|
|||||
|
DÜNYADA PARADAN SIFIR ATMA OPERASYONLARI VE YENİ TÜRK LİRASI GİRİŞ
Ulusal para birimlerinden sıfır atılması konusu, uzun yıllar yüksek enflasyon yaşayan ve enflasyonun olumsuz etkileriyle istikrar programları çerçevesinde mücadele eden çeşitli ülkelerde söz konusu istikrar programları çerçevesinde gündeme gelmiş bir konudur.Paradan sıfır atma operasyonlarına genel olarak bakıldığında bu uygulamalarında başarılı olan ülkeler yanında ekonomilerinde istikrar sağlayamayan ve birden fazla sayıda operasyona gitmek zorunda kalan ülkelerin varlığı da dikkat çekmektedir.
Ülkemizde de Türk Lirasından sıfır atılması tartışması 1983 yılında gündeme gelmiş(1), enflasyonla mücadelede kalıcı bir sonuç elde edilememesi ve ekonomide ciddi bir istikrar sağlanamaması nedeniyle uzun yıllar gerçekleştirilememiş bu proje, izlenen son istikrar programının enflasyon sürecindeki olumlu etkilerinin ortaya çıkması ve uzun bir aradan sonra tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşılması ile uygulanabilirlik kazanmıştır. Bunun sonucu olarak Yeni Türk Lirası (YTL) ile ilgili “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun” 31 Ocak 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve Yeni Türk Lirası (YTL) uygulamasına 1 Ocak 2005 tarihinde başlanmıştır.
Bu çalışmada dünyada paradan sıfır atma operasyonları tarihsel olarak ele alınacak, uygulamaların ortak özellikleri ifade edilecek ve ülkemizde paradan sıfır atmaya yönelik uygulamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için dikkat edilmesi gereken risk faktörleri değerlendirilecektir.
1-DÜNYADA PARADAN SIFIR ATMA OPERASYONLARININ GENEL GÖRÜNÜMÜ
Dünyada ilk paradan sıfır atma uygulamasının yapıldığı 1923 yılından günümüze, ülkemiz de dahil olmak üzere, 50 ülke toplam olarak 81 uygulama gerçekleştirmiştir (2).Bu süreçteki tüm uygulamalar Tablo 1’de görülebilir.1923 yılında Almanya ile başlayan uygulamalara bakıldığında paralarından sıfır atmak zorunda kalan ülkelerin büyük bölümünün gelişmekte olan ülkelerden oluştuğu ortaya çıkmaktadır.
Dünyada enflasyondaki düzeyindeki artışın hissedilmeye başladığı 1990 yılına kadar geçen 67 yıllık zaman diliminde 47 uygulamaya gidilmiş iken 1990-2005 döneminde 15 yıllık bir zaman diliminde 34 uygulamanın yapıldığı görülmektedir.
Bir başka ifade ile toplam operasyon sayısının yaklaşık % 58’i ,67 yıllık bir sürece yayılmış iken toplam operasyonların yaklaşık % 42’sinin ise 15 yıl gibi çok daha kısa bir zaman dilimi içinde gerçekleştirildiği söylenebilir. Bu süreçte özellikle 6 uygulamanın yapıldığı 1992 yılı ve 11 uygulamaya konu olan 1993 yılı dikkat çekmektedir.
Tablo 1’deki verilerden çıkan diğer bir sonuçta günümüzde Avrupa Birliği üyesi olan çok sayıda ülkenin geçmişte çeşitli tarihlerde paralarından sıfır atmak zorunda kalmalarıyla ilgilidir.Bu çerçevede; Almanya 1923 ve 1948, Fransa 1960, Macaristan 1946, Yunanistan 1954, Finlandiya 1963, Estonya 1992, Letonya 1993, Litvanya 1993 ve Polonya 1995 tarihinde paradan sıfır atma operasyonuna başvurmuştur.
Tablo 1:Dünyada Paradan Sıfır Atma Operasyonları (1923-2005)
Kaynak:S.Serdengeçti ,TCMB (2004) ‘deki verilerden yararlanılarak düzenlenmiştir.
1923-2005 yılları arasında 50 ülke tarafından yapılan 81 paradan sıfır atma operasyonu, ülkelerin uygulama sayısına göre sınıflandırıldığı Tablo 1’den Brezilya ve Sırbistan-Karadağ’ın 6 defa paralarından sıfır attıkları görülmektedir.Bu ülkeleri 4’er uygulama ile Arjantin ve İsrail izlemektedir.Zaire,Rusya ve Vietnam ise 3’er kez paralarından sıfır atmak zorunda kalan diğer ülkelerdir.Bu ülkelerin paradan sıfır atma operasyonlarına sık sık başvurmak zorunda kalmalarında en büyük etken siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar olarak görülmektedir(3).Aralarında Ülkemizin de bulunduğu 34 ülke paralarından 1 kez sıfır atmışlardır.
