YIL: 6
SAYI: 63
MART 2003
 

önceki

yazdır


Öğr. Gör. Ahmet FİDAN

 

 

DEĞİŞME ve GELİŞME  SÜRECİNİN  ÖRGÜTLER, YEREL YÖNETİMLER
ve BİR YEREL YÖNETİM  ÖRGÜTÜ OLAN BELEDİYELER ÜZERİNDEKİ  ETKİLERİ


 

Değişime karşı kör ve sağır olan insan, dijital düğmelere basan parmak ucu toplumunda tamtam çalmaktan öteye gidemeyecektir.  (A.E.F)

 

GİRİŞ

Teknolojik değişme ve farklılaşma anlamında gelişme akılları durdururcasına hızla yayılırken akademik sahada ve pratik hayatta uzmanlaşmanın hızla arttığı bir dönemde 'bilgi toplumu'nun gereği ister istemez bir değişim anaforunun içine çekiyor insanı.(1)

İnsanoğlu, ileriye doğru bir sıçrama hamlesinin içinde olmuştur var olduğu veya dünyaya teşrif buyurduğu günden beri. Yeryüzünde Allah'ın halifesi olan insanlar çoğunlukla çatışma içinde olmuşlar, azgınlık dönemi geçirmişler ve bu azgınlık dönemlerinde kendilerine elçiler gönderilmiş, kendileriyle çatışmışlar, karşısındakilerle çatışmışlar, kendi örgütü topluluğu dışındaki dünya ile çatışmışlar, tabiatla sürekli mücadele içinde olmuşlardır.

Bütün bunların yanında bütün bu çatışma ve savaşlara rağmen Yüce yaratıcının da kendilerine verdiği üstün akıl, düşünme ve temel bilgi sayesinde sürekli ama sürekli ilerlemişlerdir. Bütün bu çatışmalar çoğunlukla daha iyi bir yönetim vaad etme kaygısından ve azımsanamayacak kısmı da iktidar hırsından, gücün izhar edilme kaygısından kaynaklanmak tadır.

Bütün batılı kaynaklarda belirtilenin aksine, insanlık yaradılışında temel bilgilerle donatılmış olarak dünyaya gönderilmiştir. Yüce yaratıcı ilk olarak -ve peygamber olarak- dünyaya gönderilen Adem As'a temel bilgileri öğretmiş, dünyadaki varlıkların adlarını birer birer öğretmiştir. Tarihin batılı kaynaklarda avcılık toplayıcılık devirlerine paralel olan bir zamanda, Nuh As kendi zamanında yaşayan inananları, hayvanları ve bütün canlıları tufandan kurtaran bir gemi yapmıştır. Bu geminin avcılık ve toplayıcılık bilgileriyle yapıldığı elbette izah edilemez. Bu bilginin kaynağı her ne kadar ilahi/vahiy kaynaklı olsa da tarih öncesi devirlerde yapılan abideler, tapınaklar, anıtlar, sanat eserleri vb. kalıntılar bu fikrimizi  ispatlamaktadır.

21. yüzyıla girerken bütün dünya insanları beraberce barış içinde yaşamanın yollarını, dünyayı daha iyi yaşanabilir kılmanın çarelerini aramaya başlamışlardır. Bunun için, "Habitat ve "Gündem 21" gibi girişimlerde bulunulmaya başlanmıştır. Gündem 21  Rio Deklarasyonu’nda yer alan ilkelerin uygulama belgesidir. Yani gündem 21 ile dünya 21. yüzyıla hazırlanacaktır. Yerel yönetimlerle ilgili olarak ta "Yerel Gündem 21"ayrı bir alt faaliyet dalı olabilir. Gündem 21 eylem planının yerel düzeyde gerçekleştirilmesi için bir aşama olarak görülerek bu alandaki faaliyetler zincirinde ciddi bir yeniden yapılanma programının hazırlıkları yapılmaktadır.

