KURUMLAR VERGİSİ REHBERİ
BÖLÜM 1
I. GİRİŞ
Türkiye’de
kayıt dışı ekonominin vergiye yansıyan yönünü göz önüne aldığımızda özellikle
dolaysız vergi olarak nitelendirdiğimiz gelir ve kurumlar vergisinin toplam
vergi içindeki payının oldukça düşük olduğunu görmekteyiz.
Bu
anlamda vergi tabanının genişletilmesi, kayıt dışılığın önlenmesi ve gerek
beyana dayanan gelir ve kurumlar vergisinin gerekse diğer vergi gelirlerinin
sağlıklı bir şekilde arttırılması için mükelleflerde iyi bir vergi bilincinin
oluşturulması ve vergi mevzuatında yapılan değişikliklerden mükelleflerin
zamanında haberdar edilmesi ve eğitilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Bu
hedef doğrultusunda hazırlanan bu rehberde, kurumlar vergisi mükellefiyeti,
kurum kazancının tespiti, uygulanan muafiyet ve istisnalar, verginin
hesaplanması ve beyanına ilişkin konular işlenmiş, gerek duyulan yerlerde
uygulama örneklerine yer verilmiştir.
Kurum
kazançlarının tespiti ve vergilendirilmesi konusuna yer verdiğimiz bu rehber
ilgili tüm mevzuat taranarak hazırlanmış olup kurumlar vergisi mükelleflerinin
2005 takvim yılı gelirlerinin beyanında geçerli olan had ve tutarlar dikkate
alınmıştır.
II. KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU
Kurumlar
vergisi; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri,
dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarının safi
kazançları üzerinden alınır.
Kurumlar
vergisi ayrıca, döner sermaye işletmeleri ve merkezi yurt dışında bulunup
Türkiye’de şube ve acentası olan mükellef kurumların kazançları üzerinden de
alınır.
Kurumlar
vergisine konu olacak kazanç Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 2 nci maddesinde
yer alan gelir unsurlarından oluşur. Bunlar;
1. Ticari Kazanç,
2. Zirai Kazanç,
3. Ücret,
4. Serbest Meslek Kazancı,
5.Gayri Menkul Sermaye İradı,
6.Menkul Sermaye İradı,
7. Diğer kazanç ve iratlardır.
Kurumlar
vergisi yönünden burada sayılan kazanç ve iratlar ayrı ayrı ele alınmayıp
tamamı kurum kazancı olarak nitelendirilir.
III. KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ VE MÜKELLEFİYET
ÇEŞİTLERİ
A. KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ
Kurumlar
Vergisi Kanununda (KVK) yer alan kurum ifadesi, tüzel kişileri ifade
etmektedir. Bahsedilen kurumlar ve özellikleri KVK 1-6 ncı maddelerinde
belirtilmiştir.
Kollektif
ve adi komandit şirketler tüzel kişilikleri olmasına rağmen şahıs şirketi
olma özellikleri dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefleri dışında
bırakılmışlardır.
Kurumlar vergisi mükellefleri KVK 1 inci maddesinde sayılmıştır;
1. Sermaye Şirketleri ,
2. Kooperatifler,
3. İktisadi Kamu Müesseseleri,
4. Dernek ve Vakıflara Ait
İktisadi İşletmeler,
5. İş Ortaklıkları.
İktisadi kamu müesseseleri, dernek
ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve yabancı kamu idare ve müesseselerine
ait iktisadi işletmelerin;
-Kazanç gayesi gütmemeleri,
-Faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında
bulunması,
-Tüzel kişiliklerinin olmaması,
-Özel muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş
sermayelerinin veya işyerlerinin olmaması,
mükellefiyetlerini etkilememektedir.
İş
ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi sayılması için taşıması gereken
şartlar 31 Seri No.lu KVK Genel Tebliğinde açıklanmıştır:
- Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması,
- Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşme
ile kurulması,
- Ortaklık konusunun belli bir iş olması,
- Birlikte yapılacak olan işin belli bir süre içinde
gerçekleştirilmesinin öngörülmesi,
- İşin, birden fazla takvim yılına yaygın, inşaat,
onarma, montaj ve teknik hizmetlerden olması,
- İş ortaklığı ile işveren arasında bir taahhüt sözleşmesinin olması,
- İş bitiminde kazancın paylaşılması,
- Tarafların birlikte taahhüt edilen işin belli bir veya birden fazla
bölümünden değil, tamamından işverene karşı sorumlu olmaları,
- Birlikte yapılması öngörülen ve taahhüt edilen işin bitimi ve Vergi
Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine
getirilmesiyle
mükellefiyetin
sona ermesi gerekmektedir şeklinde sayılmıştır.
B. MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ
Kurumlar
Vergisi Kanunu uygulamasındaki tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet ayrımı,
kurumun kanuni veya iş merkezinin Türkiye’de bulunup bulunmadığına göre
yapılmaktadır. KVK’nun 10 uncu maddesinde de kanuni merkez ve iş merkezi
tanımları yapılmıştır. Buna göre; kanuni merkez, vergiye tâbi kurumların esas
sözleşmelerinde veya teşkilat kanunlarında gösterilen merkez; iş merkezi ise
iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.
Kanuni
veya iş merkezleri Türkiye’de bulunan kurumlar “tam mükellef” sayılır ve
gerek Türkiye’de gerekse yabancı ülkelerde elde ettikleri kazançları
üzerinden vergilendirilirler.
Kanuni
veya iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar “dar mükellef”
sayılır ve yalnız Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden
vergilendirilirler.
IV. KURUM KAZANCININ TESPİTİ
A. TAM MÜKELLEF KURUMLARDA
Kurumlar vergisi, KVK’nun 1 inci maddesinde
belirtilen mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum
kazancı üzerinden hesaplanır.Burada GVK’nun ticari kazanç hakkındaki
hükümlerine uyulur. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, GVK’nun 2
nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hangisine girerse girsin ayrım
yapılmaksızın ,bir bütün halinde “kurum kazancı” sayılır. Bu kazanç, ticari
kazanç niteliği taşıdığından elde etmede tahakkuk esası geçerli olmaktadır.
Kurum kazançları sadece gerçek usulde tespit edilir ve vergilendirme dönemi
hesap dönemidir.
Gerçek usulde ticari kazanç, bilanço veya işletme
hesabı esaslarına göre tespit edilir. Bilanço esası 1 inci sınıf tüccarlar,
işletme hesabı esası ise 2 nci sınıf tüccarlar içindir. 1 inci ve 2 nci sınıf
tüccar sınıfları Vergi Usul Kanununun (VUK) 177 nci maddesindeki esaslara
göre belirlenir.
Bilanço esasında ticari kazanç (GVK md 38);
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri
arasındaki müspet farktır.Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye
ilave olunan değerler bu farktan indirilir, işletmeden çekilen değerler ise
farka ilave edilir.
İşletme
hesabı esasında ticari kazanç (GVK md 39); bir hesap döneminde elde edilen
hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır. Burada elde edilen hasılat
tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan
ve borçlanılan meblağları ifade eder.
B. DAR MÜKELLEF KURUMLARDA
Dar
mükellef kurumlarda kurum kazancı, GVK’nun 2 nci maddesinde sayılan gelir
unsurlarından Türkiye’de elde edilmiş olanları ifade eder. Kazanç veya iradın
Türkiye’de elde edilmesi GVK’nun 7 nci maddesine göre belirlenir. Dar
mükellefiyete tâbi kurumun kazancı;
-Ticari veya zirai kazanç ya da her ikisi birlikte
ise GVK’nun ticari kazanç hükümlerine göre,
-Ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye
iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan ibaret ise elde
edilen iradın türüne göre,
-Ticari kazanç ve zirai kazançla birlikte diğer
gelir unsurlarını da içeriyorsa ticari kazanç hükümlerine göre tespit edilir.
C. KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE BAZI ÖZEL DURUMLAR
1.Zirai Faaliyette Bulunan Kurumlarda Kazanç Tespiti:
KVK’nun 13 üncü maddesine göre zirai faaliyetle uğraşan kurumların bu
faaliyetlerinden doğan kazançlarının tespitinde GVK’nun 59 uncu maddenin son
fıkrası göz önüne alınır. Buna göre zirai faaliyette kazanç tespiti işletme
hesabı esasına göre de yapılabilir.İşletme hesabı esasına göre
hasılat,indirilecek ve indirilemeyecek giderler GVK’nun 56, 57 ve 58 inci
maddelerinde sayılmaktadır.
2.Yurt Dışı Faaliyetlerde Kazanç Tespiti:
Yurt dışı faaliyet
sonucu sağlanan gelir GVK’nun 85 inci maddesine göre değerlendirilir. Bu
maddeye göre yurt dışında elde edilen kazanç ve iratlar ;
1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına
intikal ettirdiği yılda,
2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmesinin
mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiğinin ispat edilmesi
halinde mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda elde edilmiş sayılır.
3. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Kazanç Tespiti:
Bir yıldan fazla
süren inşaat ve onarma işleri sonucu elde edilecek kazanç tespiti GVK’nun 42
nci ve 43 üncü maddelerinde belirtilmiştir. Buna göre, “Birden fazla takvim
yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat sayılır) ve onarma
işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı
o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir”.
Bu tür işlerde kesin kâr veya zarar işin bitiminde belli olur. İşin devamı
süresince elde edilen hasılat ve yapılan giderler izleyen yıllara
devredilerek işin bittiği yıla kadar getirilir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde işin bitimi GVK’nun 44 üncü
maddesinde şöyle belirtilmiştir; “İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin
kabul usulüne tâbi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren
tutanağın idarece onaylandığı tarih , diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı
veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.
Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne
nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya
hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır”
İşin bitim tarihinin belirlenmesi, kazanç tespiti yapılabilmesi ve yapılan
stopajların mahsubu imkanı nedeniyle önem taşımaktadır. Bu tür işerde hasılat
öncelikle GVK’nun 94/3 üncü maddesi hükümlerine göre gelir vergisi
tevkifatına tâbi tutulur ve daha sonra işin bitim tarihinde hesaplanan gelir
veya kurumlar vergisinden mahsup edilir.
5024 sayılı Kanun hükümlerine göre, yıllara yaygın inşaat onarım maliyetleri
ve hakedişleri parasal olmayan kıymet olarak tanımlanmış ve enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre maliyetler ve
hakedişler defterlere kayıt tarihinden mali tablonun ait olduğu tarihe kadar
endekslenerek düzeltilecektir. Bu düzeltmeler enflasyon düzeltme hesabına kaydedilerek
işin bitiminde kâr/zarar hesabına devredilecektir.
4. Yabancı Ulaştırma Kurumlarında Kazanç Tespiti (KVK md 18):
Dar mükellefiyette sadece Türkiye’de elde edilen kazançlar verginin
konusunu oluşturur. Kazancın Türkiye’de elde edilmiş sayılması için işyeri ve
daimi temsilci olmalı ve kazancın bu yerlerde ve bu temsilciler aracılığıyla
sağlanmış olması gerekir. Yabancı ulaştırma kurumlarınca yapılan işler de
ticari faaliyettir. Ancak, ülkeler arasında yapılan ulaştırma işlerinde, işin
Türkiye’de yapılan veya değerlendirilen kısmını tespit etmek zor olacağından,
bu kurumların Türkiye’de elde ettikleri kazançlar götürü usulde
vergilendirilmektedir.
KVK’nun
18 inci maddesine göre, yabancı ulaştırma kurumlarının vergiye matrah olacak
kurum kazancı, Türkiye’de elde edilen hasılata ortalama emsal nispetlerinin
uygulanmasıyla hesaplanır.
Ortalama emsal oranları Maliye Bakanlığınca tespit edilir. 19 Seri no.lu KVK
Genel Tebliğinde belirtilen ortalama emsal oranları şöyledir;
-Kara ulaştırmaları için % 12
-Deniz ulaştırmaları için % 15
-Hava ulaştırmaları için % 5
olarak tespit edilmiştir. Ortalama emsal oranları KVK’nun 18 inci
maddesine göre Türkiye’de daimi veya arızi olarak çalışan bütün kurumlar için
aynı; kara, hava, deniz ulaştırma işleri için ayrı ayrı belirlenir.
V. KURUMLAR VERGİSİNDE MUAFİYET VE İSTİSNALAR
A. MUAFİYETLER
1. Kurumlar Vergisi Kanununda Yer Alan Muafiyetler
Muafiyet,
vergiye tâbi olan gerçek veya tüzel kişilerin, kanunla vergi dışı kalmasını
ifade eder. Muafiyet geçici veya devamlı olabilir. Vergiden muaf kurumlar,
muafiyetleri sırasında mükellefiyet tesis ettirmez ve beyanname vermezler.
Bir
kurumun kurumlar vergisinden muaf olması bildirim, defter tasdiki, defter
tutma ve benzeri diğer ödev ve yükümlülüklerine tesir etmez.
Kurumlar
vergisi ile ilgili muafiyetler KVK’nun 7 nci maddesinde sayılmıştır. Bu
muaflıkların bir kısmı koşulsuz tanınırken bir kısmı bazı şartlara
bağlanmıştır.
Aşağıda
yazılı kurumlar, kurumlar vergisinden muaftır:
a. Darphane ve Damga Matbaası, Milli Piyango
İdaresi ve Askeri Fabrika ve atelyeler (Bunlar kuruluşlarındaki maksadın
dışında kalan işleri dolayısıyla vergiye tâbidirler),
b.
Kamu idare ve müesseseleri tarafından ilim, fen ve güzel sanatlar ile tarım ve
hayvancılığı öğretmek, yaymak, ıslah ve teşvik etmek maksadıyla işletilen
müesseseler (Okullar, okul atelyeleri, konservatuarlar, genel kütüphaneler,
tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan ıslah ve
üretme istasyonları, yarış yerleri, kitap , gazete ve mecmua yayınevleri ve
emsali müesseseler ),
c.
Kamu idare ve müesseseleri tarafından genel insan ve hayvan sağlığını korumak
ve tedavi maksadiyle işletilen müesseseler (Hastane, nekahathane, klinik,
dispanser, prevantoryum, sanatoryum, çocuk bakımevleri, hayvan hastaneleri ve
dispanserleri, hayvan bakımevleri, veteriner, bakteriyoloji, seroloji ve
distofajin gibi müesseseler),
d.
Kamu idare ve müesseseleri tarafından içtimai maksatlarla işletilen
müesseseler (Şefkat, rehin ve yardım sandıkları, fukara aşhaneleri, ceza ve
ıslahevleri atelyeleri, içtimai sigorta kurumları, öğrenci yurtları ve
pansiyonları gibi müesseseler ),
e.
Kamu idare ve müesseseleri tarafından Hükümetin veya yetkili idare
mercilerinin müsaadesi ile açılan mahalli, milli veya milletlerarası
mahiyetteki sergiler, fuarlar, panayırlar,
f.
Beden Terbiyesi Teşkilatına dahil derneklere veya kamu idare ve
müesseselerine ait idman ve spor müesseseleri ile sadece idman ve spor
faaliyetlerinde bulunan anonim şirketler,
g. T.C.
Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ- Kur, Ordu Yardımlaşma Kurumu
gibi kanunla kurulan emekli ve yardım sandıkları ile Sosyal Sigorta
Kurumları,
h.
