YIL: 8

SAYI: 95

KASIM 2005

 

 

önceki

yazdır

 

 Talat SARAL

 

 

  

BAYAN MERKEL’İN ‘ÖZEL STATÜ’ TUZAĞINDA ISRARI


18 Eylül seçimlerinden muhtemelen  Almanya’nın yeni başbakanı olarak çıkacak Bayan Merkel’in  başını çektiği ve özellikle son Fransa ve Hollanda anayasa referandumlarının şok edici sonuçlarıyla AB’de giderek taraftar toplayan ‘özel statü’ nedir?  Bu konuda yakın zamana kadar bir açıklama yapılmamıştı.Yeni medya haberlerinden, bu modeli (aslında tuzağı) biraz  tanıyabildik. Sn. Merkel’in partisi muhafazakar CDU’nun Bavyera kolu ve daha da sağdaki CSU’nun bir ‘uzman’ milletvekili tarafından yapılan ön çalışmaya göre, bu projenin ana hatları şöyleymiş:

 

Bayan MERKEL’in ‘Özel Statü’sü: Öneri, Türkiye ile AB arasında Avrupa Serbest Ticaret Alanı (EFTA) benzeri bir Avrupa Ekonomik Alanı öngörüyor.Bu, AB ile tam üyeliğin altında, ancak mevcut gümrük birliğinin (GB) üstünde bir ilişki statüsü demek oluyormuş. Yeni modelin taslağa göre aşağıdaki kapsamı; hedefini ve bizim için neden yeni bir tuzak olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.

1.   GB’de olduğu gibi sanayi ürünlerinin dolaşımı/ticareti serbest olacak.

2.   Ancak tarımda serbest dolaşım için kısmi ve mutlak kısıtlamalar bulunacak.(Yani bazı

ürünler AB pazarına hiç giremeyecek, uygun ve gerekli görülenler ise sınırlı olarak girebilecek.)

3.    Mevcut GB dışında bulunan hizmet ticareti (hizmetlerin dolaşımı) tamamen serbest olacak.

4.   Sermayenin dolaşımı (ve doğal olarak karların transferi), halen olduğu gibi  serbest olacak.

5.   İşgücünün sebest dolaşımı olmayacağı gibi, Türklerin 3 aydan kısa süreli AB’ye seyahatleri

de vizeye tabi tutulacak.  

6.  Türkiye tek yanlı,  ‘milli’(!)  para birimi olarak  Avroyu seçebilecek. (Ne büyük lütuf!)

 

Modelin Türkiye İçin Anlamı: Yeni modelin bu yapı taşları Türkiye için ne anlam taşıyor? Kısaca değerlendirelim:

l.  GB’nin son  9 yılda bize (o da yalnızca dış ticarette) olan 184 milyar dolarlık ağır faturası  yetmiyormuş gibi, şimdi de bunu hizmetlerin serbest dolaşımına (yani bankacılıktan, sigortacılığa, ulaştırmadan iletişime, eğitimden sağlığa ve taahhütten turizme kadar çok daha geniş bir alana) yayacağız. Yani GB’yi daha da derinleştireceğiz. Bu alanlarda bizden çok daha güçlü olan AB sermayesi Türkiye’de istediği gibi at koşturacak. Tabii, milli girişimciliğimizi taşeron gibi kullanarak ve gelir düzeyi sınırlı Türk toplumunu, ithal malı cennetinde sürekli tüketime teşvik ederek çok daha fazla kazanmak için...

2.  Bun karşılık,  işgücü kozumuz ve bazı tarım ürünlerindeki önemli avantajlarımız tamamen elimizden alınıyor.  Sınırlı bazı tarım ürünlerinde ise ipler hep onların elinde olacak ve  ürün türlerini ve/veya standartlarını istedikleri gibi değiştirerek bize her zaman engel çıkarabilecekler.

3.  Kısacası; onların üstün olduklarına her alanda tam serbestlik ‘liberalleştirme’(!) adı altında getirilecek,  bizim avantajlarımıza ise, AB’nin çıkarları için hep kısıtlama ve engel çıkarma söz konusu olacak... Bu yeni bir tuzak değil de nedir?