Çağdaş gelişmeler sonucu ortaya çıkan "teknik devlet" "bilgi çağı" gibi kavramlar, klasik anlamda "siyasetçi"nin rolünü azaltmakta, kamu yöneticilerine, kamu politikalarının formüle edilmesinde daha fazla katılma imkanı sağlamaktadır.(2)

İkibinli yılların dünyasında, endüstri toplumundan bilgi toplumuna, işgücü ağırlıklı ekonomiden yüksek teknoloji ağırlıklı ekonomiye, ulusal ağırlıklı ekonomiden dünya ekonomisine, merkezi ağırlıklı yönetimden yerel yönetime, temsili demokrasiden daha katılımcı demokrasiye, planlı (merkezden) ekonomiden sosyal piyasa ekonomisine, devlet karşısında bireyin haklarının daha önemli hale gelmesine doğru bir yönelim yaşanacağı tahmin edilmektedir.

Bu -nispeten tahmini- süreçte, örgütler yerel yönetimler hususiyetle belediyeler de gelişme ve değişme sürecine bağlı olarak gerek örgüt yapılarında, gerek yönetim yapılarında, gerek bu örgütlerin birbirleriyle ilişkilerinde genel ve özel anlamda ciddi bir yerelleşme, demokratikleşme ve katılım olayını yapısallaştırmaktadır. Bu yapı bu gün için her ne kadar halen keyfilik taşısa da 21. yy'ın yönetim ve örgüt strüktürü bu çerçevede teşekkül etmiş olacaktır.

 

1 - DEĞİŞME VE GELİŞME KAVRAMI

Gelişme bir süreçtir. Zaman bağlamında; "ileri" veya "geri" toplumlar diye niteleyebileceğimiz, oysa bir kavram yanılmasından başka bir şey olmayan kültür ve/veya medeniyetler gerçekte bir farklılığın ürünüdür. "A" kültürü "B" kültüründen farklı zamanlarda görülmüş, farklı yaşam tarzları, farklı hukuksal düzenleri olabilir. İşte bize düşen bunları "ileri" veya "geri" diye nitelemekten çok "farklı kültürler" şeklinde müteala etmemizdir. Buradan neyi çıkarabiliriz? "Ben merkezli toplum"dan "ademimerkeziyetçi toplum modeline geçişin bir basamağıdır. (3)

Zaman süreci içinde tekerleğin bulunduğu asırda o tekerlek ne kadar pratik ise, günümüze göre de o tekerleğin yerini tutan araçlar aynı pratik öneme haizdir.

İşte asırlar önceki tamtam ve tamtamcıların yerini bu gün dijital düğmelere dokunan parmak ucu toplumu alıyor. Bu toplumda yaşamanın zaruriyeti gereği, bilgi düzeyini muhafaza edebilmek ancak hızla bilgi düzeyini artırmakla mümkün hale geliyor. Buna da "bilgi toplumunun standardı muhafaza edebilmesi mitosu" diyebiliriz.

Zaman içinde bulunduğumuz topluma ve onun ürünlerine yabancılaşma mamız için 21. yy'ın enfosfer ağında yolumuzu kaybetmememiz gerekiyor. Yoksa bu seyir içinde bu gelişmelere kör ve sağır kalan insan, dijital düğmelere basan parmak ucu toplumunda tamtam çalmaktan öteye gidemeyecektir.

 

1 - Değişme ve Gelişmenin Tanımı

Aslında değişme bir olay, gelişme ise, bu olaylardan müteşekkil bir süreçtir. Değişme dış çevreden veya bizzat iç yapıdan kaynaklanan bir sebepten dolayı farklılaşmadır. Gelişme ise, bütün bu değişmelerin zaman süreci içinde iyiye doğru bir açılımdır.

 

2 - Genel Manada Değişme ve Gelişme

Genel olarak değişme ve gelişmeyi toplumsal ve örgütsel değişme ve gelişmeye paralel olarak ele alırsak, tarım, sanayi öncesi ve sanayi sonrası ve bilgi toplumu olarak kendimize bir yön çizebiliriz. Her ne kadar sanayi öncesi (prekapitalist dönem) var olsa bile genel manada tarım toplumundan sanayi toplumuna kadar bir evreyi sanayi öncesi toplumu olarak adlandırmak yanlış olmasa gerektir.

Bu açıdan bu aşamalar gerek devlet yapılarında gerek örgütlenme biçimlerinde, gerek sosyal hayatta insanlarla ilgili her şeyi değişim anaforunun içine çekmektedir. Bütün bu evrelerle yani etkileyen, etkilenen ve bu etkileşime beşiklik eden zaman ve mekan kavramıyla birlikte olaya değişme ve gelişme süreci diyebiliriz.