Yaptıkları iş veya hizmet mukabilinde resim ve harç alan kamu müesseseleri,
i.
İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri
birlikler veya bunlara bağlı müesseseler tarafından işletilen :
a. Su, elektrik, havagazı ve soğuk hava deposu işletmeleri,
b.
Belediye sınırları içindeki yolcu taşıma işletmeleri,
c.
Mezbahalar (Kesim, taşıma ve muhafaza işlerine münhasır olmak şartıyla),
j.
Köylere, köy birliklerine ve köy belediyelerine ait tarım işletmeleri ile
bunlar tarafından köylünün umumi ve müşterek ihtiyaçlarını karşılamak
maksadıyla işletilen hamam, çamaşırhane ve değirmenler ile bunların bağlı
oldukları il sınırı içindeki yolcu taşıma işletmeleri,
k.
Genel ve katma bütçeli dairelere ait olup sadece kamu mensuplarına hizmet
veren, kâr amacı gütmeyen ve üçüncü kişilere kiralanmayan kreş, konukevleri
ve bunların kantinleri,
l.
Münhasıran verem tedavi eden sanatoryum ve prevantoryumlar ile münhasıran
kanser, cüzzam ve trahom tedavi eden hastaneler,
m.
Kurulduktan sonra Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar (Bu
muaflık, vakıfların iktisadi işletmelerini kapsamaz) ile bilimsel araştırma
ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlar,
n.
Esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi
başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin
ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş yapılmasına dair
hükümler bulunması şartı ile kooperatifler (Esas mukavelelerinde bu şartlar
mevcut olsa da fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan ve faaliyete geçen üst
kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz),
o.
Özel kanunlarla veya Devletin kanunların verdiği yetkiye dayanarak akdettiği
mukavelelerle kurumlar vergisinden veya her türlü vergi ve resimden muaf
tutulan kurumlar,
p.2918
sayılı Karayolları Trafik Kanununun 131 inci maddesinde yer alan basılı kağıt
ve plakaların satışı faaliyetinde bulunan müesseseler,
r.
Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı ile Toplu Konut Fonu ve Kamu
Ortaklığı Fonu,
s.
Menkul Kıymetler Tanzim Fonu,
t.
Diğer günlük gazetelerin yayınlanmadığı dini bayramlarda münhasıran günlük
gazete yayım ve satış faaliyetlerinde bulunan gazeteciler cemiyetlerine ait
bu müesseseler
u.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Özelleştirme Fonu,
v.
Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan mali ve
teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde münhasıran küçük ve orta ölçekli
işletmelere kredi teminatı sağlamak üzere kurulan ve bu faaliyetlerinden elde
ettikleri kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları
bu fonları ortaklarına dağıtmayarak küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi
sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar,
y.
Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını
hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların arsa, elektrik, gaz, buhar ve
su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte
oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının
karşılanmasında kullanan iktisadi işletmeler.
2. Diğer Kanunlarda
Yer Alan Muafiyetler
a.
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre bölgedeki yönetici
şirketler
b. 4389 sayılı Bankalar Kanununa göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
c. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu
d. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa göre Organize Sanayi
Bölgeleri
e. Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan Yatırımcıları Koruma Fonu
f. Doğal Afet Sigortaları Kurumu
g. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre İşsizlik Sigortası
Fonu
h. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında kanuna göre Rekabet Kurumu
i. Türkiye Futbol Federasyonu
j. Siyasi partiler (Parti mal varlığından elde edilen gelirler hariç)
k. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
l. Türk Standartları Enstitüsü
m. Tarımsal Üretici Birlikleri
B.
İSTİSNALAR
1.
Kurumlar Vergisi Kanununda Yer Alan İstisnalar ( KVK md 8)
İstisna, vergi
kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken konuların kanunla vergi dışı
bırakılmasıdır. Kurum kazançlarına ilişkin istisnalar KVK’nun 8 inci maddesinde
sayılmıştır. Dar mükellef kurum kazançları da sayılan istisnalara dahildir.
Aşağıda sayılan kurum kazançları kurumlar vergisinden müstesnadır;
a. İştirak
kazançları istisnası (KVK md 8/1) :
“Kurumların tam
mükellefiyete tâbi başka bir kurumun sermayesine iştiraklerinden elde
ettikleri kazançlar (Yatırım fonlarının katılma belgeleri ile yatırım
ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları hariç)” kurumlar
vergisinden müstesnadır.
Bu istisnadan
yararlanmak için kâr payının elde edildiği kurumun yani iştirakin tam
mükellef olması zorunludur. Dolayısıyla dar mükellef bir kurumdan kâr payı
alan kurumlar bu istisnadan yararlanamayacaktır. Burada kâr payını alan
kurumun mükellefiyet şeklinin bir önemi bulunmamaktadır.
Ayrıca kâr payını dağıtan
tam mükellefin faaliyet konusu vergiden istisna olsa bile bu faaliyetler
sonucu elde edilen kazancın dağıtılmasında, kâr payını alan kurum için
iştirak kazançları istisnası söz konusu olabilecektir.
b. Risturn
İstisnası (KVK md 8/2) :
“Aşağıda
yazılı kooperatiflerin ortakları için hesapladıkları risturnlardan;
- İstihlak (tüketim) kooperatiflerinde; ortakların şahsi ve ailevi
gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların
kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar
- İstihsal (üretim) kooperatiflerinde; ortakların istihsal ederek
kooperatife sattıkları veya kooperatiften istihsal faaliyetinde kullanmak
üzere satın aldıkları malların kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar
- Kredi
kooperatiflerinde; ortakların kullandıkları kredilere göre hesaplanan
risturnlar
- Ortakların idare gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan sarf
olunmayarak iade edilen kısımlar”
kurumlar
vergisinden istisna olacaktır.
Risturn; kooperatiflerin
ortakları ile yaptığı işlemlerden doğan kazancın ortaklara, yaptıkları
işlemler oranında dağıtılmasıdır. Bu risturnların nakden veya aynı kıymette
mal ile ödenmesi istisna uygulamasına engel değildir.
Ortak olmayan
kişilerle yapılan işlemler sonucu elde edilen kazançlar ve ortaklarla
ortaklık konusu dışında yapılan işlemler sonucu elde edilen kazançlar bu
istisna kapsamı dışındadır.
Risturnların dağıtımı
kâr dağıtımı sayılmadığından gelir vergisi tevkifatına tâbi tutulmaz ve
ortaklarca verilen gelir vergisi beyannamesine dahil edilmez.
c. Yatırım Fonları
ve Yatırım Ortaklıklarının Kazanç İstisnası (KVK md 8/4) :
KVK’nun
8/4 üncü maddesine göre;
- Portföyünün en az %25’i hisse senetlerinden oluşan
menkul kıymetler yatırım fonları (döviz yatırım fonları hariç) ile aynı
nitelikteki menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının portföy
işletmeciliğinden doğan kazançları,
- (a) bendi dışında kalan menkul kıymet yatırım
fonları (döviz yatırım fonları hariç) ile menkul kıymetler yatırım
ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
- Risk sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarının
kazançları,
- Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının
kazançları,
- Emeklilik yatırım fonlarının kazançları (Bu
kazançlar GVK md 94’e göre tevkifata tâbi tutulmaz),
kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Menkul
kıymet yatırım fonları ve ortaklıklarının sadece portföy işletmeciliğinden
elde ettikleri kazançlar istisna kapsamında iken, risk sermayesi ile
gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının bütün faaliyetleri istisna
kapsamına alınmıştır.
Yabancı
para ve altın alım satımı yapan döviz yatırım fonları istisna kapsamı
dışındadır.