Dünyada 1923-2005 yılları arasında 81 defa paradan sıfır atma operasyonu yapan 50 ülkenin paralarından atılan sıfır sayısına göre sınıflandırıldığı Tablo 2’den, bir operasyonda parasından en fazla sıfır atan ülkenin 1923 yılında Almanya olduğu, 1993 yılında Sırbistan-Karadağ’ın parasından 9 sıfır attığı görülmektedir.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 7 ülkenin ise paralarından 6 sıfır attığı ortaya çıkmaktadır.Bu sınıflandırmada çeşitli ülkelerin uygulamalarına bakıldığında paradan 3 sıfırın atıldığı operasyonların en büyük grubu oluşturduğu dikkat çekmektedir.Bu grupta 29 uygulama yer almaktadır.Dünya uygulamalarında paradan 1 ve 2 sıfırın atıldığı uygulamaların toplam sayısı da 32’dir.
Bu örneklerde dikkat çekici uygulamalarda vardır. 1990 yılında 4 sıfır,1992 yılında 1 sıfır atan Sırbistan-Karadağ 1993 (Ekim) yılında parasından 9 sıfır atmış,yine aynı yıl (Ekim) 6 sıfır ve 1994 (Ocak) yılında da 6 sıfır atmak zorunda kalmıştır.Parasından sık sık sıfır atmak zorunda kalan Brezilya ise 1967,1970,1986,1989,1993 ve 1994 yıllarında ulusal para biriminden 3’er sıfır atmıştır.1970 yılında parasından 2 sıfır atan Arjantin ise, 1983’de 4 sıfır,1985’de 3 sıfır ve 1992’de 4 sıfır atmak zorunda kalmıştır(4).
TABLO 2:Paradan Atılan Sıfır Sayısına Göre Ülkelerin Dağılımı (1923-2004)
Kaynak: S.Serdengeçti ,TCMB (2004) ‘deki verilerden yararlanılarak tarafımızdan düzenlenmiştir.
2-ENFLASYON VE PARADAN SIFIR ATMA OPERASYONLARI Dünya uygulamalarında paradan sıfır atmayı zorunlu kılan en önemli olgu enflasyondur.Enflasyonist süreç içinde ülkeler devamlı olarak bir üst değerde paraya ihtiyaç duymakta ve para basım maliyetleri de dikkate alındığında ulusal para birimlerine yeni sıfırlar eklenmektedir.Bu ilişkiyi ortaya koymak amacıyla düzenlediğimiz Tablo 3’de 1980-2003 yılları arasında dünyada enflasyondaki gelişmeler ve paradan sıfır atma operasyonlarının sayısı verilmiştir.
Tablo 3:Dünyada Enflasyon* ve Paradan Sıfır Atma Operasyonları (1980-2003)
*Tüketici Fiyatları (yıllık % değişim) Kaynak:IMF,World Economic Outlook, “Statistical Appendix”,September 2004‘deki verilerden yararlanılarak düzenlenmiştir.
Tablo 3 incelendiğinde 1980-1984 yılları arasında enflasyonunun % 14.1 (dünya ortalaması) olduğu (5) ve bu zaman diliminde sadece 3 sıfır atma operasyonunun yapıldığı görülebilir.
1985-1989 yılları arasında ise enflasyonunun % 15.5’e yükseldiği ve sıfır atma operasyonu sayısının da 9’a yükseldiği dikkat çekmektedir.Enflasyonu gelişmekte olan ülkeler çerçevesinde ele aldığımızda ise bu değerin % 48 olduğu ve bu dönemde yapılan 9 operasyonun 8’inin gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır.
Enflasyon ve paradan sıfır atma operasyonları arasındaki ilişkiyi en açık şekilde görebileceğimiz dönem 1990-1994 dönemidir.Bu dönemde dünyada enflasyonun % 30.4’e, gelişmekte olan ülkelerin enflasyon düzeyinin de % 53.2’ye yükseldiği, buna paralel olarak da operasyon sayısının ,tümü gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere , 23’e çıktığı gözlenmektedir.
2000-2003 döneminde ise enflasyonun (dünya) % 4.1’e, gelişmekte olan ülkelerin ortalama enflasyon düzeyinin de % 5.7’ye düşmesiyle birlikte operasyon sayısı 2 olarak gerçekleşmiştir.Genel olarak değerlendirildiğinde 1980-2003 dönemi için toplam 45 paradan sıfır atma operasyonunun yapıldığı bunların da 42’sinin yüksek enflasyon yaşayan gelişmekte olan ülkelerde uygulandığı ortaya çıkmaktadır.