 

II - DEĞİŞME ve GELİŞME  SÜRECİNİN ÖRGÜTLER, YEREL YÖNETİMLER ve BELEDİYELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Değişme ve gelişme sürecinden önce bu sürecin temelinde neler rol oynamıştır bunları öncelikle belirtmek gerekir. Bilgi ve teknolojik gelişmelerdeki ivme artmıştır. Araştırma geliştirme harcamaları ve buluş oranında artmalar olmuştur.

Buluşların uygulamaya konma süresi, haberleşme teknolojisinin gelişmesi ve evrenselleşmesi, globalleşme gibi etkenler bu sürecin temel dinamikleridir.Tüketici taleplerindeki hızlı değişmeler ve mal ve hizmetlerin ömrünün kısalması, otomasyon uygulamalarının yaygınlaşması, işletme girdilerinin değişmesi, rekabetin yoğunlaşması ve uluslarüstü işletmelerin ortaya çıkması bu değişme ve gelişme sürecinin bazı karakteristik sonuçlarıdır. (4)

 

1 - Değişme ve Gelişme Sürecinin Örgütler Üzerindeki Etkileri

Örgütler birer sosyal sistemdir. Bunun tabii bir sonucu olarak, dış çevreyle sürekli bir alışveriş içindedirler. Bu alışveriş, teknik ve mali kaynaklarda olduğu kadar beşeri kaynaklarda da söz konusudur. (5)

Günümüzde büyük ve etkin şirketlerin yönetimleri çok kozmopolit bir görünüm arz ediyor. Dünyanın dört bir tarafından gelmiş yöneticiler aynı şirket çatısı altında toplantılara katılıyorlar. (6)

Gelişme veya değişme sürecine modernite açısından bakıldığında; süreç daha çok bir zihniyet sorunuyla anlayış açmazı olarak görülür. Bu konuda Ömer Dinçer bir konferansında modernleşmeye şöyle bakıyor:

"Moderniteyi sadece teknolojiyi, üretim ve tüketim  sistemlerini ele alan bir yaklaşım olarak düşünmüyorum. Modernite öncelikle bir zihniyet sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu zihniyet sorununun bir uygulamasıdır bu teknolojik gelişmeler, üretim sisteminin oluşumu, ulusal devlet yapısının ortaya çıkması, merkezileşme ademi merkezileşme vb  Bunların hepsinin bir sonuç olduğunu ve uygulamaya yansıdığını görüyorum.". (7)

Sanayi sonrası toplumda ve ya bilgi toplumunda işletme yapıları esnekleşmiştir. Sanayi sonrası toplumun veya bilgi toplumunun diğer boyutlarındaki değişikliliklerine paralel olarak işletmeler daha esnek halde bir yapı kurmak zorunda kalmaktadırlar.

Bu açıdan, daha önceki merkezi devlet yapısı ve/veya örgüt yapısı hatta toplumsal yapı, merkeziyetten kaçışı, küçük işletmelere yönelişi, hem  siyasi yapıları, hem toplum yapısını etkilemektedir. Bu tür küçük örgütlerin koordinasyonuyla ve etkili bir şekilde yönetilmesiyle ortaya çıkmaya başlayan iktisadi değişme gelecek dönemde toplumda daha belirleyici olmaya başlayacaktır.

Örgüt yapısındaki yenilenme, örgüt içi yönetim ve ilişkileri yeniden yapılandırdığı gibi, dış çevre ile ilişkilerin de yeniden yapılanmasına yol açmaktadır. İşletmenin hızlı değişen yeniliklerle sürekli değişen çevresel değişkenlere uyumu, stratejik yönetimle, geleneksel yönetimin birleştirilme sini zorunlu duruma getirmiştir. Bilişim devriminin etkileri ile üretim zinciri kavramı önemini kaybetmiş, yerine iletişim ağlarıyla birbirine bağlı alt birimlere dayalı üretim şebekesinin benimsenmesi gündeme gelmiştir.