Burada
sayılan kazançlara ait istisnanın tevkif suretiyle ödenecek vergilere etkisi
bulunmamaktadır.
d. Rüçhan Hakkı Satışı
ve Emisyon Primi İstisnası (KVK md 8/5) :
KVK’nun
8/5 inci maddesine göre “Kurumların rüçhan hakkı kuponlarının satışından elde
ettikleri kazançları ile anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini
artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari değerlerinin
üzerinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar” kurumlar vergisinden
müstesnadır.
Rüçhan
Hakkı : Anonim şirketler ile paylı komandit şirketlerin sermaye artırımı
durumunda, bu şirketlerin hisse senetlerini ellerinde bulunduranların yeni
çıkarılan hisse senetlerini öncelikli alma hakkıdır.
Emisyon
Primi : Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları
sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari (üzerinde yazılı) değerinden
fazla bedelle elden çıkarılması halinde elde edilen kazançtır.
e. Yurt Dışında
Yapılan İnşaat, Onarma, Montaj İşleri ve Teknik Hizmetlerden Sağlanan Kazanç
İstisnası (KVK md 8/7) :
“Yurt dışında yapılan
inşaat, onarma, montaj ve teknik hizmetlerden sağlanan ve Türkiye’de genel
netice hesaplarına intikal ettirilen kazançlar” kurumlar vergisinden istisna
edilmiştir.
Kazanç 2003 ve daha
önceki yıllarda elde edilmişse KVK’nun Geçici 24 üncü maddesi uygulanacaktır.
Bu şekilde sağlanan
kazançlarda kâr dağıtımı yapılmadıkça gelir vergisi tevkifatı
yapılmayacaktır.
f. Eğitim, Öğretim
ve Rehabilitasyon Merk. İşletmelerinde Kazanç İstisnası (KVK md 8/8)
KVK’nun 8/8 inci
maddesine göre “Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim
özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya
kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin
işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak
suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş
vergilendirme dönemi kurumlar vergisinden müstesnadır. İstisna, okulların
faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.”
Eğitim tesisleri ve
rehabilitasyon merkezlerindeki kantin, kafeterya, kitap satış yeri ve benzeri
yerlerin işletilmesinden veya kiraya verilmesinden elde edilen kazançlar
istisna kapsamında değildir. Bu yerlerdeki taşıma, yemek, ve konaklama
hizmetleri okul ücretine dahil edilirse burada ayrım yapılmadan istisnadan
faydalanılır.
Üniversiteye veya
Anadolu liselerine hazırlık kursları, bilgisayar kursları, bale kursları,
sürücü kursları v.b. ile öğrenci etüt eğitim merkezlerinin işletilmesinden
elde edilen kazançlar istisna kapsamında değildir.
01.01.2004 tarihinden
önce faaliyete geçmiş veya bu tarihten sonra devralınmış okulların
işletilmesinden elde edilen kazançlar da istisna kapsamında değildir.
g. Yurt Dışı
İştirak Kazancı İstisnası (KVK md 8/9) :
KVK’nun 8/5 uncu maddesine göre “Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
bulunmayan anonim veya limited şirket mahiyetindeki bir şirketin ( esas faaliyet
konusu finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç)
sermayesine kazancın elde edildiği tarihe kadar devamlı olarak en az iki yıl
süreyle % 25 veya daha fazla oranda iştirak eden kurumların, bu iştiraklerin
kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %20
oranında ( esas faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda
en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında) kurumlar vergisi
benzeri vergi yükü taşıyan ve en az %75’i ticari, zirai ve serbest meslek
kazancı niteliğinde olan kazançları üzerinden elde ettikleri ve elde edildiği
vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin
verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer ettikleri iştirak
kazançları” kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Bu hükümden de anlaşılacağı gibi, 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere iştirak edilen kurumun;
- Tam mükellef
olmaması,
- Anonim veya
limited şirket olması,
- Esas faaliyet konusunun finansal kiralama veya menkul kıymet alım
satımı olmaması,
-
Sermayesine kazancın elde edildiği tarih itibariyle en az iki yıl süreyle %25
ve daha fazla oranda iştirak edilmesi,
-
Dağıtılan kazancın en az %20 oranında kurumlar vergisi veya benzeri vergi
yükü taşıması,
-
Dağıtılan kazancın en az %75’inin ticari, zirai veya serbest meslek
niteliğinde olması,
-
Elde edildiği vergilendirme dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin
verilme tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi,
şartları
altında yurt dışı iştirak kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
h. Yurt Dışında
Bulunan İşyeri veya Daimi Temsilciler Vasıtasıyla Elde Edilen Kazanç
İstisnası (KVK md 8/10)
KVK’nun 8/10 uncu
maddesine göre “Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi
temsilcileri (esas faaliyet konusu finansal kiralama veya her nevi menkul
kıymet yatırımı olanlar hariç) aracılığı ile elde ettikleri ve iş yeri veya
daimi temsilcinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %20 oranında
(esas faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda en az
Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında) kurumlar vergisi benzeri bir
vergi yükü taşıyan ve en az %75’i ticari, zirai veya serbest meslek kazancı
niteliğinde olan ve elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık
kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi takip eden üçüncü
ayın sonuna kadar Türkiye’ye transfer ettikleri kazançları” kurumlar
vergisinden istisna edilmiştir.
Kurumların yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla
elde edilen kazançlara ilişkin kurumlar vergisinden istisna olma şartları,
yurt dışı iştirak kazancı istisnası şartları ile aynıdır.
Aralarındaki tek fark iştirak kazancı istisnasına ilişkin istisna
uygulamasında elde edilen kazancın elde edildiği vergilendirme dönemine ait
kurumlar vergisi beyannamesi verilme tarihine kadar (Örnek: 15.04.2006)
Türkiye’ye transfer edilmesi gerekirken, kurumların yurt dışındaki iş yeri
veya daimi temsilciler vasıtasıyla elde ettikleri kazançları, elde edildiği
vergilendirme dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi
gereken tarihi takip eden 3 üncü ayın sonuna kadar (31.07.2006) Türkiye’ye
transfer edilmesi gereğidir.
i.
Tam Mükellef Anonim Şirketlerin Yurt dışında Bulunan İştiraklerinden Elde
Edilen Kazanç İstisnası (KVK md 8/11) :
“Kazancın elde
edildiği tarihte devamlı surette en az iki yıl süreyle aktif toplamının %75
veya daha fazlası kanuni ve iş merkezi bulunmayan anonim veya limited şirket
mahiyetindeki şirketlerin (esas faaliyet konusu finansal kiralama veya her
nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) her birinin sermayesine en az %25
oranında iştirakten oluşan tam mükellef anonim şirketlerin, kurum kazancının
%75 veya daha fazlasını oluşturması koşuluyla bu iştiraklerin kanuni veya iş
merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %20 oranında (esas
faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye’de
uygulanan kurumlar vergisi oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü
taşıyan ve en az %75’i ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde
olan kazançları üzerinden elde ettikleri ve elde edildiği vergilendirme
dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken
tarihe kadar Türkiye’ye transfer ettikleri iştirak kazançları” kurumlar
vergisinden istisna edilmiştir.
Bu bentte yazılı
istisna kazançlar üzerinden, anonim veya limited şirket mahiyetindeki
şirketlere dağıtılan kâr paylarından %5’ten fazla gelir vergisi tevkifatı
yapılamaz.
Bu madde hükmü ile
belirtilen istisnadan yararlanabilmek için;
- KVK’nun 8/9 uncu maddesindeki yurt dışı iştirak kazançları istisnası
şartlarının yerine getirilmesi,
-
İştirak kazancı elde edilen kurumun tam mükellef anonim şirket olması,
- Yurt dışı iştiraklerinin bu kurumun toplam aktifi içindeki payının
%75 olması,
- Bu kurumun yıllık kazancının en az %75’inin yurt dışı iştirak
kazançlarından oluşması gerekmektedir.