1990-2004 arasında çeşitli ülkelerde enflasyon ve paradan sıfır atma operasyonlarının verildiği Tablo 4’deki verilere göre değişik enflasyon oranlarında paradan sıfır atma işleminin gerçekleştirildiği ifade edilebilir.Bu çerçevede Peru,Arjantin,Meksika,Uruguay,Letonya,Hırvatistan,Gürcistan,Polonya,Ukrayna ve Bulgaristan örneklerine bakıldığında önce enflasyonun kısmen kontrol altına alındığı ve daha sonra paradan sıfır atma operasyonuna gidildiği gözlenirken Sudan,Azerbaycan,B.Rusya,Estonya,Moldovya,Kongo,Brezilya,Kırgızistan,Litvanya,Özbekistan,Angola gibi ülkelerde paradan sıfır atma operasyonuna yüksek enflasyon düzeyinde başlanıldığı dikkat çekmektedir.
Tablo 4’deki ülke verilerinden izlenebileceği gibi Angola ve Kongo hariç diğer tüm ülkelerde paradan sıfır atma operasyonu sonrası enflasyon oranları düşük düzeylerde tutulabilmiştir.Enflasyon düzeylerini düşük düzeye çeken ve fiyat istikrarının kazanımlarından vazgeçmek istemeyen ülkelerde bir daha paradan sıfır atma zorunluluğu da doğmamıştır (6),(7).
SONUÇ :YTL SÜRECİ İLE İLGİLİ RİSKLER Dünyada paradan sıfır atma ile ilgili Tablo 4’de bazıları verilen uygulamalara bakıldığında yeni bir ulusal para birimine geçişin istikrar programları ile gündeme geldiği ve çeşitli ülkelerin farklı enflasyon düzeylerinde paradan sıfır atıldığı görülmektedir.Bu süreçte bazı ülkeler istikrar programına başlarken, bazıları ise izlenen programın olumlu sonuçları alınınca ve enflasyon kontrol altına girince paradan sıfır atmışlardır.
Başarısız ülke deneyimlerinde ise yaşanan hiperenflasyon sonucunda bir süre sonra tekrar paradan sıfır atma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.Bunun en temel nedeni ise ilgili ülkelerde kamu maliyesi disiplininden uzaklaşılması olarak ifade edilebilir(8).Bu anlamda Mali disiplinin korunmasının paradan sıfır atma operasyonlarının temel bir başarı kriteri olduğu belirtilmelidir.
Türkiye’de paradan sıfır atma ile ilgili düzenlemeler, başarılı dünya örneklerinin bazılarında yapıldığı gibi, istikrar programının enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin ortaya çıkmasından sonra gündeme gelmiştir.Bu çerçevede enflasyonist bekleyişlerdeki olumlu gelişmeler para reformu için uygun tarihin 2005 yılı olduğunu işaret etmiş ve 1 Ocak 2005’de uygulamaya geçilmiştir.
Paradan sıfır atılmasının döviz kurları ve faiz oranları üzerinde bekleyişleri olumlu yönde etkilemekten başka olumlu veya olumsuz bir etki yaratması beklenmemelidir.Çünkü bu değişkenlerin değeri ekonominin temellerine, istikrar programının gelişimine, kamu maliyesi disiplinine ve enflasyonist bekleyişlere bağlıdır. Ayrıca paradan sıfır atılmasının mal ve hizmet fiyatlarının psikolojik olarak ucuz kalması ile tüketimin ve bu nedenle ithalatın artması ve kurun yükselmesi şeklinde ifade edilebilecek bir durumun gerçekleşme olasılığı da düşüktür.Çünkü sıfırlar yalnızca mal ve hizmet fiyatlarından değil gelirlerden de atılmaktadır.Dolayısıyla reel gelirler değişmemektedir.
Paradan sıfır atma ve para birimini değiştirme operasyonlarında çeşitli nedenlerle başlangıçta bir fiyat artışı olgusu ile karşılaşılmıştır(9).Bu nedenlerden biri yuvarlama, diğeri de firmaların yeni para birimine geçiş maliyetlerini (etiketleme,yazar kasa,yeni muhasebe programları gibi maliyetler literatürde menü maliyetler olarak bilinir.) tüketicilere yansıtmalarından kaynaklanır.