Oyunun kurallarının sürekli değişmesi işletmede çok hızlı davranmayı ve faaliyetlerin ince hesaplara dayanmasını gerekli kılmaktadır. (8)

İşletme içinde kaynakların yönetimi, yöntem geliştirme, öneri grupları oluşturma, beyin fırtınası toplantıları düzenlemek, toplam kalite yönetimi, zaman yönetimi gibi yeni yöntem ve uygulamalar önem kazanmıştır. Personele sorumluluk verme ve bireysel ödüllendirme ile başarı motivasyonu motivasyonunun  daha yoğun teşviki gündeme gelmiştir. Kısacası yeni işletme yönetiminde motivasyon, başarı yerelleşme, esneklik, dayanışma, sorumluluk ve katımım yeni gelişmeleri tanımlayan kavramlardır. (9)

Baştan beri vurguladığımız hızlı değişme ve gelişme kısmen küçülme yerinden yönetimi, yetki devrini, inisiyatif kullanmayı gerektirmiştir.

Kuruluş içindeki liderlik, rütbeden koparak, her defasında göreve bağlı olarak bir kişiden diğerine kayabilecektir.

Gelişme süreci, doğrusal olarak bakıldığında örgütler ve (yerel) yönetimler üzerinde, önemli bazı değişiklikler meydana getirmiştir.

 

 

TARIM  TOPLUMU

SANAYİ  TOPLUMU

BİLGİ  TOPLUMU

ENERJİ

 İnsan enerjisi, tabi enerji

Fosil yakıtlar (petrol-kömür)

Güneş, rüzgar, nükleer enerji

ARAÇLAR

 İnsan kasının kullanımı

Makina kullanımı

Bilgisayar ve elektronik araçlar

 

 

 

 

HABERLEªME

 Konuşma ve yazma

Basın, TV.

Elektronik araçlar, bilgisayar

ÖRGÜTLER

 Merkezci Küçük gruplar

Merkezi büyük örgütler

Ademi merkezi katılımcı örgütl.

ÜRETİM

 Tüketim  için üretim

Pazar için üretim

Tüketim için ve pazar  için üret.

SEKTÖR

 Tarım sektörü

Sanayi Sektörü

Hizmetler sektörü

TEMEL BİLİM

 Dinsel bilgi, cebir, geometri

Fizik, kimya

Kuantum fiziği, moleküler biy.

YÖNETİM

 Defakto hiyerarşik yönetim

Merkezi  yönetim

Katılımcılık, yerel yönetim

 

2 - Değişme ve Gelişme Sürecinin Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri

Yerel yönetim konusundaki kaynaklarda yerel yönetim iki türde ele alınır. Birincisi Siyasal Yerinden yönetim (daha çok federal devletlerde milli kimliğe sahip olmayan yerel birimlere tanınmış bulunan yarı özerk ya da özerk statüye dayanan bir yönetim biçimi) ve İdari Yerinden Yönetim (hizmet ve yer yönünden yerel yönetim) dir.

Yerinden yönetim, yerel yönetim, mahallî idare, adem-i merkeziyet, decentralizasyon kavramları aynı anlamda kullanılır. John Struart Mill ve Alexis de Tocqueville gibi ünlü düşünürlerin eserlerinde, yerel yönetimlerden "demokrasinin okulu" olarak söz edilmektedir.

Ancak burada, (her ne kadar moda düşünceye aykırı olsa da)  hemen şunu da belirtmek gerekmektedir ki, yerel yönetimler demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu söyleyemeyiz.

"Yerel yönetim, yerel topluluk üyelerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, ekonomik, sosyal ve kültürel zenginliğine ve refahına ilişkin yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri, genel yetki ile, kendi sorumluluğu altında ve yerel topluluğun yararları doğrultusunda yerine getiren; hiçbir ayrım gözetmeden insanı yerel demokrasinin temeli kabul eden; işleyişinde açıklığı, şeffaflığı insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçiren, yetkilerin yerel topluluğa en yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özerk ve demokratik bir yönetimdir.(10)

Yerel yönetim uygulaması, bireylerin demokrasinin tanımına uygun  yurttaş kimliği kazanmaları yolunda demokratik eğitim sağlayacaktır. Bu açıdan yerel yönetimlerin özü niteliğini taşıyan belediyeler de gerek sosyal yaşantı ve duyarlılık açısından, gerek ulusal düzeyde siyasal sisteme aktif veya pasif olarak katılma yönünde bir talimgah niteliği taşımaktadır. (11)

