. Grubel and P.J. Lloyd(Eds.), Edward Elgar Publishing, Cheltenham: 2003, s.287-297)
Harrigan, James, “Scale Economies and the Volume of Trade”, The Review of Economics and Statistics, Vol.76, No.2, 1994, s.321-328
Helpman, Elhanan “International Trade in the Presence of Product Differentiation, Economies of Scale and Monopolistic Competition: A Chamberlin-Heckscher-Ohlin Approach”. Journal of International Economics, Vol.11, 1981, s.305-340
Helpman, Elhanan. “A Simple Theory of International Trade with Multinational Corporations”. The Journal of Political Economy, Vol.92, No.3, 1984, s.451-471
Jayanthakumaran, Kankesu. “An Empirical Assessment of the Effects of Trade on Employment in Australia 1989/1990-2000/2001”. Economic Society of Australia, Economic Papers, Vol.25, No.1, 2006, s.68-82
Kösekahyaoğlu, Levent. “Does Trade Liberalisation Matter”, Marmara Journal of European Studies, Vol.10, No.1, 2002, s.113-130
Krugman, Paul. “Increasing Returns, Monopolistic Competition, and International Trade”, Journal of International Economics, Vol.9, Iss.4, 1979, s.469-479
Krugman, Paul R. ve Maurice Obstfeld. International Economics: Theory and Policy. 6th Edition, Addison Wesley, New York: 2003
Kaya Ayten A. ve Aydanur Gacener Atış. “Türkiye Kimya Sanayi Endüstri İçi Ticareti’nin Statik ve Dinamik Analizi: Avrupa Birliği Üye ve Aday Ülkeleri, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Çin”. Ege Akademik Bakış, V.7, No.1, 2007, s.251-291
Küçükahmetoğlu, Osman. “Endüstri-içi Ticaret ve Türkiye”, İktisat, İşletme ve Finans, Yıl.17, Sayı.90, 2002, s.34-50
Lancaster, Kelvin. “Intra-Industry Trade under Perfect Monopolistic Competition”. Journal of International Economics, Vol.10, 1980, s.151-175
Lloyd, P. J. ve Hyun Hoon Lee (Eds.). Frontiers of Research in Intra-Industry Trade. Palgrave Macmillan, Basingstoke: 2002
Loertscher, Rudolf ve Frank Wolter. “Determinants of Intra-Industry Trade“,Weltwirtschaftliches Archiv/Review of World Economics, Vol.116, 1980, s.280-293
Marrewijk, Charles. International Trade and the World Economy. Oxford University Press, New York: 2002
Marvel, Howard P. ve Edward John Ray. “Intra-Industry Trade: Sources and Effects on Protection”. The Journal of Political Economy, Vol.95, No.6, 1987, s.1278-1291
OECD. “Intra-Industry and Intra-Firm Trade and the Internationalisation of Production”. OECD Economic Outlook, No.71, June 2002, s.159-170
Sarris, A., D. Papadimitriou ve A. Maurogiannis. “Country Analysis: Greece”. Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde. Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, s.168-187
Seyidoğlu, Halil. Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama. Gel. 16. Baskı. Güzem Can Yayınları, İstanbul: 2007
Sharma, Kishor. “Pattern and Determinants of Intra-Industry Trade in Australian Manufacturing”. The Australian Economic Review, Vol.33, Iss.3, 2000, s.245-255
Smeets, Hans-Dieter. “Country Analysis: Germany”. Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde. Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, ss.151-167
Sohn, Chan-Hyun ve Hyun-Hoon Lee. “Marginal Intra-Industry Trade, Trade-Induced Adjustment Costs and the Choice of FTA Partners”. Korea Institute for International Economic Policy(KIEP) Working Paper No: 2004-11, 2004
Stone, Leonie L. "The Growth of Intra-Industry Trade: New Trade Patterns in a Changing Global Economy", Financial Sector of the American Economy Series, Stuart Bruchey(Ed.). Garland Publishing, New York, 1997
Tharakan, P.K.M. ve G. Calfat. “Country Analysis: Belgium”. Intra-Industry Trade and Adjustment: The European Experience içinde. Marius Brülhart ve Robert C. Hine (Eds.), Palgrave Macmillan, London: 1999, ss.121-134
TÜİK. “1989-2005 yılları, 3 ve 4 Basamaklı SITC Rev3 Bazlı İhracat ve İthalat Verileri(CD ortamında)”. 31.07.2007
TUİK. Dış Ticaret İstatistikleri Veritabanı, [online] (http://www.tuik.gov.tr), 22.05.2008
TUİK. Türkiye İstatistik Yıllığı 2007
Veeramani, Choorikkad. “Intra-Industry Trade of India: Trends and Country-Specific Factors”. Weltwirtzschaftliches Archiv, Vol.138, Iss.3, 2002, s.509-533
Vogiatzoglou, Klimis. “Trends And Determinants Of Intra-Industry Trade Between Eastern European Countries And Greece”. Economic and Business Review for Central and South-Eastern Europe, Vol.7, Iss.2, 2005, s.81-99
Walther, Ted. Dünya Ekonomisi, Ünal Çağlar(Çev.), Alfa Yayınları, İstanbul: 2002
WTO. International Trade Statistics(ITS) 2007, [online] (http://www.wto.org) 14.04.2008.