KVK’nun 8 inci
maddesinin (9), (10) ve (11) inci bentlerinde geçen verginin nasıl
hesaplanacağı yine KVK’nun 8 incimaddesinde düzenlenmiştir; “(9), (10) ve
(11)’inci bentler uyarınca vergi yükü, kanuni veya iş merkezinin bulunduğu
ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden toplam kurumlar vergisi benzeri verginin,
bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden
kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir. Bu bentlerde
yer alan %20 vergi yükü oranını, %25’e kadar artırmaya veya kanuni oranına
indirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
Buna göre belirtilen
kazançlar üzerindeki vergi yüküne bağlı olarak istisna kapsamında
değerlendirilecek kazançlar şöyle olacaktır:
Vergi Yükü
|
Kurumlar
Vergisinden İstisna Kazanç
|
%10'dan az
|
|
%10 - %14.99
|
|
%15 - %19.99
|
Kazancın 1/2'si
|
%20'den fazla
|
Kazancın tamamı
|
ÖRNEK: “Kurum
ticari kazancının 90, vergiye tâbi kazancın tespitinde gider olarak kabul
edilmeyen gerçek gider tutarının 10, dolayısıyla vergiye tâbi kazancın 100 olduğunu
ve bu kazancın yarısının vergiden istisna edildiğini varsayalım. Aynı zamanda
bu ülkede vergi oranının %20 olması durumunda hesaplanacak kurumlar vergisi
benzeri vergi 10 olacak ve bu verginin dağıtılabilir kazanç olan 80 ile
hesaplanan kurumlar vergisi olan 10’un toplamı olan 90’a oranlanması sonucu
bulunacak vergi yükü %11,1 olacak dolayısıyla bu kazanç üzerinden elde
edilecek iştirak kazancının tamamının istisnadan yararlanması mümkün
olmayacak, sadece elde edilen iştirak kazancının 1/3’ü kurumlar vergisinden
istisna edilebilecektir. Buna karşılık diğer ülkede herhangi bir istisnadan
yararlanılmadığı varsayılır ise bu durumda kurumlar vergisi 20 olacak,
kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan ve dağıtılabilir kazanç olan 70 ile
hesaplanan kurumlar vergisi olan 20’nin toplamı olan 90’a oranlanması sonucu
ortaya çıkacak olan vergi yükü %22,2 olacağından bu kazanç üzerinden elde
edilecek iştirak kazançlarının tamamının istisnadan yararlanması mümkün
olacaktır.”
j. İştirak
Hisseleri veya Gayrimenkullerin Satışından Doğan Kazanç İstisnası (KVK md
8/12) :
Kurumların en az iki
tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile
gayrimenkullerinin satışından doğan ve sermayeye eklenmesine karar verilen
kazançları kurumlar vergisinden müstesnadır.
Sermayeye ilave edilme işleminin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim
yılının sonuna kadar gerçekleştirilmesi şarttır. Vadeli satış halinde, ilk
yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline
ilişkin olduğu kabul edilir. Bu süre içinde sermayeye eklenmeyen kazanç kısmı
için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler
ziyaa uğramış sayılır. Bankalara borçlu durumda olanlar ile bunların
kefillerinin bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve
iştirak hisseleri ile bankaların alacaklarına karşılık iktisap ettikleri
gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışında iki tam yıl süreyle elde
tutulma şartı aranmaz.Bedelsiz olarak ya da rüçhan hakkı kullanılmak
suretiyle itibari değeriyle iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihi
olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınır.
Menkul kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla
ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar
istisna kapsamı dışındadır.
İştirak hisseleri veya gayrimenkullerin bedelsiz olarak devir, temlik ve
takası gibi işlemler istisna kapsamında değildir. Ancak bu tür kıymetlerin
borca karşılık, rızaen veya icra yoluyla devredilmesi veya kamulaştırılması
istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Tam mükellef sermaye şirketleri dışındaki kurumlar ile dar mükellef kurumlar
için gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından doğan kazancın sermayeye
eklenmesi şartı yoktur. Bunlar, satıştan doğan kazançlarını 5 yıl özel bir
fon hesabında tutup, ortaklara dağıtmayarak işletmenin amaçları doğrultusunda
kullanacaktır.
Örnek: 2 Şubat 2005’te
bir satış yapılması durumunda bu satıştan doğan kazanç 3 Şubat 2010’dan önce
işletmeden çekilemez. Buradaki tutar sermayeye eklenmeli veya fon hesabında
tutulmalıdır. Eğer bu kazanç 5 yıllık süre dolmadan 2009’da işletmeden
çekilirse 2005 yılında istisnaya konu edilen kazanç 2009 matrahına eklenerek
vergilendirilecektir.
İstisna uygulaması bütün kurumlar açısından geçerli olmakla beraber, esas
faaliyet konusu menkul ve gayrimenkul ticareti olan kurumların bu şekilde
elde ettikleri kazançları için istisna söz konusu değildir. Buradaki
kıymetlerin 2 tam yıl envanterde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir.
k. Türkiye
Petrolleri Anonim Ortaklığına Tanınan İstisna (KVK geçici md 31):
KVK’nun geçici 31 inci
maddesine göre; “2001 – 2005 yılları kazançlarına uygulanmak üzere Türkiye
Petrolleri Anonim Ortaklığının faaliyet konusu ile ilgili olarak yurt dışı
iştiraklerinin finansmanından doğan alacaklarının değerlemesinden kaynaklanan
kur farkları pasifte özel bir karşılık hesabında gösterilerek dönem kazancına
dahil edilmez. Bu karşılıklar sermayeye eklendikleri taktirde işletmeden
çekiş ve kâr dağıtımı sayılmaz. Aleyhlerine oluşan kur farkları ise aktifte
özel bir karşılık hesabında tutulur ve gelecek yıllarda lehlerine oluşacak
kur farkları ile kapatılır. Lehte kur farkı ile kapatılamayan tutarlar yurt
dışı iştirakin işi bırakması halinde zarar addolunur.”
2.
DİĞER KANUNLARDA YER ALAN İSTİSNALAR
a. Yatırım İndirimi
İstisnası ( GVK md 19) :
Yatırım indirimi,
yatırımların özendirilmesi ve teşviki amacıyla belli iktisadi kıymetlerin
elde edilmesi sırasında yapılan harcamaların belirlenen kısmının (%40) vergiye
tâbi kazançtan düşürülmek suretiyle ticari, zirai ve kurum kazançlarının bir
kısmının vergileme dışı bırakılmasını sağlayan bir sistemdir. Dar
mükellefiyete tâbi olanlar dahil, ticari veya zirai kazançları bilanço
esasına göre tespit edilen aşağıdaki mükellefler yatırım indirimi
istisnasından yararlanabilirler.
· Yatırım
İndiriminden Yararlanabilecekler;
- Ticari kazanç sahipleri (gerçek kişiler, adi ortaklıklar, kollektif
şirketler, adi komandit şirketler)
- Zirai kazanç sahipleri
- Kurumlar vergisi mükellefleri (sermaye şirketleri,
kooperatifler,iktisadi kamu müesseseleri dernek ve vakıflara ait iktisadi
işletmeler, iş ortaklıkları)
- Petrol Kanunu ve Maden Kanununa göre yürütülen arama ve sondaj
faaliyetleri için yapılan harcamalar
· Yatırım
İndiriminden Yararlanamayacaklar;
- Ticari kazancı işletme hesabı esasında veya basit usulde tespit
edilen ticari kazanç sahipleri,
- Zirai kazancı zirai işletme hesabı esasına göre tespit edilen zirai
kazanç sahipleri,
- Serbest meslek erbabı,
- Ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer
kazanç ve irat sahipleri.