Yerel yönetim aktif yurttaşlığı geliştirir, yerel temsili ve katılımı sağlar, yerel kimliğin oluşmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur, yerel topluluk içinde birliktelilik, bütünlük, aidiyet ve dayanışma duygusunu geliştirir. (12)

 

2.1 - Değişme ve Gelişme Sürecinin Yerel Yönetimlerin Niteliği Üzerindeki Etkileri

Tarihten günümüze kadar, yönetim, yetki, görev ve hizmetlerin yapılması da bir aşama veya bir süreç dahilinde gerçekleşmiştir. Bu klasik devletin başlangıcında herşey kral, padişah veya hükümdar idi. Daha sonra devletler, (devletlerin sınırları, nüfusu) büyüdükçe yetkiler hükümdarın yanındakilere (bakanlara) devredilmeye başlanmıştır. Bu aşamada da artık kuvvetler ayrılığı tartışılmaya başlanmıştır. Kuvvetler ayrılığının tesisi merkezi hükümeti gündeme getirmiştir. Merkezi hükümet ağırlaşan, çeşitlenen farklılaşan ve yerelleşen birtakım hizmetleri etkin olarak yerine getirememeye başlamışlar ve gündeme yerel yönetimler girmiştir.

Buraya kadarki süreç yerel yönetimleri kaçınılmaz hale getirmektedir. Ancak ne var ki yerel yönetimler de farklılaşan, yerelleşen, karmaşıklaşan işleri tek başlarına çözme gücünü kaybettiklerini görmeye başladılar. Artık gündeme gönüllü kuruluşlar ( vakıflar, dernekler, sendikalar, klüpler, birlikler vb. kurumlar girmeye başlamıştır. Bu gönüllü kuruluşlarla birlikte (yerel) halk ta en doğal yerini almaya başlamıştır. Bu artık bir dönüm noktasıydı.

Merkezden yönetim sistemi, yasama, yürütme ve yargıya ilişkin tüm yetkilerin, diğer bir deyişle,kamu gücünün tamamının merkezi bir otoritede toplanması, her işin merkezden yönetilmesidir. Böyle bir sistemde, ister yerel düzeyde olsun,isterse ülke düzeyinde olsun, tüm kamu hizmetleri merkezde toplanır. Ve merkezi örgütler ya da merkezi hiyerarşiye dahil örgütlerce gerçekleştirilir.

Yerinden yönetim (ademi-merkeziyet) ise, yerel nitelikteki kamusal hizmetlerin, merkezin dışında, kamu gücüne sahip ve tüzel kişiliğe sahip yerel otoriletelerce yerine getirilmesidir.

Günümüz devletlerinde, özellikle 2000 li yıllarda mutlak anlamda yüzde yüz merkezden yönetim ya da tersi mümkün değildir. Ülkeler tarihsel gelişimleri ve yerel yönetim geleneklerine göre genel çizgileri ile merkezden yönetim ağırlıklı ya da yerinden yönetim ağırlıklı sistemi benimsemişlerdir. Yerinden yönetimin güçlü olduğu ülkelerde İngiltere ve İskandinav ülkelerini, merkezden yönetimin güçlü olduğu ülkelere Fransa, İtalya ve Türkiye'yi örnek gösterebiliriz.  (13)

Bu dönüm noktası daha önce siyasi olarak  oy kullanarak iradesini kullanan halkın dışında belki biraz daha gelişmiş ve/veya bilinçlen mi bir insan kütlesini ortaya çıkarmıştır. Bu açıdan artık 2000 li yıllarda yerel yönetimlerin fonksiyonu daha çok düzenleyici ve koordine edici olacaktır. Aynen daha önce merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere bir takım görevleri devretmesi gibi yerel yönetimler özellikle belediyeler ve kısmen il özel idareleri de görevlerini faaliyet alanlarını özel sektöre, gönüllü kuruluşlara ve/veya halka devretme veya terketmeye başlanılacaktır.

Bir yerel yönetim örgütü olan il özel idaresi iki binli yıllarda ya tamamen kaldırılacak, ya da -Türkiye'deki gibi-merkezi yönetimin yumuşatılmış şekli halinde  kalmak üzere şu anda merkezi yönetim tarafından yapılan hizmetlerin il özel idarelerine devredilerek kalması yoluna gidilebilir.