4.  Tabii, bunca olan bitene ve özellikle 17 Aralık kararındaki dayatmalara rağmen,  AB hayallerimizi süsleyen; AB parlamentosunda temsil, veto hakkı ve fonlardan (nüfusa/ekonomik gelişmişliğe  göre) serbestçe yararlanma gibi konulardan taslakta hiç söz edilmiyor.

5.  Denilebilir ki ‘Fena mı, bu sayede AB’nin siyasi  kriter baskılarından ve bu bahaneyle her işimize sürekli karışmalarından kurtuluruz.’ İşin özünü bilmeyen bazı iyi niyetliler de bunu destekler görünüyor. Aslında tam bir ham hayal bu. Çünkü, AB’nin 17 Aralık  kararında (23. madde)  ‘Tam üye olamadığı takdirde Türkiye’nin mümkün olan  en sıkı şekilde AB’ye bağlanması ...’ mealinde, bizi bir kez daha küçük düşürücü (ve maalesef yine suskun kaldığımız) küstahça bir ifade yeralıyor. Nitekim, taslakta bu konu da  düşünülmüş olacak ki, bunu sağlayacak yeni organlar (ortak komisyon ve konsey ile karma parlamenter komisyonu) öneriliyor.

6.  Bu tuzak projenin içimizde de sessizce  propagandası artık yapılıyor ve ‘AB’ye üye  olamazsak  bu dünyanın sonu değil ‘ lafları şimdiden geveleniyor. Maksat, ne olursa olsun bizim AB kapısından ayrılmamamız ve ‘özel statü’ içinde, bizim AB’de değil, onların Türkiye’de imtiyazlı olacağı teslimiyetçi ilişkinin yine de sürdürülmesi... Peki, o zaman ‘Dış ticaretimizi ve ekonomimizi yıllardır esir alan GB belası  (ve onun siyasi faturası olan Kıbrıs açmazı) niye, ayağımıza sıktığımız bunca uyum  kurşunları neden, bunların ağır siyasi, ekonomik ve sosyal faturalarını kimler ödeyecek?..’ sorularını, hangi siyasi zevat, nasıl cevaplayacak?..

 

Sonuç: İşte size, Almanya’nın ‘Demir Leydi’si olacağı söylenen Bayan Merkel   ile onun Fransa ve Avusturya’daki kutsal müttefiklerinin dayattığı ‘özel statü’nün içyüzü... Son TV düellosunda da bunu savunan ve Sn. Schröder’e yenik düşen, hatta kamuoyu yoklamalarında liberallerle (FDP) oy toplamı %50’nin altına inmiş gözüken Bayan Merkel, yine de Türkiye karşıtlığını sürdürüyor. Acaba neden?Türkleri  kandırmayalım’ sözünde gerçekten samimi ise,  çözüm mutlaka özel statü tuzağı mı olmalı?..     

Büyük önder Atatürk’ün ana hedef olarak bize gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyini de aşmak için değil,  bize dayatılan şekilde ‘Batılı’ olmak için ve ekonomide trendler/pembe tablolar devam etsin,  borsada bir avuç oyuncu biraz daha köşeyi dönsün diyebu AB kara sevdasından ve birliğimizi-dirliğimizi büyük tehlikelere sürükleyen teslimiyetçi politikalardan  eğer kurtulamamazsak; AB ile 41 yıllık maceramızda şimdiye dek yaşadıklarımıza, yakın gelecekte çok daha yoğun olarak katlanmak zorunda kalacağız.

Asla unutmayalım; 3 Ekimde (şayet son anda bir yol kazası yaratılmaz ve şimdiye kadar çoktan yapılması gereken mevzuat taramasını aşırı uzatarak  ‘aç-kapa’ formülü uygulanmazsa),  AB ile klasik anlamda bildiğimiz bir müzakereye başlamayacağız, sadece onların sorgu odasına alınacağız. Üstelik, en az l5 sene sürecek bu cenderede, başta aşırı şımarık çocuk Rumların küstahlıkları olmak üzere,  her isteneni yapsak bile (ki o zaman Türkiye kalmaz), ‘özel statü’ dışında hiçbir ‘ödül’(!) de elde edemeden....

Varın siz beğenin: Kırk satır mı, kırk katır mı?..