·Yatırım
İndiriminin Başlangıcı;
Yatırım indirimi
istisnası uygulamasına, istisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin harcamaların
yapıldığı yılda başlanır ve indirilecek tutara ulaşılıncaya kadar devam
edilir.
Yurt dışından sağlanan
yatırım mallarına ait harcamalar için yatırım indirimi, kesin ithalatın
yapılıp gümrükten çekilerek işletmenin aktifine kaydedildiği tarihte
uygulanır.
Mal ve hizmet üretim yeri
olmak üzere inşa edilen binalar ile parça parça satın alınıp monte edilen
iktisadi kıymetlere ilişkin yatırım indirimi istisnası, harcamaların
yapılmaya başlandığı yıldan itibaren uygulanır.
· Yatırım İndiriminin
Konusu ve Oranı ;
Yatırım
indiriminin konusu, mükelleflerin faaliyetlerinde kullanmak üzere satın
aldıkları veya imal ettikleri amortismana tâbi iktisadi kıymetlerin maliyet
bedelidir.
24.04.2003 tarihinden
önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgesi
kapsamındaki harcamalara ilgili belgede yazılı yatırım indirimi oranı
uygulanacaktır (GVK Geçici md 61). Ancak, 24.04.2003 tarihinden sonra bu
belgelere ilave edilen iktisadi kıymetlere ilişkin harcamalar için oran %40
olacaktır.
24.04.2003 tarihinden
itibaren, kullanılmak üzere satın alınan veya imal edilen amortismana tâbi
iktisadi kıymetlerin maliyet bedelinin %40’ı yatırım indirimi istisnasını
oluşturur.
Mükelleflerin eski ve
yeni uygulama ile ilgili olarak seçimlik hakları vardır. İsteyen mükellefler
24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım
teşvik belgeleri kapsamında, bu tarihten itibaren yaptıkları harcamalar için
yeni uygulamayı seçebilirler. Eski hükümler çerçevesinde yatırım indirimi
istisnasından yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın %19,8
oranında tevkifat yapılacaktır.
· Yatırım
İndirimi Hesaplanmayacak İktisadi Kıymetler (GVK md 19/4);
1. Bedeli 10.000 YTL’den (2005) az olan iktisadi kıymetler (iktisadi
ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler haddin aşılıp
aşılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alınır). Söz konusu
iktisadi kıymetlerin yenilenmesi halinde de yapılan harcamalar topluca göz
önüne alınarak belirlenen limit aşılırsa yatırım indirimine konu edilecektir.
2.
Yurt içinde veya yurt dışında daha önce kullanılmış olan iktisadi kıymetler
(yüzer havuzlar ile on iki yaşından küçük gemiler hariç).
3. Gayri maddi haklar ile ekonomik ömrü 5 yıldan daha kısa olan özel
maliyet bedelleri (yatırım indiriminden yararlanan iktisadi kıymetlerin
kullanılabilmesi için gerekli olan bilgisayar programları hariç).
4. Mal ve hizmet üretimi ile doğrudan ilgisi olmayan, alet edevat,
mefruşat ve büro demirbaşları.
5. Bedelsiz olarak iktisap edilen iktisadi kıymetler.
6. Satın alma suretiyle iktisap edilen veya inşa edilen binalar ( mal
ve hizmet üretim yeri olarak kullanılmak üzere inşa edilenler hariç).
7. Arazi veya arsalar.
8. Binek otomobili ve benzeri kara taşıtları, yat, kotra, tekne ve
benzeri motorlu deniz araçları ile uçak ve helikopter gibi hava taşıtları
(işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olanlar hariç).
9. Yurt dışındaki yatırımlarda kullanılmak üzere alınan iktisadi
kıymetler.
·
Yatırım İndiriminde Endeksleme ve Enflasyon Düzeltmesi;
24.04.2003
tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgelerine
konu yatırımlarla ilgili olarak yapılan harcamalar (teşvik belgelerine bu
tarihten sonra ilave edilen iktisadi kıymetler için yapılan harcamalar hariç)
harcamanın yapıldığı yıla ilişkin vergi matrahından kazancın yetersiz olması
nedeniyle indirilemezse, bu tutar izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen “Yeniden Değerleme Oranı”nda
arttırılarak dikkate alınacaktır.
Yatırım harcamalarının
yapıldığı yıldaki vergi matrahının tespitinde kazancın yetersiz olması
nedeniyle indirilemeyen istisna tutarı DİE Toptan Eşya Fiyatları Genel
Endeksinde meydana gelen artış oranında artırılarak dikkate alınır.
Örnek: Bir işletmenin
üretimde kullanmak üzere aldığı makinanın 2005 hesap dönemi sonundaki
düzeltilmiş değeri 100.000 YTL’dir. Bu işletmenin 2005 yılı kazancı 30.000
YTL’dir.Buradaki iktisadi kıymet için yatırım indirimi tutarı= 100.000 x %40=
40.000
2005
kazancı=30.000 è indirilemeyen 10.000 YTL tutarındaki yatırım indirimi
istisnası izleyen dönemlerde DİE Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde
meydana gelen artış oranında artırılarak dikkate alınacaktır. (Eski
hükümlerin geçerli olduğu yatırım indirimi uygulamasında devreden yatırım
indirimi tutarları yeniden değerleme oranıyla endekslenmeye devam
edilecektir.)
GVK’nun 19/3 üncü
maddesine göre, enflasyon düzeltmesi uygulanan dönemlerde, yatırım indirimi
istisnası tutarının hesaplanmasında amortismana tâbi iktisadi kıymetlerin aktife
alındığı hesap dönemi sonundaki düzeltilmiş değeri esas alınır.
GVK’nun 19 uncu
maddesine göre yatırım indirimi istisna tutarının tespitinde 01.01.2004
tarihine kadar yapılan harcamalar düzeltilmiş değerleriyle dikkate alınmaz.
Bu tarihten sonraki harcamalar düzeltmeye tâbi tutularak hesap dönemi sonunda
bu düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınacaklardır. (GVK Geçici md 65)
Enflasyon
düzeltmesinin uygulandığı yılda düzeltilmiş değer üzerinden yatırım indirimi
GVK’nun 19 uncu maddesi kapsamında geçerli olacaktır.
Geçici 61 inci ve 65
inci maddeye göre tercihlerini değiştirmeyen mükellefler yatırım indirimi
istisna tutarını belirlerken, enflasyon düzeltmesi uygulaması sonucu yatırım
indirimine konu olan iktisadi kıymetlerle ilgili olarak oluşan düzeltme
farklarını dikkate alamazlar.
Ancak, iktisadi
kıymetin aktife alındığı hesap döneminden önceki hesap dönemlerinde
gerçekleşen harcamalar, gerçekleştirildikleri dönem sonundaki düzeltilmiş
değerleri ile dikkate alınır. İzleyen dönemlerde enflasyon düzeltmesi
nedeniyle bu harcamalardan kaynaklanan farklar üzerinden yatırım indirimi
istisnası hesaplanmaz.
Gerçekleşen ancak
ilgili yılda kazancın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen yatırım
indirimi tutarları, izleyen yıllarda teşvik belgesi düzenleme tarihine göre ;
-
01.01.2004’ten itibaren---------TEFE oranında artırılarak endekslenir,
-
01.01.1998-31.12.2003 ---------Yeniden değerleme oranında artırılır,
-
01.01.1995-31.12.1997--------- 3 yılla sınırlı olarak endekslenir,
-
01.01.1995’ten önce------------- Endeksleme yoktur.