Bunun yanında köy yönetimlerinin ise, yine iki binli yıllarda kentlerden enformasyon ve iletişim sistemlerindeki gelişmeler neticesi kentin merkezkaç etkisi sebebi ile nükleer/çekirdek belediye yapılanmalarına gidilebilecektir. Bugünkü köy idareleri bu yapılanma için başlangıç zemini teşkil edecektir. Mahalle idareleri ise, kentlerde belediye örgütlerinin bir alt mahalli idare birimi oluşturulması yoluna gidilebilir.

 

2.2 - Değişme ve Gelişme Sürecinin Yerel Yönetimlerin Örgütsel Yapıları Üzerinde Etkileri.

Değişme ve gelişme sürecinde yerel yönetimler özellikle hizmet üretiminde daha çok koordineye yönelik olarak faaliyet gösterecektir. Bu açıdan yerel yönetimlerin örgütsel yapıları da buna uyumlu olarak daha çok hiyerarşik ve dikey örgütlenmelerden ziyade yatay örgütlenmelerin de önem kazanacağı bir yapıda olacatır.

İki binli yıllarda yerel yönetimlerin örgütsel yapıları daha fonksiyonel ve daha prodüktif olacaktır. Belediye örgütünde görülen bu yapı belediye personeline de yansıyacaktır. Belediyenin örgütsel yapılarındaki fonksiyonellik, personelin kararlara katılımının yanında hemşerilerin (beledî halkın da hizmet üretimine katılmalarını da gerektirir. (14)

İki binli yılların en önemli yerel yönetim birimi olan büyükşehirlerin özellikle Türkiye'de bir an önce "fiili" sınırları ile "hukuki" sınırlarının uyumsuzluğunun giderilmesi gerekmektedir. (15)

Yerel yönetimlerin örgütsel yapıları şimdiye kadar yerel yönetim başkanı, belediye başkanı, Vali, ve Muhtar'ın yanında düzenli olarak çalışan il daimi encümeni, belediye encümeni, ihtiyar heyeti gibi daimi organların yanında yılda belli takvimlerde toplanan il genel meclisi, belediye meclisi ve köy genel meclisinden oluşmaktaydı. Bundan sonra ise, yani iki binli yılların yerel yönetimlerinde yerel yönetimlerin örgütsel yapılarında meclisler daha öne çıkacak, bu meclislere katılım genişleyecek, halkın bu meclislere olan ilgisi daha da artacaktır.

Halkın bu katılımı sadece meclislere kararların üretilmesi aşamasında değil de hizmetlerin bizzat üretilmesi safhasında da kendini gösterecektir. Bunun yanında yerel yönetim personelinin de karalara ve hizmet üretimine aynı şekilde katılımında ciddi bir artış gözlenecektir.(16)

Verimlilik, her zaman yerel yönetimin temel amacı değildir. Yerel yöneticiler, hizmet sunumunu yalnızca azami verimlik açısından değil, belde halkının ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verici olma açısından da değerlendirmek zorundadırlar. (17)

 

3 - Değişme ve Gelişme Sürecinin Belediyeler Üzerindeki Etkileri

Değişme ve gelişme sürecinin yerel yönetimler üzerindeki etkisi açıklanırken, hususiyetle belediyeler kastedilmektedir. Ancak ne var ki belediyelerden ayrı olarak yerel yönetimlerin gelişme ve değişme sürecindeki vaziyeti belediyelere göre daha genel değişimleri ihtiva etmektedir.

Tabi ki burada il özel idareleri, köy/mahalle yönetimlerinin bu değişme ve gelişme sürecinde belediyelerden daha geride veya ikinci planda etkilendiğini de burada belirtmek gerekir.

Belediyelerin yönetim yapıları, nitelikleri,hukuksal ve idari sistemdeki yeri ve örgütsel yapıları da genel olarak yerel yönetimlerin gelişme ve değişme sürecinde maruz kaldıkları durumdan çok ta farklı değildir. Bu açıdan burada belediyelerin değişme ve gelişme sürecindeki etkilenimlerine ayrıntılı

olarak girmeye gerek görülmemektedir.