Bu anlamda ülkemizde zaten yaşanan yuvarlama etkisi nedeniyle, TL’den sıfır atılması ile oraya çıkabilecek yuvarlama etkisinin daha az hissedileceği ve fiyat artışlarının süreklilik göstermeyeceği beklenmektedir.YTL’nin yeni bir enflasyon ivmesi yaratma olasılığı düşüktür. Nitekim 2005 Ocak ayında Tüketici Fiyat Endeksi'ndeki (TÜFE) artışın yüzde 0.55 olması ve ilk kez açıklanan Üretici Fiyatları Endeksi’nin (ÜFE) ise yüzde 0.41 gerilemesi (10) dikkate alındığında ciddi bir yuvarlama etkisi olmadığını göstermektedir.
Paradan sıfır atma operasyonunun kalıcı sonuçlarla devamı için siyasal ve ekonomik istikrarın özellikle fiyat istikrarının sürekliliği önem taşımaktadır.Dolayısıyla fiyat istikrarını bozacak ekonominin temel dengeleri ile ilgili her türlü unsur yakından izlenmeli ve mali disiplin konusundaki hassasiyet korunmalıdır.Mali disiplin korunduğu ve mali baskınlık azaltıldığı sürece örtük enflasyon hedeflemesinden açık enflasyon hedeflemesine geçiş de fiyat istikrarı süreci için önemli bir dayanak olacaktır.
YTL’nin geleceğinde, dünya örneklerinde olduğu gibi, en önemli belirleyici enflasyon düzeyindeki gelişmelerdir.Düşük enflasyon ve düşük enflasyon düzeyinin sürdürülmesi anlamına gelen fiyat istikrarı süreci bozulmadığı sürece ülkemizde bir daha paradan sıfır atma zorunluluğu doğmayacaktır.
Bu anlamda ülkemizde enflasyon düzeyinin belirlenmesinde etkili olan faktörlerden uluslar arası piyasalarda hammadde fiyatlarının gelişimi , uluslar arası finansal piyasalarda ortaya çıkan likidite sorunları, döviz kurları , iç talep koşulları ve ülke içi hizmet fiyatlarındaki katılıkların YTL süreci ile ilgili birer potansiyel risk alanı olduğu unutulmamalıdır (11).
YTL süreci ile ilgili diğer bir spesifik risk alanı kamu borç stokunun yüksekliğidir.Bu alanda borçların çevrilebilirliği ile ilgili algılanan herhangi bir sorun beklentileri olumsuz etkileme ve faiz oranları yükseltme sonucunu yaratırsa fiyat istikrarının bu gelişmelerden olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olur.Bu anlamda mali disiplinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak vurgulamak gerekirse, TL’den sıfır atma ve YTL’ye geçişin tek başına enflasyonu önleyici bir faktörden ziyade enflasyonla mücadele programının tamamlayıcı bir unsuru olduğu unutulmamalıdır.2005 yılı itibarıyla ve iyi bir zamanlamayla başlayan YTL süreci, ulusal para birimimize olan güvenin yeniden sağlanmasında ve enflasyonist beklentilerin kırılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Tablo 4:Çeşitli Ülkelerde Enflasyon* ve Paradan Sıfır Atma Operasyonları (1990-2004)
* Tüketici Fiyatları ( % değişim) ** Tahmin Not:Gölgeli alanlar paradan sıfır atma operasyonlarının yapıldığı yıllardaki enflasyon rakamlarını göstermektedir. Kaynak: IMF,World Economic Outlook, 1997,2000,2004 “ Statistical Appendix,”deki verilerden yararlanılarak düzenlenmiştir.
|
KAYNAKLAR
1-Mehmet Günal, “Türk Lirasından Sıfır Atılması ve Yeni Lira Uygulaması” İktisat,İşletme ve Finans Dergisi, Haziran 2000,84-89
2-Süreyya Serdengeçti ,Türk Lirasından Sıfır Atılması, TCMB,Şubat 2004
3-İlker Parasız,Enflasyon-Kriz-Ayarlamalar, Bursa: Ezgi Kitabevi, ,2002
4- Can Okay,New Turkish Lira: YTL,London: Citigroup,8 July 2004
5- IMF,World Economic Outlook, “Statistical Appendix”,September 2004
6- IMF,World Economic Outlook, “Statistical Appendix”,1997
7- IMF,World Economic Outlook, “Statistical Appendix”,2000
8- C.M.Reinhart ve M.A.Savastano “ The Realities of Modern Hyperinflation” Finance and Development, June 2003, 20-23
9- European Commission , Changing to the Euro: Advice to managers and their advisers, Euro Papers, 39,August 2000
10- www.die.gov.tr (7.02.2005)
11-www.tcmb.gov.tr , Ocak Enflasyonu ve Görünüm, (9.02.2005)