GVK’nun 19/5 inci
maddesine göre yatırım indirimi istisnasına konu iktisadi kıymetleri aktife
alındıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde elden çıkaran mükellefler bu
iktisadi kıymetlerle ilgili olarak yatırım indirimi istisnası uygulama
hakkını kaybederler. Bu durumda daha önce yararlanılan yatırım indirimi
istisnası için herhangi bir işlem yapılmaz.
Söz konusu iktisadi
kıymetlerin 2 yıldan sonra elden çıkarılması halinde, satan veya devreden,
yararlanamadığı istisna tutarından sonra da yararlanabilecektir. Yatırım
indiriminden kısmen faydalanılmış veya hiç faydalanılmamış iktisadi
kıymetleri satın veya devir alanlar istisnadan yararlanamaz. Ancak, inşaatı
devam eden binaların satın veya devir alınmasından sonra yapılan harcamalar
gerekli koşulların varlığı halinde (mal ve hizmet üretim yeri olarak inşa
etmek) satın veya devir alanlar tarafından yatırım indirimine konu
edilebilecektir.
Yatırım indirimi
istisnasına konu iktisadi kıymetlerin;
- 2
yıldan önce elden çıkarılması halinde, bu iktisadi kıymetlerle ilgili olarak
yatırım indirimi uygulama hakkı kaybedilir.
- 2 yıldan sonra elden çıkarılması halinde, satan veya devir eden
yararlanılmayan istisna tutarından satıştan sonra da yararlanmaya devam
edecektir.
- Yatırım indiriminden kısmen faydalanılmış veya faydalanılmamış
halleri ile satın veya devir alanların istisnadan yararlanması mümkün
değildir.
İnşaatı devam eden
binaların satın veya devir alınmasından sonra yapılan harcamalara, bina
yatırımları için gerekli koşulların sağlanması halinde satın veya devir
alanlarca yatırım istisnası uygulanacaktır.
24.04.2003
tarihinden önceki müracaatlara ilişkin olarak düzenlenmiş teşvik belgeleri
kapsamında yapılmakta olan yatırımlara ilişkin iktisadi kıymetlerin satış
veya devrinde kaldırılan GVK’nun Ek 5 inci maddesi geçerli olacaktır.
Bir vergilendirme
döneminde yararlanılabilecek yatırım indirimi istisnası önceki dönemlerden
devir eden; ancak, ilgili dönemlerdeki kazanç yetersizliği nedeniyle
indirilemeyen, cari dönemde gerçekleşen harcamalar üzerinden hesaplanan veya
öngörülen yatırım harcamalarından kaynaklanabilir. İstisna tutarının
tamamının kullanılamaması durumunda ilgili dönemde indirim konusu yapılacak
tutarın tespitinde;
-
Öncelikle, önceki dönemlerde yapılan harcamalar üzerinden hesaplanan ancak
kazancın yetersizliği nedeniyle cari döneme devir eden yatırım indirimi
tutarları,
- Daha sonra cari dönemde gerçekleşen yatırım harcamaları üzerinden
hesaplanan yatırım indirimi tutarları,
- Cari yılı takip eden yılda yapılması öngörülen yatırım harcamaları
üzerinden hesaplanan yatırım indirimi tutarları,
dikkate alınacaktır.
Bu sıraya uyulması,
yıllık beyanname üzerinden yararlanılan yatırım indirimi tutarlarını ve
kullanılmayarak devir eden yatırım indirimi tutarının kaynağını belirlemek
açısından önemlidir.
Birden fazla teşvik belgesi olması halinde aynı gruba giren yatırım indirimi
tutarları teşvik belgelerinin tarihine göre indirilir. Bir mükellefin hem
24.04.2003 tarihinden önce hem de bu tarihten sonra geçerli olan hükümlere
göre tespit edilen yatırım indirimi istisnası varsa; bunlardan hangisine
öncelik vereceğini mükellef belirleyecektir.
Yeni hükümlere tâbi olmayı seçen eski teşvik belgesi sahipleri ile 24.04.2003
tarihinden sonra yatırım yapan mükellefler bu tarihten itibaren yaptıkları
yatırım harcamaları için %40 oranında yatırım indirimi hesaplayacaklar ve
bunun üzerinden de tevkifat yapmayacaklardır. (Tevkifat kâr dağıtımı halinde
yapılacaktır.)
24.04.2003 tarihinden önce teşvik belgesi almış olup yeni hükümlere tâbi
olmayı seçmeyen mükellefler ise teşvik belgelerinde yazılı oranlarda yatırım
indirimi istisnası hesaplayacak ve bunun üzerinden de dağıtılsın dağıtılmasın
%19.8 oranında tevkifat yapacaklardır.
Mükelleflerin, yatırım indirimi dışında indirim ve istisnaları bulunması
halinde, önce diğer istisnalar sonra yatırım indirimi uygulanır. (187 seri
No.lu GVK Genel Tebliği)
b. OHAL Bölgesinde
ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde Kazanç İstisnası (4325 Sayılı Kanun)
Bu istisna 4325 Sayılı
Kanunun 3 üncü maddesi ile 01.01.1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
getirilmiştir.
4325 Sayılı Kanunun 3
üncü maddesinin a fıkrasında “23.01.1998 tarihi ile 31.12.2000 tarihi
arasında; OHAL bölgesi kapsamında sayılan illerde yeni işe başlayan gelir ve
kurumlar vergisi mükelleflerinin bu yerlerdeki işyerlerinde fiilen ve sürekli
olarak 10 veya daha fazla işçi çalıştırmaları şartıyla münhasıran bu
işyerinden elde ettikleri kazançları işe başlama tarihinden itibaren yatırım
dönemi dahil 5 vergilendirme dönemi gelir ve kurumlar vergisinden
müstesnadır” ibaresi yer alır.
Aynı maddenin b
fıkrasında ise, (a) fıkrasında belirtilen gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin anılan fıkradaki istisna süresinin sonundan başlamak ve
31.12.2007’de sona ermek üzere bu illerdeki işyerlerinde filen ve sürekli
olarak 10 ve daha fazla işçi çalıştırmak şartıyla münhasıran bu işyerinden
elde ettikleri kazançları üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergisinden
aşağıda belirtilen oranlarda indirim yapılır.
İndirim oranı ;
10 işçi
çalıştıranlarda
: %40
51 ve daha
fazla işçi
çalıştıranlarda
: %60’dır.
Ayrıca indirim oranı ;
11-50 (50 dahil)
arasında işçi çalıştıranlarda :%40 oranına her bir işçi için 0,5 puan
eklenerek bulunur.
2004 ve izleyen
yıllarda, elde edilen bu istisna kazançlar dağıtılırsa kâr dağıtımına bağlı
bir tevkifat yapılacaktır.
c. Türk
Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesi ve Devrinde Kazanç İstisnası
(4490 Sayılı Kanun)
4490 Sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile oluşturulan Türk
Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden elde edilen
kazançlar;
-
Faaliyetin gelir vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması
halinde gelir vergisine,
- Faaliyetin kurumlar vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil)
yapılması halinde kurumlar vergisine,
- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin devrinden elde
edilen kazançlar gelir ve kurumlar vergisine,
tâbi olmayacaktır.
İstisna edilen bu
kazançlara ilişkin olarak tevkifat yapılmayacaktır. 2003 ve izleyen yıllarda
elde edilen bu istisna kazançların dağıtılması halinde kâr dağıtımına bağlı
tevkifat yapılacaktır.
d. Teknoloji
Geliştirme Bölgelerinde Yazılım ve Ar-Ge’ye Dayalı Üretim Faaliyetlerinden
Elde Edilen Kazanç İstisnası (4691 Sayılı Kanun)
Teknoloji geliştirme
bölgelerinde faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin
münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge’ye dayanan üretim faaliyetlerinden
elde ettikleri kazançları, faaliyete başladıkları tarihten bağımsız olmak
üzere 31.12.2003 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.