 

III- SONUÇ

Sürekli, düzenli, katlanarak hızlanan gelişme ve değişmeler sonucu ortaya çıkan "teknik devlet" "bilgi çağı" gibi kavramlar, klasik anlamda "siyasetçi"nin rolünü azaltmakta, kamu yöneticilerine, kamu politikalarının formüle edilmesinde daha fazla katılma imkanı sağlamaktadır.

İki binli yılların dünyasında, endüstri toplumundan bilgi toplumuna, işgücü ağırlıklı ekonomiden yüksek teknoloji ağırlıklı ekonomiye, ulusal ağırlıklı ekonomiden dünya ekonomisine, merkezi ağırlıklı yönetimden yerel yönetime, temsili demokrasiden daha katılımcı demokrasiye, planlı (merkezden) ekonomiden sosyal piyasa ekonomisine, devlet karşısında bireyin haklarının daha önemli hale gelmesine doğru bir yönelim yaşayacağı tahmin edilmektedir.

Bu -nispeten tahmini- süreçte, örgütler yerel yönetimler hususiyetle belediyeler de gelişme ve değişme sürecine bağlı olarak gerek örgüt yapılarında, gerek yönetim yapılarında, gerek bu örgütlerin birbirleriyle ilişkilerinde genel ve özel anlamda ciddi bir yerelleşme, demokratikleşme ve katılım olayını yapısallaştırmaktadır. Bu yapı bu gün için her ne kadar halen keyfilik taşısa da 21. yy'ın yönetim ve örgüt strüktürü bu çerçevede teşekkül etmiş olacaktır.

Modern dünyada ağırlık kazanan bir çok şeyden biri de yerel  yönetimler olmuştur. Yüzyıllardan bu güne, öne çıkan, referans gösterilen kavramlar ve   ideolojiler değişmiş, giderek yönetimde, ekonomide, bilimde sanatta vs. hür düşünce hür teşebbüs paralelinde bireyin ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Gerek devlet sistemi, gerek sosyal kurumlar, bu gelişmeler paralelinde dış sisteme karşı daha bağımsız daha özerk, iç yapısı olarak ta daha şeffaf ve daha demokratik hale gelmektedirler ve gelmek zorundalar da. Bütün bunların yanında genel anlamda bu kurumlar konfederasyonel bazda bütünleşme süreci içinde olmaları da ilk tezimizle tezat teşkil etmedikleri gibi bu yapıda birbirini güçlendirmektedir.

Dünya nüfusu giderek artmakta toplu iskan ve yerleşim alanları çok büyük organizasyonlar ve mükemmel bir altyapıdan sonra inşa edilme zorunluluğu söz konusu olmaktadır. Yani insanlar toplu  yaşamayı daha profesyonel hale getirmek zorundalar. Bu bağlamda da kent olgusuyla karşı karşıya kalmaktayız. Nüfusun artması, kentleşmenin artması, kentsel sorunları da beraberinde getirmektedir.

 

YARARLANILAN KAYNAKLAR

B. Reich, Robert; "Kültürel Yöneticiler" (Çeviren: Atilla Öztürk) Harvard Business Reviw, March-April, 1991.

Dinçer Ömer-Fidan, Yahya; İşletme Yönetimi, Beta Yayınları, İstanbul, 1996.

Dinçer Ömer; Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, (II. Baskı), İstanbul 1992.

Doğudan Batıdan, İstanbul, Büyük Şehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı yayınları,E İstanbul, kim -Mayıs, 1996.

Eren, Erol; Yönetim ve Organizasyon, Beta  Yayınları, İstanbul, 1993.

Erkan, Hüsnü; Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, 2. Baskı, İş Bankası Yayınları, Ankara, 1994.

Eryılmaz, Bilal- Şen, M. Lütfi, 2000'li Yıllara Doğru Türkiye'de Yerel Yönetimler, Müsiad Araştırma Raporları:5 Müsiad Yayınları, İstanbul 1994.

FİDAN, Ahmet, Belediyelerde İnsan Kaynakları Yönetimi, Yayınlanmış Y. Lisans Tezi, Mahalli İdareler Derneği yayınları, Ankara, 1997.

Fidan, Ahmet; "Tamtamlardan Parmakucu Toplumuna Değişim ve Kültür Anaforu" Eyüpsultan 1. Kitap ve Kültür Fuarı Bülteni, İstanbul, 1995.

Fukuyama, Francis; Tarihin Sonu mu? Rey yayınları, Kayseri

Geleceğin İstanbul'u (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı) Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1993.

Gürdoğan, E. Nazif; Kültür ve Sanayileşme, (II. Baskı), İz Yayıncılık, İstanbul, 1991.

Hanan, Mack; Yarının Rekabeti, Çeviren: Ziya-Eshar KÜTEVİN, İnkılap Kitabevi Yayınları, İstanbul, 1993.

Horgan, Drev - Emrealp, Sadun, Yerel Yönetimde Alternatif Hizmet Üretimi,  (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı), IULA -EMME Yayınları, İstanbul 1992.

Kurtulmuş, Numan; Sanayi Ötesi Dönüşüm,  İz Yayıncılık, İstanbul, 1996.

Özel, Mustafa; Stratejik Yönetim ve Liderlik, İz Yayıncılık, II. Baskı, İstanbul, 1995.

Toffler, Alvin; Üçüncü Dalga, Altın Kitaplar Yayınları İstanbul, 1996.

Toffler, Alvin; Power Shift, Knowledge, Vealth and Violence at the Edge of  21 st. Century, Bantham Books, New York, 1990.

Toffler, Alvin; Dünyayı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor? , İz yayınları, İstanbul.

Tuna, Yusuf; "Bilgi Toplumu ve Gelişmekte Olan Ülkeler" İlim ve Sanat, S: 41, İstanbul, 1996.

Türkiye'de Yerel Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi, Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1993.

Ünlü, Halil; Yönetimler Arası İlişkiler, (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı El Kitabı) (II. baskı)Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1994.

Yazıcıoğlu, Recep; "Yönetim Sistemimizin Yeniden Düzenlenmesi" Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, TODAİE Yayınları, C: 1 S: 3 Mayıs, 1992.

Yıldırım, Selahattin; Yerel Yönetim ve Demokrasi, (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı El Kitabı) Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1993.

 

 

(1) Fidan, Ahmet ; "Tamtamlardan Parmakucu Toplumuna Değişim ve Kültür Anaforu" Eyüpsultan 1. Kitap ve Kültür Fuarı Bülteni, İstanbul, 1995. Sh.5.

(2) ÜNLÜ, Halil; Yönetimler Arası İlişkiler, (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı El Kitabı) (II. baskı)Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1994, sh. 10

(3) Fidan, Ahmet ; "Tamtamlardan Parmakucu Toplumuna Değişim ve Kültür Anaforu" A.g.m. Sh. 5.

(4) Dinçer Ömer-Fidan, Yahya; İşletme Yönetimi, Beta Yayınları, İstanbul, 1996, sh. 56-57

(5) Dinçer; Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, (II. Baskı), İstanbul 1992.

(6) B. Reich, Robert; "Kültürel Yöneticiler" (Çeviren: Atilla Öztürk), Harvard Business Reviw, March-April, 1991.

(7) Doğudan Batıdan, İstanbul, Büyük Şehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı yayınları,E İstanbul, kim -Mayıs, 1996, sh. 64.

(8) Dinçer - Yahya; İşletme Yönetimi, sh. 65-66.

(9) Dinçer, Yahya; İşletme Yönetimi, sh. 66.

(10) YILDIRIM, Selahattin; Yerel Yönetim ve Demokrasi, (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı El Kitabı) Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1993, sh. 103

(11) FİDAN, Ahmet, Belediyelerde İnsan Kaynakları Yönetimi, Yayınlanmış Y. Lisans Tezi, Mahalli İdareler Derneği yayınları, Ankara, 1997, sh. 13

(12) Yıldırım Selahattin: Yerel Yönetim ve Demokrasi.  Age.,  Sh: 37.

(13) ÜNLÜ, Halil; Yönetimler Arası İlişkiler, (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı El Kitabı) (II. baskı)Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1994, sh. 20-21.

(14) Fidan, Ahmet, Age. sh. 192

(15) Geleceğin İstanbul'u (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı) Toplu Konut, IULA-EMME Yayınları, İstanbul, 1993, sh. 60.

(16) Fidan, ss: 60 -64

(17) Horgan, Drev - Emrealp, Sadun, Yerel Yönetimde Alternatif Hizmet Üretimi, IULA -EMME Yayınları, İstanbul 1992 (Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi Programı) sh: 44.