İstisna edilen bu
kazançların dağıtılmaları halinde tevkifat yapılacaktır.
e. Serbest
Bölgelerde Elde Edilen Kazanç İstisnası (3218 Sayılı Kanun)
Serbest Bölgeler
Kanununun geçici 3 üncü maddesine göre; 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih
dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış
mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere,
gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir
veya kurumlar vergisinden müstesnadır.
İstisna, faaliyet
ruhsatlarında belirtilen süre ile serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerle
ilgilidir. Dolayısıyla serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin
bölge dışındaki işyeri, şube, kanuni veya iş merkezlerindeki faaliyetlerinden
elde ettikleri kazançlar istisna kapsamında değildir.
Ayrıca bu istisna serbest
bölgelerde yürütülen faaliyetlerden elde edilen kazançlara ilişkindir. Bu
nedenle serbest bölge içinde elde edilmiş olsa da faiz, repo vb. faaliyet
dışı gelirler istisna kapsamında değildir. Ancak bölgede yürütülen faaliyet
dolayısıyla oluşan alacaklara ilişkin kur farkı, vade farkı vb. gelirler
istisna kapsamındadır.
Serbest Bölgeler
Kanununun geçici 3 üncü maddesine göre; 06.02.2004 tarihine kadar (bu tarih
dahil) faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin serbest bölgelerde istihdam
ettikleri personele ödedikleri ücretler 31.12.2008 tarihine kadar gelir
vergisinden müstesnadır.
Serbest bölgelerde
imalat faaliyetinde bulunanların bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin
satışından elde ettikleri kazançlar, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam
üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna
kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnadan, serbest
bölgelerde yeni faaliyete geçen mükellefler ile faaliyet ruhsatlarında yer
alan sürenin dolmasıyla normal vergileme rejimine tâbi olacak mükellefler
yararlanabilecektir.
Üretim dışı
faaliyetler, serbest bölge dışında üretilen mal satışları, faaliyet
ruhsatlarında belirtilen alan dışında üretilen mal satışları, fason olarak
üretilen (serbest bölge içinde olsun olmasın) mal satışları dolayısıyla elde
edilen kazançlar istisna kapsamında değildir.
İmalatın belli
safhalarında dışardan fason hizmet satın alınması istisna uygulamasını
etkilemez (imalat faaliyetinin serbest bölgede yapılması şartıyla).
f. Tarım Satış
Kooperatif ve Birliklerine Tanınan Kurumlar Vergisi İstisnası (4572 Sayılı
Kanun)
4572 Sayılı Tarım
Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine göre, tarım
satış kooperatif ve birliklerinin elde etmiş oldukları bazı kazançlar ile
ortaklarının kooperatif veya birlik ile yapmış oldukları muameleler her türlü
vergi, resim ve harçtan istisna edilmiştir.
3.
İSTİSNALARLA İLGİLİ BAZI ÖNEMLİ DURUMLAR
· KVK’nun 8 inci
maddesinin son fıkrasına göre, “Kurumların kurumlar vergisinden istisna
edilen kazançlarına ilişkin ödemelerin kurum kazancından gider olarak
indirilmesi kabul edilmez.”
Buradaki giderler,
kazanç istisnası dışındaki istisnalar için geçerlidir. Bu tür giderler
istisna kazanç tutarını etkilemeyen giderlerdir;
- İştirak
kazancı elde edilmesi için yapılan giderler,
- Emisyon
kazancı elde edilmesi için yapılan giderler,
- Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından
yararlanmaya ilişkin olarak yapılan giderler v.b.
· Vergiden
istisna edilen bir kazanç öncelikle ilgili bulunduğu yıl kazancıyla sınırlı
olarak mahsup edilir. Ancak, hangi istisnaların dönem kazancından mahsup
edileceği, bazı istisnaların izleyen dönemlere devredilirken bazılarının
devredilememesi nedeniyle önem taşımaktadır;
1-Mahsup önceliği
bulunan kurumlar vergisi istisnaları: Bunlar ilgili yıl kazancının
yeterli olmaması halinde sonraki yıllara devredilebilirler. Bu istisnaların,
ilgili dönem kurum kazancının yetersiz olması veya zarar olması nedeniyle
yararlanılamayan kısmı geçmiş yıl zararları olarak devredilir ve izleyen
yıllarda yararlanılır. Bu gruba giren istisnalar kazanç istisnalarıdır;
- İştirak
kazançları istisnası
- Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden
doğan kazanç istisnası
- Rüçhan hakkı
satış kazancı ve emisyon primi istisnası
- Yurt dışı
inşaat, onarma, montaj ve teknik hizmetlerden sağlanan kazanç istisnası
- Eğitim, öğretim ve rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde
edilen kazanç istisnası
- Kurumların
yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançları ile şube kazançları istisnası
- İştirak hisseleri ve gayrimenkullerin 01.01.2005 tarihinden itibaren
satışından doğan kazanç istisnası
- Kurumların yurt dışı iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan
işyeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla elde edilen kurum kazancı istisnası
-Kalkınmada
öncelikli yörelerde kazanç istisnası
- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve
devrine ilişkin kazançlar
- Teknoloji
geliştirme bölgelerinden sağlanan kazançlar
- Serbest
bölgelerde elde edilen kazançlar
- Ar-ge
indirimi
- Diğer vergi
kanunlarınca indirilebilecek kazanç istisnaları
- Uluslararası
vergi anlaşmalarından doğan istisnalar
2- Kurum kazancının
yeterli olması durumunda uygulanacak indirim ve istisnalar :
- Risturn istisnası
- Bağış ve
yardımlar
- Sponsorluk
harcamaları
- Yatırım
indirimi
- Diğer
indirimler
· Geçmiş Yıl
Zararları ( KVK mük. md 14/1-a)
Geçmiş yıl zararları
kurumlar vergisinin tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca
gösterilmek üzere, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5
yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla kurum kazancından indirilebilir.
ÖRNEK :
1-Ticari bilanço kârı 2.000.000 YTL, 2-Kanunen kabul edilmeyen giderleri
100.000 YTL, 3-İştirak kazançları 150.000 YTL, 4-Emisyon primi kazancı 50.000
YTL, 5-Teknoloji geliştirme bölgesinde elde edilen kazancı 100.000 YTL,
6-Geçmiş yıl zararları 400.000 YTL olan bir firmanın kurumlar vergisi matrahı
nedir?
A-
İndirim ve istisna öncesi kurum kazancı (1+2)=2.100.000 YTL
B- İstisnalar (3+4+5)=300.000 YTL
C- Kâr (A-B)=1.800.000 YTL
D- Geçmiş Yıl Zararları=400.000 YTL
E- Kurumlar vergisi matrahı (C-D)= 1.400.000 YTL
· Yararlanılması
YMM tasdikine bağlı istisnalar
-
Yatırım indirimi istisnası,
- Gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazanç
istisnası,
- KVK md 8/4’te yer alan A Tipi yatırım fonlarının portföy
işletmeciliğinden doğan kazanç istisnası,
- OHAL bölgesinde ve kalkınmada öncelikli yörelerde elde edilen kazanç
istisnası.
Yukarıdaki
istisnalardan (yalnızca belli tutarları aşanlar) yararlanabilmek için YMM
tasdiki zorunludur.
YMM tasdik raporları
kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonundan itibaren 2 ay
içinde ilgili vergi dairelerine teslim edilmelidir.
Gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin
tasdiki için sözleşme düzenleyerek beyannamelerini tasdik ettiren mükellefler
ayrıca YMM tasdik raporu ibraz etmek zorunda değildirler.
|